Yüceltme (Sublimasyon) Nedir ? (Özet) Toplumsal açıdan baskı altında tutulan bazı güdüler (cinsellik şeklinde) direkt doyuma ulaşamazlar. Sa...
Yüceltme (Sublimasyon) Nedir ? (Özet)
Toplumsal açıdan baskı altında tutulan bazı güdüler (cinsellik şeklinde) direkt doyuma ulaşamazlar. Sadece toplumca benimsenebilecek ve onay kazanacak şekilde ortaya çıkarak doyum bulabilirler. Fert kendinde meydana gelen hayal kırıklığını, toplumun onayını alan davranışlarla giderebilir. Mesela; Goya’nın meşhur aşkını “Çıplak Maya†tabiosuyla ebedîÂleştirmesi şeklinde. Doygunluk edilmeyen arzu ve isteklerin edebî bir eserle ya da müzik, fotoğraf şeklinde sanat alanlarına önem vererek doyuma ulaştırılması bir yüceltmedir.
Yüceltme (Sublimasyon) Nedir ? (Detay)
İdeal bir insan var olsaydı yukarıda bahsetmiş olduğumuz müdafa düzeneklerinden asla birisini kullanma ihtiyacı hissetmezdi. İdeal bir insanoğlunun tek bir müdafa düzeneği olmalıydı; bunun adı da yüceltmedir. Yüceltme, şuur haricinde haz arayan dürtülerin hedefe doğru önem vererek ego yardımıyla gerçekliğe ve süperegoya uygun bir halde boşalım yolunun bulunmasının temin edilmesidir. Bağımsızlığını ve özerkliğini kazanmış her bir fert beğenilmek ister, başkalarından değişik olmak, güç ve iktidar sahibi olmak ister ve bu güç ve iktidarı sonuna kadar muhafaza etmek ister. Bu tarz şeyleri yaparken binlerce, bir ihtimal milyarlarca talep yola koyulur. Her insanın dürtüsünün serbestçe aktive olduğu ve uygulanabildiği bir ortamda bir tek kaos, düzensizlik ve acı meydana gelir.
İnsanlar beraber yaşayacak ve bir uygarlık oluşturacaklarsa dürtülerine bir biçim vermek, onları belirli süre dilimlerinde, belirli mekânlarda, belirli çerçevelerde doyum edebilir hale getirmek zorundadırlar. En temel dürtümüz yiyecek ve içmek dürtüsüdür. Dünyadaki her insan yer ve içer sadece yeme ve içmenin zamanı, zemini, usul ve şartları vardır. Bu tarz şeyleri yerine getirerek yiyecek ve içmek yüceltme mekanizması iken, hırsızlıkla, hainlikle ve saldırganlıkla bu ihtiyacı gidermeye çalışmak yüceltmenin tam tersidir. Bebeğe öncelikle iyi mi ve ne şekilde yiyeceği öğretilir. Şu demek oluyor ki yüceltme mekanizmasının ilk şekilleri verilir.
İkinci temel dürtü cinsel dürtülerdir. Dünyadaki insanların büyük çoğunluğu cinsel dürtülerini doyum ederler; bu oldukça organik bir şeydir. Bu tatminin süreci, şartları ve çerçevesi evrensel kurallarla ve kültürel öğelerle belirlenmiştir. Bu çerçeveye riayet edilerek meydana getirilen cinsel doyum süreci, cemiyet tarafınca onanır, takdir edilir hatta taltif edilir. Caddede giden genç kıza ilgi duyan delikanlı caddede onunla cinsel bir beraberlik yaşamak isterse ve buna yönelirse cemiyet tarafınca ağır şekilde cezalandırılır. Aynı delikanlı o kızı ikna edip kültürel çerçeveye uygun bir evlilik ilişkisi oluşturursa aynı cinselliği daha uygun şartlarda daha uygun imkânlarla yapar ve bunun karşılığında toplumdan takdir hatta taltif görür.
Temel dürtülerimizden birisi de saldırganlık dürtüsüdür. Bireysel varoluşumuzu engellemiş olan her türlü engel bizde hiddet ve kızgınlık yaratır: �Öfke baldan tatlıdır.� Öfkeyi boşaltmak kendi başına doyum yoludur: Dürtü boşalım olur. Kızdığımız, öfkelendiğimiz birisine öfkemizi boşaltmak, onu yaralamak hatta öldürmek cemiyet tarafınca yasaklanmıştır. Bu şekilde bir eylemi gerçekleştirdiğimizde hapisten idam cezasına kadar ağır bedeller ödemek durumda kalırız. Biyolojik ya da ruhsal yapımız kaynaklı yoğun kızgınlık ve hiddet duygularına sahipsek boks sporunda sporcu olabilir, askerde hususi timde vazife alabilir ya da polis teşkilatında sorgu yapabiliriz. Bu durumlarda anarşisti yakalayabilir ya da teröristi öldürebiliriz. Üzerine üstlük bizlere madalya verilir ya da ekstradan ikramiye alırız. Öldürme fiilini sokakta gerçekleştirdiğimizde cemiyet bizi cezalandırır.
Güç ve iktidar sahibi olmak hepimizin arzusudur. Kaba kuvvete başvurup, sokak kabadayılığı yapar ve mafya örgütlenmesine gidersek bu güç ve iktidar arayışı yasal bir zeminden uzak kalır; cemiyet bu şekilde bir yönelime giren şahsa ağır karşılık ödetir. İnsanları yönetmek ve yönlendirmek, insanoğlu üstünde güç ve iktidar sahibi olmak istiyorsak, toplumun öngördüğü hiyerarşik basamaklardan aşama aşama geçmek zorundayız. Askeri okulları bitiren başarı göstermiş bir komutan, genelkurmay başkanı olarak bir orduyu yönetebilir. Siyasete girerek seçmenin karşına geçip seçmeni ikna edebiliriz ya da başbakanlığa talip olarak o makamı hak ederek ülkeyi yönetiriz. Ticarete atılarak para kazanır, fabrikalar açar, binlerce işçiye ekmek kapısı sağlar, ekonomik gücümüzün getirisini gururla taşıyabiliriz. Bilime ve sanata yönelir, güç ve iktidarımızı o alanlarda oluşturarak hem beğenilme duygumuzu hem de güç ve iktidarımızı toplumun onayladığı ve kıymet verdiği bir alanda oluşturabiliriz. Bireyler, yukarıda bahsettiğimiz tüm alanlarda, toplumun göstermiş olduğu yollardan, primitif dürtülerini olgunlaştırarak doyum etmektedirler. Bu şekilde bir toplumda bireyler hedeflere yönelecekler, belirli bir emek harcayacaklar ve egolarının kuvvetli denetimleri yardımıyla dürtülerini boşalım etme imkânı bulabileceklerdir. Tüm bu durumlar yüceltme müdafa düzeneğinin ürünü olarak ortaya çıkmaktadır.
YORUMLAR