Zil - 1 - isim Farsça zil 1 . İşaret vermek, uyarmak, çağırmak için kullanılan ve bir çan ile bu çana vuran bir tokmaktan oluşa...
Zil
- 1 -
isim Farsça zil
1 . İşaret vermek, uyarmak, çağırmak için kullanılan ve bir çan ile bu çana vuran bir tokmaktan oluşan, elle ya da başka düzenlerle işletilebilen vasıta.
2 . (müzik) Birbirine çarparak ses çıkartmak için parmaklara ya da tefin kasnağındaki deliklere takılan yuvarlak, metal nesne:
- 2 -
ödat, argo
Parasız.
- 1 -
1 . İşaret vermek, uyarmak, çağırmak için kullanılan ve bir çan ile bu çana vuran bir tokmaktan oluşan, elle ya da başka düzenlerle işletilebilen vasıta.
2 . (müzik) Birbirine çarparak ses çıkartmak için parmaklara ya da tefin kasnağındaki deliklere takılan yuvarlak, metal nesne:
"Gözler kamaştıran şala, meftun eden güle / Her kalbi dolduran zile her sineden ole"- Y. K. Beyatlı.
Atasözü, deyim ve birleşik fiiller
- zil takıp oynamak
Birleşik Sözler
- zilzurna
- elektrik zili
- solunum zili
- 2 -
ödat, argo
Parasız.
Atasözü, deyim ve birleşik fiiller
- zil kalmak
Zil çalgısının özellikleri nedir?
Vurmalı Çalgılar - Zil
Nokia 6230i model telefon zil seslerini dinlediğimde resetliyor, problem nedir?
ZİL, -Ilı a. (ar. zili). Esk.
1. Gölge: "Bir zil olayın o halde memdud / Yarın açılır ya bâb-ı mesdud" (A. H. Tarhan).
2. Koruma, himaye altına alma.
3. ^ıll ü ziya, gölge ve ışık: "... yer yer zili ü ziyadan mürekkeb resimler teşkil ediyor" (H. Z. Uşaklıgil). || Zıll-alud, gölgeli. |(£ıll-ı memdud, uzamış gölge. || Zıll-ı zalil,Kkoyu gölge. || Zıll-ullah, Tanrı'ın gölgesi; halife ve hükümdarlara verilen unvan.
—Tasav. Zıll-ı evvel, Tanrı. || Zıll-ı sani, dünya.
1. Gölge: "Bir zil olayın o halde memdud / Yarın açılır ya bâb-ı mesdud" (A. H. Tarhan).
2. Koruma, himaye altına alma.
3. ^ıll ü ziya, gölge ve ışık: "... yer yer zili ü ziyadan mürekkeb resimler teşkil ediyor" (H. Z. Uşaklıgil). || Zıll-alud, gölgeli. |(£ıll-ı memdud, uzamış gölge. || Zıll-ı zalil,Kkoyu gölge. || Zıll-ullah, Tanrı'ın gölgesi; halife ve hükümdarlara verilen unvan.
—Tasav. Zıll-ı evvel, Tanrı. || Zıll-ı sani, dünya.
Kaynak: Büyük Larousse
ZİL a
1. Bir kimseyi çağırmak, ona bir şeyi duyurmak vb. için kullanılan ve bir çanla bu çana vurarak çınlama sesi çıkaran bir tokmaktan oluşan vasıta ya da düzenek: Kapının zili bozulmuş. Zil çaldı, derse girelim.
2. Bu aracın ya da düzeneğin çıkardığı ses: Zili duymadınız mı?
3. Zil (şeklinde), aşırı seviyede sarhoş (arg ). . |[ (Nerde ise) zil takıp oynayacak, bir durum ya da sonuçtan aşırı seviyede memnun olup sevinenler için söylenir.
—Elektrotekn. Elektrik zili, bir elektromıknatıs tarafınca harekete geçirilen çekici, bir rezonans kutusuna çarpan bir titreşim düzeneğinden oluşmuş akustik davet aracı.
—Muz. Türk müziğinde bir usul vurma çalgısı. (Yuvarlak olan ve pirinçten meydana getirilen zilin ortasından geçen deri ya da ip tutamaklar ellere takılır ve iki zil birbirine çarpılarak çalınır. Pirinçten meydana getirilen zillere azca oranda altın katılarak tınısının artması sağlanır. Her iki elin baş ve orta parmaklarına takılarak çalınan ufak ziller, rakkaseler tarafınca kullanılır. Mehterde ve tekkelerde çeşitli boylarda kullanılan zillere halile' denir.)
