ALÇALMA , a. Alçalmak eylemi; yüksek-ğini yitirme ya da bayağılaşma. -Denizbil. -1. Deniz düzeyinin med'den sonra cezir düzeyine...
ALÇALMA, a. Alçalmak eylemi; yüksek-ğini yitirme ya da bayağılaşma. -Denizbil.
-1. Deniz düzeyinin med'den sonra cezir düzeyine ulaşmak üzere alçalması. -2. Büyük med ve büyük cezir evreleri arasında med-cezir (gelgit) genliğinin azaldığı dönem. -Denize, inen gelgit. (Eşanl. CEZİR.)
--Alçalma akıntısı, inen gelgit sırasında görülen su hareketi.
--Alçalma dinişi, alçalmanın son anı; bu sırada su düzeyi değişmez.
-Hidrol. Bir kabarmadan sonra akan suların düzeyinin düşmesi; bu düşmenin ölçüsü.
-Jeod. Alçalma açısı, gözlemciden ge-;en yatay düzlemle ufuk doğrultusu arasındaki açı; bu açı gözlem noktasının yükseltisinden lanır. (Bk. ansikl. böl.) -Jeomorfol. Tektonik hareketlerin (senk-iınal alçalmış bir kesimdir) ya da dış kuWetlerin (doğal ya da yapay boşlukların çökmesi) etkisiyle topraktaki düzey yitimi. (Bu terim yavaş gelişen bir oluşumu belirtir; ani gelişen olaylar için daha çok çökme terimi kullanılır.)
-Jeomorfol. ve Denizbil. Aşınarak alçalma, bir kumla ya da kıyı şeridinin enine profilinde tortul gereçlerin yüzeyden erimesi sonucu ortaya çıkan alçalma. -Mad. oc. Yerüstü alçalması, yeraltı üretim boşlukları yüzünden toprak yüzeyinde görülen alçalma. (Bk. ansikl. böl.) -Meteorol. Alçalma çekirdeği, EŞBASINÇ-DEĞİŞİM EĞRİSİ'nin eşanlamlısı.
-Tekton. Eksen alçalması. Bir kıvrım ekseninin, eksen düzleminin ortalama eğimine göre aşağı doğru eğilmesi. -Yerbil. Taşkürenin düşey hareketi-. (Bk. ansikl. böl.)
-ANSİKL. Jeod. Alçalma açısı. Bir yerin OC dikmesini içeren bir düzlem tasarlayalım. MO = h, deniz seviyesi MTnin üzerinde yer alan bir O istasyonunun yüksekliği, OH yatay düzlem, OT görünür ufuk
doğrultusu ve HOT = a alçalma açısı olsun. R yer yarıçapı olduğuna göre CM = CT = R, ve CO = R + iı elde edilir.
Uygulamada ufkun uzak görünmesine yol açan kırılmayı da hesaba katmak gerekir.
-Mad. oc. Her yeraltı üretim boşluğu, boşaltılan hacim yeterli dayanımda bir malzemeyle doldurulmadıkça ya da etkili bir tahkimat yapılmadıkça, yerüstünde bir alçalmaya yol açar. Öte yandan, ocak işletmeleri gibi petrol, gaz ya da suyun çıkarılması da bu tür alçalmalara neden olabilir. Bununla birlikte bu olay özellikle yavaş (örneğin yılda 1i10 mm) ve sınırlı oluşursa, önemli sonuçlar doğurmaz. Aşırı bir hal, kendiliğinden ani alçalmalardır ve hektarlarca toprak yüzeyinin ansızın çökmesi biçiminde ortaya çıkar. Olağan ocak alçalmaları yukarıda belirtilen bu iki sınır arasında yer alır ve büyük ölçüde işletmede kullanılan tavan denetim yöntemlerine bağlıdır: ocak çeperlerinin tahkimatı, doldurma ya da denetimli göçertme.
Genellikle bir AB yeraltı üretim-boşluğu, belli bir süre sonunda yerüstünde A' B nün ötesinde etkilere yol açar. Olay da a statik etki açısı.örtü doğasının ve tavan denetim yönteminin belirleyici niteliğini gösterir. Z maksimum alçalması, dolgu yapılmışsa birkaç yıl sonra yeraltında işlenmiş h yüksekliğinin % 40 ile 60'ına. göçertme halinde ise h'in % 90 ile 100'üne ulaşır; dolgu çimentoyla berkitilir ya da yeterli sayıda topuk bırakılırsa, % 10'un altına düşer. Öte yandan, arazı A'A" ve BB" bölgelerinde "merdiven basamakları" biçiminde alçaldığında, hasar önemli boyutlara ulaşabilir (evlerde çatlaklar, borularda patlama).
