Batınilik mezhebi hakkında bilgi verir misiniz?

Batınilik Mezhebi nerede kuruldu? Batınilik Mezhebi hakkında bilgi verir misiniz? Batinilik Kurucusu Hasan Sabbah 1O49'da İra...

Batınilik Mezhebi nerede kuruldu? Batınilik Mezhebi hakkında bilgi verir misiniz?

Batinilik







Kurucusu Hasan Sabbah 1O49'da İran'ın Rey'de hayata merhaba dedi, 1134'te Kazvin dolaylarında Alamut kalesinde öldü. Yemen' den göçerek Rey'de yerleştiği söylenen Ali bin Mehmed'in erkek evladıdır. Babasının Şafii mezhebinden, Horasanlı bir Türk ailesinden olduğu söylentisi de vardır. Hasan Sabbah, ondört yaşına değin babasının nezarete altında din detayları edindi, sonrasında o devrin ünlü İslam bilginlerinden İmam Muvaffak Nişaburi'nin talebesi oldu; onun bulunmuş olduğu medresede gökbilim, matematik öğrenimi görmüş oldu. Arkadaşları içinde, sonradan İran'ın en ünlü ozanlarından birisi olan Ömer Hayyam ile Selçuklular'ın veziri Nizamülmülk vardı. Hasan Sabbah, sonraları, tüm çalışmalarını tasavvuf üstünde yoğunlaştırdı, bilhassa Batinilik denen, Yeni- Platonculuk, Alevilik benzer biçimde kuruluşlardan, çoktanrıcı inançlardan oluşan akımı tekrardan düzenlemeye, ona siyasal bir kalite vermeye başladı. Çalışmalarını rahatlıkla sürdürebilmek için; 1090'da İran'ın Kazvin bölgesinde, yüksek bir tepenin üstünde, sarp kayalıklarda kurulu Alamut Kalesi'ne çekildi, orasını tekrardan onarttı, sağlamışlardı. Çevresin de toplananlara kendisinden insanları mutluluğa kavuşturmak, ölümsüzlüğe ulaştırmak, cenneti yeryüzünde oluşturmak için görevlendirildiğini, bu görevle ilgili tüm yetkileri hususi olarak tanrı' dan aldığını etkisinde bırakan bir üslupla anlatmaya koyuldu. Onlara, daha öncesinden döğülmüş haşhaş katılmış bal şurubu içirip, kendinden geçirttikten sonrasında, türlü çiçeklerin bulunmuş olduğu havuzlu bir bahçeye taşıtırdı. Bu bahçede yarı çıplak genç, güzel hanımlar dolaşır, ayılmaya süregelen adamların çevresinde gezer, onları etkisinde bırakır, sonrasında bir bardak şurup daha vererek tekrardan bayıltırlardı. Tekrardan bayılan şahıs, gene ilk bayılmış olduğu yere götürülür, ayılıncağa değin bırakılırdı. Ayıldıktan sonrasında, kendisine gördüklerinin gerçek olduğu, rüya olmadığı, ölünce oraya gideceği söylenirdi.


Hasan Sabbah, bu yolla kendine bağladığı insanların sayısı Kazvin, Rey yörelerini tesir altına alacak bir güç oluşturunca, saldırılar düzenlendi, ülkenin dört yanına yayılan fedaileri vesilesiyle içlerinde Nizamülmülk'ün de (1092) bulunmuş olduğu kendisine karşı olan bir sürü devlet adamını gizlice öldürttü. Selçuklu Sultanı Melikşah bir mektup göndererek Hasan Sabbah'tan bu ortalığı karıştırıcı işlerden vazgeçmesini. istedi. Hasan Sabbah, ondan korkmadığını, tanrı'nın kendisiyle bulunduğunu bildiren bir karşılık gönderdi. Sultan Melikşah'ın onu ortadan kaldırma girişimi lO92'de ölmesiyle yarıda kaldı. Bir süre sonra Sultan Sencer'de Hasan Sabbah'ı yok etmek için çalışmalara başladı. Ama Hasan Sabbah'ın fedaisi olan gözdelerinden birisi gizlice Sultan'ın yastığı üzerine hançer saplanmış bir mektup bırakınca korktu, saldırıdan kaçındı. Hasan Sabbah, öldüğü 1134 yılına değin saldırılarını sürdürdü, 1256'da Hulagu Han Alamut kalesi'ni yıklı, tüm Batinileri kılıçtan geçirdi.


