Yaldız isim 1 . Eşyaya altın ya da gümüş görünüşü vermek için kullanılan, sıvı ya da yaprak durumundaki altın, gümüş ve bunların ta...
Yaldız
isim
1 . Eşyaya altın ya da gümüş görünüşü vermek için kullanılan, sıvı ya da yaprak durumundaki altın, gümüş ve bunların taklidi olan madde:
2 . Bu madde ile eşyalara meydana getirilen süs.
3 . (mecaz) Aldatıcı dış görünüş, göz boyama:
isim
1 . Eşyaya altın ya da gümüş görünüşü vermek için kullanılan, sıvı ya da yaprak durumundaki altın, gümüş ve bunların taklidi olan madde:
"Boya değil, altın yaldız vursan manda gözü benzer biçimde donuk duruyor."- B. Felek.
2 . Bu madde ile eşyalara meydana getirilen süs.
3 . (mecaz) Aldatıcı dış görünüş, göz boyama:
"Onun kibarlığı yaldızdan ibarettir."- .
Rüyada Yaldız Görmek
YALDIZ a.
1. Bir nesneyi, bir yüzeyi ince bir katman oluşturarak kaplayan altın, gümüş ya da bunlara benzer başka bir madde. (Bk. ansikl. böl. Süslem. sant.)
2. Bu maddeyle nesnelere meydana getirilen süs.
3. içyüzünün olumsuzluğunu, çirkinliğini gizleyen aldatıcı gözalıcılık, iyilik, çekicilik vb.: Onun tüm bu tavırları yalnızca birer yaldızdı.
—Ciltç. Yaldız demiri, üstüne stilize çiçek motifleri işlenmiş ve yaldız yapmakta kullanılan demir.
—Elektrotekn. Bilhassa kondansatörlerde iyi iletken bir kaplama oluşturabilen çok ince pirinç yaprağı.
—Matbaac. Yaldız makinesi, yaldızlama işini icra eden makine. (Bk. ansikl. böl.)
—Nymism. Yaldız altını, Venedik dukası örnek alınarak bastırılan osmanlı altınlarına verilen ad. (1477'de Fatih Sultan Mehmet tarafınca bastırılan ilk altınlara ayarlarının ve ağırlıklannın yüksekliği sebebiyle bu ad verilmişti. Yüz yıl kadar aynı ayar ve ağırlığını sürdürerek dolaşımda kalan bu altınlar, sonrasında değişime uğradı ve kıymet yitirdi.) [-> ALTIN, PARA.]
—Süslem. sant. Ezme yaldız, tezhip ve ciltçilikte kullanılan bir tür sulu yaldız. (Arapzamkının eritildiği suyun içinde, istenildiği seviyede altın varak ezilerek bir macun elde edilir. Bu maçın jelatinli su ile karıştırılıp fırça ile sürülür.)
—Teknol. Yaldız vurmak, altın varakları, yaldızlanacak yüzeyler üstüne iyice yapıştırmak.
—ANSİKL. Matbaac. ilk yaldız makinelerinden biri Hileli matbaacı Louis Danel tarafınca buluş edildi. üstüne renkli vernik baskısı hemen hemen yapılmış olan kâğıt, ilkin bronz tozu püskürten bir düzeneğin, sonrasında da verniğe yapışmayan tozları silen fırçaların altından geçer.
