Büyük L. AĞ a 1 . Balıkları, hayvanları avlamak için ipleri çaprazlayarak meydana getirilen örgü. (Bk. an- sikl. böl. Balıkç.) * 2....
Büyük L.
AĞ a 1 . Balıkları, hayvanları avlamak için ipleri çaprazlayarak meydana getirilen örgü. (Bk. an- sikl. böl. Balıkç.) * 2. Çaprazlama örgülere verilen genel ad; file: Ağ ipliği. Top ağlarda. * 3. Tuzak: Ağına düşmek. Yazgı ağlarını örüyordu. * 4. Bir şey ağı, ülkenin ya da coğrafi bir bölgenin her tarafına yayılmış olan bağlantılar bütünü; şebeke: Karayolu, demiryolu, havayolu ağı, telefon ağı.
* Anat. Damarların, sinirlerin, vb, ağızlaşarak ya da birbirlerine dolaşarak meydana getirdikleri karmaşık yapı. (Bk. an- sikl. böl.) |1 Ağ sinir sistemi, knidliler ya da yassısolucanlar benzer biçimde bazı hayvan şubelerinde görülen ilkel sinir sistemi tipi. (Bu sistemde nöronlar, örtü epitelyumunun dibinde yer alır ve enine ya da boyuna hususi bir yön almaksızın aksonlarla birbirine bağlı bulunur.) || Yetkin damar ağı, kan damarlarından bazılarının yolu üstünde yer edinen ince damar ağı. (Eşanl. RETE Mİ- RABİLİS.) [Bk. ansikl böl.]
* Ask. Gizleme ağı. bir miğferi, bir silahı, bir harp vasıta ve gerecini,vb. gizlemek için kullanılan ufak dal ve bez parçalarını, vb. tutturmaya yarayan ağ. || Ot ağı, eyere takılan ve binicilerin, atlarının gereksinim duyan otu taşımalarına yarayan ağ.
* Ask. denize. Ağ gemisi, çelik engel ağlarını atıp toplamakta kullanılan destek vapur.(Bk. ansikl. böl.)
* Astrofız. Güneş ağı. Güneş'in aşağı atmosferinin geniş dingin bölgelerinde bilhassa güneş lekelerinden uzakta gözlenen, bitişik hücreler biçiminde motif. (Bk. ansikl. böl.)
* Avc. ve Balıkç. Ağ atmak, balık avlamak için ağı suya salmak. |j Ağ ayıklamak. ağ gözlerini içindekilerden temizlemek. |j Ağa vurmak, balığın ağ gözüne takılması. || Ağ çatmak, ağın boyutlarını küçültmek amacıyla ağ gözlerini küçültmek. (Bunun için basit bir göz alınır, üst basit bitişik iki göz ona yedirilerek üçü bir göz haline getirilir.) [Eşanl. DARALTMAK] || Ağ çekmek, ağa yakalanan balıkları toplamak için ağı sudan çıkarmak.