Kendiliğinden ani alçalma, örtü topraklarında gerilme dağılımının ansızın değişmesine (çoğunlukla su sızıntılarından lanan kayaç kaymaları) ve yeraltında topukların kırılmasına bağlıdır. Yeraltı üretimi oda-topuk yöntemiyle yürütüldüğünde, topuklar örtü katmanlarından lanan statik gerilmelere dayanacak boyutlarda bırakılmalıdır; böylece belli bir süre kararlılık sağlanabilir. Ne var ki, sürekli yük altında olan kayaçlar, bu yük kritik düzeyi aştığında (dayanımın esnek sınırı), kesiksiz olarak biçim değiştirmeye başlar. Topukların hemen hemen süreklileşen biçim değişimleri örtü katmanına yansır. Bükülmez ve geniş olmaları halinde bu katmanlar, kesikli vurumlar biçiminde çökmelere uğrar. Kendiliğinden ani alçalmaları önlemek için, topuk dayanımının esneklik sınırını aşmamak gerekir; ayrıca topuk yöntemiyle işletilen bölge genişliğinin, belli bir boyutu, yani örtü katmanının
doğasına ve kalınlığına bağlı kritik genişliği geçmemesi zorunludur.
Kendiliğinden ani alçalmalar (göçme) ocaklarda birçok toplu kazaya yol açmıştır; ölümlerin başlıca nedeni, galerilerde bulunan bütün havanın ansızın püskürtül-mesinden lanan ağır rüzgâr etkisidir.
-Yerbil. Çok kalın tortul kütlenin, ince çö-kel katmanları biçiminde yığılımı, alçalmanın en belirgin kanıtını oluşturur ve havza tabanının yavaş, sürekli ya da duraklı olarak düzey yitirdiği varsayımına götürür. Dolayısıyla, tortul katkının havza çöküntüsünü eksiksiz biçimde dengelediği varsayılır ve alçalma oranı belli bir zaman aralığında çökmüş tortuların kalınlığı ölçülerek belirlenebilir. Bununla birlikte, alçalma, her tür tortul kütle yükünün dışında, gerilim ve ısıl olaylarla bağlantılı tektonik nedenlerden lanabilir; nitekim so-ğuyarak ağırlaşması sonucunda batan okyanus taşküresinde bu tür bir olgu söz-konusudur. Okyanus orta sırtının iki yanındaki havzaların derinleşmesi işte bu olguyla açıklanır.
Büyük L.
-1. Deniz düzeyinin med'den sonra cezir düzeyine ulaşmak üzere alçalması. -2. Büyük med ve büyük cezir evreleri arasında med-cezir (gelgit) genliğinin azaldığı dönem. -Denize, inen gelgit. (Eşanl. CEZİR.)
--Alçalma akıntısı, inen gelgit sırasında görülen su hareketi.
--Alçalma dinişi, alçalmanın son anı; bu sırada su düzeyi değişmez.
-Hidrol. Bir kabarmadan sonra akan suların düzeyinin düşmesi; bu düşmenin ölçüsü.
-Jeod. Alçalma açısı, gözlemciden ge-;en yatay düzlemle ufuk doğrultusu arasındaki açı; bu açı gözlem noktasının yükseltisinden lanır. (Bk. ansikl. böl.) -Jeomorfol. Tektonik hareketlerin (senk-iınal alçalmış bir kesimdir) ya da dış kuWetlerin (doğal ya da yapay boşlukların çökmesi) etkisiyle topraktaki düzey yitimi. (Bu terim yavaş gelişen bir oluşumu belirtir; ani gelişen olaylar için daha çok çökme terimi kullanılır.)
-Jeomorfol. ve Denizbil. Aşınarak alçalma, bir kumla ya da kıyı şeridinin enine profilinde tortul gereçlerin yüzeyden erimesi sonucu ortaya çıkan alçalma. -Mad. oc. Yerüstü alçalması, yeraltı üretim boşlukları yüzünden toprak yüzeyinde görülen alçalma. (Bk. ansikl. böl.) -Meteorol. Alçalma çekirdeği, EŞBASINÇ-DEĞİŞİM EĞRİSİ'nin eşanlamlısı.
-Tekton. Eksen alçalması. Bir kıvrım ekseninin, eksen düzleminin ortalama eğimine göre aşağı doğru eğilmesi. -Yerbil. Taşkürenin düşey hareketi-. (Bk. ansikl. böl.)
