yakışıklı ödat Güzel, heybetli (adam): "Kumral bıyıkları ve ölçülü yüz hatlarıyla her zamanki kadar yakışıklıydı."- İ....
yakışıklı
ödat
ödat
- Güzel, heybetli (adam):
Dünyanın en yakışıklı erkeği kimdir?
Sizce Joe Jonas yakışıklı mıdır?
Yakışıksız
ödat
Yakışık almayan, uygunsuz, çirkin, münasebetsiz (tavır, hâl vb.):
"Bundan büyüğü pek yakışıksız olur."- T. Buğra.
Atasözü, deyim ve birleşik fiiller
ödat
"Bundan büyüğü pek yakışıksız olur."- T. Buğra.
Atasözü, deyim ve birleşik fiiller
- yakışıksız kaçmak
YAKIŞ a. Yakmak eylemi ya da biçimi.
Kaynak: Büyük Larousse
YAKIŞIKLI sıf. Davranışları, giyimi kuşamı hoş olan, göze hoş görünen bir adam için kullanılır: Yakışıklı bir erkek oyuncu.
Kaynak: Büyük Larousse
YAKIŞIKSIZ sıf. Yere, zamana uygun düşmeyen bir şey için kullanılır; çirkin, uygunsuz, münasebetsiz: Yakışıksız bir iddia. Yakışıksız bir davranış.
Kaynak: Büyük Larousse
YAKIŞIKSIZLIK a. Uygun düşmeyen, çirkin kaçan bir davranışın ya da bir durumun niteliği; uygunsuzluk.
Kaynak: Büyük Larousse
yakışık
isim
1 . Uygunluk, yaraşma.
2 . Yakışıklı delikanlı:
"Gene nerden geliyon / Mehlenin yakışığı."- Halk türküsü.
Atasözü, deyim ve birleşik fiiller
yakışık almak (ya da almamak)
isim
1 . Uygunluk, yaraşma.
2 . Yakışıklı delikanlı:
"Gene nerden geliyon / Mehlenin yakışığı."- Halk türküsü.
Atasözü, deyim ve birleşik fiiller
yakışık almak (ya da almamak)
yakışıklı
ödat
ödat
- (adam için) Güzel, heybetli:
Dünyanın en yakışıklı erkeği kimdir?
Sizce Joe Jonas yakışıklı mıdır?
YORUMLAR