|| Ağ donatmak, balık tutmak için kıyıda ağ hazırlamak. || Ağ dökmek, ağı tekneden av alanına salmak. || Ağ döşemek, ağı suyun altına yerleştirmek. || Ağ gözü, ağı oluşturan gözlerden her biri. (Ağ gözlerinin büyüklüğü, ağ gerildikten sonrasında ölçülür; iki düğüm arasındaki uzaklık büyüklük ölçüsüdür ve milimetre ile belirlenir Balıkların ağdan kurtulmalarını önlemek için ağ gözleri balığın cinsine gore ayarlanır; hemen hemen olgunfaşmamış balıkların gözden kaçıp kurtulması dikkate alınır.) || Ağ iğnesi, ağın dokunmasında kullanılan iğ biçiminde tahtadan ya da plastikten aygıt. || Ağ ipliği, ağ yapmakta kullanılan iplik. (Keten, kenevir, pamuk ya da naylondan bükülmüş ince iplerdir.) || Ağ kayığı, balık ağı dökmekte ve toplamakta kullanılan, kıç üstü bu amaçla geniş meydana getirilen ve azca su çeken kayık. || Ağ oluşturmak, yırtıcı bir hayvanı ya da bir kuşu yakalamak-için ağ yerleştirmek! Ağ kurşunu, ağları derinde ya da Suyun dibinde tutmaya yarayan zeytin biçiminde delikli kurşun parçası. |j Ağ mantarı, ağın üst yakasını suyun yüzünde tutmaya yarayan mantar parçası. |j Ağ örmek, balık ağı yapmak. || Ağ reisi, balıkçı teknelerinde ağın suya dökülmesi ya da sudan toplanması için lüzumlu manevraları emreden vapur adamı || Ağ sermek, ağı tekneye çekerek gözleri karışmayacak halde yaymak, I Ağ serpmek, serpme ağını sırta yerleştirip kurşunlu yakası açılacak halde hafifçe dönme verilerek savurmak. || Ağ toplamak, ağı sudan çekmek.|j Ağ vinci, balıkçı teknesinde bulunan ve ağın sudan çekilmesine yarayan vinç.
* Bağışıkbil. Antijenlerle birleşen antikorların çökelince oluşturduğu, gözle görülebilen. karmaşık yapı. || Jerne ağı kuramı. normalde, organizmada antikor ağlarının bulunabileceğim ilen devam eden kuram Bu antikorlardan bazıları, dengeli oranlarda. başka antikorların anti-idiyotipilerinı kapsar. (Bir antijen uyarısı, bu ağın dengesini bozabilir; bu da belli idiyotıpileri içeren antikorların oluşmasıyla açığa çıkar.)
* Belgi. Belge ağı, belge ve bilgi değişimini gerçekleştirebilmek için, bir antak kalma protokolüyle birbirlerine bağlanmış belgeleme merkezleri topluluğu.
* Bilş. Verileri işleme ya da bilgi alışverişi amacıyla saysal bağlarla birbirine bağlanmış bilgisayarlar kümesi. (Bk. ansikl. böl.) |j Genel ağ. bir kamu kurumunca (PTT) kurulan bilişim komünikasyon taşıyıcıları. || Ayrışık ağ. değişik tipten bilgisayarların birbirine bağlanması sonucunda olu- ş'ân ağ. || Mahalli ağ, aynı yerleşim bölgesinde genel telefon şebekesini kullanmadan birçok bilgisayarın ve terminalin bağlantısını elde eden ağ. || Yıldız ağı, tüm bilgisayarları merkezi bilgisayara bağlayan ağ.
* Coğ. Şehir ağı, bir bölge, bir il ya da devlette, yerleşimleri, nüfus ve tutumsal ağırlıkları bakımından aralarında ilişkiler bulunan şehirler bütünü.
* Denize. Denizyolu ağı. denizleri ticari amaçla kullanmak için limanlar arası trafiğe gore düzenlenmiş seyir yolları. || Yalpa ağı, yelkenli gemilerde cıvadralara oluşturulan flok yelkenlerinde çalışacak mensubu korumak için, cıvadra altına gerilen sağlam ağ.
* Dokubil. Malpighi mukoza ağı, üstde- rinin derin tabakaları. (Eşanl. MALPİGHİ MUKOZA CİSİMCİKLERİ ya da MALPİGHİ
MUKOZA TABAKASI.)
* Foto. Sadece mikroskopla görülebilecek kırmızı, yeşil ve mavi saydam maddelerden oluşan tanecik ya da çizgiler mozayiği. (Bunlar katmalı fotoğraf işlemlerinde ışığı süzmeye yarar.)
* Geom. Bir düzlemin cebirsel eğrilerinin ya da uzayın cebirsel yüzeylerinin ailesi; bu aile İR yi ya da bunun son'u ya da sonsuz parçalarından birini tarayan iki X ve y parametresiyle indislenmiştir. (Eğrilerin ya da yüzeylerin X ile jı ye bağlı denklemi birinci derecedense, ağ doğrusaldır.) [Bk ansikl. böl ]
* Havc. Balonun kılıfını saran ve sepeti taşıyan halat örgü. || Uçuş ağı, bir firmanın çalmış olduğu hava katlarının tümü.