Hasan Sabbah'ın siyasal bir kurum olarak geliştirdiği Batınilik bazı sayılara, sayıların yorumlarına dayanır. Çoğu zaman tin, insan, us, evren, tanrı, uzay, boşluk, bilgi, imamlık, oluş benzer biçimde mevzular üstünde durur. Batinilik'e nazaran tin iki türlüdür. Birincisi iyi, ikincisi kötüdür. İyi tinler, gövdeden ayrılır, salt ışık olan yüce, tanrısal evrende mutluluğa ulaşır. Ama bu evren, içinde yaşanmış olan evrenin haricinde değildir. Fena tinler ise gövdeden gövdeye geçer, değişik biçimlere girer, yeryüzünde boyuna ıstırap çekerler. Ölüm linin gövdeden ayrılmasıdır. Tin gövdede bulunmuş olduğu sürece yaptıklarından mesuldür. Bu yüzden, iyi ise ışık evrenine, fena ise başka bir gövdeye gider.


Batınilik'te evren önsüz-sonsuzdur, yaratılmamıştır. Evren,kendi bütünlüğü içinde, dokuz evreni kuşatır. En yüksek aşamada bulunana "sabık" denir, bundan basamak basamak inilerek, usun bulunmuş olduğu alana gelinir. Us, bu dokuz evren dizisi dışındadır, devamlı olarak değişiyor. Dinin ileri sürdüğü benzer biçimde evrenin haricinde, bir öte evren (ahiret) yoktur, yargı günü tekrardan dirilme, gerçek değildir. Evrende mutlu yaşayan cennette mutsuz olan ise cehennemde anlamına gelir. Tanrı yaratıcı kalite taşıyan bir tabii güçtür, tektanrıcı dinlerin ileri sürdüğü benzer biçimde gerçeküstü yoktan var edici, bir varlık değildir. Onun yargılayıcı bir özelliği de yoktur.


Batınilik'in üstünde durduğu en mühim mevzu "imamlık"'tir. Ona nazaran imam, geçmiş, şimdi, gelecek üç boyutlu bir süre içindedir. Tüm meydana gelenleri bilir, bilgisinin sonu, bilme kabiliyetinin sınırı yoktur. İmam insanla ilgili tüm eksikliklerden, suçlardan, uyumsuzluklardan sıyrılmış yüce bir varlıktır. O, Kur-an'ın görünüşe nazaran olan (zahiri) anlamını içe (batın) dönüştürecek bir güçtedir. Gerçeklik usla değildir, imamın öğütleriyle, önerilmiş olduğu yöntemle kavranabilir. İmama, gönülden bağlanan bir kimsenin, Kur'an, hadis buyruklarına uyma gereği yoktur. İmam dönemin ışığı, evre_in kavrayış gücüdür. İmam boyuna gelir gider, ölür dirilir. Ama bu ölüm, sözcüğün görünüş anlamıyla değildir, iç anlamıyla bağlantılıdır. Kişinin mutluluğu imama olan bağlantısı ile ilgilidir. Tüm gönlüyle imama bağlanan kimse mutlu, ondan ayrılan ise mutsuzdur.


