1980’lerin unutulmaz ismidir Bergen. Albümleri yüz binler satan sanatçı, arabesk furyasının en meşhur hanım isimlerdendi. Bir adam yaşamını...
1980’lerin unutulmaz ismidir Bergen. Albümleri yüz binler satan sanatçı, arabesk furyasının en meşhur hanım isimlerdendi. Bir adam yaşamını kararttı. Yüzüne kezzap attı, bıçakladı yetmedi kurşunladı. “Acıların Hanımı” albümüyle altın plak kazanan Bergen, ne yaptıysa bu insanın sertliğinden kurtulamadı. Sonunda ölümü de bu insanın elinden oldu. Öldüğünde hemen hemen 29 yaşındaydı. Daha sonraları İnterpol’ün kırmızı bültenle arayacağı Halis Serbes, Berlin’de Eylül 1990’da yakalanacaktır. İki yıl sonrasında Almanlar, “idamla yargılamazsanız iade ederiz” şartıyla bu katili Türkiye’ye yollayacaktır.
Ağır ceza mahkemesinde yargılanan ve bu süre içinde Tarsus cezaevinde kalan Serbes, cinayeti taammüden kısaca planlayarak işlemediğini söyler ve vaka anını şu şekilde anlatır:
“Vaka günü Bergen bir arkadaşımın ofisini aradı ve çok bitkin bulunduğunu söyleyerek kendisini almamı söylemiş oldu. Ben de kardeşimle yola çıktım. Geç kaldığımız için şarkı söylediği gazinoda değildir, Kayseri yol ayrımında karşılaştık. Orada bana ait aracıma geçti. Beraber bir kır lokantasına girdik. Yiyecek isteyip masaya oturduk. Her şey iyi giderken Bergen, annesinden Mersin’deki evinin anahtarını istedi. Benimle beraber o gece o eve gideceğini söylemiş oldu. Bergen, münakaşaya başladığı annesine bağırınca, ‘Annenin yaşına saygı et, bağırma’ dedim. Bunun üstüne ana-kız bana yöneldiler. Olmadık hakaretler ettiler. Çileden çıkmıştım. Kardeşimin tabancasını alıp ateş etmeye başladım. Annesine ise bilerek ateş etmedim.”
Savcı, 12 Mart 1992’de son kez hakim karşısına çıkan Halis Serbes’in, “taammüden” değildir ama kasten adam öldürdüğünü belirtti. Savcı, değerlendirmesinde Bergen’in annesinin de tesadüfen yaralandığını kaydederek sanığın tahliyesini istedi. Sanık Avukatı Cahit Şar ise, “Evlilikten kısa bir süre sonrasında maktül evi boşaltarak firar etmiş. Ama ilişkileri gene devam etmiş. Ayrıca ana-kız müvekkilimi maddi-manevi sömürmeye devam etmiştir. Müvekkilim aylarca Almanya’da, 7 ay da Türkiye’de tutuklu kalmıştır. İnfaz yasası dikkate alınırsa 35 senelik cezasının karşılığını yatmış durumdadır. Bununla birlikte daha evvel başka bir cezadan cezaevinde hak ettiğinden fazla kaldığından, bu sürenin şimdi verilecek cezadan düşülmesi gerekmektedir.” dedi.
Mahkeme, Halis Serbes’i kasten adam öldürme ve yaralamadan suçlu bularak 15 yıl, ruhsatsız tabanca bulundurmaktan ise 10 ay hapse mahkum etti. Bununla beraber sanığın iyi hali ve infaz yasası dikkate alınarak ceza süresi 3 yıla indirildi. Ilerleyen bölümünde mahkeme, sanığın Almanya ve Türkiye’de tutuklu kalmış olduğu toplam 13 ay ile daha evvel sanatçının yüzüne kezzap attırmaktan tutuklanıp yatmış olduğu 5 yıl 7 aylık sürenin bir kısmının 1983’deki af kapsamına girmesiyle, fazladan yatmış olduğu süre dikkate alınarak serbes bırakılmasına karar verdi. Tahliye edilen Halis Serbes için yakınları cezaevi önünde kurban kesti. 1993’te tekrardan evlenen Halis Serbes, önceleri cinayeti sebebiyle pişman bulunduğunu söylese de, bir süre sonrasında yaptıklarından asla pişmanlık duymadığını, Bergen’in yaşananları hak ettiğini söylemiş oldu.
