Zeus Nedir

Yunan mitolojisinde tanrıların kralı. I. Zeus bayağı.(i). a) Kökeni: Hint-avrupa dillerinin derhal hepsinde görülen bir kökten üremedir zeu...

Yunan mitolojisinde tanrıların kralı.
I. Zeus bayağı.(i).
a) Kökeni:
Hint-avrupa dillerinin derhal hepsinde görülen bir kökten üremedir zeus ismi. Bu sözcüğün kaynağında olan div- kökü (ki aslen "v" ile değildir de, en eski yunancada bulunup, sonraları alfabeden silinen digamma harfiyle yazılırdı.) yunancada zeu- ve di- olarak iki şekilde belirir. Nitekim çekiminde de bu çifte kökenlilik görülür: nom. zeus (özne hali); voc. zeu! (ey zeus!); gen. dios (zeus'un); dat. dii (zeus'a); acc. dia (zeus'u) sanskritçede, pers ve italya uluslarının dillerinde, sonradan da latince ve latinceden gelme dillerde bu kök zeu-, dyeu, dieu, diu- diye belirir; mesela eski hintçe devas, die, diewas; latincede iupiter (ya da juppiter) zeus baba anlamına gelen dis-piter'den; ama bunun gen. hali iovis (iupiter'in); aynı kurum eski hintçede dyaus-pita, gök baba; gene latincede deus (tanrı), dea (tanrıça), divus ile divinus (tanrısal); fransızca dieu (tanrı), divin (tanrısal), devin (tanrı sözcüsü). zeus'tan gelme, tanrısal anlamına gelen dios sıfatı yunancada da vardır, nitekim zeus'un oğlu ve zeus'un baldırından çıkmış olduğu anlatılan şarap tanrı dionysos 'un ismi da aynı köktendir. dios sıfatını homeros bilhassa dia theaon deyiminde kullanır; "tanrıçaların tanrısalı, yüce, yüce tanrıça" anlamına gelen bu deyim, ne garip ki homeros destanlarında en büyük olympos tanrıçaları için değildir, thetis, kalypso, kirke şeklinde, pek çok olympos haricinde yaşayan yarı tanrıçalar için kullanılmaktadır.

b) Anlamı:
Pek çok isim ve sözcük türeten div-kökeninin anlamına ulaşınca, ilkel insan bununla gökün parlaklığını, ışıltılı aydınlığını dile getirmek istemiş olsa gerek. Tanrıların tanrısı zeus hakikaten de göktür, gök tanrıdır, gökle ilgili tabii güçlerin hepsini kişilendiren varlıktır. Işık, aydınlık, bulut, gök gürlemesi, şimşek ve yıldırım, zeus'un egemenliği altındadır, ne var ki yunan insanoğlunun evren ve tanrı görüşü bizlere dil yapıtlarıyla aktarıldığı çağlarda tabii güçler olduğu şeklinde değildir, insan şeklinde birer simge olarak canlandırılmaktadır, doğrusu zeus daha ilkel bir evren görüşünde uranos, gök tanrı diye adlandırılan tabiatın kendisi değildir, doğayı insan düzenine benzer bir düzene yerleştirip, yönetimini ele alan bir insan tanrıdır. Yunan mythos'unda uranus'tan zeus'a dek olan evrim ve gelişmenin nasıl düşünülüp dile getirildiğini dünyanın yaratılış efsanesini incelerken gördük. (bkz: theogonia)

II. Sifatlari
Bu sıfatlar iki türlüdür: Tanrının tabiat ile ilgili niteliklerini, bir de insan tanrı olarak özelliklerini belirtir.

1.
Nephelegereta: Bulutları devşiren. homeros destanlarında zeus'un adına en fazlaca eklenen kalıp sıfattır;
Hypsibremetes: Göklerden gürleyen
Asteropetes: Şžimşek savuran
Terpikeraunos: Yıldırım seve
Erigdoupos: Ötelerde gürleyen, uzaklardan gürleyen, aslolan anlamı, gök gürültüsü uzaktan duyulan, yankılanan.

