Türk Dil Bayramı nedir? Türk Dil Bayramı ne vakit ve ne nedenle kutlanır? Tarihçesi, mana ve önemi ile ilgili yazı. Bir ulusun dilini yitir...
Türk Dil Bayramı nedir? Türk Dil Bayramı ne vakit ve ne nedenle kutlanır? Tarihçesi, mana ve önemi ile ilgili yazı.
Mevzunun bu denli mühim olmasına karşın Selçuklu ve Osmanlı Döneminde bilhassa 16. yüzyıl ile 19. yüzyıl içinde Türk Dilinin ulusal bir dil olduğu unutulmuş, bilhassa yöneticiler ve son zamanların ilim ve sanat adamları tarafınca Farsça ve Arapçaya daha çok ehemmiyet verilmeye başlanmıştır. Bunun üstüne ilk kez Karamanoğlu Mehmet Bey 15 Mayıs 1277 tarihindeki ünlü buyruğunda;
“Bugünden sonrasında divanda, dergahta, barigahta, mecliste ve meydanda Türkçe’den başka dil kullanılmayacaktır.” diyerek tarihe geçmiştir.
Türkçe bu zamanda Anadolu’da halk içinde kullanılan yaygın bir dil olurken, daha sonraları Osmanlı Devleti’nin yönetim kesimini oluşturan; aydın, ulema ve saray çevresi resmi yazılarda ve sanat eserlerinde Türkçe, Arapça ve Farsça’dan oluşan her insanın kolay kolay anlayamayacağı bugün “Osmanlıca” ismi verilen yapma ve uydurma bir dil kullanılmaya itina gösteriyorlardı. bu dil öylesine suni ve yapma idi ki halk arasından hiçbir Osmanlıca temelli bir sanat eseri (mesela bir türkü) ortaya çıkmamıştır. Çünkü halk hiç bir zaman Osmanlıca dilini konuşmamıştır.
19. yy.’da Osmanlı Devleti’nin her alandaki gerileme ve çöküntüsü esnasında, bir grup aydın tarafınca Türkçe’nin sadeleşmesi ve bir devlet dili halini alması için çabalar harcanmıştı. Ünlü düşünürümüz Ziya Gökalp de;
Başka dile uymaz annemin sesi
Her sözün arasan vardır Türkçesi
diyerek Türkçenin ne denli varlıklı bir dil bulunduğunu anlatmaktadır.
Mustafa kemal atatürk’ün önderliğinde, genç cumhuriyetimizin kuruluşuyla beraber Türk kültürü ve Türk dili kendi alanında mühim atılımlar yapılmıştır. Eğitim ve kültürümüz öz kaynaklarımıza yöneltilirken, Türkçeye daha uygun yeni bir alfabe kabul edilmiş, böylelikle Tükçe okuma yazma daha acele öğrenilir ve kullanılır duruma gelmiştir. Arap kökenli alfabe Türk dilini kendi öz benliğine kavuşturmak, başka ülkelerin tesir alanından kurtarmak, aslen mevcud güzellik ve zenginliğini ortaya koymak için 12 Temmuz 1932’de Türk Dil Kurumu’nu kurdu. 20 Eylül 1932’de de “I. Dil Kurultayı” İstanbul, Dolmabahçe Sarayı’nda toplanarak bu alanda emekler yapmış oldu..
Türk Dil Kurumu’nun, Türkçenin kolay söylenir ve anlaşılır, varlıklı anlamlı bir dil olmasını sağlama çabalarına bizler cumhuriyet evlatları da Türkçeyi sevmiş olarak, bu sevgimizi de 26 Eylül günü kutladığımız her “Dil Bayramı” nda küçük oranda daha pekiştirip, yoğunlaştırarak katkıda bulunmalıyız. Günümüzde Türk Dil Kurumu dilimizle ilgili etkinliklerine devam etmektedir.
Büyük önderimiz Mustafa kemal atatürk, kuvvetli bir devlet için, kuvvetli bir dilin gereğine inandığından Türk diline ve bu mevzuda meydana getirilen çalışmalara fiilen katılmış, bu mevzuda da önderlik etmiştir. Mustafa kemal atatürk, türlü konuşmalarında dilin devlet ve cemiyet hayatındaki önemini ifade ederek bu mevzuda her Türk kişinin, üzerine düşen görevi yapmasını istemiştir.
Biz de Mustafa kemal atatürk’ün verdiği bu görevi; Türkçe’yi en iyi şekilde öğrenip, uygulayıp yaşatarak yerine getirmeliyiz. Türkçe’mize haiz çıkamaz isek vatanımıza da haiz çıkamayacağımızı hiç bir zaman unutmayalım.
YORUMLAR