* Hidrol. Akarsu ağı, azca ya da çok geniş bir bölgeyi akaçlayan dere ve kollarının tümü, (Bk. ansikl. böl.)
* iletiş. Eşzamanlı ağ, kilometrelik ya da hektometrelik dalga uzunluğunda, aynı taşıyıcı frekansta gösterim icra eden ve aynı programı gösteren radyo vericilerinin tümü. |j Kamu telgraf ağı, halka telgraf hizmeti sunmak için oluşturulan telekomünikasyon ağı. || Radyo ya da tv ağı, aynı programı gösteren vericilerin tümü; geniş anlamıyla bir kuruluşun, bir bölgenin ya da bir ülkenin tüm vericileri. |i Radyoelektrik ağı, yöneltici bir istasyonun yetkisi altında tertipli haberleşen radyoelektrik istasyonlarının tümü. || Sayısal ağ. sayısal işaretler ileten telekomünikasyon ağı. || Telefon ağı, bilhassa telefon konuşmalarına ayrılan telekomünikasyon ağı. [ Telekomünikasyon ağı. belli sayıda yer içinde telekomünikasyon oluşturmayı elde eden iletim hatlarının ve donanımlarının tümü. || Uzaktan dağıtım ağı ya da ortak ağ, radyo ya da tv yayınlarını çok sayıda kullanıcıya dağıtmaya olanak veren kablolar ve birleşik donanımlar bütünü. || Veri ağı. bir veri terminalleri kümesinin bağlaştırılmasını elde eden telekomünikasyon ağı.
* Jeod. veTopogr. Fizyolojik olarak birbirine bağlı, çoğu zaman maddileştirilmiş ve kesin arazi noktalarının tümü. (Meydana gelen konumlama tipine gore çeşitli ağ türleri vardır: planımetrik ağlar ya da jeo- dezik ağlar, yükseltiölçüm ağları ya da ni- velman ağları ve üç koordinatı saptanan uzaysal ağlar.)
* Metalogr. Ferrıt ağı, dönüşüm bölgesine değin ısıtılmış çeliklerin ferritik taneleriyle üst üste gelen donuk çizgi ağı.|| Katılaşma ağı, çeliklerde katılaşma esnasında beliren ve katılaşma eşsıcaklıklarını gösteren, birbirinden hafifçe değişik bileşimde metal çizgiler.
* Mim. Kaburga ağı, bir sivri tonozda, bırbirıyle kesişen nervürlerın oluşturduğu karmaşık sistem.
* Nük. müh. Çoğaltıcı ağ. bir nükleer reaktörün kalbinde, yakıtın ve diğer gereçlerin muntazam bir geometrik biçim oluşturacak halde düzenlenmesi; bu seviye sonucu kalp, hücre denilen, neredeyse özdeş elemanter birimlerden oluşur.
* Opt. Birbirine çok yakın, eşit aralıklı bir dizi koşut çizgi taşıyan yüzey. (Bu çizgiler bir düzlem [düzlemsel ağlar] ya da küre kapağı üstüne [içbükey ağlar] çizilmiş olabilir.) [Bk. ansikl. böl.] || Kuşaklı ağ. kırınımın incelenmesinde kullanılan bir tür ekran. (Ekranda art arda gelen saydam ve opak bir takım eşmerkezli halka vardır; halkaları ayıran çemberlerin yarıçapları ardışık tüm sayıların kare köklerine göre değişiklik gösterir.)
* Petr. san. Dağıtım ağı. bir merkezde toplanan gazı taşımaya ve hat çevresindeki kullanıcılara dağıtmaya yarayan kanalların tümü.