Bir de aigiokhos sıfatı geçer homeros destanlarında. aslen "keçi derisinden kalkan taşıyan" anlamına gelen ve zeus'tan başka tanrıça athena için de kullanılan bu sıfatı bizler "kalkanlı" diye çevirmekten başka çare bulamadık. ama bu kalkanın bir öyküsü var. tanrıça rhea, zeus'u doğurduğu süre, çocuklarını ana karnından çıkar çıkmaz yutan kocası kronos'tan kaçırmak için girit'te bir mağaraya kapatmıştı, amaltheia diye bir orman perisi de bebeği bir keçiye emzirtmişti. güneş tanrı helios 'tan doğma korkulu bir yaratıkmış bu keçi, titan denilen devler dahi donakalırmış onu görünce. zeus büyüyüp egemenliği elde etmek için giriştiği harpte bu keçinin derisinden bir kalkan yapmış olup, titan'lara karşı kullanmış onu, bu kalkana sonraları athena öldürmüş olduğu gorgo canavarının saçları yılanlarla örülü kafasını da katmıştı. kalkan yılanlardan saçaklı, püsküllü olarak anlatılır, harpte düşmana karşı kullanıldı mı, dehşet içinde püskürtür her göreni (gorgo).

2.
Zeus'un adına derhal daima eklenen iki sıfattan birisi soyadı niyetine kullanılan kronosoğlu, diğeri de olympos'ludur. bu ikincisi tanrının yüksek dağlarda konut kurduğu -hellen 'ler göğü simgeleyen tanrıyı dahi gökte oturtmaz, doruğa göklere ulaşan yüce dağlara yerleştirirlerdi, nitekim olympos, yüce dağ anlamına gelir- bir de belirgin bir kuşaktan ve tanrı soyundan bulunduğunu göstermektedir. tanrı soyları üçtür; uranos'la kronos soylarından sonrasında, olympos tanrılarının egemenliği nasıl ele geçirdiklerini ileride söyleyeceğiz. zeus, bu savaşı kazanında, olympos'ta taht kurar, oğlu demirci tanrı hephaistos 'un yapmış olduğu krallık asasını eline alır. (ilyada ii, 101) ve "insanların, tanrıların babası" olarak yönetimini sürdürür. krallık enerjisini simgeleyen değneğini kime verirse o kral olur, tüm krallar "diotrephes", doğrusu zeus'tan doğma, zeus'tan yetişmedir.

Yağmuru yağdıran, göğü gürleten, şimşeği çakıp savuran zeus'tur. o şekilde ki; "yağmur yağmak" diye bir eylem vardır, onun öznesi zeus'tur. zeus huei (zeus yağıyor.) denir. (ily. xii, 25; "zeus da süresince yağmur yağdırdı durdu.") odysseus salına binmiş, tam vatan toprağına kavuşacakken, düşman deniz tanrı poseidon bir fırtına salar üzerine (ody. 291 vd.), bahtsız odysseus yakınır:

kalkanlı zeus, engin gökyüzünü
nasıl da kaplıyor kara bulutlarla!
allak bullak etti denizi
tekmil kasırgaları koptu türlü yellerin,
ölüm uçurumu açılıyor önümde, besbelli!

III. Destanlarda Görevi
Zeus troya savaşı nda büyük bir rol oynar, ida dağının tepesi olan gargaros doruğundan yönetmektedir savaşı. onun istemi, buyruğuyla olur ne olursa, şans kimi süre akha 'ların, kimi süre troya'lıların yüzüne güler. bu yönetimi zeus insanlara işmarlar vererek gerçekleştirir. tanrının buyruklarını insanlara ulaştırmak zeus'un kuşu kartalın görevidir; onun uçuşuna bakılırsa işmar iyiye ya da kötüye yorulur. akha'lar fena durumdadır, agamemnon, zeus babaya yakarır. (ily. viii, 245 vd.):

bu şekilde dedi, zeus acıdı onun göz yaşına,
yok olmasın istedi ordusu, işmar etti,
gönderdi kartalı, kuşların en şaşmaz olanını,
bir yavru geyik vardı kartalın pençesinde,
kartal attı onu zeus'un güzel sunapı önüne
orada akha'lar her şeyi bilen zeus'a, kurban keserlerdi.
anladılar zeus'tan geldiğini görünce kuşa,
saldırdılar troya'lılara doludizgin
hepsinin savaştaydı aklı fikri,

