Yasa Nedir?

YASA a. 1. Yasama oranı taralından belirli usullere uyularak hazırlanan yazılı hukuk kuralı: Bir ülkenin yasaları. Yürürlükteki yas...

YASA a.

1. Yasama oranı taralından belirli usullere uyularak hazırlanan yazılı hukuk kuralı: Bir ülkenin yasaları. Yürürlükteki yasalar Yasalara uymak. (Eşanl. KANUN.) [Bk. anslkl. böl.]

2. Herhangi bir mevzuda çıkartılmış yasaları içeren kitap; kanun: Basın yasasının üçüncü maddesi.




3. Hukuk kurallarının tümü; kanun: Yasayı bilmemek mazeret değildir.

4. Yasalarla belirlenmiş, sınırlandırılmış, yasadışı sayılmayan ilişkiler, davranışlar çerçevesi ve bunu içeren alan, yasallık: Yasalar içinde kalmak koşuluyla insan her istediğini yapabilir. Bu şekilde yapmış olursanız, yasaların dışına çıkmış olmuş olursunuz.

5. Şeyleri, insanları belirlediği kabul edilen genel ilke: Tabiatın yasası nedir?

6. Bir bütünü (sanat, bilim, bir süreç vb.) oluşturan öğelerin işleyişini yöneten mecburi ve devamlı ilişki, ilke; kanun: Ekonominin yasası. Yerçekimi yasası.

7. Yasa çıkarmak. yasa koymak, yasa yapmak, yasama gücü tarafınca bir yasa önerisi benimsenip onaylanmak. || Yasa koyucu, yasa yapma ya da çıkarma yetkisi bulunan. || Yasa sözcüsü. Danıştay savcısı.


—Anayas. huk. Yasa tasarısı, hükümet tarafınca hazırlanarak yasalaşması için Meclis'in onayına sunulan yasa metni.


—Fels. Nesneler ve insanoğlu için kesinlik, değişmezlik ve zorunluk sayılan genel kaide: Yaşamak için yiyecek gerekir, bu bir tabiat yasasıdır. (Bk. ansikl. böl. Fels.)


—Fizs. mekan. Bir hareketin yasası, üstünde hareketin oluştuğu yörüngenin, düzgüsel (I, g) gösteriminin parametresini, bu yörünge, parametrelenmiş (I, f) yayının taşıyıcısı olarak göz önüne alınabildiğinde, başka bir t parametresine bağlı olarak belirten bağıntı. (s = f(t) ise f=g- dir.)


—Olasıl. Bir X tesadüf değişkeninin olasılık yasası, X in alabildiği değerlerin O kümesi ile, X'in herhangi bir O Boröl altkürnesine ilişik olma olasılığından oluşan ikili.


—Psikan. J. Lacan'a nazaran, üstbenin baba görüntüsünden lanan yasaklama ve itme gücünün simgesel boyutu. (Bk. ansikl. böl.)


—Siyas. bil. Yasa egemenliği, hükümet üyelerinin ve memurların Anayasa, yasa ya da yönetmelikte belirtilen hukuk kurallarına uymalarını belirten kalıplaşmış söz.


—Tar. Moğol imparatorluğu'nda askerlik ve hukuk işlerini düzenleyen "Cengiz yasası"nın kısa adı olduğu benzer biçimde, eski türk devletlerinde de dinsel ilkelere dayalı olmayan tüm yasama kuralları. (Bk. ansikl. böl.)


—Uluslarar. huk. Yasalar uyuşmazlığı, internasyonal hususi hukuk alanında, bir uyuşmazlığa uygulanacak yasanın hangi devlete ilişik yasa olacağı mevzusunda çıkan ihtilaf. (Bk. ansikl. böl.)


—ANSİKL. Din, Yahudilikte Yasa ya da Torah' dar anlamıyla Tevrat'ın yasama bölümünü ya da daima kullanılan geniş bir anlamda Tevrat'ın tümünü belirtir.

