YADIRGAMAK g. f. 1. Bir şeyi, bir yeri yadırgamak, o şeye, o yere alışamamak, orada yabancılık çekmek, kendini orada yabancı duymak...
YADIRGAMAK g. f.
1. Bir şeyi, bir yeri yadırgamak, o şeye, o yere alışamamak, orada yabancılık çekmek, kendini orada yabancı duymak: Yatağını yadırgadığı için uyuyamadı. Taşınalı epey vakit olmasına rağmen bu evi hâlâ yadırgıyorum. Bir kenti yadırgamak.
2. Bir şeyi (soyut) yadırgamak, onu garip, alışılmamış, kabullenilmez bulmak: Bir toplumun geleneklerini göreneklerini yadırgamak. Bu düşüncemi çok yadırgadı.
3. Bir kimseyi yadırgamak, onu yabancı bulmak, ona alışamamak; çocuklardan söz ederken, ondan korkmak: Bu evladı daima yadırgadı. Sizi yadırgadı, onun için ağlıyor.
♦ yadırganmak edilg. f. Yabancı, garip, alışılmamış, acayip bulunmak: Bu davranışımın niçin bu kadar yadırgandığını hâlâ anlayamadım.
yadırgatmak ettirg. f. Bir şeyi yadırgatmak, bir kimsenin bir şeyi yadırgamasına yol açmak.
Kaynak: Büyük Larousse
1. Bir şeyi, bir yeri yadırgamak, o şeye, o yere alışamamak, orada yabancılık çekmek, kendini orada yabancı duymak: Yatağını yadırgadığı için uyuyamadı. Taşınalı epey vakit olmasına rağmen bu evi hâlâ yadırgıyorum. Bir kenti yadırgamak.
2. Bir şeyi (soyut) yadırgamak, onu garip, alışılmamış, kabullenilmez bulmak: Bir toplumun geleneklerini göreneklerini yadırgamak. Bu düşüncemi çok yadırgadı.
3. Bir kimseyi yadırgamak, onu yabancı bulmak, ona alışamamak; çocuklardan söz ederken, ondan korkmak: Bu evladı daima yadırgadı. Sizi yadırgadı, onun için ağlıyor.
♦ yadırganmak edilg. f. Yabancı, garip, alışılmamış, acayip bulunmak: Bu davranışımın niçin bu kadar yadırgandığını hâlâ anlayamadım.
yadırgatmak ettirg. f. Bir şeyi yadırgatmak, bir kimsenin bir şeyi yadırgamasına yol açmak.
Kaynak: Büyük Larousse
yadırgamak
(-i durum ekiyle kullanılan eylem)
(-i durum ekiyle kullanılan eylem)
- Kendine yabancı gelen bir hiç kimseye, duruma ya da şeye alışamamak, ısınamamak: "İçine paldır küldür yuvarlandığı bu curcunayı yadırgadı."- A. İlhan.
yadırgamak ingilizcesi
- to regard as a stranger; to find (sth) strange/odd
YORUMLAR