Necip Fazıl, kendisiyle tanışmasını “O ve Ben” isimli eserinde şöyle anlatır; “Cami… Girince sol tarafta, yerden bir iki basamak yüksekliğin...
Seyyid Abdülhakim Arvasi hazretleri
Necip Fazıl, kendisiyle tanışmasını “O ve Ben” isimli eserinde şöyle anlatır;
“Cami… Girince sol tarafta, yerden bir iki basamak yüksekliğinde, balkonumsu bir yerde, sarıklı, beyaza yakın kır ve uzun sakallı bir zat… Önünde, kitabını koyduğu küçük bir yer masası… Etrafında, diz üstü veya bağdaş kurup oturmuş bir küme insan… Aralarına geçip oturduk. Son derece tesirli bir ses… Tane tane konuşuyor.
Ders bitince ön sırada oturan bir gencin yardımıyla kürsüden indiler. Etrafındakilere şefkatle baktılar. Potinlerimizi giyip kendilerini kapıda beklemeye başladık. Başlarını kaldırıp o anlatılmaz gözlerini üzerimize diktiler.
Bana, yakan gözlerle, bir kerecik baktınız;
Ruhuma büyük temel çivisini çaktınız!
Ben atıldım:
- Affınızı rica ederiz efendim; ellerinizden öpmek saadetine erebilir miyiz?
Uzandığım, esmer, zarif ve incecik parmaklı eli bir can kurtarana yapışırcasına kapıp öptüm.
- Biz Eyüp Sultan’da oturuyoruz, dediler; Gümüşsuyu’nda, ne zaman isterseniz buyurun.
Devlet !
Evlerine çağrılıyorduk.
Sıcak bir ilkbahar günü… Kaşgari Dergahı… İkinci buluşma… İlk sualleri: Ne iş yaparsınız?
- Bir bankada çalışıyorum. Muharrir ve şairim… İsmim Necip Fazıl…
- Tasavvuftan bir şeyler biliyor musunuz? Okuduğunuz kitap oldu mu?
Bahriye mektebindeki hatıramı anlattım. Semeretü’l-Fuad ve Divan-ı Nakşi’yi söyledim. Son zamanlarda da, karıştırdığım Marifetname… Nakşi Divanı’nın kimin eseri olduğu sualine cevap veremedim.
İşte ateşten harflerle beynimi dağlayarak söyledikleri ilk fikir: “Bu iş kitapla olmaz. Akılla da varılmaz. Hiç yemeğin lezzeti çatal bıçakla aranıp bulunabilir mi?”
Kaçta gitmiştik? Bilmiyorum! Öğle vaktimiydi, ikindi miydi? Bilmiyorum! Çıktığımız zaman akşam olmuş, karanlık bir seccade gibi Eyüp’ün üstüne atılmıştı.
Bana ilk günden son güne kadar: “Bizdensin!.. Seni mensup ve mahsuplarımızın arasına alıyoruz! Yola kabul edildin!” dediler.
Büyük veli Abdulhakim Arvasi Hazretleri’ni vefatının sene-i devriyesinde rahmetle yâd ediyoruz.
 
YORUMLAR