Alabildiğine zarf (ala'bildiğine) 1 . Sınırsız, uçsuz bucaksız bir biçimde: "Bir tarafı alabildiğine deniz, bir tarafı...
Alabildiğine
zarf (ala'bildiğine)1 . Sınırsız, uçsuz bucaksız bir biçimde:
"Bir tarafı alabildiğine deniz, bir tarafı alabildiğine boş çöl."- F. R. Atay.
2 . Olanca hızı ile.
3 . mecaz Aşırı derecede, gereğinden çok, gırla, sıvırya:
"Kaldığı kliniğin başhekiminden gelen mektuplarda yazılanlara bakılırsa etrafında olup bitenlere karşı alabildiğine kayıtsızdı."- E. Şafak.
ALABİLDİĞİNE be. 1. Bir eylemin aşırı, abartılı bir hız, bir güçle gerçekleştiğini belirtir; çok, olabildiğinde; Düz ovada alabildiğine koşan bir at. Gerçeklikten, alabildiğine uzaklaştı. *2. Bir niteliğin çok belirgin ve güçlü olduğunu vurgular: Alabildiğine yalın bir anlatım. Gökyüzü alabildiğine parlaktı.
Büyük L.
YORUMLAR