III. Mustafa döneminde imzalanan ve dünyanın en kuvvetli devleti ünvanını Osmanlı Devletinin kaybetmesine neden olan Ufak Kaynarca Antlaşmas...
III. Mustafa döneminde imzalanan ve dünyanın en kuvvetli devleti ünvanını Osmanlı Devletinin kaybetmesine neden olan Ufak Kaynarca Antlaşması ve önemi hakkında bilgiler.
Osmanlı ile Rusya arasındaki 1768-74 Savaşı’na son veren, Osmanlı’nın 1444’ten bu yana durmaksızın elde tuttuğu «Dünyanın en kuvvetli devleti» sıfatını ortadan kaldıran antlaşmadır.
Antlaşma, Cenup Dobruca’da Ufak Kaynarca adındaki Türk köyünde imzalandığı için bu ismi taşır. Hemen hemen tahta geçen I. Abdülhamit tarafınca onay edilen, 21 Haziran 1774 günü imzalanan bu antlaşmanın başlıca hükümleri şunlardır:
Kırım Hanlığı Türklerin elinden geliyor, ayrılıyor, bağımsız bir devlet oluyor, aslen Rus nüfuzuna düşüyordu. Kırım, Osmanlı hükümdarını yalnız halife olarak tanıyordu. Azak (Rostov), Don, Kuban ırmakları arasındaki ülke, doğrusu Azak Denizi’nin doğusu, Bug (Aksu), Dinyeper (Aslı) ırmakları arasındaki ülke (Kabartay) Rusya’ya bırakılıyordu. Bu şekilde, Rusya, geniş seviyede, Karadeniz’e çıkmış oluyordu. Besarabya doğrusu Dinyestr’le Prut arasındaki ülke, Kuban, Terek ırmaklarının güneyi, yani- Şimal Kafkasya, Osmanlı’da kalıyordu. Romanya ile Besarabya’nın tamamı gene Osmanlı’nın elindeydi. Bununla birlikte Osmanlı, Rusya’ya cenk tazminatı ödeyecekti.
Öte taraftan bir takım maddeler Rusya’nın Osmanlı içindeki Ortodoks tebaanın dini işlerine karışmasına zemin hazırlayacak şekilde oynak bir tarzda kaleme alınmıştı. Rusya’nın Karadeniz’de tecim yapmasına, tecim gemisi bulundurmasına da müsaade ediliyor, Karadeniz, Türk gölü olmaktan çıkıyordu. Rusya hükümdarının «imparator» (çar) unvanı resmen tanınıyordu; bundan bu şekilde Çar, tüm yazışmalarda padişahla eşit işlem görecekti.
Bu madde de önemliydi, çünkü o güne kadar Osmanlı, Rusya hükümdarının imparator sıfatını tanımıyor, Şark Roma’dan kalan bu unvanın yalnız padişaha mahsus bulunduğunu iddia ediyordu.
Antlaşmanın Önemi
Bu antlaşma ile Osmanlı İmparatorluğu fazla toprak kaybetmiyorsa da, Kırım şeklinde imparatorluğun en büyük desteklerinden birinden yoksun etmesine, bu Türk ülkesinin az zamanda Rusya’nın eline geçmesine yol açmış olduğu için, çok aleyhimizeydi. Kırım’ın Türkler için kaybı, İstanbul’da padişahtan kayıkçı yamağına kadar herkeste büyük millî üzgünlük uyandırdı. Osmanlı İmparatorluğu bundan sonrasında Kırım’ı geri alabilmek için, Rusya ile büyük savaşları göze aldıysa da hiçbirinde başarı sağlayamadı. Bununla birlikte, Türkiye’nin ilk kez olarak Rusya’ya, doğrusu Ortodoks bir devlete yenilmesi, Balkanlar’dakî milyonlarca Ortodoks uyruğu geniş seviyede Türklere karşı kışkırtacak mahiyetteydi. O zamana kadar bağımsızlığı akıllarından geçirmeyen Romenler, Sırplar şimdi bu konuyu düşünmeye başlamışlardı.
Sadaret Kethüdası (iç işleri bakanı) Ahmet Resmî Efendi ile Reisülküttap (dış işleri bakanı) Münip Efendi’nin Mareşal Romantsov’la karşılıklı imza koydukları bu antlaşma, Osmanlıyı dünyanın birinci devleti olmak mevkiinden düşürmüş, bu sıfatı İngiltere’ye kaptırmış oluyordu.
YORUMLAR