Hasan Sabbah'ın çevresinde toplananlara aşılamaya çalışmış olduğu ahlak öğretisi dört aşamalıdır. Bunlara el- İsme, el- Mehdiye, el- Takıyye, el-Ric'a denir. EI-İsme arınmışlık, olgunluk, her türlü eksiklikten sıyrılmış anlamındadır, imamla ilgilidir. Ona uymayı, onu suçlamamayı gerektirir. EI-Mehdiye kurtuluş anlamına gelir. Batinilik'e nazaran, günün birinde Mehdi adlı kurtarıcı gelecek, insanları mutluluğa kavuşturacak, yeryüzünden tüm kötülükleri, eksiklikleri, geçimsizlikleri giderecektir. Mehdi'nin bilgisi sonsuz, gücü sınırsızdır. EI-Takıyye İslam dinine bağlı görünerek gerçek inancını, düşüncesini gizlemek anlamını ihtiva eder. Şeriat baskısından, yasaklarından kurtulmak için şahıs gerçek düşüncesini içinde saklamalı, kendini açığa vurmamalıdır. EI-Ric'a ise Mehdi'nin ortaya çıkışı ile ondan ilkin sonrasında gelen tüm imamların. geri döneceklerini bildirir. İmamlar ölmezler, tinsel evrende ölümsüz1tiğe kavuşmuş yüce kişiler olduklarından, Mehdi'nin tekrardan evrene dönüşünü beklemektedirler.


Kendileri de bu mezhepten olan Batınilik mevzusunda çalışan kimi düşünürlere nazaran; kardeşler içinde evlenme naüreldir, bu mevzuyla ilgili yasaklar doğaya aykırıdır.


Batinilik'te on sayısı ile yirmi iki harf kutsaldır. İnançla, varlıkla ilgili tüm problemler bu sayı ile harflere nazaran açıklanır. Bu sayı ile harfler varlık türlerini, onların özelliklerini oluş biçimlerini, niteliklerini, birbiriyle olan ilişkilerini yansıtır. Bu mevzuda Batınilik'le Hurufilik birleşir. Bu iki kurum da Pythagoras'la Orpheus inançlarından lanan Kabalacılık'tan etkilenmiştir.


Batınilik, kimi araştırıcıların ileri sürdükleri. benzer biçimde, yalnız siyasal bir kurum değildir, çok eskilere giden inançlardan oluşan bir birikimin İslam düşüncesine karşı direnişidir. Bu birikim, kendisini yok sayan, geçersiz kılmaya çalışan İslam inançlarının, özdeş eleştiri ölçüsüne dayanarak örneksiz olmadığını, onların da daha eski birikimin sonucu bulunduğunu ortaya atarak, kendini savunur. Batıniliğe nazaran İslamda ; Tüm mutluluklar, kıvançlar, sevgiler, sevgiler, dahası esenlik verici içkiler cennette vardır. Orada birbirlerinden güzel kızlar (hııriler), delikanlılar (gılmanlar) dolaşmakta, usun, rüya gücünün sınırlarını aşan bir mutluluk ortamı inananları beklemektedir. Bilhassa yeşil' e duyulan susamışlığın özünde, çölde yanan, bir gölgede dinlenerek serinliğin mutluluğuna ermenin özlemi vardır. Bu hasret, çoktanrıcı dönemlerden süzüle gelen inançların şekil değiştirerek tektanrıcı dinlerin özüne girmiştir. Nitekim Batinilik'te yapıldığı söylenen bazı işlemlerin de bu inançlardan landığı bellidir. Hasan Sabbah'ın "fedai'lerini uyuşturucu içkiyle bayıltması, bayılan insanı çiçekli, yeşil, güzel bahçeye taşıtıp ayılıncaya değin orada bıraktırması ayılan insanın çıplak güzel bayanlara karşılaşması, onların elinden içtiği bir uyuşturucu içkiye tekrardan bayılınca ilk bayılmış olduğu yere taşınması, orada ayılması; bu durumun kendisine Kuran'ın bildirdiği cennet diye anlatılması benzer biçimde vakalar, islam dininden esinlenmektedir.


