TASA a. (fars. fâse'den). 1. Bir kimseyi tedirgin eden, endişelendiren, üzen fikir; kaygı, dert: Hiçbir tasanız olmasın, ben her...
TASA a. (fars. fâse'den).
1. Bir kimseyi tedirgin eden, endişelendiren, üzen fikir; kaygı, dert: Hiçbir tasanız olmasın, ben her şeyi hallederim. Tasayı bırak, neredeyse gelirler.
2. Tasa çekmek, üzülmek, kaygı içinde olmak. || Tasa etmek, kaygıya tutulmak, kaygılanmak. || Tasamın on beşi, ona mı üzüleceğim, beni ilgilendirmez. || Tasası sana mı düştü? Seni ilgilendiren bir yanı yok, gereğini ilgilisi düşünsün.
1. Bir kimseyi tedirgin eden, endişelendiren, üzen fikir; kaygı, dert: Hiçbir tasanız olmasın, ben her şeyi hallederim. Tasayı bırak, neredeyse gelirler.
2. Tasa çekmek, üzülmek, kaygı içinde olmak. || Tasa etmek, kaygıya tutulmak, kaygılanmak. || Tasamın on beşi, ona mı üzüleceğim, beni ilgilendirmez. || Tasası sana mı düştü? Seni ilgilendiren bir yanı yok, gereğini ilgilisi düşünsün.
Kaynak: Büyük Larousse
Dualar - üzüntü ve Tasa Duası
TASA (TDK)
1 . kederli fikir durumu, kaygı, kaygı, gam: "Gazeteleriniz sürüm tasasına kapıldılar mı derhal İstanbul'un nabzını tutarlar."- F. R. Atay.
2 . ruh bilimi Tatminkar olmayan ya da tedirgin eden durumların ortaya çıkmasını önleyebilmede, güvensizlik içinde bulunulduğunda duyulan tedirgin edici duygu.
1 . kederli fikir durumu, kaygı, kaygı, gam: "Gazeteleriniz sürüm tasasına kapıldılar mı derhal İstanbul'un nabzını tutarlar."- F. R. Atay.
2 . ruh bilimi Tatminkar olmayan ya da tedirgin eden durumların ortaya çıkmasını önleyebilmede, güvensizlik içinde bulunulduğunda duyulan tedirgin edici duygu.
YORUMLAR