Kinaye (Değinmece/Alegori) Tanımları : 1. Bir sözü hem gerçek hem de mecaz mealde kullanmaktır. 2. Bir sözün, benzetme gayesi güdülmeden,...
Kinaye (Değinmece/Alegori) Tanımları :
1. Bir sözü hem gerçek hem de mecaz mealde kullanmaktır.
2. Bir sözün, benzetme gayesi güdülmeden, hem gerçek hem de mecaz anlamını düşündürecek şekilde kullanılmasına kinaye denir.
3. Sözlükte "bir fikri kapalı, dolaylı olarak gösteren söz, üstü örtülü, acıklı söz" şeklinde tanım edilir.
4. Edebiyatta bir maksattan dolayı sözü hem hakiki, hem mecazi anlamlara uygun olarak kullanmaktır.
5. Bir sözcüğü gerçek anlamının haricinde benzetme gayesi gütmeden ve engelleyici ipucu olmaksızın mecazlı mealde kullanma.
6. Gerçeği mecaz yöntemiyle dolaylı olarak anlatmaya kinaye denir.
Uyarı : Kinayede daha çok mecaz mana kastedilir.
Not : Deyimlerin büyük bölümü mecazlı anlamlarıyla kullanıldıkları için kinayeli sözlerdir.
Örnekler :
- Mum dibine ışık vermez.
- Hamama giren terler.
- Taşıma su ile değirmen dönmez.
- Yuvarlanan taş yosun tutmaz.
- Ateş düşmüş olduğu yeri yakar. Ayrıntılı Açıklamalı Örnekler:
1. " Ateş olmayan yerden duman çıkmaz. "
Gerçek Mana: Ateşin olmadığı yerde duman da yoktur.
Mecaz Mana: Kimi minik emareler, işaretler kabahat niteliğindeki olayların habercisidir.
2. " Gül dikensiz olmaz. "
Gerçek Mana: Her gülün dikeni vardır.
Mecaz Mana: Her sevilen şeyin bir takım pürüzlü, sevgiye engel olan yanları vardır.
3. " Korkma sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak
Sönmeden yurdumun üstünde tüten son olarak ocak "
Bu dizelerde âocakâ sözcüğü kinayeli kullanılmıştır.
Gerçek Mana: Ateş yakılan yer
Mecaz Mana: Aile
4. " Bulamadım bütün ülkelerde gönle mekân
Nerde bir gül bitse etrafı diken "
Bu dizelerde kinaye vardır. âGülâ ve âdikenâ sözcükleriyle kinaye yapılmıştır. Gerçekte her gülün çevresinde diken de vardır. Bu gerçek anlamdır; ama kastedilen bu değildir. Bundan hareketle me-caz mana anlatılmak istenmiştir: Nerede bir iyilik, güzellik var ise onun çevresinde kötülükler de vardır.
5. " Dadaloğlu’m der ki belim büküldü
Gözümün cevheri yere döküldü "
Birinci dizede âbeli bükülmekâ sözlerinde kinaye vardır. Gerçekte Dadaloğlu’nun ihtiyarlık ya da hastalık sebebiyle beli bükülmüş olabilir. Ama şairin anlatmak istediği bu değildir. O, çekmiş olduğu sıkıntıların büyüklüğünü, çokluğunu anlatmak için âbeli bükülmekâ sözlerini kullanmıştır.
6. " Dilber bezme (meclise) erişince yüzü güldü aşıkın. "
Bu dizede âyüzü güldüâ sözleri ile kinaye yapılmıştır. Burada an-latılmak istenen sevgilinin geldiğini gören aşığın âgülmeâsi, âbu duruma çok sevinmesiâ dir.
7. " Seydi Fakıllı köyünde hanımlar su çeker gayya kuyusundan
Uyan Anadolu’m uyan ölüm uykusundan "
Bu dizelerde âuyanmakâ sözcüğü ile kinaye yapılmıştır. Şair, Anadolu insanını ölüm uykusundan uyandırmaya çalışırken, aslolan anlatmak istediği sözcüğün mecaz anlamıdır. Çünkü burada âuyanmakâ sözcüğü ile halkın bilinçlenmesi, ezilmişliğinin far-kına varması anlatılmak istenmiştir.
