ÂLÂ sıf. (ar/a'/a) 1. Daha yüce, daha yüksek, en yüksek: Mektebe-i âlâya çıkmak. *2. Nefis, güzel: Âlâ bir akşam yemeği. *3. ...
ÂLÂ sıf. (ar/a'/a) 1. Daha yüce, daha yüksek, en yüksek: Mektebe-i âlâya çıkmak. *2. Nefis, güzel: Âlâ bir akşam yemeği. *3. Bir şeyden, bir kimseden âlâ, ondan daha iyi, daha üstün: Tatil için bundan âlâ yer bulamazsın. Sen bunu benden âlâ bilirsin. *4. Esk. Âladan âlâ, âlânın âlâsı, mükemmel.
*a. Esk. Diplomalara konulan 'iyi" derecesi.
*ünl. Sözü edilen şeyin beğenildiğini, onaylandığını vurgular: Âlâ! Tam istediğim gibi olmuş.
ÂLÂ sıf. (fars. alâ). Esk. Kirleten.
Büyük L.
*a. Esk. Diplomalara konulan 'iyi" derecesi.
*ünl. Sözü edilen şeyin beğenildiğini, onaylandığını vurgular: Âlâ! Tam istediğim gibi olmuş.
ÂLÂ sıf. (fars. alâ). Esk. Kirleten.
Büyük L.
YORUMLAR