Büyük L. ARZU a. (fars. ârzü). 1. Bir şeyi edinmek, elde etmek, gerçekleştirmek için duyulan istek: Tek arzusu doktor olmaktı. Yüks...
Büyük L.
ARZU a. (fars. ârzü). 1. Bir şeyi edinmek, elde etmek, gerçekleştirmek için duyulan istek: Tek arzusu doktor olmaktı. Yükselme arzusu. Piyano çalmaya pek arzu duymuyordu. 2. istek, rica: Bir kimsenin son arzusunu yerine getirmek. 3. Cinsel edime ya da hazza yönelik bedensel istek. 4. Bir 'şeyi, bir şey yapmayı arzu etmek, onu istemek: Bir içki arzu eder miydiniz? Çok arzu ettiği halde bir ev sahibi olamadı. 5. Bir kimseyi arzu etmek, ona karşı cinsel istek duymak; onu arzulamak. 6. Arzu buyurursanız, “isterseniz" anlamında kullanılan nezaket sözü. || Arzudar, arzukeş, arzurhend, istekli, hevesli
Arzu Yanardağ
Arzu Okay
Arzu Ece
arzu
isim arzu Farsça
1 . İstek, dilek:
"Kendi arzumla Anadolu'ya gitmek kararını verdim."- R. H. Karay.
2 . Heves:
"İçimde nice zamandan kalma bir arzu var."- A. İlhan.
Atasözü, deyim ve birleşik fiiller
arzu duymak
arzu etmek
arzusu kalmak
isim arzu Farsça
1 . İstek, dilek:
"Kendi arzumla Anadolu'ya gitmek kararını verdim."- R. H. Karay.
2 . Heves:
"İçimde nice zamandan kalma bir arzu var."- A. İlhan.
Atasözü, deyim ve birleşik fiiller
arzu duymak
arzu etmek
arzusu kalmak
arzu
1. istek, bahşiş.
2. emel, heves, meyl.
3. özlemek, müştak olmak. "arzum" olarak da kullanılır. meşhur halk hikayelerinde kamber'in sevgilisi.
1. istek, bahşiş.
2. emel, heves, meyl.
3. özlemek, müştak olmak. "arzum" olarak da kullanılır. meşhur halk hikayelerinde kamber'in sevgilisi.
arzu ingilizcesi
- wish, desire, longing.
- - etmek /ý/ to wish (for), want; to long (for), desire.
- -sunda olmak to have a wish (to do something).
- - üzerine on request
Arzu Yanardağ
Arzu Okay
Arzu Ece
YORUMLAR