8. " Gene parmağım ağzımda kaldı
Masumluk akıyordu yüzünden "
Bu dizelerde âparmağım ağzımda kaldıâ deyimiyle kinaye yapıl-mıştır. Burada deyim gerçek anlamının haricinde, mecaz anlamıyla kullanılarak kinaye yapılmıştır. Şair sevdiğine olan hayranlığını âparmağım ağzımda kaldıâ sözleri ile ifade etmiştir. Gerçekte de şairin parmağı ağzında olabilir, ama esas anlatmak istediği hayranlığıdır.
9. Yahya Kemal yokuş tırmanırken terlemiş, şişman ve ağır vücudunu taşıyamaz olmuştu. Tam o sırada ma-halle bakkalının önündeki sandalyeyi görüp oraya oturdu. Yağlı bir satın alan kazandığına memnun olan bakkal kibarca sordu:
- Ne alırsınız efendim?
- İzin verirseniz küçük çapta nefes alacağım.
Bu parçada âyağlıâ sözcüğü ve ânefes almakâ sözleriyle kinaye yapılmıştır. Gerçekte Yahya Kemal şişman olduğundan yağlı bir vücuda haizdir. Ama burada esas anlatılmak istenen onun varlıklı, paralı birisi olmasıdır. ânefes almakâ nefes alabilmek ve âdinlenmekâ anlamına gelir. Şair, bu sözle sözcüğün yakın anlamını (nefes alabilmek) söyleyerek uzak anlamını (dinlenmek) anlatmak istemiştir.
10. " - Ey benin sarı tamburam,
Sen ne için inilersin
- İçim oyuk, derdim büyük;
Ben onun’çün inilerim. "
Tambur, yay ve mızrapla çalınan, uzun saplı, telli bir çalgı çeşidi-dir. Koz, maun, pelesenk, kelebek benzer biçimde ağaçlardan, oyularak yapılır. Bundan dolayı gerçekte tamburun içi oyuktur. Burada âiçim oyukâ sözüyle bu gerçeklik de anlatılır, ama esas anlatılmak iste-nen kişinin âçok üzgünâ olmasıdır.
11. " Gönlüm benzer biçimde ey name yarda kaldın
Kafa üzre yerin var ham-ı destanda kaldın "
Ilkin şiirin anlamını izah edelim: Ey mektup, gönlüm benzer biçimde sen de yarda kaldın, sen ise sarığın kıvrımlarında kaldın. Şiirde âkafa üzre yerin varâ sözleri ile kinaye yapılmıştır. Gerçekte mektup başın üstünde olabilir. Mecaz olarak ise ehemmiyet verme söz mevzusudur. Aslına bakarsan esas anlatılmak istenen de budur. Sevgiliye verilen ya da ondan gelen mektubun mühim olduğu vurgulanmaktadır. Kinayenin Öğeleri:
Meknibih: Kinayenin lafzı
Meknianh: Kinayenin delâlet etmiş olduğu mana Mana Yönüyle Kinayeler
1.Öğücü kinayeler
2. Ayıplayıcı kinayeler.
3. Çirkini güzel gösteren, kabalığı hafifleten kinayeler.
4. Çok vasıtalı kinayeler.
5. Az vasıtalı kinayeler.
6. Vasıtası ve gizliliği az kinayeler. Kasd Yönüyle Kinayeler
1. Müfred Kinayeler: Kasdedilen mana bir tek bir tane ise.
2. Mürekkeb Kinayeler:Aniden çok mana kasdedilmişse.
3. Gizli saklı Kinayeler:Kasdı zor anlaşılan kinayeler.
4. Açık Kinayeler:Kasdı kolay anlaşılan kinayeler.
5. Nisbet Kasdıyla Meydana getirilen Kinayeler:
a) Şu karşıma göğüs geren
Taş bağırlı dağlar mısın
Yunus
b) Ger kara taşı kızıl kan ile rengîn itsen
Rengi tağyîr bolur la’l-I Bedahşân olmaz
Fuzulî
c) Gâfil geçürme fursatı kim bâğ-ı âlemin
Gül devri benzer biçimde devleti MUHİTTDİN-İ FAZIL
Bâkî
YORUMLAR