Türk şairi ve sofisidir (1238-1320). Anadolu'nun derhal her yöresinde ayrı bir mezarı bulunan Yunus Emre'nin yaşamı hakkında kati ve...
Türk şairi ve sofisidir (1238-1320). Anadolu'nun derhal her yöresinde ayrı bir mezarı bulunan Yunus Emre'nin yaşamı hakkında kati ve kafi bilgi hemen hemen yoktur. Şžiirlerini derleyen Divan'ının, ölümünden 70 ya da 100 yıl sonrasında düzenlenmiş olduğu sanılıyor. Risaletün Nushiye (Nasihat Dergisi) adlı minik mesnevisinden 1307 yıllarında hayatta olduğu anlaşılıyor.
Edebiyat ve tarih araştırmacısı Fuat Köprülü İlk Mutasawıflar adlı eserinde Yunus Emre'nin Eskişehir'in Sarıköy adlı köyünde doğduğunu, bir minik ziraatçi bulunduğunu, Taptuk Emre adlı bir şeyhe bağlı bulunduğunu konu alıyor. Köprülü'nün Yunus Emre ile alakalı bulguları, ondan sonraki asla. bir araştırmacı tarafınca ciddî şekilde değiştirilememiştir.
Sofiliği
Bektaşî geleneğine bakılırsa Yunus Emre, Hacı Bektaş halifelerinden Taptuk Emre'nin dervişidir. Şžiirlerinde ele almış olduğu kavramlar onun derin bir din ve tasavvuf bilgisine haiz bulunduğunu, İslâm ilimlerini ve İslâm edebiyatını çok iyi bildiğini gösterir. İnsanın Tanrı ile, başka insanlarla ve bilhassa kendisiyle olan ilişkilerini düzenlerken, sulh, sevgi, inanç kavramlarını esas alan ve «Hakk»ı «halk»ta sevme yolunu önererek Tanrı sevgisini soyutluktan çıkarıp somutlaştıran Yunus Emre, tüm mutasavvıflar benzer biçimde, bu âlemin ve bu âlem içindeki tüm yaratılmışların Tanrı'nın birer tecelli'sı olduğuna, bundan dolayı Tanrı'dan ayrılamayacağına, ayrı düşünülemeyeceğine inanır. Şžiirlerinde, türlü biçimlerde hep bu inancı işler (Yaratılmışı severiz, yaratandan dolayı).
Şžiiri
Yunus Emre'nin, şiirlerinde, aruz kalıplarının hece kalıplarına da uyan ölçülerini seçmesi onun bir özelliğidir. Böylelikle o, eski Türk şiiriyle Müslüman Türk şiir geleneğini birleştirmiştir. Bu özellik, Yunus'un halk toplulukları tarafınca anlaşılmasında, sevilmesinde ve benimsenmesinde en büyük etken olmuştur.
Onun başarısı en karmaşık mevzuları, tasavvuf inancını açık-seçik, yumuşak ve tatlı bir anlatımla şiirleştirmesine ve şiiri yalnız bir şekil olarak değildir, ince söyleyişler ve sıcak duygularla donatmasına bağlıdır. Yunus, sanat oyunlarına sapmadan, içinden geldiğince ifade ustasıdır. Dizeleri içinde alışılmış mana kopmaları yoktur, tam aksine, mana bağlantıları onun özelliğidir ve bu özelliği onun, şiiri devamlı bir sezgi ve his içinde söylemesine neden olur.
Yunus için şiir, ümit eden, bu yaşamdan ve diğeri yaşamdan mutluluk bekleyen, Tanrı'nın öfkesine ve cezalarına değildir, sevgisine ve af hazinelerine sığınan insanoğlunun sesidir. Yunus, sevgisiz, inançsız, umutsuz insan düşünemediği benzer biçimde bunlardan biride yoksun bir şiir de düşünmemiştir.
Dili
Yunus Emre'nin en büyük özelliği dilindedir. Türkçe'nin güzellik, uyum ve ses gizemini çok iyi bilen Yunus Emre bu bakımdan Türkçe'nin en büyük mimarı ve kurucusu sayılır. Kullandığı deyimler, şiirinin çatısını kuran kavramlar, konuşulan dile getirmiş olduğu derinlik yüzyıllar boyu yaşamış, başka şairleri, daha da önemlisi tüm Anadolu halkını inkâr götürmez bir şekilde etkilemiştir. Yunus, «ak Türkçe» dediğimiz güzel, arı-duru ve uyumlu Türkçe'nin bu şekilde yapıcısı ve yürütücüsü olmuştur.
Yunus'un Tesiri
Bu özellikleriyle Yunus Emre hem en genel anlamında Türkçe'yi, hem halk şiirini, hem de tekke şiiri ve edebiyatım etkilemiştir. Bu tesir bilhassa Pir Sultan Abdal, Kul Himmet, Niyazii Mısrî, Gevheri, Emrah, Karacaoğlan ve Yunus ismini almış sayısız ozan üstünde açıkça görülür.
Yunus'un, Âşık Veysel'den başlayarak tesiri şimdiki şairlerimizde de görülür. Bilhassa şairin arı dili, yol gösterici niteliğiyle onun, uygar edebiyatta da öncülüğünü mümkün kılmıştır.
Araştırmalar
Yunus Emre mevzusunda ilk bilimsel öğrenmeyi Fuat Köprülü yapmış oldu. Ondan sonrasında Burhan Toprak, Abdülbaki Gölpınarlı, Cahit Öztelli, Sabahattin Eyüboğlu, Nezihe Araz değişik açılardan, Yunus Emre'yi yorumlayan çabalama ve incelemeler yaptılar. UNESCO, 1972 yılını hümanist ozan Yunus Emre yılı ilân etti ve aynı yıl İstanbul'da «Internasyonal Yunus Emre Semineri» yapılmış oldu.
Bugün, her yıl Eskişehir'de Yunus Emre Derneği tarafınca ozan adına bir toplantı düzenlenir, sergiler, konferanslar ve yeni araştırmalar kamuoyuna sunulur.
9 Mezarlı Şžair
Yunus Emre'nin Anadolu'nun türlü yerlerinde mezarı vardır. Bu, halkın şairi ne kadar benimsediğini, kendine mal ettiğini ve «o bizdendi» söylediğini ifade eder. Yunus'un, Sarıköy'deki (Eskişehir) mezarından ayrı, Bursa'da, Karaman'da, Salihli'nin Emre köyünde, Afyonkarahisar'ın Sandıklı bucağında, Sivas'ta, Konya Aksarayı'nda, Isparta'da Keçiborlu'da, Erzurum'da Dutçu köyünde mezarı vardır.
YORUMLAR