Büyük L. ABYDOS. Tar. coğ. Batı Anadolu'da, Troas bölgesinde ilkçağ kenti; Çanakkale'nin merkez ilçesinde, Nara burnu gü- ne...
Büyük L.
ABYDOS. Tar. coğ. Batı Anadolu'da, Troas bölgesinde ilkçağ kenti; Çanakkale'nin merkez ilçesinde, Nara burnu gü- neyindeydi. Lydia kralı Gyges'in izniyle, Miletoslularca kuruldu (yaklş. İ.Ö 6/0). Dara'nın ordularınca yakıldı (İ.Û. 512). Kserkses'in ordularını Çanakkale boğazını geçişlerinde de önemli rol oynadı. Attıka-Delos deniz birliği üyesi olan kent, İ.Ö. 411 'de bu birlikten ayrıldı, Sparta'nın egemenliğine girdi. Peloponisos savaşlarında büyük bir deniz çarpışmasına sahne oldu. Büyük İskender (İ.Ö. 334) ve Philippos V'in (İ.Ö. 200) egemenliklerinden sonra, Roma döneminde gelişti. İ.Ö. V. yy'dan I S. III. yy. ortalarına değin pek çok para bastı. Astyra ya da Kremaste' den çıkarılan altın madenlerine sahipti.
ABYDOS ya da ABİDOS, Yukarı Mısır'da Nilln batı kıyısında, El-Beliane'nin 11 km G.-B.'sında ve Kahire'nin 560 km güneyindeki yer. VIII. yy.'da Yukarı Mısır yönetim bölgesinin başkenti ve Thinis Krallığı nın beşiği olan Tis kenti yakınlarında bulunan Abydos, o çağ hükümdarlarının nekropolisi durumuna geldi. Osirıs'in başının kutsal kalıntısını barındırdığı kabul edildiğinden, Abydos, bu tanrının en kutsal kentiydi; ve bu nedenle, kentin ilk tanrısı olan Hentiimentiu, yerini giderek Osiris'e bıraktı. Mısır tarihinin başlangıcından başlayarak nekropolisin kuzeyinde birbiri ardınca bir dizi tapınak yapıldı. VI. sülaleden başlayarak, "Aby- dos'un Efendisi†sözü, Ösiris'in günlük dilde kullanılan sıfatlarından biri olma niteliğini kazandı. Orta imparatorluk dönemindeyse, tanrının ünü bölgesel sınırı da aşarak kenti, ulusal ölçüde değer taşıyan bir din merkezi durumuna getirdi.
O dönemde, herkes Abydos'ta tanrıya adanmış bir anıt edinmek ve böylece Osi- ris ile birlikte yeniden dirilmek istiyordu; sonsuz yaşama kavuşmanın en güvenilir yolu buydu. Dünyanın çeşitli müzelerinde korunan Orta imparatorluk dönemine ait dikilitaşların çoğu, Abydos'ta keşfedilen, XI. ve XII. sülalelerin dikilitaşlarıdır.
"Abydos'un sırları",ösiris'in çektiği acıları ve düşmanlarına karşı kazandığı zaferi anlatan bir bölümü gizli bir ayin düzeniydi. Abydos gezisi, aynı zamanda hem simgesel bir tema (ruhların kayık içinde kutsal kente yolculuğu) hem de kimi inananlar için gerçek bir yolculuktu. Çöl kenarında açılmış basit bir delikten, Yeni imparatorluk dönemiyle ilgili olağanüstü büyüklükte tapınağa varıncaya değin çeşitli mezarlar vardır. Bunlar kralların ve özel kişilerin -başka yerde gömülü olsalar bile - Abydos'ta sahip olmayı zorunlu saydıkları boş anıtkabirlerin yanı sıra uzanıp gidiyordu. Bunlardan yalnızca Yeni imparatorluk dönemine ait olanlar, varlığını iyi bir biçimde koruyabilmiştir. Seti I tapınağı (Strabon buna Memnonıum diyordu) yedili bölümleriyle (yedi giriş kapısı, sütunlu iki salonu katederek, firavunun yaptığı ayinleri tasvir eden kabartmalarla süslü yedi sunağa uzanan yedi geçit), dikkate değer bir yapıdır. Abydos levhaları diye bilinen ve üzerinde,Menes'ten başlayarak 76 firavunun adları yazılı olan krallar listesi, bu tapınağın güney kanadında bulunmuştur.
Seti Tin 1903'te bulunan boş anıtkab- ri, yani Osireion, yan duvarları cenaze töreni metinleriyle süslü bir Osiris mezarıydı. Etrafı bir kanalla çevrili bir ada biçiminde yapılmış olan mezar, dünyanın yaratılışı sırasında sulardan ilk çıkan tepeyi simgeleştirir. Tavanlarından iz kalmamış olan Ramses II tapınağı, genellikle bu firavun döneminde yapılmış başka kabartmalara oranla daha büyük bir incelik taşır.
Birçok dikilitaşın da gösterdiği gibi, Sais döneminin din alanındaki etkileri yaygınlaştıktan sonra, bu kutsal yer değerini yitirmeye başladı.
YORUMLAR