Batinilik, toplumsal bir teşkilat olarak ortadan kaldırıldıktan sonrasında, tesirini daha geniş bir alanda sürdürmüştür. Bu vaka da kimi alevi kuruluşların yardımıyla olmuştur. Yazın faaliyetinde Batınilik'ten esinlenenlerin sayısı az değildir. Şiilikte, belirgin konarda, Batinilik'in görüşlerinden esinlenilmiş, bir sürü ozan bu meseleyi değiştirerek işlemiştir. Mevlevilikte bu tesir açıktır. Şems Tebrizi benzer biçimde Mevlana da tesir açıkça görülmektedir. Onun "Cennet'le ilgili tasarımları, insan mutluluğunu, içkiyi, sevgiyi mevzu edinen kimi şiirleri Batinilik etkisinden uzak değildir. Bu mevzuda, vakit sürecine bağlanmak yanıltıcıdır. Hasan Sabbah, Batınilik'in yaratıcısı değildir, bir teşkilat olarak kurucusudur. Batinilik, bir inanç durumunda, çok eskilere gider. Sözgelişi Zünnun Mısri, Maruf Kerhi, Bayezıd Bistami, Cüneyd Bağdadi, Hallac Mansur benzer biçimde tasavvuf insanları Batınilik'i oluşturan öğelerden çok etkilenmiş, esinlenmiştir.


Anadolu'da, Batinilik tesirleri Yunus Emre, Caferi, Sami,Kazım, Hayderi (son dördü 16'ncıyy.da yaşamıştır) benzer biçimde ozanIarda görülür;


Ali direktifiyle gelmişdir vücuda âlem ü adem

Ali hükmiyle olmuşdur ne kim pinhân u peydâdır

Ali'dir sırr-i Sübhâni Ali'dir âlemin câni

Ali'dir gevhıerin kânı Ali /ıem kâ'r-ı deryâdır

Ali şol lâmekandır kim münezzehıdir kamu şeyden

Ali şol binişândır kim /ıer eşyada hüveydâdır

Ali'dir cami-i Kıır'ân Ali'dir rahmet-i Ralımân

Ali'dir menbâ- ihsân ki bimânend ü yektâdır


Caferi'nin bu dizelerinde Ali, sayılan nitelikleriyle, tanrı'dır. Ozan, tanrı'da bulunduğuna Kur'an kanıt gösterilerek inanılan ne var ise, Ali'ye yüklemektedir. Ona nazaran Ali, Kur'andır, Ali tüm yerdedir, Ali gizlidir, açıktır, Ali insanlara "rahmet" eyler, bağışlar, her türlü nitelikten üstündür.


Batınilik, tanrısal nitelikleri insana indirger, Ali'yi de tanrısal insanoğlunun en yetkin örneği olarak görür (belirgin bir mealde). Bundan başka, eski İran inançlarından, bilhassa Zerdüştçülük'ten de geniş seviyede yararlanır. Gerçekte Batınilik, yeni bir inanç kurumu olarak ortaya çıkma savında olmasına rağmen, eskinin yeni görünme çabasıdır.


Daha Fazla Bilgi İçin=>



Sebep: içerik tanzim etme






  • Şafii'lerin özellikleri hakkında bilgi verir misiniz?


  • R.T.ü.K hakkında bilgi verir misiniz?


  • Bilgi nedir, bilginin anlamı hakkında bilgi verir misiniz?




