YIKICI sıf. Bir şeyin zarar görmesine, bozulmasına, yıkıma uğrayıp ortadan kalkmasına neden olan kimse ya da şey için kullanılır; ta...
YIKICI sıf. Bir şeyin zarar görmesine, bozulmasına, yıkıma uğrayıp ortadan kalkmasına neden olan kimse ya da şey için kullanılır; tahripkâr: Her şeye karşı koyan yıkıcı bir tutum. Yıkıcı bir eleştiri. Yıkıcı girişimler.
—Bot. Çok kuvvetli gelişmesiyle yeni bir topluluk oluştururken daha ilkin mevcud bir nebat topluluğunu yok eden bitkiye denir. (Sözkonusu nebat yeni topluluğun kurucusu sayılır.)
—Ed. iğneleyici, tehlikeli ve zararı olan bir yaklaşımda olan: Yıkıcı eleştiriler.
—Patol. Bir dokunun, bir organın tahribine niçin olana denir.
♦ a.
1. Devleti, toplumsal düzeni vb yıkmaya çalışan kimse; bölücü: Hükümeti devirmeye çalışan yıkıcılar.
2. Yıkımcı, yıkmacı.
—Bot. Çok kuvvetli gelişmesiyle yeni bir topluluk oluştururken daha ilkin mevcud bir nebat topluluğunu yok eden bitkiye denir. (Sözkonusu nebat yeni topluluğun kurucusu sayılır.)
—Ed. iğneleyici, tehlikeli ve zararı olan bir yaklaşımda olan: Yıkıcı eleştiriler.
—Patol. Bir dokunun, bir organın tahribine niçin olana denir.
♦ a.
1. Devleti, toplumsal düzeni vb yıkmaya çalışan kimse; bölücü: Hükümeti devirmeye çalışan yıkıcılar.
2. Yıkımcı, yıkmacı.
Gösterim: 20
Boyut: 20.4 KB" style="max-width:100%;margin: 2px;"/>
Boyut: 20.4 KB" style="max-width:100%;margin: 2px;"/>
Kaynak: Büyük Larousse
Savaşlar yapıcı mıdır, yoksa yıkıcı mıdır?
Selin yıkıcı olmasında insanların su yataklarına yakın yerleşmelerinin tesiri nedir?
YIKICILIK a Bir şeyi yıkma, yok etme, bozma; yıkan, bir ş^i bozup yok eden bir kimsenin, bir şeyin özelliği: Yıkıcılık propagandası yapmak. Bölücü bir grubun yıkıcılığını özetleyen bir film.
Kaynak: Büyük Larousse
yıkıcı
ödat
1 . Bir şeyin zarar görmesine, bozulmasına, yok olmasına, ortadan kalkmasına neden olan, tahripkâr:
"Elinden geldikçe iyilik eyle / Hatıra dokunup yıkıcı olma."- Karacaoğlan.
"O yıkıcı bozgunun sebeplerini öğrenmeye büyük ehemmiyet verdi."- F. R. Atay.
2 . isim Yıkmacı:
"Eski evlerimiz yandı, yıkıldı. Biz onlar içinde yaşayamaz olduk, alıcı çıkınca yıkıcılara sattık."- H. C. Yalçın.
"Yıkıcıların yukarılardan indirilip yığdıkları ağır mermerler..."- R. N. Güntekin.
ödat
1 . Bir şeyin zarar görmesine, bozulmasına, yok olmasına, ortadan kalkmasına neden olan, tahripkâr:
"Elinden geldikçe iyilik eyle / Hatıra dokunup yıkıcı olma."- Karacaoğlan.
"O yıkıcı bozgunun sebeplerini öğrenmeye büyük ehemmiyet verdi."- F. R. Atay.
2 . isim Yıkmacı:
"Eski evlerimiz yandı, yıkıldı. Biz onlar içinde yaşayamaz olduk, alıcı çıkınca yıkıcılara sattık."- H. C. Yalçın.
"Yıkıcıların yukarılardan indirilip yığdıkları ağır mermerler..."- R. N. Güntekin.
yıkıcı ingilizcesi
- destructive, devastating; subversive; knacker
yıkıcılık
isim
isim
- Bozup yok etme durumu.
yıkıcılık ngilizcesi
- vandalism
Savaşlar yapıcı mıdır, yoksa yıkıcı mıdır?
Selin yıkıcı olmasında insanların su yataklarına yakın yerleşmelerinin tesiri nedir?
YORUMLAR