1 . Sallandığında minik bir hava akımı icra eden ve bilhassa yüzü serinletmeye yarayan, minik, katlanabilir, taşınabilir vasıta: &qu...
1 . Sallandığında minik bir hava akımı icra eden ve bilhassa yüzü serinletmeye yarayan, minik, katlanabilir, taşınabilir vasıta:
"Sarayında olduğu şeklinde başının üstünde uzun saplı yelpazelerin serinletici nazik havasını istermiş."- R. H. Karay.
2 . ödat Bu halde olan:
"Yelpaze merdiven."- .
3 . mecaz Çeşitlilik.
"Sarayında olduğu şeklinde başının üstünde uzun saplı yelpazelerin serinletici nazik havasını istermiş."- R. H. Karay.
2 . ödat Bu halde olan:
3 . mecaz Çeşitlilik.
Rüyada Yelpaze Görmek
Yelpaze, serinlemek ve hava akımı sağlamak için kullanılan katlanabilen ve katlanmayan türleri olan el aracı.
Katlanmayan yelpazeler durağan(durgun) bir yaprakla bir saptan oluşur. Katlanabilen yelpazelerin, bir uçlarından pimle birbirine tutturulmuş yassı minik çubukları vardır. Çubukların üzerine yelpazenin açılıp kapanmasına olanak verecek halde katlanan bir kumaş ya da kağıt yapıştırılmıştır.
YELPAZE a.
1. Katlanabilir, eklemli bir çerçeveye geçirilmiş kâğıt ya da kumaştan oluşan ve sallandığında hava akımı oluşturarak serinletmeye yarayan taşınabilir vasıta. (Bk. ansikl. böl. Sant.)
2. Şeyler yelpazesi, aynı türden ve belli sınırlar içinde çeşitlilik gösteren öğeler bütünü: Partiler yelpazesi. Fiyat yelpazesi.
—Ağ. yet. Bazı yollarda yol kenarına dikilen ağaçlara, tepe kısmı yol süresince genişletilip enine daraltılarak verilen şekil.
—Denize. Dümen yelpazesi, bir dümenin, dümen boğazından aşağıda kalan geniş yüzeyli kısmı. (Su ipçikleri bu yüzey üstüne tesir eder.)-
—Dilbil. Dinleyiciyle olan ilişkilerine ya da ele alınan mevzuya vb. nazaran, konuşucunun dil düzeylerini değişik halde kullanımı.
—Fişekç. Ateşlendiğinde bir yelpazenin çubukları şeklinde fişekler saçacak halde düzenlenmiş maytap kümesi.
—Graf. Eğriler yelpazesi yöntemi, grafiksel özelliklerin kullanıldığı görsel işleme yöntemi; bu yöntem, belirtilen karakterler zamana bağlı olarak değiştiğinde ve eğrilerin eğimi bazı değişikler gösterdiğinde, sütunları sıralı ve satırları sıralanabilir bir veri tablosuna uygulanabilir^ Geometrik [logaritmik] dizi halindeki bir ölçeğin kullanımı, eğrilerin yerlerini değiştirmeye ve anlamlı gruplar elde etmek için bu tarz şeyleri tekrardan sınıflandırmaya olanak verir.)
—Matbaac. Bir tür basımevi karakteri. Ci- cero'nun Mektuplarının basımında kullanıldığından Batı'da Cicero adıyla da bilinir.
—Nörol. DuprĞ yelpaze emaresi, ayak parmaklarının açılması. (Taban deri refleksi arandığında bir çok süre Babinski emaresiyle beraber ortaya çıkar.)
—Zool. Deniz yelpazesi, çalı görünüşündeki birçok knidli kolonisine (örn. Gorgonia) verilen ad.
♦ sıf. Yelpaze biçiminde olan.