Bu bildiri 'en iyi yanıt' seçilmiştir.
Batinilik







Kurucusu Hasan Sabbah 1O49'da İran'ın Rey'de hayata merhaba dedi, 1134'te Kazvin dolaylarında Alamut kalesinde öldü. Yemen' den göçerek Rey'de yerleştiği söylenen Ali bin Mehmed'in erkek evladıdır. Babasının Şafii mezhebinden, Horasanlı bir Türk ailesinden olduğu söylentisi de vardır. Hasan Sabbah, ondört yaşına değin babasının nezarete altında din detayları edindi, sonrasında o devrin ünlü İslam bilginlerinden İmam Muvaffak Nişaburi'nin talebesi oldu; onun bulunmuş olduğu medresede gökbilim, matematik öğrenimi görmüş oldu. Arkadaşları içinde, sonradan İran'ın en ünlü ozanlarından birisi olan Ömer Hayyam ile Selçuklular'ın veziri Nizamülmülk vardı. Hasan Sabbah, sonraları, tüm çalışmalarını tasavvuf üstünde yoğunlaştırdı, bilhassa Batinilik denen, Yeni- Platonculuk, Alevilik benzer biçimde kuruluşlardan, çoktanrıcı inançlardan oluşan akımı tekrardan düzenlemeye, ona siyasal bir kalite vermeye başladı. Çalışmalarını rahatlıkla sürdürebilmek için; 1090'da İran'ın Kazvin bölgesinde, yüksek bir tepenin üstünde, sarp kayalıklarda kurulu Alamut Kalesi'ne çekildi, orasını tekrardan onarttı, sağlamışlardı. Çevresin de toplananlara kendisinden insanları mutluluğa kavuşturmak, ölümsüzlüğe ulaştırmak, cenneti yeryüzünde oluşturmak için görevlendirildiğini, bu görevle ilgili tüm yetkileri hususi olarak tanrı' dan aldığını etkisinde bırakan bir üslupla anlatmaya koyuldu. Onlara, daha öncesinden döğülmüş haşhaş katılmış bal şurubu içirip, kendinden geçirttikten sonrasında, türlü çiçeklerin bulunmuş olduğu havuzlu bir bahçeye taşıtırdı. Bu bahçede yarı çıplak genç, güzel hanımlar dolaşır, ayılmaya süregelen adamların çevresinde gezer, onları etkisinde bırakır, sonrasında bir bardak şurup daha vererek tekrardan bayıltırlardı. Tekrardan bayılan şahıs, gene ilk bayılmış olduğu yere götürülür, ayılıncağa değin bırakılırdı. Ayıldıktan sonrasında, kendisine gördüklerinin gerçek olduğu, rüya olmadığı, ölünce oraya gideceği söylenirdi.


Hasan Sabbah, bu yolla kendine bağladığı insanların sayısı Kazvin, Rey yörelerini tesir altına alacak bir güç oluşturunca, saldırılar düzenlendi, ülkenin dört yanına yayılan fedaileri vesilesiyle içlerinde Nizamülmülk'ün de (1092) bulunmuş olduğu kendisine karşı olan bir sürü devlet adamını gizlice öldürttü. Selçuklu Sultanı Melikşah bir mektup göndererek Hasan Sabbah'tan bu ortalığı karıştırıcı işlerden vazgeçmesini. istedi. Hasan Sabbah, ondan korkmadığını, tanrı'nın kendisiyle bulunduğunu bildiren bir karşılık gönderdi. Sultan Melikşah'ın onu ortadan kaldırma girişimi lO92'de ölmesiyle yarıda kaldı. Bir süre sonra Sultan Sencer'de Hasan Sabbah'ı yok etmek için çalışmalara başladı. Ama Hasan Sabbah'ın fedaisi olan gözdelerinden birisi gizlice Sultan'ın yastığı üzerine hançer saplanmış bir mektup bırakınca korktu, saldırıdan kaçındı. Hasan Sabbah, öldüğü 1134 yılına değin saldırılarını sürdürdü, 1256'da Hulagu Han Alamut kalesi'ni yıklı, tüm Batinileri kılıçtan geçirdi.


Hasan Sabbah'ın siyasal bir kurum olarak geliştirdiği Batınilik bazı sayılara, sayıların yorumlarına dayanır. Çoğu zaman tin, insan, us, evren, tanrı, uzay, boşluk, bilgi, imamlık, oluş benzer biçimde mevzular üstünde durur. Batinilik'e nazaran tin iki türlüdür. Birincisi iyi, ikincisi kötüdür. İyi tinler, gövdeden ayrılır, salt ışık olan yüce, tanrısal evrende mutluluğa ulaşır. Ama bu evren, içinde yaşanmış olan evrenin haricinde değildir. Fena tinler ise gövdeden gövdeye geçer, değişik biçimlere girer, yeryüzünde boyuna ıstırap çekerler. Ölüm linin gövdeden ayrılmasıdır. Tin gövdede bulunmuş olduğu sürece yaptıklarından mesuldür. Bu yüzden, iyi ise ışık evrenine, fena ise başka bir gövdeye gider.