Odysseus, ithaka 'ya dönmüştür, karısı penelopeia ile kendini tanıtmadan görüşür ama onun önünde ağır bir iş vardır, sarayına yerleşmiş olan, malını mülkünü sömüren talipleri yok etmek. yalvarır zeus'a (ody. xx, 98 vd.):

karada, denizde çektiğim bunca dertten sonrasında, zeus baba,
siz tanrılar istedinizse kavuşturmak beni toprağıma,
bir ses versin içerde uyuyan insanlardan birisi
dışarda da bir başka işmarın görünsün senin!
yakardı ve bu şekilde dedi, akıllı zeus da dinledi onu:
bulutların üstünden, ışık saçan olympos'un doruğundan
ossaat gürledi ve tanrısal odysseus da sevindi.
evden gelen sesi de bir karı verdi,
değirmen çevirmekteydi bu hanım az ötede,
on iki değirmen taşı avrdı halkların önderi odysseus'un
bunların on ikisini de hanımlar çevirirdi,
arpa ve buğday öğütürlerdi, insanlara iyilik olsun diye,
diğer hanımlar uykudaydı, öğütmüşlerdi unlarını,
bir bu çalışıyordu, çünkü güçsüzdü hepsinden.
işte bu hanım durdurdu değirmen taşını ve dedi ki;
tanrıların ve insanların kralı, zeus baba,
amma da sert gürledin buraya yıldızlı gökten,
bu senin işmarın olsa gerek çünkü bir tek bulut yok,
ne olur, ben zavallının da getiriver dileğini yerine;
bugün odysseus'un konağında çekilecek neşeli şölen,
ne olur, talipler için son şölen olsun,
dizlerim çözüldü, tükendi yüreğim un öğüte öğüte,
dilerim, yedikleri son yiyecek olsun onların bu.
bu şekilde dedi, odysseus da bu söze, zeus'un gürleyişine sevindi,
demek geriye kalan öc alacaktı zeus bu suçlardan.

Zeus'un kişiliği ve oynadığı rol bakımından ilyada ile odysseia içinde bir fark vardır sanki: ilyada'da zeus'u karşımızda görür, eylemlerini izleriz; odysseia 'da ise tanrı direkt doğruya karşımıza çıkmaz, ama sunu, dua, arzu ve yemin içme şeklinde dinsel törenlerde görürüz tesirini, kuşu kartalla, gök gürültüsü ya da şimşekle belirgin eder varlığını. tabii bir güç olmaktan çıkmış, bir tüzelkişi, bir ilke olmuştur.

Zeus ksenios doğrusu konukseverdir, ya da ele düşmüş, sıla uğruna yalvaran gariplere saygı ve sevgi göstermesini buyurur. odysseus onun adına sığınır tepegöz polyphemus 'un mağarasına, ama "töre nedir, yasa nedir bilmeyen ve yalnız kaba gücüne güvenin o adam" (ody. 214) tanrının uygarca kurallarını hiçe sayıp kıtır kıtır yer odysseus'un dostlarını. bunun içindir ki tek bakış açısından olmakla cezasını bulur.

Zeus hakka dayanan insanca bir düzenin kurucusu ve koruyucusu sayılır. homeros destanlarında tanrıların ve insanların babasına verilen bu rol hesiodos'un eserinde daha da kati olarak belirmektedir. ilyada'nın son kısmına achilles, oğullarını kestiği, kentini yağma etmiş olduğu kral priamos 'a hektor 'un ölüsünü geri verdikten sonrasında, şu kanatlı sözleri uçurur. (ily. xxiv, 518 vd.):

talihsiz adam, ne acılar çekmiş yüreğin!
nasıl göze aldın gemilere gelmeyi tek başına,
nasıl göze aldın bana ait gözüme görünmeyi?
ben ki öldürdüm nice asil oğullarını senin,
demirden bir yürek varmış göğsünde,
hadi gel, otur üzerine şu iskemlenin,
ko uyusun bağrımızda acılar.
nasıl yapsak yasımız çok büyükse,
ne çıkar yürek dondurun iniltilerden!
talihsiz ölümlülere tanrılar şu kaderi dokudu:
yaşayacak insanoğlu üzüntü içinde.
ama ölümsüzlerin hiçbir kaygısı yok.
iki tane küp durur zeus'un eşiğinde,
birisi fena, birisi iyi bağışlarla dolu,
zeus karıştırır bu tarz şeyleri, sunar ölümlülere,
iyisinden de, kötüsünden de hisse alır insanoğlu.
ama yalnız fena bağıştan hisse alırsa bir adam,
yoksul olur, hor görülür,
sıkıntılı açlıkla sürünür tanrısal toprağın üstünde,
tanrılar, insanoğlu dönerek de bakmaz yüzüne.

