YAMAMAK g. f. 1. Bir giysiyi, bir şeyi yamamak, delinmiş, yırtılmış, aşınmış bir şeyi; delik, yırtık vb. bir yerini, üzerine yama k...
YAMAMAK g. f.
1. Bir giysiyi, bir şeyi yamamak, delinmiş, yırtılmış, aşınmış bir şeyi; delik, yırtık vb. bir yerini, üzerine yama koyarak onarmak: Bir pantolonu, dizlerini, dizdeki bir deliği yamamak. Yırtık çorapları yamamak.
2. Tkz. Bir şeyi bir hiç kimseye yamamak, bozuk, kusurlu bir şeyi, ona yutturmak ya da istenmeyen, negatif bir şeyi, bir durumu ona mal etmek: Bozuk radyosunu bizlere yamadı. Bu çirkin dedikoduyu ona yamamaya çalışıyor.
3. Tkz. Bir kimseyi bir hiç kimseye yamamak, istenmeyen kusurlu görülen bir kimseyi, bir başkasının başına sarmak, onunla evlendirmek: O antipatik kızını o yakışıklı oğlana yamamaya çalışıyor.
—Teknol. Yaldızcılıkta, bir altın varağın yeterince kalınca olmadığı yere bir parça koymak.
♦ yamanmak dönşl. f. Tkz. istenmediği halde bir kimsenin başına kalmak: Oğlana yamanmaya çalışıyor.
♦ yamanmak edilg. f.
1. Yırtığı üzerine bir parça koyularak onarılmak.
2. Tkz. Bir kimseninmiş şeklinde gösterilmek, ona maledilmek: Sonunda kabahat işçilere yamandı.
♦ yamatmak ettirg. f. Yamanmasını, yama ile onarılmasını sağlamak.
1. Bir giysiyi, bir şeyi yamamak, delinmiş, yırtılmış, aşınmış bir şeyi; delik, yırtık vb. bir yerini, üzerine yama koyarak onarmak: Bir pantolonu, dizlerini, dizdeki bir deliği yamamak. Yırtık çorapları yamamak.
2. Tkz. Bir şeyi bir hiç kimseye yamamak, bozuk, kusurlu bir şeyi, ona yutturmak ya da istenmeyen, negatif bir şeyi, bir durumu ona mal etmek: Bozuk radyosunu bizlere yamadı. Bu çirkin dedikoduyu ona yamamaya çalışıyor.
3. Tkz. Bir kimseyi bir hiç kimseye yamamak, istenmeyen kusurlu görülen bir kimseyi, bir başkasının başına sarmak, onunla evlendirmek: O antipatik kızını o yakışıklı oğlana yamamaya çalışıyor.
—Teknol. Yaldızcılıkta, bir altın varağın yeterince kalınca olmadığı yere bir parça koymak.
♦ yamanmak dönşl. f. Tkz. istenmediği halde bir kimsenin başına kalmak: Oğlana yamanmaya çalışıyor.
♦ yamanmak edilg. f.
1. Yırtığı üzerine bir parça koyularak onarılmak.
2. Tkz. Bir kimseninmiş şeklinde gösterilmek, ona maledilmek: Sonunda kabahat işçilere yamandı.
♦ yamatmak ettirg. f. Yamanmasını, yama ile onarılmasını sağlamak.
Kaynak: Büyük Larousse
yamamak
(-i durum ekiyle kullanılan eylem)
1 . Yama koyarak onarmak, yamalamak:
"Gemici yelkenlerini dizlerinin üstüne almış, yamıyorlar."- Halikarnas Balıkçısı.
2 . mecaz İstenmeyen kimse ya da şeyi birine mal etmek.
(-i durum ekiyle kullanılan eylem)
1 . Yama koyarak onarmak, yamalamak:
"Gemici yelkenlerini dizlerinin üstüne almış, yamıyorlar."- Halikarnas Balıkçısı.
2 . mecaz İstenmeyen kimse ya da şeyi birine mal etmek.
yamamak ingilizcesi
1. /ý/ to patch.
2. /ý, a/ to foist (someone, something) on (someone), palm (someone, something) off on (someone).
3. to patch; to pin on, to palm off (on)
1. /ý/ to patch.
2. /ý, a/ to foist (someone, something) on (someone), palm (someone, something) off on (someone).
3. to patch; to pin on, to palm off (on)
YORUMLAR