Batınilik'te evren önsüz-sonsuzdur, yaratılmamıştır. Evren,kendi bütünlüğü içinde, dokuz evreni kuşatır. En yüksek aşamada bulunana "sabık" denir, bundan basamak basamak inilerek, usun bulunmuş olduğu alana gelinir. Us, bu dokuz evren dizisi dışındadır, devamlı olarak değişiyor. Dinin ileri sürdüğü benzer biçimde evrenin haricinde, bir öte evren (ahiret) yoktur, yargı günü tekrardan dirilme, gerçek değildir. Evrende mutlu yaşayan cennette mutsuz olan ise cehennemde anlamına gelir. Tanrı yaratıcı kalite taşıyan bir tabii güçtür, tektanrıcı dinlerin ileri sürdüğü benzer biçimde gerçeküstü yoktan var edici, bir varlık değildir. Onun yargılayıcı bir özelliği de yoktur.


Batınilik'in üstünde durduğu en mühim mevzu "imamlık"'tir. Ona nazaran imam, geçmiş, şimdi, gelecek üç boyutlu bir süre içindedir. Tüm meydana gelenleri bilir, bilgisinin sonu, bilme kabiliyetinin sınırı yoktur. İmam insanla ilgili tüm eksikliklerden, suçlardan, uyumsuzluklardan sıyrılmış yüce bir varlıktır. O, Kur-an'ın görünüşe nazaran olan (zahiri) anlamını içe (batın) dönüştürecek bir güçtedir. Gerçeklik usla değildir, imamın öğütleriyle, önerilmiş olduğu yöntemle kavranabilir. İmama, gönülden bağlanan bir kimsenin, Kur'an, hadis buyruklarına uyma gereği yoktur. İmam dönemin ışığı, evre_in kavrayış gücüdür. İmam boyuna gelir gider, ölür dirilir. Ama bu ölüm, sözcüğün görünüş anlamıyla değildir, iç anlamıyla bağlantılıdır. Kişinin mutluluğu imama olan bağlantısı ile ilgilidir. Tüm gönlüyle imama bağlanan kimse mutlu, ondan ayrılan ise mutsuzdur.


Hasan Sabbah'ın çevresinde toplananlara aşılamaya çalışmış olduğu ahlak öğretisi dört aşamalıdır. Bunlara el- İsme, el- Mehdiye, el- Takıyye, el-Ric'a denir. EI-İsme arınmışlık, olgunluk, her türlü eksiklikten sıyrılmış anlamındadır, imamla ilgilidir. Ona uymayı, onu suçlamamayı gerektirir. EI-Mehdiye kurtuluş anlamına gelir. Batinilik'e nazaran, günün birinde Mehdi adlı kurtarıcı gelecek, insanları mutluluğa kavuşturacak, yeryüzünden tüm kötülükleri, eksiklikleri, geçimsizlikleri giderecektir. Mehdi'nin bilgisi sonsuz, gücü sınırsızdır. EI-Takıyye İslam dinine bağlı görünerek gerçek inancını, düşüncesini gizlemek anlamını ihtiva eder. Şeriat baskısından, yasaklarından kurtulmak için şahıs gerçek düşüncesini içinde saklamalı, kendini açığa vurmamalıdır. EI-Ric'a ise Mehdi'nin ortaya çıkışı ile ondan ilkin sonrasında gelen tüm imamların. geri döneceklerini bildirir. İmamlar ölmezler, tinsel evrende ölümsüz1tiğe kavuşmuş yüce kişiler olduklarından, Mehdi'nin tekrardan evrene dönüşünü beklemektedirler.


Kendileri de bu mezhepten olan Batınilik mevzusunda çalışan kimi düşünürlere nazaran; kardeşler içinde evlenme naüreldir, bu mevzuyla ilgili yasaklar doğaya aykırıdır.