Ama zeus insanların kaderini elinde mi meblağ, doğrusu insan kaderinin mutlak hakimi midir, tek tanrılı dinlerin tanrısı şeklinde? troya cenginde uzak lykia 'dan gelmiş ordusuyla troya için savaşan sarpedon diye bir yiğit vardır. zeus'un erkek evladıdır o, zeus gözü şeklinde sever onu, ne var ki patroklos 'la teke tek muharebeye girince, sarpedon fena duruma düşer, alt edilmek üzeredir ki, tanrıların babası şu şekilde danışır troya'lılara karşı akha'lardan yana olan karısı tanrıça hera 'ya (ily, xvi, 433 vd.):

çok yazık, insanoğlu içinde en fazlaca sevdiğim sarpedon'a!
menoitios oğlu patroklos'un elinden ölmek onun kaderi.
içimde yüreğim bir o yana gider, bir bu yana,
gözyaşı döktüren savaştan geri alıp onu,
kaçırıp bıraksam mı lydia'nın semiz toprağına,
yoksa bıraksam ölsün mü menoitios oğlunun elinden?

Hera da ayrıcalığa meydan vermemek için bu konuyu yapamayacağını söyler: zeus oğlu sarpedon 'u kaçırırsa, bir başka tanrı çıkıp da kendi oğlunu korumak, kurtarmak isteyecek, seviye bozulacak, haksızlık olacak. zeus ister istemez uyar bu mantığa ve oğlunun ölümüne izleyici kalır.

Demek ki zeus'un üstünde ve zeus'tan da üstün bir "yazgı" vardır. zeus'un bu güçle ilişkilerinin ne olduğu hektor'un ölüm sahnesinde belirgin olur iyice. hektor akhilleus'la teke tek muharebeye koyulmuştur, yaman bir savaştır bu. hektor uzun bir süre karşı koyar, ama sonunda dayanamaz, korkuyla kaçmaya başlar, iki yiğit dolanır dururlar troya surlarını, tanrılar katındaysa vaziyet şöyledir. (ily. xxii, 166 vd.):

izleyici olmuşlardı tanrılar tekmil,
ilkin söze başladı insanların, tanrıların babası:
şu surların çevresinde ne görüyorum bu şekilde,
görüyorum sevdiğim bir insanın kovalandığını,
sızlıyor hektor için sızım sızım yüreğim,
bana ne çok sığır budu yakmıştı o,
yakmıştı çok yarlı ida dağının doruklarında,
troya kalesinin üstünde yakmıştı.
şimdiyse tanrısal akhilleus kovalıyor onu
süratli ayaklarıyla, ilyon'un çevresinde.
hadi düşünün bakalım, tanrılar, danışın,
kurtaracak mıyız hektor'u ölümden,
yoksa bırakacak mıyız bu yiğitliğiyle,
alt etsin onu akhilleus, peleusoğlu?
gök gözlü tanrıça athena karşılık verdi, dedi ki:
ne diyorsun, kara bulutlu babam, ak yıldırımlı!
kaderi çoktan belirgin, ölümlü bir adamdır bu,
kaçırmak istersin onu canlara kıyan ölümden?
yap yapacağını ama, bizler tanrılar onaylamayız yaptığını.
bulutları devşiren zeus karşılık verdi, dedi ki:
korkma kızım, tritogeneia, konuşmadım açık yürekle,
yumuşak hareket etmek isterim sana.
gecikme bari, yap düşündüğün şeklinde.
iki yiğit ovada cebelleşedurun (ily. xxii, 208 vd.):
ama pınarlara, yunaklara dördüncü gelişlerinde,
bir altın terazi kurdu baba tanrı,
acıklı ölümün iki tanrıçasını kodu kefelere,
birisi akhilleus'unkiydi, birisi at sürücü hektor'unki,
ortasından tuttu kaldırdı teraziyi,
ağır bastı hektor'un kara günü,
kefe düştü yuvarlandı hades'e dek.