—Süslem. sant. Yaldız sanatı (Keltler'in uyguladığı varak altın kaplama ya da İ.Ö. III. yy.'dan başlayarak Çinliler, sonrasında da Sasaniler tarafınca kullanılan cıvayla altın kaplama), yunan-roma Antikça- ğı'ndan bu yana biliniyordu. Azca kıymetli metallerden meydana getirilen eşya ya da heykellere (Marcus Aurelius'un Roma'daki meşhur atlı heykeli yaldızlıydı) böylece daha varlıklı bir görünüm kazandırılıyordu. Bu yöntemlerin, bilhassa kaplanacak gerece bağlı olarak çok sayıda karmaşık çeşidi vardır. Sözgelimi varak altın kaplama metal yüzeylere, ısıtma, çiziktirme, yapıştırma kanalıyla, taş, alçı, yalancı mermer pişmiş toprak ve ağaç üstüne de su ya da yağ kullanılarak yapılır. Renk oyunlarıyla, parlak ya da mat yüzeylerle çeşitli görünümler elde edilir. Yakın zamanlara kadar aynı yöntemler, Yaşlı Plinius ya da keşiş The- ophilus (XI. yy.) tarafınca anlatıldıkları şekilde yüzyıllar süresince mühim bir değişikliğe uğramaksızın kullanılageldi. Ortaçağda yaldız, dinsel ve dindışı (Saint -Louis'nin yaldızlı gümüş tacı, XIII. yy., Louvre) kuyumculuk işlerinde, gotik su- nakarkalıklarında ve mobilyalarda (İtalya) çok kullanıldı. Deri üzerine yaldız ilkin mobilyacılıkta, XVI. yy.'dan sonrasında da ciltçilikte (bk. ciltç.) uygulandı. Ağaç üstüne yaldızlama, Louis XIV, Louis XV ve Louis XVI dönemleri mobilyacılığında çok revaçta bir yöntemdi. Bronz eşyalar için de aynı durum sözkonusudur (Boulle yapımı mobilyalar). XVIII. yy.'da, cıvayla altın kaplama yöntemi gelişiminin doruğuna erişti. XVIII. (Gouthiâre) ve XIX. (Thomire) yy.'larda yaldızlı bronz bir çok yapıt gerçekleştirildi. Buna karşılık XIX. yy.dan başlayarak ilkin daldırmayla altın kaplama, arkasından sınai yaldızlama çağını başlatan elektrolitik altın kaplama şekilleri yaygınlık kazanmıştır. Seramik alanında (fayans, porselen), geleneksel yaldızlama şekillerinde, kesilip bir yapıştırıcıyla tutturulan varak altından ve elde dövülerek ya da kimyasal çözünmeyle (ortalama 1780'den başlayarak) elde edilmiş toz altından yararlanılmaktaydı. Bazı yapımevlerinde hâlâ kullanılmakta olan bu yöntemler, geleneksel seramik sanatında giderek yerlerini hazır boya kullanımına ya da galvanoplastiye bırakmaktadır.
1. Bir nesneyi, bir yüzeyi ince bir katman oluşturarak kaplayan altın, gümüş ya da bunlara benzer başka bir madde. (Bk. ansikl. böl. Süslem. sant.)
2. Bu maddeyle nesnelere meydana getirilen süs.
3. içyüzünün olumsuzluğunu, çirkinliğini gizleyen aldatıcı gözalıcılık, iyilik, çekicilik vb.: Onun tüm bu tavırları yalnızca birer yaldızdı.
—Ciltç. Yaldız demiri, üstüne stilize çiçek motifleri işlenmiş ve yaldız yapmakta kullanılan demir.
—Elektrotekn. Bilhassa kondansatörlerde iyi iletken bir kaplama oluşturabilen çok ince pirinç yaprağı.
—Matbaac. Yaldız makinesi, yaldızlama işini icra eden makine. (Bk. ansikl. böl.)
—Nymism. Yaldız altını, Venedik dukası örnek alınarak bastırılan osmanlı altınlarına verilen ad. (1477'de Fatih Sultan Mehmet tarafınca bastırılan ilk altınlara ayarlarının ve ağırlıklannın yüksekliği sebebiyle bu ad verilmişti. Yüz yıl kadar aynı ayar ve ağırlığını sürdürerek dolaşımda kalan bu altınlar, sonrasında değişime uğradı ve kıymet yitirdi.) [-> ALTIN, PARA.]
—Süslem. sant. Ezme yaldız, tezhip ve ciltçilikte kullanılan bir tür sulu yaldız. (Arapzamkının eritildiği suyun içinde, istenildiği seviyede altın varak ezilerek bir macun elde edilir. Bu maçın jelatinli su ile karıştırılıp fırça ile sürülür.)
—Teknol. Yaldız vurmak, altın varakları, yaldızlanacak yüzeyler üstüne iyice yapıştırmak.
—ANSİKL. Matbaac. ilk yaldız makinelerinden biri Hileli matbaacı Louis Danel tarafınca buluş edildi. üstüne renkli vernik baskısı hemen hemen yapılmış olan kâğıt, ilkin bronz tozu püskürten bir düzeneğin, sonrasında da verniğe yapışmayan tozları silen fırçaların altından geçer.