—inş. Yelpaze basamak, sarmal ya da döner kollu bir merdivende dikdörtgen biçiminde olmayan basamak. || Yelpaze çerçeve, bir pencerede, ışınsal kayıtlı ve kavisli üst bölümün çerçevesi. || Yelpaze kemer kalıbı, destekleri açık bir yelpaze biçiminde yerleştirilmiş hafifçe kemer kalıbı.
—Mim. Yelpaze tonoz (ing. fan vault), İngiliz düşey gotik üslubunda sıkça görülen çok süslü bir tonoz türü (Gloucester katedrali avlusu, XIV. yy.'ın ikinci yarısı; Cambridge' deki King's College'in capellası, XV. yy.).
—Oto. Yelpaze mafsal, üstü açılabilir bir arabanın körüğünü taşıyan, alt bölümlerinden eklemli birçok demirden oluşan tüm. (Eşanl. üÇGEN MAFSAL.)
—ANSİKL. Dekoratif sant. Vunanlılar'ın ripls'i ve Romalılar'ın flabellum'u azca çok süslü bir sapa tutturulmuş lotus yapraklarından ya da tavus kuşu tüylerinden yapılırdı. Tavus kuşu tüyleri Ortaçağda da yelpazeleri süslemeye devam etti; aynı dönemde yelpaze yapımında parşömen kâğıdı da kullanıldı. Yelpazeler kemere minik bir zincirle tutturularak taşınıyordu; sapları kıymetli metal, fildişi ya da abanoz ağacındandı.
Japonyada bulunan, sonrasında Çinlilerde de benimsenen katlanır yelpaze Avrupa' ya XV. yy.'da Portekizliler tarafınca getirildi; ilkin ispanya ile Portekiz'de, sonrasında da Fransa'da yaygınlaştı. Buzağı tirşesinden, dantel ve kıymetli taşlarla süslü yelpazeler yapılmış oldu; Abraham Bosse çok güzel modeller çizdi. XVII. yy.'da yelpazeler alegorik ya da tarihsel resimlerle süslendi; yelpazenin altın çağı olan XVIII. yy.'daysa VVatteau ya da Boucher'den esinlenilerek pastoral resimler yapılmış oldu, louis XVI döneminde süslemeler bir çok kez yuvarlak çerçevelerin içinde yer alıyordu; Em- pire dönemindeyse eski, bilhassa Antik çağ esinli çiçekler ve süsler egemendi. 1850'den başlayarak yelpaze yapımcıları bundan önceki yüzyılın modellerini öykünmek ettiler.
XX. yy.'ın başlarında hanımefendilerin gece tuvaletinin bir parçası olmayı sürdüren yelpaze, Fransa'da Birinci Dünya savaşı'ndan sonrasında ortadan kalktı, ispanya'nın cenup kesiminde geçerliliğini korurken, Japonya'da geleneksel kılık kıyafetin bir parçası olmaya devam etti.
—Süsleme Yelpaze bir çerçeve ve bir yapraktan oluşur. Çerçeve ahşap, sedef, fildişi, amber vb.'den yapılır; çerçeveyi oluşturan yassı minik çubuklar bir uçlarından yatay bir eksenle (perçin) tutturularak yelpazenin başı'nı oluştururlar ve bu eksenin çevresinde dönebilirler. Baştan uzanan çubuklar tel taşıyıcıları olarak adlandırılır ve yelpazenin boğazı'nı meydana getirirler; çubukların yaprağı taşıyan üst bölümlerine de tel ya da uç denir. Çerçevenin iki dış çubuğu ana teller ya da sorguçlar3dır, yelpaze kapalı olduğunda yalnızca bunlar görünür. Yaprak, çerçeve tellerine yapıştırılan, katlanmış bir ya da iki parça kâğıt, kumaş (ipek, dantel) ya da çok ince deriden (kuğu, piliç derisi) yapılmıştır.