Batinilik'te on sayısı ile yirmi iki harf kutsaldır. İnançla, varlıkla ilgili tüm problemler bu sayı ile harflere nazaran açıklanır. Bu sayı ile harfler varlık türlerini, onların özelliklerini oluş biçimlerini, niteliklerini, birbiriyle olan ilişkilerini yansıtır. Bu mevzuda Batınilik'le Hurufilik birleşir. Bu iki kurum da Pythagoras'la Orpheus inançlarından lanan Kabalacılık'tan etkilenmiştir.


Batınilik, kimi araştırıcıların ileri sürdükleri. benzer biçimde, yalnız siyasal bir kurum değildir, çok eskilere giden inançlardan oluşan bir birikimin İslam düşüncesine karşı direnişidir. Bu birikim, kendisini yok sayan, geçersiz kılmaya çalışan İslam inançlarının, özdeş eleştiri ölçüsüne dayanarak örneksiz olmadığını, onların da daha eski birikimin sonucu bulunduğunu ortaya atarak, kendini savunur. Batıniliğe nazaran İslamda ; Tüm mutluluklar, kıvançlar, sevgiler, sevgiler, dahası esenlik verici içkiler cennette vardır. Orada birbirlerinden güzel kızlar (hııriler), delikanlılar (gılmanlar) dolaşmakta, usun, rüya gücünün sınırlarını aşan bir mutluluk ortamı inananları beklemektedir. Bilhassa yeşil' e duyulan susamışlığın özünde, çölde yanan, bir gölgede dinlenerek serinliğin mutluluğuna ermenin özlemi vardır. Bu hasret, çoktanrıcı dönemlerden süzüle gelen inançların şekil değiştirerek tektanrıcı dinlerin özüne girmiştir. Nitekim Batinilik'te yapıldığı söylenen bazı işlemlerin de bu inançlardan landığı bellidir. Hasan Sabbah'ın "fedai'lerini uyuşturucu içkiyle bayıltması, bayılan insanı çiçekli, yeşil, güzel bahçeye taşıtıp ayılıncaya değin orada bıraktırması ayılan insanın çıplak güzel bayanlara karşılaşması, onların elinden içtiği bir uyuşturucu içkiye tekrardan bayılınca ilk bayılmış olduğu yere taşınması, orada ayılması; bu durumun kendisine Kuran'ın bildirdiği cennet diye anlatılması benzer biçimde vakalar, islam dininden esinlenmektedir.


Batinilik, toplumsal bir teşkilat olarak ortadan kaldırıldıktan sonrasında, tesirini daha geniş bir alanda sürdürmüştür. Bu vaka da kimi alevi kuruluşların yardımıyla olmuştur. Yazın faaliyetinde Batınilik'ten esinlenenlerin sayısı az değildir. Şiilikte, belirgin konarda, Batinilik'in görüşlerinden esinlenilmiş, bir sürü ozan bu meseleyi değiştirerek işlemiştir. Mevlevilikte bu tesir açıktır. Şems Tebrizi benzer biçimde Mevlana da tesir açıkça görülmektedir. Onun "Cennet'le ilgili tasarımları, insan mutluluğunu, içkiyi, sevgiyi mevzu edinen kimi şiirleri Batinilik etkisinden uzak değildir. Bu mevzuda, vakit sürecine bağlanmak yanıltıcıdır. Hasan Sabbah, Batınilik'in yaratıcısı değildir, bir teşkilat olarak kurucusudur. Batinilik, bir inanç durumunda, çok eskilere gider. Sözgelişi Zünnun Mısri, Maruf Kerhi, Bayezıd Bistami, Cüneyd Bağdadi, Hallac Mansur benzer biçimde tasavvuf insanları Batınilik'i oluşturan öğelerden çok etkilenmiş, esinlenmiştir.