—Süslem. sant. Yaldız sanatı (Keltler'in uyguladığı varak altın kaplama ya da İ.Ö. III. yy.'dan başlayarak Çinliler, sonrasında da Sasaniler tarafınca kullanılan cıvayla altın kaplama), yunan-roma Antikça- ğı'ndan bu yana biliniyordu. Azca kıymetli metallerden meydana getirilen eşya ya da heykellere (Marcus Aurelius'un Roma'daki meşhur atlı heykeli yaldızlıydı) böylece daha varlıklı bir görünüm kazandırılıyordu. Bu yöntemlerin, bilhassa kaplanacak gerece bağlı olarak çok sayıda karmaşık çeşidi vardır. Sözgelimi varak altın kaplama metal yüzeylere, ısıtma, çiziktirme, yapıştırma kanalıyla, taş, alçı, yalancı mermer pişmiş toprak ve ağaç üstüne de su ya da yağ kullanılarak yapılır. Renk oyunlarıyla, parlak ya da mat yüzeylerle çeşitli görünümler elde edilir. Yakın zamanlara kadar aynı yöntemler, Yaşlı Plinius ya da keşiş The- ophilus (XI. yy.) tarafınca anlatıldıkları şekilde yüzyıllar süresince mühim bir değişikliğe uğramaksızın kullanılageldi. Ortaçağda yaldız, dinsel ve dindışı (Saint -Louis'nin yaldızlı gümüş tacı, XIII. yy., Louvre) kuyumculuk işlerinde, gotik su- nakarkalıklarında ve mobilyalarda (İtalya) çok kullanıldı. Deri üzerine yaldız ilkin mobilyacılıkta, XVI. yy.'dan sonrasında da ciltçilikte (bk. ciltç.) uygulandı. Ağaç üstüne yaldızlama, Louis XIV, Louis XV ve Louis XVI dönemleri mobilyacılığında çok revaçta bir yöntemdi. Bronz eşyalar için de aynı durum sözkonusudur (Boulle yapımı mobilyalar). XVIII. yy.'da, cıvayla altın kaplama yöntemi gelişiminin doruğuna erişti. XVIII. (Gouthiâre) ve XIX. (Thomire) yy.'larda yaldızlı bronz bir çok yapıt gerçekleştirildi. Buna karşılık XIX. yy.dan başlayarak ilkin daldırmayla altın kaplama, arkasından sınai yaldızlama çağını başlatan elektrolitik altın kaplama şekilleri yaygınlık kazanmıştır. Seramik alanında (fayans, porselen), geleneksel yaldızlama şekillerinde, kesilip bir yapıştırıcıyla tutturulan varak altından ve elde dövülerek ya da kimyasal çözünmeyle (ortalama 1780'den başlayarak) elde edilmiş toz altından yararlanılmaktaydı. Bazı yapımevlerinde hâlâ kullanılmakta olan bu yöntemler, geleneksel seramik sanatında giderek yerlerini hazır boya kullanımına ya da galvanoplastiye bırakmaktadır.
Kaynak: Büyük Larousse
yaldız
isim
1 . Eşyaya altın ya da gümüş görünüşü vermek için kullanılan, sıvı ya da yaprak durumundaki altın, gümüş ve bunların taklidi olan madde:
"Boya değil, altın yaldız vursan manda gönü benzer biçimde donuk duruyor."- B. Felek.
2 . Bu madde ile eşyalara meydana getirilen süs.
3 . mecaz Aldatıcı dış görünüş, göz boyama.
isim
1 . Eşyaya altın ya da gümüş görünüşü vermek için kullanılan, sıvı ya da yaprak durumundaki altın, gümüş ve bunların taklidi olan madde:
"Boya değil, altın yaldız vursan manda gönü benzer biçimde donuk duruyor."- B. Felek.
2 . Bu madde ile eşyalara meydana getirilen süs.
3 . mecaz Aldatıcı dış görünüş, göz boyama.
yaldız ingilizcesi
- gilding, silvering; false decoration, veneer
Rüyada Yaldız Görmek
YORUMLAR