Türkiye’de sosyolojiye katkısı olan sosyologlar kimlerdir? Ziya Gökalp, Prens Sabahattin ve Mübeccel Belik Kıray’ın sosyolojiye olan katkıla...
Türkiye’de sosyolojiye katkısı olan sosyologlar kimlerdir? Ziya Gökalp, Prens Sabahattin ve Mübeccel Belik Kıray’ın sosyolojiye olan katkıları.
Türk Sosyologların Sosyolojiye Katkıları
ZİYA GÖKALP (1875-1924)
Mehmet Ziya Gökalp’in düşüncesinin temelinde, Türk toplumunun kendine özgü ahlâki ve kültürel değerleriyle, Garp’dan almış olduğu bir takım değerleri kaynaştırarak bir senteze yetişme uğraşı yatıyordu. “Türkleşmek, İslamlaşmak, muasırlaşmak” diye özetlediği bu yaklaşımın kültürel öğesi Türkçülük, ahlaki öğesi de İslam’dı. Internasyonal kültürün yapıcı öğesinin ulusal kültürler bulunduğunu savundu. Garp’nın teknolojik ve bilimsel gelişmesini elde eden pozitif ilim anlayışını benimserken, dini, toplumsal birliğin sağlanmasında büyük rol oynayan bir unsur olarak değerlendirdi.
“Hars ve Uygarlık” adlı eserinde ise, “Medeniyetin internasyonal bir özellik taşıdığını söylerken, “hars’ın her milletin kendisine özgü bulunduğunu ortaya attı.
Toplumsal modeli, Emile Durkheim’in kuramsal temellerini kurduğu “dayanışmacılık” temelinde şekillendi. Bireyi temel alan liberalizm ve paracı toplumun derslik mücadelesiyle yıkılarak, sınıfsız toplumun kurulmasını hedefleyen Marksizm’e karşı; sınıfsal ayrımları değildir mesleki ayrımları öngören, mesleki örgütleri temel cemiyet birimi olarak kabul eden, meslek örgütlerinin dayanışmasıyla toplumsal huzurun sağlanabileceğini korumak için çaba sarfeden solidarizmde karar kılmıştır.
PRENS SABAHATTİN (1878-1948)
Le Play’in sosyolojik fikirlerini Türk toplumuna uyarlamıştır. Toplumu incelerken gözlem ve monografi yöntemine ehemmiyet verir. Bununla beraber Demolins’in (1852-1907) sosyolojik fikirleri onun fikirlerinin temelini oluşturmuştur. Demolins’in “Anglo-Saksonların Üstünlüğünün Sebepleri Nedir?” adlı kitabı onu etkilemiştir. Demolins, bu eserinde toplumları kamucu ve bireyci olarak ikiye ayırır. Prens Sabahattin, Osmanlı’nın geri kalma sebebinin kamucu cemiyet yapısı bulunduğunu, ilerleyebilmek için bireyci cemiyet yapısına geçmek icap ettiğini savunur.
Prens Sabahattin, Durkheim’cı cemiyet görüşünü benimseyen Ziya Gökalp’in merkeziyetçi fikirlerinin aksine “adem-i merkeziyetçi” bir anlayışla ferdin görüş ve davranışlarını şahsi özgürlüğü toplumsal çıkarın önünde tutmuş ve Türk sosyolojisinin iki ana geleneğinden birisinin öncüsü olmuştur.
Demolins’in görüşlerinden etkilenerek Osmanlı Devleti’nin de bir işyar devleti olduğu düşüncesine varan Prens Sabahattin, Osmanlı’yı işyar zulmünden kurtaracak, hususi girişimciliğe yer verecek, bireysel yeteneklerin gelişmesini sağlayacak bir eğitim sisteminin gerçekleştirilmesini devletin kurtuluş yolu olarak sundu. İngiltere örneğinden yola çıkarak burjuva sınıfının önemini altını çizdi ve Avrupa’daki şeklinde hususi teşebbüsün desteklenmesi ile burjuva sınıfının geliştirilebileceğini öngördü.
Saha emek harcamaları yapılmasında kendisinden sonrasında gelen sosyologları etkilemesi ve onlara bilgi birikimi elde etmiş olması açısından ehemmiyet taşır.
MÜBECCEL BELİK KIRAY (1923-2007)
Türkiye’de sosyolojinin kurumsallaşmasında mühim rol oynamıştır. 1964’te “Ereğli: Ağır Sanayiden ilkin Bir Sahil Kasabası” adlı monografik çalışmasını yayınlamıştır. Bu bir kasabanın süratli sanayileşme sonucu yaşamış olduğu toplumsal değişiklik sorunlarının işlendiği bir alan araştırmasıdır.
1970’e kadar Ege Bölgesi’nde gezim ile yerli halkın “dışa dönüklük” tutumu arasındaki ilişkiyi belirlemeye yönelik ve Türkiye’de kendi türünde “ilk” olma niteliği taşıyan bir saha emek harcaması yapmış oldu.
1968’de İzmir’de yapmış olduğu emek harcamalar “Örgütleşemeyen Şehir: İzmir” kitabında toplanmıştır. Bir çok alanda gerçekleşen farklılıklara karşın İzmir’in kafi, örgütlü kısaca çağdaş teknolojiye dayalı iş üretemediğini öne sürer.
Mübeccel Belik Kıray, Türk sosyolojisine bir çok saha emek harcaması ile hizmet vermiş mühim sosyologlarımızdandır.
YORUMLAR