Hıristiyan gelenekte şu ayrımlar yapılır:

1) Tanrısal yasa, Vahiye dayanır ve her türlü yasanın ilkörneğini ve en yüksek normunu oluşturur. Tanrısal yasa, Sina'da açıklanan ve Eski Ahit'te yer edinen Eski yasa ya da Musa'nın yasası ve Yeni Ahit'te yer edinen Yeni yasa ya da İsa'nın yasası olarak ikiye ayrılır.

2) Pozitif yasa ya da insan yasası, kamu yararına bağlı olarak insan yasamacılar tarafınca yayımlanır ve Yurttaşlık yasaları ile Kilise yasaları 'ndan oluşur. Kilise yasaları, her şeyden ilkin kilise hukukunda yer alır. Kaynağını siyasal iktidardan alan yasalara nazaran kilise hukukunun, topluluk ve kişilerin hıristiyan özgürlüğünü, incilin kilisede git gide daha iyi belirtilip yaşanmasını sağlayacak şekilde yükseltmek benzer biçimde kendine özgü bir özellik taşır. Siyasal ve dinsel iktidarlar içinde patlak veren ve Kilise zamanı süresince devam eden çatışmalar da bu durumdan lanır.

3) Naturel yasa (paz/Wyasa'nın karşıtı), pozitif yasalardan ilkin yalnızca insan doğasının gerekimlerine dayanır. Bu kavram günümüzde şiddetle eleştirilmekte ve var- oluşsal dayanaktan yoksun bir soyutlama olduğu düşünülmektedir.


—Fels. Platon'a nazaran yasa o şekilde bir insana bağlıdır ki, "seviye ve kaide onun ruhunda, eşitlik ve yasa adını alır; insanları doğru ve töreli icra eden budur; adaleti ve kanaatkârlığı elde eden da budur" (Gorgias).

Yasayı naturel ve Tanrfnın istediği bir unsur sayma anlayaşı Bossuet'nin görüşüdür. Montesquieu ona yeni bir tarif getirir; bu tanımda yalnız maddi ve manevi evrenin düzenlenişi yer alır; "Yasalar eşyanın doğasından gelen mecburi bağıntılardır" (TEsprit des lois [Yasaların ruhu], 1,1). Sadece akıl bu yasaları saptayabilir ve topluma benimsetebilir: bundan dolayı yasanın membaı ve dayanağı yalnız odur. XVIII. yy.'da ortaya çıkan akılcı akım, yasayı yöneticilerin hazzı davranışına bağlı kılmak istemeyen bir anlayışa kavuşturmak amacıyla bu yönde çalışacaktır. Yasayı yöneticinin iradesi değil, insan aklı belirlemelidir; bundan dolayı her ulusun siyasal ve sivil yasaları, J.'-J. Rousseau' nun açıklamış olduğu benzer biçimde evrensel kıymet taşımalıdır; bu anlayış 1789 devrimcilerini ve insan ve yurttaş hakları bildirgesi'm direkt etkilemiştir; "Yasa genel iradenin ifadesidir" (md. 6). Hakkaten bu görüş meşhur Contrat social'ih (Cemiyet anlaşması) ana fikridir; Rousseau bu yapıtında genel iradenin sadece aklın sesiyle dile gelebileceğini belirtir. üstelik, Rousseau yasanın hem de zorlayıcı ve özgürlüğün sadece bununla mümkün bulunduğunu açıkça bildiren kişidir: "Iyi mi yapmalı ki, insanoğlu itaat etsinler, fakat kimse kumanda etmesin; hizmet etsinler, fakat kimse efendi olmasın; insan hakikaten, olabildiğince özgür olsun ki, açık bir sorun yüzünden kimse, özgürlüğünü kaybetmesin, zira bu başkasının özgürlüğüne zarar verebilir. Bu mucizeyi sadece yasa sağlayabilir. insanlara adaleti ve özgürlüğü yalnız yasa verebilir, toplumun iradesinin ürünü olan bu yararlı kuram insanoğlu içinde naturel eşitlik hakkını yaratır. Bu tanrısal ses, her yurttaşa kamusal aklın kurallarını benimsetir ve ona hem kendi aklının dediklerine nazaran hareket etmeyi, hem * kendisiyle çelişkiye düşmemeyi öğretir" (Discours sur Töconomie politiçue [Ekonomi politik hakkında söylev]).