* Spor. Oyun alanlarını ortadan ikiye bölmek, kalelerin arkasına konularak kaleye giren topun takılıp kalmasını sağlamak amacıyla yapılmış örgü. (Futbol, hentbol, buz hokeyi ve sutopunda, kalelerin oyun alanları dışındaki bölümünde yer alır. Kaleyi geçerek içeri giren top, ağa takılır; böylelikle atılan gol, meydana getirilen sayı, belirgin 
bir halde saptanmış olur. Tenis ve vo- leybolde ise ağ, oyun alanını dikey olarak iki eşit bölüme ayırır. Ağlar, jüt, kenevir, kendir ya da naylondan yapılır.)
* Su işler. Ağ şebeke, tüm uçlarından beslenen ve ana borulardan oluşan ağ; dal* şebekeler'den değişik olarak, ikincil kollar ana borulardan çıkar ve birbiriyle kesişir. (Ağ şebekeler, ağın bir bölümünün hizmet dışı kalması durumunda bile [boru çatlaması, onarım, vb.) su dağıtımını aksatmaz.)
* Tekst. Ağ örmek, ağın gözlerini oluşturmak.
* Zool. Örümceğin, avını yakalamak ya da barınmak için karın kısmındaki ağ bezlerinden salgıladığı kuru ya da yapışkan ipek ipliklerle oluşturduğu örgü. (Bk. an- sikl. böl.)
* ANSİKL. Anat. Toplardamar ağları içinde, dölyatağı toplardamar ağını, sperma kanalları toplardamar ağını, çatı kemiği arkası toplardamar ağını (santorini sinir ağı), beyin yan karıncıkları toplardamar ağlarını (korioid ağlar) sayabiliriz. Sayıca bir çok olan sinir ağları ya beyin -omurilik sinirlerinden ya da otonom sinir sistemi sinirlerinden oluşur. Omurilik sinirleri omurilik kanalından çıktıktan sonrasında, omurga süresince dizili bir takım ağ oluşturur: bunlar yukarıdan aşağıya doğru boyun, kol, bel, kuyruksokumu ve edep sinir ağları'dır. Bu ağlardan çıkan sinirler, kol ve bacakların ve gövdenin hareket ve duyu sinirlerini sağlar. Vejetatif sistem sinirleri de, çoğunlukla vejetatif yaşam organlarına komşu çok sayıda ağlar meydana getirir. Başlıcaları şunlardır: kalp sinir ağı, çölyak sinir ağı, mide-dalak-kara- ciğer sinir ağı, alt ve üst mezenter sinir ağları, akciğer sinir ağı, böbrek sinir ağı ve güneş sinir ağı.
*Yetkin damar ağı. Bir damarın (çoğunlukla bir atardamar) daha ufak çapta birkaç paralel damara bölündükten birazcık sonrasında birleşerek başlangıçtaki damarı meydana getirmesiyle oluşan bir damar ağıdır. Bu yetkin damar ağlarına balıkların yüzme kesesinin çeperinde; balinagil lerin, su samurunun, yüzgeçayaklıların, dişsizlerin ve primatların yüzgeç ve bacaklarında ve omurga bölgesinde; etçillerin ayak tabanı yumuşak kısımlarında, vb. rastlanır. Bu ağların işlevsel rolüne ilişkin bilgi azdır: suya dalan ya da ağaçlarda yaşayan hayvanlarda tazyik değişik liklerinı hafifletme, kol ve bacakların uç kısımlarının ısınması, indirgemeye uğramış kanın, apne devrelerinde beyin dolaşımından uzak tutulması, suda yaşayan memelilerde çevre organlardaki kan akımının (soğukla karşı karşıya bulunan) yavaşlatılması, vb.
* Ask. denize. Ağ gemileri çelik engel ağlarını taşır; harp esnasında liman ağızlarıyla mühim geçitleri bu çelik ağlarla kapatarak düşman vapur ve denizaltılarının geçişini engeller. Deniz kuvvetlerine bağlı olan bu gemilerden barışta liman hizmetlerinde ve şamandıra atıp toplamada yararlanılır.