-ANSİKL. Jeod. Alçalma açısı. Bir yerin OC dikmesini içeren bir düzlem tasarlayalım. MO = h, deniz seviyesi MTnin üzerinde yer alan bir O istasyonunun yüksekliği, OH yatay düzlem, OT görünür ufuk
doğrultusu ve HOT = a alçalma açısı olsun. R yer yarıçapı olduğuna göre CM = CT = R, ve CO = R + iı elde edilir.
Uygulamada ufkun uzak görünmesine yol açan kırılmayı da hesaba katmak gerekir.
-Mad. oc. Her yeraltı üretim boşluğu, boşaltılan hacim yeterli dayanımda bir malzemeyle doldurulmadıkça ya da etkili bir tahkimat yapılmadıkça, yerüstünde bir alçalmaya yol açar. Öte yandan, ocak işletmeleri gibi petrol, gaz ya da suyun çıkarılması da bu tür alçalmalara neden olabilir. Bununla birlikte bu olay özellikle yavaş (örneğin yılda 1i10 mm) ve sınırlı oluşursa, önemli sonuçlar doğurmaz. Aşırı bir hal, kendiliğinden ani alçalmalardır ve hektarlarca toprak yüzeyinin ansızın çökmesi biçiminde ortaya çıkar. Olağan ocak alçalmaları yukarıda belirtilen bu iki sınır arasında yer alır ve büyük ölçüde işletmede kullanılan tavan denetim yöntemlerine bağlıdır: ocak çeperlerinin tahkimatı, doldurma ya da denetimli göçertme.
Genellikle bir AB yeraltı üretim-boşluğu, belli bir süre sonunda yerüstünde A' B nün ötesinde etkilere yol açar. Olay da a statik etki açısı.örtü doğasının ve tavan denetim yönteminin belirleyici niteliğini gösterir. Z maksimum alçalması, dolgu yapılmışsa birkaç yıl sonra yeraltında işlenmiş h yüksekliğinin % 40 ile 60'ına. göçertme halinde ise h'in % 90 ile 100'üne ulaşır; dolgu çimentoyla berkitilir ya da yeterli sayıda topuk bırakılırsa, % 10'un altına düşer. Öte yandan, arazı A'A" ve BB" bölgelerinde "merdiven basamakları" biçiminde alçaldığında, hasar önemli boyutlara ulaşabilir (evlerde çatlaklar, borularda patlama).
Kendiliğinden ani alçalma, örtü topraklarında gerilme dağılımının ansızın değişmesine (çoğunlukla su sızıntılarından lanan kayaç kaymaları) ve yeraltında topukların kırılmasına bağlıdır. Yeraltı üretimi oda-topuk yöntemiyle yürütüldüğünde, topuklar örtü katmanlarından lanan statik gerilmelere dayanacak boyutlarda bırakılmalıdır; böylece belli bir süre kararlılık sağlanabilir. Ne var ki, sürekli yük altında olan kayaçlar, bu yük kritik düzeyi aştığında (dayanımın esnek sınırı), kesiksiz olarak biçim değiştirmeye başlar. Topukların hemen hemen süreklileşen biçim değişimleri örtü katmanına yansır. Bükülmez ve geniş olmaları halinde bu katmanlar, kesikli vurumlar biçiminde çökmelere uğrar. Kendiliğinden ani alçalmaları önlemek için, topuk dayanımının esneklik sınırını aşmamak gerekir; ayrıca topuk yöntemiyle işletilen bölge genişliğinin, belli bir boyutu, yani örtü katmanının
doğasına ve kalınlığına bağlı kritik genişliği geçmemesi zorunludur.
Kendiliğinden ani alçalmalar (göçme) ocaklarda birçok toplu kazaya yol açmıştır; ölümlerin başlıca nedeni, galerilerde bulunan bütün havanın ansızın püskürtül-mesinden lanan ağır rüzgâr etkisidir.
-Yerbil. Çok kalın tortul kütlenin, ince çö-kel katmanları biçiminde yığılımı, alçalmanın en belirgin kanıtını oluşturur ve havza tabanının yavaş, sürekli ya da duraklı olarak düzey yitirdiği varsayımına götürür. Dolayısıyla, tortul katkının havza çöküntüsünü eksiksiz biçimde dengelediği varsayılır ve alçalma oranı belli bir zaman aralığında çökmüş tortuların kalınlığı ölçülerek belirlenebilir. Bununla birlikte, alçalma, her tür tortul kütle yükünün dışında, gerilim ve ısıl olaylarla bağlantılı tektonik nedenlerden lanabilir; nitekim so-ğuyarak ağırlaşması sonucunda batan okyanus taşküresinde bu tür bir olgu söz-konusudur. Okyanus orta sırtının iki yanındaki havzaların derinleşmesi işte bu olguyla açıklanır.
Büyük L.
YORUMLAR