Böylece XVIII. yy. düşünürleriyle, açıkça tabiat bilimleri modeline nazaran bir hukuki yasa terimi yaratmaya çalışan bir çaba ortaya çıktı.

Kant yasayı (alm. Gesetz) aklın yargısına bağlar Bu anlayışa nazaran, her insani eylemin dürtüsü yalnız yasadır ve "ödev, yasaya saygı sebebiyle bir eylemi yerine getirme zorunluğudur" (Töreler metafiziğini temellendirme), zira "ödev duygusuyla meydana getirilen bir fiil, sevginin etkisinden ve onunla beraber iradenin her türlü ereğinden bağımsız olmalıdır; eğer bu nesnel olarak yasa değilse ve tüm eğilimlerine aykırı da olsa, yasaya itaatin gereği olarak bu ergonomik yasaya katıksız bir saygı duymuyorsam, iradeye onu belirleyebilmek için hiçbir şey kalmaz" (ay. ypt). Yalnız yasa, tasarlanan haliyle, kendi içeriğinden bağımsız olarak akıllı varlığın iradesini yedebilir. O takdirde Kant şu şekilde diyebilir: "iradeyi, herhangi bir yasaya bakmaktan doğan sonuçların düşünce olarak onda uyandırabileceği tüm dürtülerden kurtardığına nazaran, geriye sadece eylemlerin, kendisine yalnız ilke hizmeti görecek genel yasaya evrensel uygunluğu kalır; başka bir deyişle daima o şekilde hareket etmeliyim ki, özdeyişimin evrensel bir yasa olmasını isteyebileyim" (ay. ypt).

Hegel'e nazaran, bir soyutlama olmaktan öte, yasa devlet kuramında somut ve evrensel olarak vardır: Devlet yasayla konan ve mevcud akıldır. Bundan dolayı, "nesnel bir töre"de yasa hak fikrinin "önerilmiş varlığı' 'dır (das Gesetztsein): bundan dolayı özgürlüğün somutluğu onunla anlatılır (Hukuk felsefesinin ilkeleri).

Yasa, ilk sosyalistlerde bir olgunun sonucu benzer biçimde gösterilir. Bu anlayış, Proudhon' un açıklamış olduğu benzer biçimde, bir iradenin ya da bir evrenselliğin ürünü sayılan her türlü yasa fikrini reddeder: “Yasa, egemen olanın iradesidir: bundan dolayı, bir monarşide yasa kralın iradesinin ifadesidir; bir cumhuriyette yasa halkın iradesinin ifadesidir, iradelerin sayısındaki fark dikkate alınmazsa iki sistem tam anlamıyla birbiriyle özdeştir:.her ikisinde de, yasa bir iradenin ifadesi sayıldığından (oysa bir olgunun ifadesi olmalıydı) hata eşittir" (Qu'est-ce que la propriötö? [Mülkiyet nedir], . Marksist yasa anlayışının yukarıda anlatılan kuramlarla hiçbir bağlantısı yoktur. Yasalar insanların öznel iradesinden bağımsız kurallardır. Nitekim tabiat, tarih kendi öz yasalarına nazaran yürür ve gelişir; onun için bu yasaları ortaya çıkarmak gereklidir. Marx, Kapital'de amacının “modern toplumu devindiren ekonomik yasayı ortaya çıkarmak" bulunduğunu yazar.


