Son Osmanlı padişahlarından olan V. Mehmet Reşat yaşamı ve süreci ile ilgili bilgilerin yer almış olduğu yazımız. V. Mehmet Reşat , Osmanl...
Son Osmanlı padişahlarından olan V. Mehmet Reşat yaşamı ve süreci ile ilgili bilgilerin yer almış olduğu yazımız.
V. Mehmet Reşat, Osmanlı padişahı (2 Kasım 1844 İstanbul – 3 Temmuz 1918 İstanbul). Padişahlık süreci: 1909-1918. Babası Abdülmecit, anası Gülcemal Kadınefendi’dir.
Sarayda eğitim görmüş oldu. Arapaça ve Farsçanın yanı sıra iyi bir din bilgisi aldı. Babası Abdülmecit döneminde rahat yaşadı. Amcası Sultan Abdülaziz döneminde de oldukça serbestti. Fakat II. Abdülhamit, kendisine rakip görmüş olduğu için, Mehmet Reşat’ı sanki saraya hapsetti. 31 Mart vakasının derhal arkasından, II. Abdülhamit’in tahttan indirilmesi üstüne, 27 Nisan 1909’da tahta çıktı.
Mehmet Reşat, 1909 Anayasası etrafında hükümdarlık etmeye çalıştı. Fakat ülkede karışıklıklar sürüp gitti. İttihat ve Terakki bu olaylardan sonrasında iktidarı eline aldıysa da hemen hemen devlet yönetecek tecrübe ve bilgiden yoksun olduklarından bir sürü işin üstesinden gelemediler. Mehmet Reşat’ın daha saltanatının birinci senesinde, peşpeşe ayaklanmalar başladı. Şark Anadolu’daki ayaklanmayı, Adana vakaları ve Arnavutluk ayaklanması izledi. Mitingler silahlı protestoya dönüştü. Fakat Osmanlı yönetimi Arnavutluk’a istediği serbestliği vermedi ve silahları topladı. Mehmet Reşat, Balkanlar’daki bu negatif gelişmelerin tesirini silmek için 1911’de bu mıntıkaya bir seyahat yapmış oldu. Osmanlı Devleti’nin içinde bulunmuş olduğu durumdan yararlanmak isteyen İtalya, 1911’de Trablusgarp’a asker çıkardı, Osmanlı Devleti, buradaki askerlerini, Yemen’deki bir ayaklanmayı bastırmak için buraya gönderdiğinden, İtalyanlar kolayca kıyıları ele geçirdiler. Fakat içlerinde Mustafa Kemal’in bulunmuş olduğu bir takım Türk subayları Trablusgarp’a gelmiş olarak İtalyanlara karşı kahramanca cenk verdiler. İtalya Trablusgarp’taki zor durumunu hafifletmek için Kızıldeniz ve Şark Akdeniz’deki bir takım kentleri bombaladı ve Çanakkale Boğazı önünde askeri gosteri yapmış oldu. Bir süre sonra da 12 Ada’yı işgal etti.
15 Ekim 1912’de İtalya ile Ouchy (Uşi) Antlaşması imzalanarak, cenk durumuna son verildi. Arnavutluk’ta silahlı çatışmalar tüm şiddetiyle sürerken, Arnavutlar bir sürü kenti ele geçirdiler. Ağustos 1912’de Üsküp’ün işgal edilmesi üstüne, devlet Arnavutlara belirgin bir özerklik vermeyi kabul etti. Fakat diğeri Balkan Ülkeleri, Arnavutluk’a ayrı bir devlet statüsü verilmesine karşı çıktılar. Osmanlı Devleti aleyhine bir ittifak yaparak, 30 Eylül 1912’de seferberlik duyuru ettiler. Karadağ, Yunanistan, Sırbistan ve Bulgaristan, tüm cephelerden Osmanlı Devleti’ne saldırıya geçtiler. Osmanlı Ordusu ağır yenilgilere uğradı. 5 Aralıkta toplanan Londra Konferansı’nda bir netice alınamadı. İttihat ve Terakki Fırkası, Babıali’yi basarak, yönetimini direkt ele aldı.
Mahmut Şevket Paşa sadrazamlığa getirildi ve tekrardan başlamış olan Balkan Savaşı esnasında, Edirne geri alındığı benzer biçimde, ele geçirdikleri toprakları paylaşamayan Balkan ülkelerinin birbirlerine düşmesi üstüne Mayıs 1913’te Londra Antlaşması imzalandı, Balkan Savaşı Osmanlı Devleti’nin ne kadar zayıf bulunduğunu ortaya koydu. Maliye Nazırı Cavit Bey, Avrupa devletlerine borçları erteletmek için ilişkilere giriştiği sırada Sadrazam Mahmut Şevket Paşa öldürüldü. Peşinden tümü ittihatçılardan oluşan bir hükümet kuruldu. Bu kabinede Talat, Cemal ve Enver paşalar, her yönüyle yönetimi ele geçirdiler.
Birinci Dünya Savaşı’na yol açan bunalımlar ortaya çıktı. Osmanlı Devleti bir oldu tamamlandı sonucu, Almanya’nın yanında kendini savaşın içinde buldu. İttihat ve Terakki Fırkası, Mehmet Reşat’ın tüm tesirini yok etmiş olduğu için, yaşlı padişah, gelişimleri seyretmekten başka bir şey yapamadı. 11 Ağustos 1914’te, Almanların Goeben ve Breslau adlı cenk gemileri İtilaf devletlerinin donanmalarının önünden kaçarak, Çanakkale’den Marmara’ya girince, Osmanlı Devleti, bu gemileri satın aldığını duyuru etti. Fakat bu gemiler kısa bir süre sonrasında Karadeniz’e çıkarak, Sivastopol Kenti’ni bombaladılar. Böylelikle İtilaf devletleri bu gelişimleri bir cenk sebebi sayarak, Osmanlı Devleti’ne cenk açtılar. Osmanlı Ordusu nerede ise tüm cephelerde başarı gösterdiyse de, sonunda Almanya’nın yenik düşmesiyle yenilmiş sayıldı.
Bu cenk, Osmanlı Devleti’nin sınırı olan olanaklarını iyice tüketti. Harp sona ermek suretiyle olduğu sırada, iyice yaşlanmış olan padişah, İstanbul’da öldü.
YORUMLAR