ARİYET a. (ar. 'Sriyyet). Esk. -1. Ödünç, eğreti, emanet şey: "Ariyetdür gayrılar üstünde devlet camesi" (Nev'i, ...
ARİYET a. (ar. 'Sriyyet). Esk.
-1. Ödünç, eğreti, emanet şey: "Ariyetdür gayrılar üstünde devlet camesi" (Nev'i, XVI. yy.). -2. Ariyet-saray, geçici olarak gelinen yer, dünya.
sıf. Ödünç alınan: Ariyet ata binen sav iner (atasözü).
-Bayınd. Yolun kamulaştırma alanı haricinde, dolgu için kullanılacak toprak ya da gereçleri sağlamak amacıyla meydana getirilen kazı.
-Denize. Ariyet dümen, denizin etkisiyle ya da bir çarpma sonucunda parçalanan ya da kaybolan dümen yelpazesinin yerine takılan geçici dümen. (Bir seren ya da direk parçası üstüne tahtalar bağlanarak oluşturulur.) |j Ariyet kuşaklar, ahşap teknelerin inşası esnasında çapa tahtaları kaplanıncaya kadar postaları (eğrileri) istenilen durumda tutmak için forma cıvatalarıyla postalara bağlanan kuşaklar (postaların dışından, baştan kıça kadar uzanır ve borda kaplamaları vuruldukça, çözülür; eğrilerin ve su hatlarının eğimini sağlar).
-- Ariyet seren, bir kaza sonucu sereni kırılan yelkenli bir gemiye geçici olarak takılan çubuk ya da gönder.
-- Ariyet yelken, yırtılan ya da uçurulan bir yelkenin yerine eldeki olanaklar kullanılarak meydana getirilen yelken.
-Huk. Sonradan geri verilmek suretiyle bir eşyanın kullanılmasının karşılıksız olarak birine bırakılmasına ilişkin sözleşme. (Ariyet alan şahıs, eşyayı sözleşmede belirtilen amaca uygun olarak kullanmak zorundadır. Sözleşmede kullanım amacı belirtilmemişse kullanmanın eşyanın niteliğine ya da yaygın kullanımına uygun olması .. gerekir. Ariyet alan şahıs, almış olduğu eşyayı başkasına kullandıramaz .)
Kaynak: Büyük L.
-1. Ödünç, eğreti, emanet şey: "Ariyetdür gayrılar üstünde devlet camesi" (Nev'i, XVI. yy.). -2. Ariyet-saray, geçici olarak gelinen yer, dünya.
sıf. Ödünç alınan: Ariyet ata binen sav iner (atasözü).
-Bayınd. Yolun kamulaştırma alanı haricinde, dolgu için kullanılacak toprak ya da gereçleri sağlamak amacıyla meydana getirilen kazı.
-Denize. Ariyet dümen, denizin etkisiyle ya da bir çarpma sonucunda parçalanan ya da kaybolan dümen yelpazesinin yerine takılan geçici dümen. (Bir seren ya da direk parçası üstüne tahtalar bağlanarak oluşturulur.) |j Ariyet kuşaklar, ahşap teknelerin inşası esnasında çapa tahtaları kaplanıncaya kadar postaları (eğrileri) istenilen durumda tutmak için forma cıvatalarıyla postalara bağlanan kuşaklar (postaların dışından, baştan kıça kadar uzanır ve borda kaplamaları vuruldukça, çözülür; eğrilerin ve su hatlarının eğimini sağlar).
-- Ariyet seren, bir kaza sonucu sereni kırılan yelkenli bir gemiye geçici olarak takılan çubuk ya da gönder.
-- Ariyet yelken, yırtılan ya da uçurulan bir yelkenin yerine eldeki olanaklar kullanılarak meydana getirilen yelken.
-Huk. Sonradan geri verilmek suretiyle bir eşyanın kullanılmasının karşılıksız olarak birine bırakılmasına ilişkin sözleşme. (Ariyet alan şahıs, eşyayı sözleşmede belirtilen amaca uygun olarak kullanmak zorundadır. Sözleşmede kullanım amacı belirtilmemişse kullanmanın eşyanın niteliğine ya da yaygın kullanımına uygun olması .. gerekir. Ariyet alan şahıs, almış olduğu eşyayı başkasına kullandıramaz .)
Kaynak: Büyük L.
YORUMLAR