—Huk. Yasaları çıkarmaya yetkili organ, çağdan çağa ve ülkeden ülkeye değişiklik göstermiştir. Mutlak monarşiler döneminde hükümdar, yasaları halletmeye ve uygulamaya yâ da uygulatmaya yetkili tek organdı. Bu anlamda, yasama ve yürütme yetkileri onun elinde birleşmişti. Sınırı olan monarşilere geçiş ve seçimle gelen meclislerin oluşması, yasa yapma yetkisinin de hükümdardan koparak demokratik (temsili) organlara geçmesi anlamına gelmiştir. Bu açıdan, demokratik rejimlerde, ister sınırı olan monarşi (Büyük Britanya örneği) ister cumhuriyet sistemlerinde olsun, yasa yapma yetkisi seçimle oluşmuş meclislere aittir Yasaların içerikleri bakımından genel, nesnel ve soyut kurallar koydukları, bu yönden de tek tek kişileri hedef alan bazı yönetimsel işlemlerden ayrıldıkları çoğu zaman kabul edilir Bu yöntem ya da yaklaşım, yasanın içinde ne olduğu açısından tanımlanmasına neden olur ki, bu bağlamda yasa, maddi yapısı ya da aslı açısından diğer hukuk kurallarından (bilhassa yönetimsel işlemlerin birel özellikte olanları) ayırt edilir. Sadece, gerek eski çağlarda gerekse günümüzde, genel ya da soyut içerik taşımayan yasalar da var olmuştur, hatta bu nitelikteki yasalar çoğalmaktadır: belli kişilerin affını, belli kişilere aylık bağlanmasını öngören yasalar bunların en malum örnekleridir. Ek olarak bütçe yasaları ile kalkınma planlarına ilişkin yasalar da içerikleri bakımından soyut ve genel olmaktan çok, somut ve hususi, üstelik geçici karakterdedirler. Bu özellikler, yasa denen hukuk kuralının, maddi içeriğine nazaran tanımlanamayacağı yolunda görüşlere yol açmıştır. Organik ya da biçimsel adında olan yaklaşımlar, yasama organlanrıca çıkartılan hukuk kurallannın, içerikleri ne olursa olsun, 'yasa†tanımına gireceklerini kabul eder.


Türkiye'de ikinci meşrutiyet döneminde 1876 tarihindeki Kanun-ı esasi'de meydana getirilen değişiklikten bu yana (1909) yasama yetkisi meclisin ya da meclislerin elindedir. İkinci meşrutiyet döneminde Heyeti âyan ve Meclisi mebusan, 1920'den başlayarak da TBMM, yasa halletmeye yetkili organdır. 1961 Anayasası döneminde yasama meclisi Millet Meclisi ve Cumhuriyet Senatosu olmak suretiyle ikili bir yapı göstermiş olduğundan, yasa yapımında da bu iki meclis beraber söz sahibiydiler. Sadece Millet Meclisi Senato ya oranla daha etkili bir konumdaydı. 1982 Anayasası'yla tekrardan tek meclisli yapıya dönüldü; bugün yasama yetkisi TBMM'nindir. Anayasa bu yetkinin devredilemeyeceğini bildirmekle beraber belli durumlarda Meclis'in Bakanlar kurulu'na belli süreler içinde kanun hükmünde kararnameler çıkartma yetkisini vermesi ve gene Anayasa uyarınca bu kararnamelerle yasalarda değişim yapılabilmesi mümkündür.