* Astrofiz. Güneş ağı Ağlar ışıkküre ve renkküre düzeylerinde gözlenir. Renkkü- re düzeyinde ağ, taneciklerin* yan yana gelmesiyle oluşur. Hücrelerin boyutu 1 000 ile 2 000 km içinde değişmiş olur ve davranışları altta yer edinen hücre taşınımı tarafınca denetlenir. Hücreler görünen ışıkta Güneş kenarına yakın bölgelerde görülür; Güneş'in ışıkkürede oluşan tayf çizgileri ise diskin her yanında bu hücrelerin gözlenmelerini sağlar. Renkküre düzeyinde ağ spikül* zincirleriyle birbirinden ayrılan daha büyük boyutta ilmiklerden, doğrusu süpertaneciklerden* oluşur. Bu taneciklerin çapı 5 000 ile 10 000 km içinde değişmiş olur. Renkküredeki ağ, bilhassa tekrenkli ışıkta, Ha,Ca+ tayf çizgilerinde ve Güneş'in morötesi tayfında gözlenir.
* Balıkç. Balık ağları çeşitli halde olur: serpme, huni, poşet, perde, vb. Biçimi ne olursa olsun, ağın örgü ipi ve ağ gözünün büyüklüğü, avlanacak balığa ve kul
lanılacak avlanma yöntemine bağlıdır. Mesela, ağ gözünün büyüklüğü hamsi ağında 7 mm, istavrit ağında 15 mm, palamut ağında 33 mm'dır. Ağlar başlıca beş grupta toplanır: mütevazı ağlar (sardal- ya, uskumru, torik-palamut, kalkan, kılıç, mevsim ağları, vb.), voli ve sürütme bağları (ığrıp, manyat, vb.), alamana ağları (alamana, çakar, gırgır), difana ağları ya da fanyalı ağlar (kefal ve lüfer ağı, tekir ağı, pisi ağı, vb.), durağan(durgun) ağlar (çökertme, karne, vinter, serpme, vb.).
* Bılş. Bir ağ, hususi kullanıcıya, direkt doğruya kendisine bağlanan bilgisayardan çok daha varlıklı ve daha çeşitli hizmetler verir; bu çeşitliliği ağ bünyesinde, kendisine dolaylı ya da dolaysız bağlanmış diğer bilgisayarlara erişim kanalıyla elde eder. Böylece kullanıcı ortak veri tabanlarına, herhangi bir bilgisayarın hususi programlarına erişebilir ve diğeri kullanıcılara, elektronik ileti göndererek haberleşme-iletişim kurabilir, ilk büyük bilişim ağı, 1968'de ABD'de, Müdafa bakanlığınca kurulan ve bilhassa çok sayıda amerikan araştırma kuruluşunu bağlayan Arpanet'tir.
â– * Geom. Çember ağı mühim ağ türlerinden biridir; bu ağ, merkez denilen değişmez bir noktanın bir düzlemin çemberlerine gore kuvveti p değişmezi olmak suretiyle bu çemberler kümesidir. Merkezi I ve kuvveti p olan ağ, bir çok kez R(l,p) ile gösterilir. Bu ailenin üç çemberinin I kuvvet merkezi aynıdır, p nin işareti üç tip ağ belirler: p=0 olduğunda, bir I noktasından geçen çemberlerin R(l,0) ailesi; p^r2 olduğunda bir r(l,r) çemberine dikgen R (l.r2) çember ailesi; p= -r2 olduğunda bir F(l,r) çemberini bir çap süresince kesen R(l, -r2) çember ailesi. C;, C'2' ve C'3',' denklemleri sırayla f1(x,y) = 0, f2(x,y) = 0 ve f3lt;x,y) = 0 olan ve ağın aynı demete bağlı olmayan üç çemberi olduğuna, C'2'için (,n) = (oo.O) ve C'3" için (X,*ı) = (0,oo) kabul edildiğine gore ağın her çemberinin denklemi (f,+Xf2 + /ıf3) (x,y) = 0 biçimindedir.