Sonrasında da athena 'nın hektor'u aldatmak için kurduğu kahpece düzene ve apollon'un haktor 'u kaderine bırakmasına izleyici kalır. insanların ve tanrıların babası zeus, kaderin elinde yalnız bir araçtır demek. bu yazgı kimdir, nerede ve nasıl duyurur buyruğunu? yaşam ipliğini büken üç tanrıçanın ismi geçer homeros destanlarından sonraki metinlerde: atropos, klotho ve lakhesis 'tir bu tür şeyler, ama insan dramlarının en büyğünün oynadığı bu sahnede yazgı tanrılardan üstün bir varlık olarak kulis arkasında kalmaktadır.

IV. Efsaneleri
a) doğuşu. zeus kronos'la rhea'nın altı çocuğundan sonuncusudur kronos babası uranos'u nasıl alt edip egemenliği elinden almışsa, zeus da ikinci dönem tanrılarını yener ve üçüncü dönem, doğrusu olympos tanrılarının egemenliğini kurar. bu süreci hesiodos, theogonia'da anlatır (theog. 451 vd.)
b) evlenmeleri, zeus titan soyundan tanrıçalarla ve kendi kuşağından kardeşleriyle birleşip bir sürü tanrısal varlık üretmeye koyulur. bu evlenmelerin tablo şeklinde sayımı ve ürettiği döller alt tarafta verilmiştir.

Tanrıçalarla Birliktelikleri:
Metis : Athena
Themis : Hora'lar, moira'lar
Dione : Aphrodite
Eurynome : Kharit'ler
Mnemosyne : Musa 'lar
Leto : Apollon, artemis
Demeter : Persephone
Hera : Ares, hebe, eileithyia, (hephaistos)

Hanımlarla Birliktelikleri
Alkmene : Herakles
Antiope : amphion, zethos
Kallisto : arkas
Danae : perseus
Aigina : aiakos
Elektra : dardanos, iason, harmonia
Europa : minos, sarpedon, rhadamanthya
İo : epaphos
Laodameia : sarpedon
Leda : helena, dioskur 'lar
Maia : hermes
Niobe : argos, pelasgos
Pluto : tantalos
Semele : dionysos
Taygete : lakedaimon

Kaynaklar:
Azra Erhat

YORUMLAR

Ad

Anlamı Nedir?,22,Biyoloji Konu Anlatımı,25,Cilt Bakımı,82,Coğrafya Ders Anlatımı,978,Genel,46,Güzel Sözler,16075,Music,1,Ne Nedir?,32164,Resimli Sözler,4111,Saç Sağlığı,119,Sağlık Bilgileri,1596,Soru-Cevap,10236,Sports,1,Tarih Konu Anlatımı,5,Teknoloji,36,Türk Dili ve Edebiyatı Konu Anlatımı,2,
ltr
item
Ders Kitapları Konu Anlatımı: Zeus Nedir
Zeus Nedir
Ders Kitapları Konu Anlatımı
https://ders-kitabi.blogspot.com/2017/06/zeus-nedir.html
https://ders-kitabi.blogspot.com/
http://ders-kitabi.blogspot.com/
http://ders-kitabi.blogspot.com/2017/06/zeus-nedir.html
true
5083728687963487478
UTF-8
Tüm Yazılar Yüklendi hiçbir mesaj bulunamadı HEPSİNİ GÖR Devamı Cevap Cevabı iptal Silmek Cevabı iptal Home SAYFALARI POST Hepsini gör SİZİN İÇİN ÖNERİLEN ETİKET ARŞİV SEARCH Tüm Mesajlar İsteğinizle eşleşme bulunamadı Ana Sayfaya Dön Pazar Pazartesi Salı Çarşamba Perşembe Cuma Cumartesi Pazar Mon Tue Wed Thu Fri Sat January February March April May June July August September October November December Jan Feb Mar Apr May Jun Jul Aug Sep Oct Nov Dec Şu anda... 1 dakika önce $$1$$ minutes ago 1 saat önce $$1$$ hours ago Dün $$1$$ days ago $$1$$ weeks ago more than 5 weeks ago İzleyiciler Takip et THIS PREMIUM CONTENT IS LOCKED STEP 1: Share to a social network STEP 2: Click the link on your social network Tüm Kodunu Kopyala Tüm Kodunu Seç Tüm kodlar panonuza kopyalanmıştır. Kodları / metinleri kopyalayamıyor, kopyalamak için lütfen [CTRL] + [C] tuşlarına (veya Mac ile CMD + C'ye) basınız Table of Content