—Saatç. Zil kampanası, zil düzeneği olan saatlerde, üstüne bir tokmağın vurmuş olduğu çan. |! Zil düzeneği, bir vakit aygıtında, saatleri, yarım ve çeyrek saatleri, dakikaları ve gerektiğinde uyanış saatlerini bildiren mekanik, elektromekanik ya da elektronik düzenek. (Bk. ansikl. böl.)
—ANSİKL. Saatç. Zil düzeneği, ziller, gonglar, elektromıknatıslar (titreşim düzenekleri), hoparlörler (müzikal ezgiler) yardımıyla gerçekleştirilir. Otomatik ve tekrarlı (istenildiğinde bir butona basılarak uygulanan) olmak suretiyle iki tip zil düzeneği ayırt edilir. Saat başlarında, yarım ve çeyrek saatlerde, dakikalarda çalan zil düzenekleri ile tekrarlı ve otomatikman çalan büyük zil düzenekleri de vardır.
♦ sıf. Arg. Parasız: Bu ay gene zilim.
1. Bir kimseyi çağırmak, ona bir şeyi duyurmak vb. için kullanılan ve bir çanla bu çana vurarak çınlama sesi çıkaran bir tokmaktan oluşan vasıta ya da düzenek: Kapının zili bozulmuş. Zil çaldı, derse girelim.
2. Bu aracın ya da düzeneğin çıkardığı ses: Zili duymadınız mı?
3. Zil (şeklinde), aşırı seviyede sarhoş (arg ). . |[ (Nerde ise) zil takıp oynayacak, bir durum ya da sonuçtan aşırı seviyede memnun olup sevinenler için söylenir.
—Elektrotekn. Elektrik zili, bir elektromıknatıs tarafınca harekete geçirilen çekici, bir rezonans kutusuna çarpan bir titreşim düzeneğinden oluşmuş akustik davet aracı.
—Muz. Türk müziğinde bir usul vurma çalgısı. (Yuvarlak olan ve pirinçten meydana getirilen zilin ortasından geçen deri ya da ip tutamaklar ellere takılır ve iki zil birbirine çarpılarak çalınır. Pirinçten meydana getirilen zillere azca oranda altın katılarak tınısının artması sağlanır. Her iki elin baş ve orta parmaklarına takılarak çalınan ufak ziller, rakkaseler tarafınca kullanılır. Mehterde ve tekkelerde çeşitli boylarda kullanılan zillere halile' denir.)
—Saatç. Zil kampanası, zil düzeneği olan saatlerde, üstüne bir tokmağın vurmuş olduğu çan. |! Zil düzeneği, bir vakit aygıtında, saatleri, yarım ve çeyrek saatleri, dakikaları ve gerektiğinde uyanış saatlerini bildiren mekanik, elektromekanik ya da elektronik düzenek. (Bk. ansikl. böl.)
—ANSİKL. Saatç. Zil düzeneği, ziller, gonglar, elektromıknatıslar (titreşim düzenekleri), hoparlörler (müzikal ezgiler) yardımıyla gerçekleştirilir. Otomatik ve tekrarlı (istenildiğinde bir butona basılarak uygulanan) olmak suretiyle iki tip zil düzeneği ayırt edilir. Saat başlarında, yarım ve çeyrek saatlerde, dakikalarda çalan zil düzenekleri ile tekrarlı ve otomatikman çalan büyük zil düzenekleri de vardır.
♦ sıf. Arg. Parasız: Bu ay gene zilim.
Kaynak: Büyük Larousse
zil ingilizcesi
1. doorbell; (electrically operated) bell; buzzer.
2. small bell attached to a device (e.g. the bell of an alarm clock).
3. cymbal.
4. jingle (in the hoop of a tambourine).
5. zill, finger cymbal (used like a castanet).
6. slang very hungry, famished, ravenous.
- şeklinde colloq. drunk as a lord, looped, soused, feeling no pain.
- takýp oynamak to jump for joy, dance a jig.
1. doorbell; (electrically operated) bell; buzzer.
2. small bell attached to a device (e.g. the bell of an alarm clock).
3. cymbal.
4. jingle (in the hoop of a tambourine).
5. zill, finger cymbal (used like a castanet).
6. slang very hungry, famished, ravenous.
- şeklinde colloq. drunk as a lord, looped, soused, feeling no pain.
- takýp oynamak to jump for joy, dance a jig.
Zil çalgısının özellikleri nedir?
Vurmalı Çalgılar - Zil
Nokia 6230i model telefon zil seslerini dinlediğimde resetliyor, problem nedir?
YORUMLAR