Şam'da yetişen büyük velîlerden Ebû Süleymân Dârânî hazretleri az yemek husûsunda meşhur olmuştur. Bu sebeple “Bün- dârü...
Şam'da yetişen büyük velîlerden Ebû Süleymân Dârânî hazretleri az yemek husûsunda meşhur olmuştur. Bu sebeple “Bün- dârü'l-Câiîn” (Açlık çekenlerin reisi) adıyla anılmıştır. Az yemenin fazîletiyle ilgili olarak sohbetleri sırasında şöyle buyurmuştur:
"Dünyâ ve âhirete âit bir iş dilemeden önce bir müddet aç kal. Dileğini sonra Allahü teâlâya arzet. Zîrâ tokluk, aklı ve kalbi bozar. Karnı aç olanın kalbi saf ve ince olur. Tok olanın kalbi ise kör ve azgın olur.”
“Açlık Allahü teâlânın hazînelerinden bir hazînedir. Onu sevdiklerine ihsân eder. İnsanın karnı doyunca, bütün âzâlarını şehvet açlığı kaplar. Karnı aç olanın ise âzâları şehvetlere karşı bir arzu duymaz.“ "Karın tokluğu, Allahü teâlâya karşı yapılacak ibâdetlerin tam yapılmasına mânidir.”
“Her şeyin bir helak sebebi vardır. Kalpteki nûrun helâkinin sebebi ise tokluktur. Her şeyin pası vardır. Kalp nûrunun pası tokluktur.”
“Karnını tıkabasa doyuran kimse altı şeye mübtelâ olur:
Birincisi; ibâdetlerinden haz duymaz,
İkincisi; hâfızası zayıflamaya başlar.
Üçüncüsü; ibâdetler ona ağır gelmeye başlar.
Dördüncüsü; başkalarına karşı şefkati azalır.
Beşincisi; arzu ve istekleri çoğalır.
Altıncısı; az yiyen müminler câmiye giderken, çok yiyen kimse helâya koşar.”
YORUMLAR