Akın (I) isim 1 . Kalabalık bir şeyin arkası kesilmeyen bir geliş durumunda olması: "Adayı bir rençper akını doldurmuştu....
Akın (I)
isim
1 . Kalabalık bir şeyin arkası kesilmeyen bir geliş durumunda olması:
"Adayı bir rençper akını doldurmuştu."- S. F. Abasıyanık.
2 . Düşman topraklarına tedirgin etme, yıldırma, çapul vb. amaçlarla toplu olarak yapılan baskın:
"Bin atlı akınlarda çocuklar gibi şendik / Bin atlı o gün dev gibi bir orduyu yendik"- Y. K. Beyatlı.
3 . spor Gol atmak veya sayı yapmak amacıyla karşı takımın sahasına doğru genellikle topluca girişilen hücum.
Atasözü, deyim ve birleşik fiiller
Birleşik Sözler
akın (II)
isim, edebiyat
Kazak ve Kırgız Türklerinin saz şairlerine verdiği ad.
isim
"Adayı bir rençper akını doldurmuştu."- S. F. Abasıyanık.
2 . Düşman topraklarına tedirgin etme, yıldırma, çapul vb. amaçlarla toplu olarak yapılan baskın:
"Bin atlı akınlarda çocuklar gibi şendik / Bin atlı o gün dev gibi bir orduyu yendik"- Y. K. Beyatlı.
3 . spor Gol atmak veya sayı yapmak amacıyla karşı takımın sahasına doğru genellikle topluca girişilen hücum.
Atasözü, deyim ve birleşik fiiller
- akın etmek
Birleşik Sözler
- akınkayası
- hızlı akın
- karşı akın
akın (II)
isim, edebiyat
Kazak ve Kırgız Türklerinin saz şairlerine verdiği ad.
AKIN, a. 1. Askeri bir birliğin düşman ülkesine ya da bir hedefe yaptığı saldırı: Hava akını. (Bk. ansikl. böl. Ask.)
2. Esk. Bir akıncı beyinin yönetiminde, düşman topraklarına keşif, yağma, yakıp yıkma ve tedirgin etme amacıyla yapılan askeri harekât: Balkanlarla yapılan akınlar. (Bk. ansikl. böl. Ask. tar.)
3. Ed. Savaşçıların akarcasına gidişi: Akınların uğultusu.
4. Bir yere çok sayıda kişinin beklenmedik gelişi: Mağazalara ucuzlukta beklenmedik bir akın oldu. Şimdi de yeni açılan okullara akın başladı. Köyden kente doğru bir akın.
5. Bir şey (insan, hayvan) akını, o şeyin çok sayıda ve toplu olarak gelişi: Turist akını. Balık akını. Çekirge akını.
6. (Bir ülkeye, yabancı bir yere) akın etmek, oraya baskın yapmak.
7. Bir yere akın etmek, o yere kitleler halinde gitmek: Hafta sonu halk plajlara akın etti.
8. Akın akın, arkası kesilmeksizin, topluca.
2. Esk. Bir akıncı beyinin yönetiminde, düşman topraklarına keşif, yağma, yakıp yıkma ve tedirgin etme amacıyla yapılan askeri harekât: Balkanlarla yapılan akınlar. (Bk. ansikl. böl. Ask. tar.)
3. Ed. Savaşçıların akarcasına gidişi: Akınların uğultusu.
5. Bir şey (insan, hayvan) akını, o şeyin çok sayıda ve toplu olarak gelişi: Turist akını. Balık akını. Çekirge akını.
6. (Bir ülkeye, yabancı bir yere) akın etmek, oraya baskın yapmak.
7. Bir yere akın etmek, o yere kitleler halinde gitmek: Hafta sonu halk plajlara akın etti.
8. Akın akın, arkası kesilmeksizin, topluca.
Kaynak: Büyük Larousse
YORUMLAR