Küre ağları da vardır; bu ağlar kuvvet ekseni üçer üçer aynı olan E3 uzayı küreleridir; kuvvet merkezi dörder dörder aynı olan ise E3 küreleridir.
iki ağın bileşimi bir demettir,
* Hidrol. Akarsu ağı. İklime ve yağış miktarına olmasıyla birlikte toprağın türüne de bağlıdır: toprak ne denli geçirimsizse, ağ o denli sık dokuludur (çok dallı ve saçsı ırmak ağı). Ağın genel çizgisi jeolojik yapının ve aşındırıcı eski etkenlerin (bilhassa buzulların) biçimlendirdiği engebenin bir sonucudur. Ek olarak akarsuların tesiri, birbirini izleyen değişik iklimlerde kendini göstermiş ve ağlara bugünkünden çok değişik özellikler kazandırmıştır. Ağın çizgileri, dandritik, balıksırtı dikgen, kafesli, yelpazemsi, ışınsal ve koşut biçimler alabilir. Bu biçimlerin akarsu rejimi ve taşma üstünde mühim tesirleri vardır. (-» HAVZA).
®* Opt. İlk Fraunhofer ağları cam üstüne elmasla çizilmiş çizgilerden oluşuyordu; Rovvland'ın metal ağlarıysa hususi bir alaşıma çizilmiştir ve yansımayla gözlenir. Çizgiler arasındaki uzaklık, gözlenen ışınımın dalga boyuyla aynı büyüklük basamağını taşımalıdır.
X dalga uzunluğunda tekrenkli düzlemsel bir dalga, N + 1 çizgili ağ üstünde i0 geliş açısıyla ulaşırsa, /* doğrultularında düzlemsel dalgalar biçiminde kırılır ve aşağıdaki bağıntıyla gösterilir:
a (sin /'o + sin iğ = kX,
bağıntıda a ardışık iki çizginin uzaklığı (ağın adımı) ve k bir tam sayıdır (kırınım basamağı). Öyleyse k nın her kıymeti için /*, X dalga boyuna bağımlıdır. Karmaşık bir ışıma, bir ağ yardımıyla birçok kırınım sistemine dağıtılır (her kırınım basamağı için bir tane); dolayısıyla prizmalarda olduğu benzer biçimde, tayf ölçerlerde de ağlardan yararlanılır. a(sin /0 + sin /*) terimi, ardışık
iki çizginin kırınıma uğrattığı dalgalar arasındaki yol farkını gösterir, ilk ve son çizgi tarafınca kırılmış ışınlar arasındaki yol farkı, ağın genişliği / olduğuna gore şöy- ledir:
A = NkX = Na (sin io + sin iğ = / (sin /0 + sin iğ.
Bir ağın ayırma gücü A/X = Nk, açısal dağılması da d/*/d = k la cos /* ile verilir.
Prizmaya oranla ağ, kırınım basamaklarının çokluğu sebebiyle sakıncalıdır; bu olgu verilen bir basamakta ışıldama enerjisini azaltır ya da belli bir doğrultuda değişik basamaklardan çeşitli ışınımların üst- üste gelmesine neden olur; bir çok kez tek- renk üretici ya da filtre ile ışınımların ayrılması gerekir. Bununla beraber ağın, gittikçe daha yaygın kullanımını açıklayan üstünlükleri vardır: açısal dağılımı 10 ile 30 kez daha büyüktür; ek olarak, i†ile ik arasındaki geometrik bağıntı, ayarlamaya başvurmadan kati dalga boyu karşılaştırmaları yapılmasını sağlar. Uygar ağların bir çok (düzlemsel ya da içbükey) ince alüminyum katmanıyla kaplanmıştır ve yansımada kullanılır. Bazısı saydam bir yüzeye kazılmıştır ve geçişte kullanılır.