1. Katlanabilir, eklemli bir çerçeveye geçirilmiş kâğıt ya da kumaştan oluşan ve sallandığında hava akımı oluşturarak serinletmeye yarayan taşınabilir vasıta. (Bk. ansikl. böl. Sant.)
2. Şeyler yelpazesi, aynı türden ve belli sınırlar içinde çeşitlilik gösteren öğeler bütünü: Partiler yelpazesi. Fiyat yelpazesi.
—Ağ. yet. Bazı yollarda yol kenarına dikilen ağaçlara, tepe kısmı yol süresince genişletilip enine daraltılarak verilen şekil.
—Denize. Dümen yelpazesi, bir dümenin, dümen boğazından aşağıda kalan geniş yüzeyli kısmı. (Su ipçikleri bu yüzey üstüne tesir eder.)-
—Dilbil. Dinleyiciyle olan ilişkilerine ya da ele alınan mevzuya vb. nazaran, konuşucunun dil düzeylerini değişik halde kullanımı.
—Fişekç. Ateşlendiğinde bir yelpazenin çubukları şeklinde fişekler saçacak halde düzenlenmiş maytap kümesi.
—Graf. Eğriler yelpazesi yöntemi, grafiksel özelliklerin kullanıldığı görsel işleme yöntemi; bu yöntem, belirtilen karakterler zamana bağlı olarak değiştiğinde ve eğrilerin eğimi bazı değişikler gösterdiğinde, sütunları sıralı ve satırları sıralanabilir bir veri tablosuna uygulanabilir^ Geometrik [logaritmik] dizi halindeki bir ölçeğin kullanımı, eğrilerin yerlerini değiştirmeye ve anlamlı gruplar elde etmek için bu tarz şeyleri tekrardan sınıflandırmaya olanak verir.)
—Matbaac. Bir tür basımevi karakteri. Ci- cero'nun Mektuplarının basımında kullanıldığından Batı'da Cicero adıyla da bilinir.
—Nörol. DuprĞ yelpaze emaresi, ayak parmaklarının açılması. (Taban deri refleksi arandığında bir çok süre Babinski emaresiyle beraber ortaya çıkar.)
—Zool. Deniz yelpazesi, çalı görünüşündeki birçok knidli kolonisine (örn. Gorgonia) verilen ad.
♦ sıf. Yelpaze biçiminde olan.
—inş. Yelpaze basamak, sarmal ya da döner kollu bir merdivende dikdörtgen biçiminde olmayan basamak. || Yelpaze çerçeve, bir pencerede, ışınsal kayıtlı ve kavisli üst bölümün çerçevesi. || Yelpaze kemer kalıbı, destekleri açık bir yelpaze biçiminde yerleştirilmiş hafifçe kemer kalıbı.
—Mim. Yelpaze tonoz (ing. fan vault), İngiliz düşey gotik üslubunda sıkça görülen çok süslü bir tonoz türü (Gloucester katedrali avlusu, XIV. yy.'ın ikinci yarısı; Cambridge' deki King's College'in capellası, XV. yy.).
—Oto. Yelpaze mafsal, üstü açılabilir bir arabanın körüğünü taşıyan, alt bölümlerinden eklemli birçok demirden oluşan tüm. (Eşanl. üÇGEN MAFSAL.)
—ANSİKL. Dekoratif sant. Vunanlılar'ın ripls'i ve Romalılar'ın flabellum'u azca çok süslü bir sapa tutturulmuş lotus yapraklarından ya da tavus kuşu tüylerinden yapılırdı. Tavus kuşu tüyleri Ortaçağda da yelpazeleri süslemeye devam etti; aynı dönemde yelpaze yapımında parşömen kâğıdı da kullanıldı. Yelpazeler kemere minik bir zincirle tutturularak taşınıyordu; sapları kıymetli metal, fildişi ya da abanoz ağacındandı.
