Bir deneme yapıyorum: Ekmek kırıntısı bekleyen bir serçe var balkonda, masadan aldığım ekmek kırıntısını balkona değil de
odanın ortasına atıyorum. Serçe görüyor içersini, yaşamasmı sağlayacak yem içerde, yarı karanlık bir yerde; bu ekmek
kırıntısı mıknatıs gibi çekiyor onu., silkiniyor… dışardan çok içerde sanki; ama içerisi karanlık, sonra ekmeğin yanı
başında ben varım, bir insan, o bilinmeyen güç! Gene de sıçrıyor eşiğe, birkaç kez daha sekiyor, sonra birden ödü patlamışcası-na uçup gidiyor… 
Bu küçük, bu cılız kuşta nice güçlü bir itki olmalı
ki, yeniden geliyor, çevresine bir göz atıyor; yılgınlığı gitsin diye biraz daha ekmek serpiştiriyorum yere -elimde olmadan-,
kımıldamasaydım (işte bilinmeyen güçlerin bu türlü etkileri vardır!) kaçmayacaktı, gelip alacaktı ekmeği.
Franz Kafka-Milena'ya Mektuplar