Ağ yapımında iki yol vardır: gravür ve holografi. Gravür ağlar, bir cam matrisin döküm kanalıyla elde edilmiş kopyalarıdır; matris ise optik bakımdan parlak bir cam blok, ince bir alüminyum katmanıyla kaplandıktan sonrasında çok duyarlı bir makineyle kazılarak hazırlanmış olur. Gravür ağlarda kusur, ağ adımının dönem hatasından lanabilir ve parazit tayf çizgilerinin ortaya çıkmasına neden olur (Hayalet tayf çizgileri ya da Rovvland gostları). Gravür esnasında ilerleme kumandasında girişim şekillerinin kullanımı bu kusurdan kaçınma olanağı verir. Holografi ağları, büyük uzamsal ayırma gücünde, ışığa duyarlı bir reçine üstüne aynı laserden çıkan iki dalganın verdiği girişim saçakları kaydedilerek üretilir (holografi teknikleri). Girişim icra eden dalgaların düzlemsel ya da küresel olmasına gore düzlem ya da içbükey ağlar elde edilebilir. Bu yöntemle, milimetre başına çok sayıda çizgi içeren (6 000 basamağında), dönemsel adım hataları yapmayan ve iyi bir ışık etkililiği elde eden büyük boylu ağlar üretilir (200 mm'ye kadar).
* Zool. Her örümcek türünün kendine özgü bir ağ biçimi vardır. Bunların meka nik özellikleri (gerginlik, esneklik, gereç lerde tutumluluk) incelendiğinde, bazılarının kusursuz (araneus), bazılarınınsa karışık ve düzensiz olduğu görülür. Gene, kimi ağlar her gün tekrardan örülürken, kimileri tüm etkinlik periyodu süresince koru nur.
AĞ a Pantolon, don, şalvar vb. giyecek lerin apış arasına gelen yeri: Kimi yörelerimizde ağı neredeyse yere kadar uzanan şalvarlar giyilir. Ağı geniş bir don.
* Çamaşır san. Bilhassa bir pantolonun ya da bir donun apış arasına, rahatlık amacıyla konan eşkenar dörtgen biçimindeki ek parça.
* Terz. Bir pantolonun iç kısmında, orta dikişle her bir parçanın iki iç dikişinin kesişme noktası.
ağ
isim
- 1 . İplik, sicim, tel vb. ince şeylerden kafes biçiminde yapılmış örgü: "Balık ağı. Tenis ağı."- .
- 2 . Örümcek vb. hayvanların salgılarıyla oluşturdukları örgü.
3 . Ulaşım ve haberleşme-iletişim benzer biçimde alanlarda ülkenin her yerine yaygınlaştırılmış şebeke: "Cumhuriyetin onuncu senesinde ülkemiz demir ağlarla örülmüştü."- .- 4 . mecaz Tuzak : "Onu, ağına düşmüş bir av benzer biçimde ne öldürdü ne ondurdu."- S. Ayverdi.
- 5 . spor Oyun alanını ortadan ikiye bölen iple yapılmış örgü, file.
- 6 . spor Çaprazlama örgü ile meydana getirilen ve kale direkleri arkasına gerilen örgü, file.
- ağ atmak (ya da bırakmak)
- ağ çekmek
- ağına düşürmek
- ağbenek
- ağbeneklilik
- ağ iğnesi
- ağ ipliği
- ağ kayığı
- ağ kepçe
- ağ kurdu
- ağ kurşunu
- ağ mantarlar
- ağ katman
- ağ tonoz
- ağ poşet
- ağ yatak
- dış ağ
- Genel Ağ
- iç ağ
- serpme ağ
- mahalli ağ
- alamana ağı
- bilgisayar ağı
- bilişim ağı
- borda ağı
- boru ağı
- çektirme ağı
- çevirme ağı
- dalyan ağı
- dip ağı
- ıstakoz ağı
- haberleşme-iletişim ağı
- karides ağı
- marya ağı
- sürtme ağı
- voli ağı
ağ (II)
isim
- Pantolon ya da külotun apış arasına gelen yeri, apışlık.
Sebep: Moderaör Eklemesi
YORUMLAR