Halis Serbes, Aralık 1997’de Bergen’in yaşamını mevzu alan ‘Sevgi Ölümden Soğuktur’ adlı filmin galasına da davet edildi. Halis Serbes, filmin kötü karakteri Kadir İnanır’ın yanında, elinde rakı kadehi ile fotoğrafını çeken gazetecilere gülümsüyordu.
Aslolan ismi Bergen Sarılmışer olan Bergen, 1960’da bir yaz günü ailesinin ilk evladı olarak Mersin’de dünyaya geldi. İlk talihsizliğini hemen hemen 6 yaşlarında anne ve babasının boşanmasıyla yaşadı. Çok sevilmiş olduğu annesiyle birlikte Ankara’ya taşındılar. Müziğe olan kabiliyeti keşfedildikten sonrasında öğretmenlerinin de yardımıyla Ankara Devlet Konservatuvarı Piyano kısmına girdi. Ama anası onu okutacak durumda değildi. Büyük umutlarla başladığı okulunu bırakmak mecburiyetinde bırakıldı. Aile yoksuldu, yaşı büyütülerek PTT’de emek vermesi sağlandı. 1976 dayısının oğlu ile ailesinin itirazlarına karşın evlendiler. Eşiyle olan evliliği uzun sürmedi, eşi hapse girdikten sonrasında ailelerin de baskısıyla boşandılar.
Bir akşam ailecek eğlenmek için gittiği Feyman Gece Kulübünde sesini çok beğenen arkadaşlarının ısrarıyla izin alıp ilk kez sahneye çıktı. Kulübün sahibi İlhan Feyman, 19 yaşındaki Bergen’in sesini çok beğendi ve orada çalışmasını teklif etti. Sahne teklifi aldığında yıl 1979’du. Feyman Gece Kulübünde Grup Lokomotif orkestrası ile beraber Türk Sanat Müziği ve Hafifçe Türk Müziği şarkıları söylemiş oldu. Adana’dan teklif aldı ve bir gazinoda emek vermeye başladı.
Sekiz aylık emek vermesi karşılığında Bergen’e lüks bir otomobil verilecekti ama iş bitiminde karanlık adamlar otomobili elinden aldılar. Bu şekilde de kalmayıp aracın borçlarını ödemek zorunda bıraktılar. O yıllarda tanıştığı Halis Serbes, borçlarından kurtulmasına destek oldu. Bergen, Halis Serbes ile nişanlandı ve Adana’ya yerleşti. Birliktelikleri, hiddet nöbetlerine tutulan Halis Serbes’in dayaklarına karşın sürüyordu. Günün birinde Serbes’in evli ve üç çocuklu olduğu ortaya çıkınca bu duruma çok üzülen Bergen Ankara’ya döndü. Peşinden gelen ve boşanacağını söyleyen Halis Serbes’e inandı ve tekrardan barıştı. Eşinden boşanan Halis Serbes ile 1982’de evliliğe ilk adımını attı. Adana’ya yerleştiler. Dayak bir süre sonrasında tekrardan başlayınca Bergen ayrılmak istedi. Ilerleyen bölümünde sertlik de görünce evden firar etti. Aynı dönemde çıkardığı Şikayetim Var albümü beklenen ilgiyi görmedi.
Ekim 1982’de Bergen, İzmir Alsancak’taki New York isminde gece kulübünde çalışılıyordu. Halis Serbes’in yanında çalışan bir şahıs, kalmış olduğu pavyonun kapısında pusu kurup sanatçıya bir şişe dolusu kezzap attı. Hücum sonrası Bergen’in yüzü tanınmaz hale geldi. Bununla birlikte vücudunun mühim bir bölümü de yanık içindeydi. Bergen’in iki gözü görmez olmuştu. Aylar sonrasında Ege Üniversitesinde bir gözü kurtarıldı. Yüzündeki yanık izlerini de meşhur güzel duyu cerrahlar tedavi etti. Halis Serbes iki ay kaçtıktan sonrasında yakalanıp tutuklandı. Mahkemede Halis Serbes’in kezzap attırdığı kişiyi yüklü bir parayla tutup azmettirdiği ortaya çıktı.