Anadolu'da, Batinilik tesirleri Yunus Emre, Caferi, Sami,Kazım, Hayderi (son dördü 16'ncıyy.da yaşamıştır) benzer biçimde ozanIarda görülür;


Ali direktifiyle gelmişdir vücuda âlem ü adem

Ali hükmiyle olmuşdur ne kim pinhân u peydâdır

Ali'dir sırr-i Sübhâni Ali'dir âlemin câni

Ali'dir gevhıerin kânı Ali /ıem kâ'r-ı deryâdır

Ali şol lâmekandır kim münezzehıdir kamu şeyden

Ali şol binişândır kim /ıer eşyada hüveydâdır

Ali'dir cami-i Kıır'ân Ali'dir rahmet-i Ralımân

Ali'dir menbâ- ihsân ki bimânend ü yektâdır


Caferi'nin bu dizelerinde Ali, sayılan nitelikleriyle, tanrı'dır. Ozan, tanrı'da bulunduğuna Kur'an kanıt gösterilerek inanılan ne var ise, Ali'ye yüklemektedir. Ona nazaran Ali, Kur'andır, Ali tüm yerdedir, Ali gizlidir, açıktır, Ali insanlara "rahmet" eyler, bağışlar, her türlü nitelikten üstündür.


Batınilik, tanrısal nitelikleri insana indirger, Ali'yi de tanrısal insanoğlunun en yetkin örneği olarak görür (belirgin bir mealde). Bundan başka, eski İran inançlarından, bilhassa Zerdüştçülük'ten de geniş seviyede yararlanır. Gerçekte Batınilik, yeni bir inanç kurumu olarak ortaya çıkma savında olmasına rağmen, eskinin yeni görünme çabasıdır.


Daha Fazla Bilgi İçin=>




 

YORUMLAR

Ad

Anlamı Nedir?,22,Biyoloji Konu Anlatımı,25,Cilt Bakımı,82,Coğrafya Ders Anlatımı,978,Genel,46,Güzel Sözler,16075,Music,1,Ne Nedir?,32164,Resimli Sözler,4111,Saç Sağlığı,119,Sağlık Bilgileri,1596,Soru-Cevap,10236,Sports,1,Tarih Konu Anlatımı,5,Teknoloji,36,Türk Dili ve Edebiyatı Konu Anlatımı,2,
ltr
item
Ders Kitapları Konu Anlatımı: Batınilik mezhebi hakkında bilgi verir misiniz?
Batınilik mezhebi hakkında bilgi verir misiniz?
Ders Kitapları Konu Anlatımı
http://ders-kitabi.blogspot.com/2017/05/batnilik-mezhebi-hakknda-bilgi-verir.html
http://ders-kitabi.blogspot.com/
http://ders-kitabi.blogspot.com/
http://ders-kitabi.blogspot.com/2017/05/batnilik-mezhebi-hakknda-bilgi-verir.html
true
5083728687963487478
UTF-8
Tüm Yazılar Yüklendi hiçbir mesaj bulunamadı HEPSİNİ GÖR Devamı Cevap Cevabı iptal Silmek Cevabı iptal Home SAYFALARI POST Hepsini gör SİZİN İÇİN ÖNERİLEN ETİKET ARŞİV SEARCH Tüm Mesajlar İsteğinizle eşleşme bulunamadı Ana Sayfaya Dön Pazar Pazartesi Salı Çarşamba Perşembe Cuma Cumartesi Pazar Mon Tue Wed Thu Fri Sat January February March April May June July August September October November December Jan Feb Mar Apr May Jun Jul Aug Sep Oct Nov Dec Şu anda... 1 dakika önce $$1$$ minutes ago 1 saat önce $$1$$ hours ago Dün $$1$$ days ago $$1$$ weeks ago more than 5 weeks ago İzleyiciler Takip et THIS PREMIUM CONTENT IS LOCKED STEP 1: Share to a social network STEP 2: Click the link on your social network Tüm Kodunu Kopyala Tüm Kodunu Seç Tüm kodlar panonuza kopyalanmıştır. Kodları / metinleri kopyalayamıyor, kopyalamak için lütfen [CTRL] + [C] tuşlarına (veya Mac ile CMD + C'ye) basınız Table of Content