Türk hukukunda yasa temel ve asli işlem niteliği gösteregelmiştir. Şu anlamda ki, yasanın bulunmadığı durumlarda, yürütme de bir işlem yapamamaktadır. Bu anlamda yürütme, yasamaya bağımlı bir karakter taşımıştır. Yasalar, başta özgürlükler alanı olmak suretiyle; türk kamu hukukunda, Anayasa'dan sonrasında gelen en temel hukuki çerçeveyi oluştururlar. Mesela, temel hak ve özgürlükler sadece yasayla sınırlanabilir. TBMM'de yasa hazırlığında inisiyatif Bakanlar kurulu'ndan gelebileceği benzer biçimde (yasa taşanları), tek tek üyelerden ya da üye gruplanndan da gelebilir (yasa önerisi). Tasarılar, kaide olarak, Meclis genel kurulu'ndan ilkin ilgili komisyonlarda görüşülür. Yeni Anayasa, yasa tasarılarının görüşülmesi ve kabulü için aranan çoğunluk oranlarını düşürmekle, yasama işlevinin engellemelere uğramadan ve süratli şekilde gerçekleşmesine olanak elde etmiştir. TBMM tarafınca kabul edilen metin, Cumhurbaşkanı tarafınca Resmi gazete de yayımlanır. Cumhurbaşkanının, yasatan bir kez daha görüşülmek suretiyle Meclis'e geri gönderme yetkisi de vardır. Bütçe yasaları bunun haricinde kalır. Meclis, kendisine geri gönderilen yasayı aynen kabul ederse. Cumhurbaşkanı da bunu yayımlamak zorundadır.

Yasalar, kaide olarak Resmi gazetede yayımlandıktan sonrasında yürürlüğe girer ve netice doğurmaya adım atar. Bununla beraber yasama organı yasanın yürürlüğe giriş tarihini aynca kararlaştırabilir. Yasalar, yürürlükte bulunduldan vakit birimi içinde hukuki netice doğurabildiklerinden, kaide olarak, kendilerinden önceki devrin hukuki vakalarına uygulanamazlar. Bu anlamda, "yasaların geriye yürümezliği†ilkesi, hukuk devletinin de bir güvencesini oluşturur.

Yasalar, kaide olarak genel ve soyut ku- rallan içerdikleri için, bunların somutlaştırılması ve uygulanabilmesi için yönetim'nin ve genel olarak yürütme organının bazı düzenleyici ve açıklayıcı işlemlerine gerek kalmıştır. Türk kamu hukukunda, Bakanlar kurulu tarafınca çıkartılan ve yasaların iyi mi uygulanacağını gösteren, ek olarak yasalarca konan buyruklann yerine getirtmesini elde eden başlıca işlem biçimi "tüzükler''dir. Bakanlar kurulu benzer biçimde, Başbakan ve bazı kamu tüzel kişileri tarafınca çıkartılan yönetmelikler de yasa- lann uygulanmasını elde eden hukuki araçlardan biridir Sadece, kurallar hiyerarşisi ilkesinin bir gereği olarak, iyi mi yasalar Anayasa ya aykırı olamazlarsa, tüzük ve yönetmelikler de yasalara aykın kurallar taşıyamazlar. Yasaların denetimi Anayasa mahkemesi'nde yapılırken, yönetim'nin çıkardığı tüzük, yönetmelik, benzer biçimde genel düzenleyici işlemlerin denetimi de yönetimsel yargı organları tarafınca yapılır.


—Psikan. J. Lacan yasayı istekle olan ilişkisi sebebiyle ele alır. Simgesel yasa, çocuğun annesinden isteklerine bir şekil vererek isteğin tanınmasına yol açması bakımından bu isteğe varlığını verir. Simgesel eksen, kültür düzeninin, şu demek oluyor ki bir kültürü oluşturan dil ve tüm göstergeler sistemi düzeninin ta kendisidir Babasoylu bir kültürde, baba aile adını, doğan öznenin dilini ve kimliğini aktaran şahıs olması bakımından, bu düzenin taşıyıcısıdır. Gene bu bakımdan, baba, kendini dile getirmek için dilin sözcükleriyle (“gösterenin gösterileriâ€) yasa aşamasına yükselmek zorunda olan isteği yasaklar. Oysa sözcükler, olanaklı görüntülenmelerinden biri de baba olan Oteki'nin gerçekleridir, talep, yasanın karşıtı değil, bağlılaşığıdır. İstek ve hazzı olanaklı duruma getiren, yasa ve yasaklamadır.