Ameliyat sonrası 1984’te İzmir’e dönen Bergen’i ziyaret eden New York gece kulübünün sahibi, sanatçıyı yine sahneye çıkmaya ikna etti. Bergen, 1985’e kadar Kibariye’yi meşhur eden ‘Kim Bilir’ şarkısının bestecisi olan Cengiz Özşeker’in sahibi olduğu İzmir Pırlanta Pavyon’da sahneye çıktı. Demo kasedi Yaşar Kekeva tarafınca beğenilince sanatçı İstanbul’a davet edildi.
Bergen, 1986 sonlarına doğru çıkan ‘Acıların Hanımı’ albümü ile şöhrete kavuştu. Bu albüm kısa süre içinde bir milyondan fazla satınca Nisan 1987’de, “1986’nın En Çok Satan Arabesk Sanatçısı” unvanıyla Altın Plak ve Altın Kasetle ödüllendirildi. Aynı yıl Acıların Hanımı filmi için kamera karşısına geçti. Bergen kocasının yaşattığı onca acıya karşın ondan boşanmadı, şikayetinden vazgeçti ve affetti. Niğde Cezaevine nakledilen Halis Serbes’i ziyaret dahi etti.
1987’de haftalık müzik magazin dergisinde Avusturyalı organizatör John Pale ile Bergen’in sevgi yaşamış olduğu iddia edildi. Bu haber Bergen’e zarar verecekti. Adana Lunapark Gazinosunda sahnede şarkı söylerken her insanın gözü önünde gazinonun eski fotoğrafçısı Necmettin Ulaş tarafınca kalçasından bıçaklandı. Saldırının gerçek sebebi belirlenemedi. Eski fotoğrafçının o sırada gazinoda bulunan bir gazeteciye, ‘makineni hazır tut’ söylediği iddia edildi ama ispatlanamadı.
Aynı yıl Bergen, TRT’nin arabesk yasağını delen ilk sanatçı oldu. Musiki Maceramız adlı programda Acıların Hanımı şarkısını söylemiş oldu. Çakıl Gazinosunda şarkı söyleyen Bergen, kocasının hapisten çıkmasına 4 ay kala, onun isteği ile sahneleri bıraktığını açıkladı. Mersin’de yaşamaya başladılar ama sertlik vakaları sürdü. 1989’da boşandılar. Bergen o yıl son albümü Seneler Affetmez’i hazırladı. Albüm turnesi için Anadolu’ya çıktı.
14 Ağustos’u 15 Ağustos’a bağlayan gece, Anadolu turnesi kapsamında Kayseri’den Mersin’e gitmek için anası ile beraber yola çıktığında Halis Serbes’in kendilerini takip ettiğini fark ettiler. Polisi arayarak şartları bildirdiler. Önlem alınacağı söylenince yolculuğa devam ettiler. Fakat peşlerindeki araçtan kurtulamadılar. Tarsus’a bağlı Gülek kasabası yolundaki bir kır lokantasında saat 04:00 sularında ölüm Halis Serbes’in kurşunlarıyla geldi. Bergen ve annesiyle tartışan Serbes, otomobiline doğru kaçan şarkıcıya 6 kurşun sıktı. Halis Serbes, Bergen’in anası Sabahat Çakır’ı da 3 kurşunla ağır yaralayarak bir ay ilkin almış olduğu pasaportla Almanya’ya firar etti. Ertesi gün tabuta dahi konulmadan sedye ile musalla taşına konan Bergen’e yakın arkadaşlarının dahi katılmadığı cenaze töreni yapılmış oldu. Derhal peşinden yangından kaçırmış olduğu benzer biçimde götürülmüş olduğu Mersin’de toprağa verildi.
YORUMLAR