Japonyada bulunan, sonrasında Çinlilerde de benimsenen katlanır yelpaze Avrupa' ya XV. yy.'da Portekizliler tarafınca getirildi; ilkin ispanya ile Portekiz'de, sonrasında da Fransa'da yaygınlaştı. Buzağı tirşesinden, dantel ve kıymetli taşlarla süslü yelpazeler yapılmış oldu; Abraham Bosse çok güzel modeller çizdi. XVII. yy.'da yelpazeler alegorik ya da tarihsel resimlerle süslendi; yelpazenin altın çağı olan XVIII. yy.'daysa VVatteau ya da Boucher'den esinlenilerek pastoral resimler yapılmış oldu, louis XVI döneminde süslemeler bir çok kez yuvarlak çerçevelerin içinde yer alıyordu; Em- pire dönemindeyse eski, bilhassa Antik çağ esinli çiçekler ve süsler egemendi. 1850'den başlayarak yelpaze yapımcıları bundan önceki yüzyılın modellerini öykünmek ettiler.
XX. yy.'ın başlarında hanımefendilerin gece tuvaletinin bir parçası olmayı sürdüren yelpaze, Fransa'da Birinci Dünya savaşı'ndan sonrasında ortadan kalktı, ispanya'nın cenup kesiminde geçerliliğini korurken, Japonya'da geleneksel kılık kıyafetin bir parçası olmaya devam etti.
—Süsleme Yelpaze bir çerçeve ve bir yapraktan oluşur. Çerçeve ahşap, sedef, fildişi, amber vb.'den yapılır; çerçeveyi oluşturan yassı minik çubuklar bir uçlarından yatay bir eksenle (perçin) tutturularak yelpazenin başı'nı oluştururlar ve bu eksenin çevresinde dönebilirler. Baştan uzanan çubuklar tel taşıyıcıları olarak adlandırılır ve yelpazenin boğazı'nı meydana getirirler; çubukların yaprağı taşıyan üst bölümlerine de tel ya da uç denir. Çerçevenin iki dış çubuğu ana teller ya da sorguçlar3dır, yelpaze kapalı olduğunda yalnızca bunlar görünür. Yaprak, çerçeve tellerine yapıştırılan, katlanmış bir ya da iki parça kâğıt, kumaş (ipek, dantel) ya da çok ince deriden (kuğu, piliç derisi) yapılmıştır.
Kaynak: Büyük Larousse
YELPAZELEMEK g. f. Bir kimseyi yelpazelemek, yelpazeyle ya da herhangi bir araçla o kimsenin çevresindeki havayı hareketlendirerek onu serinletmek: Güneşe karşı yerde yatan yaralıları mendille yelpazelemek.
♦ yelpazelenmek dönşl. f. (Bir şeyle) yelpazelenmek, çevresindeki havayı hareketlendirerek kendi kendini serinletmek: Elindeki gazeteyle yelpazelenmek.
♦ yelpazelenmek dönşl. f. (Bir şeyle) yelpazelenmek, çevresindeki havayı hareketlendirerek kendi kendini serinletmek: Elindeki gazeteyle yelpazelenmek.
Kaynak: Büyük Larousse
YELPAZE
- Dümenin su içindeki en genis kismi
yelpaze ingilizcesi
- fan (held in and moved by the hand); flabellum.
- - kuyruk fantail, fan-shaped tail.
- - pencere fanlight.
- - tonoz fan vault.
yelpazelemek
(-i durum ekiyle kullanılan eylem)
(-i durum ekiyle kullanılan eylem)
- Yelpaze ya da bir başka nesne ile yel yapmak:
yelpazelemek ingilizcesi
- to fan
yelpazelenmek
(nesne almayan eylem)
(nesne almayan eylem)
- (kendini) Yelpaze ile serinletmek.
yelpazelenmek ingilizcesi
1. to be fanned.
2. to fan oneself.
1. to be fanned.
2. to fan oneself.
Rüyada Yelpaze Görmek
YORUMLAR