—Tar. Moğollar ın gizli saklı zamanı'nin verdiği bilgilere bakılırsa, Timuçin "Cengiz" unvanıyla tüm Moğollar'ın hakanı duyuru edildikten (1206) sonrasında Cengiz Yasası, Yasa adı altında 33 kitap halinde toplandı. Cengiz Han, yetki verdiği oğullarından Çağatay'ı Yasa'nın yürütme erkiyle görevlendirdi. Cengiz Han soyundan gelen hükümdarlar, kendileri ve devletleri müslümanlaşıp türkleştikten sonrasında bile Yasa'ya bağlı kaldılar. Gerçek müslüman ve dindar kişiler olarak tanınan ilhanlı hükümdarı Ebu Sait (1317-1335), altınordu hanı Toktamış (1376-1395), Özbekler'den Şeybani hanedanının kurucusu Muhammet Şeybani (1500-1510), çağatay hanlarından Aiaettin Tarmaşirin (1326-1334), Kırım han sülalesi olan Giraylar (1426-1792), bilhassa de Timur (1370-1405) sonuna kadar Yasa' yı şeriattan üstün tuttular. Sadece Timur, Yasa'nın adını "töre" olarak değiştirdi ve çok iyi bilmiş olduğu töreye ölene kadar bağlı kaldı. Timur'un torunu Uluğ bey (1447-1449), töreyi İslamlığa aykırı bularak şeriata döndü. Türkleşmiş moğol devletlerinin ve Orta Asya hanlıklarının da zaman içinde şeriatı Ya- sa'ya yeğlemeleri sonucu XVIII. yy. sonlarından başlayarak geçerliliğini yitiren Cengiz yasası ya da töre tam anlamıyla unutulup ortadan kalktı. Öte taraftan, Ya- sa'nın yurttaşlık hukukuyla ilgili olan ve "Bilig" denen kısmı, bir tek İlhanlIlar' da uygulanma alanı bulduğundan, bu devletin sona ermesiyle (1353) beraber çok daha evvel yürürlükten kalktı.


—Uluslarar. huk. Türk hukukunda yasalar uyuşmazlığına ilişkin temel kurallar 20 mayıs 1982 tarih ve 2675 sayılı Milletlerarası hususi hukuk ve usul hukuku hakkında k.'da belirtilmiştir. Bu yasaya nazaran hak ve fiil ehliyeti ilgili kişinin ulusal hukukuna bağlıdır (md. 8). Evlenme ehliyetine ve koşullarına taraflardan her birinin kendi ulusal hukuku uygulanır (md. 12). Boşanma ve ayrılık sebepleri ve hükümleri eşlerin ortaklaşa ulusal hukukuna bağlıdır (md. 13).

Kaynak: Büyük Larousse







  • Kanun (Yasa) Nedir? Kanun Hakkında Genel Bilgiler


  • Toplumsal Güvenlik Yasa Taslağı Ana Hatları


  • Medya, ulusal egemenlik, yasa, kut, grup, hak ne anlama gelir?



YASA DIŞI sıf.

1. Yasaya, yasanın buyruklarına aykırı olan şey için kullanılır: Yasadışı faaliyetlerde bulunmak.

2. Yasaya aykırı etkinliklerde bulunan; yasadışı: Yasadışı örgütler.





—Huk. Yasadışı evlenme,yasada öngörülen koşullara uymaksızın meydana getirilen evlenme*.)

Kaynak: Büyük Larousse




YASASIZ sıf.

1. Yasası olmayan.

2. Yasayla belirlenmeyen, kanunsuz.

Kaynak: Büyük Larousse


YASASIZLIK a. Yasasız olma durumu, kanunsuzluk.

Kaynak: Büyük Larousse


yasa

isim


1 . Olayların gidişinde olağan dışına yer vermeyen, değişmezlik ve zorunluluk gösteren kaide.

2 . hukuk Kanun.

3 . (bilimde) Çok sayıda gözlem ve gözlemlerden sonrasında, aynı şartlarda aynı neticeleri verdiği kati olarak belirlenen durum.

4 . Toplumsal yaşam içinde kendiliğinden oluşan ve uyulması cemiyet içinde hayata devam etmenin bir mecburiyeti olan alışkılarının bütünü.

5 . felsefe Düşüncenin mantıksal bir kıymeti olması için uyulması koşul olan temel.

Atasözü, deyim ve birleşik fiiller

yasa çıkarmak (yapmak ya da koymak)

Birleşik Sözler

yasa dışı

yasa koyucu

yasa önerisi

yasa sözcüsü

yasa tasarısı

yasa teklifi

anayasa

düşünme yasaları


yasa ingilizcesi


1. (a) law.

2. code of laws, law code.

- çýkarmak/koymak/yapmak to make laws.

- koyucu lawmaker, legislator.

- sözcüsü attorney attached to the Danýþtay





  • Kanun (Yasa) Nedir? Kanun Hakkında Genel Bilgiler


  • Toplumsal Güvenlik Yasa Taslağı Ana Hatları


  • Medya, ulusal egemenlik, yasa, kut, grup, hak ne anlama gelir?


 

YORUMLAR

Ad

Anlamı Nedir?,22,Biyoloji Konu Anlatımı,25,Cilt Bakımı,82,Coğrafya Ders Anlatımı,978,Genel,46,Güzel Sözler,16075,Music,1,Ne Nedir?,32164,Resimli Sözler,4111,Saç Sağlığı,119,Sağlık Bilgileri,1596,Soru-Cevap,10236,Sports,1,Tarih Konu Anlatımı,5,Teknoloji,36,Türk Dili ve Edebiyatı Konu Anlatımı,2,
ltr
item
Ders Kitapları Konu Anlatımı: Yasa Nedir?
Yasa Nedir?
Ders Kitapları Konu Anlatımı
http://ders-kitabi.blogspot.com/2017/06/yasa-nedir.html
http://ders-kitabi.blogspot.com/
http://ders-kitabi.blogspot.com/
http://ders-kitabi.blogspot.com/2017/06/yasa-nedir.html
true
5083728687963487478
UTF-8
Tüm Yazılar Yüklendi hiçbir mesaj bulunamadı HEPSİNİ GÖR Devamı Cevap Cevabı iptal Silmek Cevabı iptal Home SAYFALARI POST Hepsini gör SİZİN İÇİN ÖNERİLEN ETİKET ARŞİV SEARCH Tüm Mesajlar İsteğinizle eşleşme bulunamadı Ana Sayfaya Dön Pazar Pazartesi Salı Çarşamba Perşembe Cuma Cumartesi Pazar Mon Tue Wed Thu Fri Sat January February March April May June July August September October November December Jan Feb Mar Apr May Jun Jul Aug Sep Oct Nov Dec Şu anda... 1 dakika önce $$1$$ minutes ago 1 saat önce $$1$$ hours ago Dün $$1$$ days ago $$1$$ weeks ago more than 5 weeks ago İzleyiciler Takip et THIS PREMIUM CONTENT IS LOCKED STEP 1: Share to a social network STEP 2: Click the link on your social network Tüm Kodunu Kopyala Tüm Kodunu Seç Tüm kodlar panonuza kopyalanmıştır. Kodları / metinleri kopyalayamıyor, kopyalamak için lütfen [CTRL] + [C] tuşlarına (veya Mac ile CMD + C'ye) basınız Table of Content