Asperger Sendromu

Asperger sendromu Bu maddedeki yazılar yalnızca bilgi verme amaçlıdır. Yazılanlar, tabip uyarısı ya da uzman önerisi değildir. Ki...


Asperger sendromu

Bu maddedeki yazılar yalnızca bilgi verme amaçlıdır. Yazılanlar, tabip uyarısı ya da uzman önerisi değildir.







Kim bilir Ulusal Otistic Birliğinin (National Autistic Society) Asperger sendromu nedir kitapcığını okumuşsunuzdur? Bizler Londra'daki toplumsal gurup 'Contact' (İletişim) olarak, bu kitapcığın, bu guruba giren yetişkinler olarak deneyimlerimizi yeterince yansıtmadığını düşündük ve bu kitapcıkta Asperger sendromunun bizi günlük hayatımızda iyi mi etkilediğini ve bizlere nelerin destek bulunduğunu tanımladık.
Burada kendi deneyimlerimizi tanımladık ama, Asperger sendromu olankişilerin herbiri değişik bireylerdir ve her insanın değişik kabiliyetleri ve değişik zorlukları olacaktır.
Asperger sendromu, otistik gurubun bir kısımı olan bir özürdür. Bu genel anlamda, gurubun daha â€yüksek†tarafında yer almış olduğu fikredilen kişilere uygun bir tanıdır.
Guruptaki daha başka tanılar, otisim ve yüksek fonksyonlu otisimdir. Asperger sendromu ve yüksek fonksyonlu otisim genel anlamda birbirinin yerine kullanırlar. Asperger sendromu herşeyi etkileyen bir gelişme bozukluğu (PDD Pervasive development disorder) (HEGB) olarak sınıflandırılmıştır: bu da yaşamın her yönünü etkilediği anlamına gelir.


John'un hikayesi

İnsanlar John'la karşılaştıkları vakit, onun bir takım problemleri bulunduğunu fark edemeyebilirler. John, hepimiz şeklinde okula gitmeyi çok istiyordu ve vakalara katılamadığı için de çok hayal kırıklığına uğradı. Hiçbir vakit takımlara seçilemiyordu, ve bahçede oynarken başka ufaklıklara katılamıyordu. Ama, matematik ve bilgisayarda çok iyiydi, ve dostlarını, şakaları hatırlamadaki muhteşem hafızasıyla eğlendirebildiğini keşfetti. 18 yaşına ulaştığında John'a Asperger sendromu tanısı kondu. Bir süre sonra ise disleksiya ile tanımlandı, bununla birlikte depresyon da geçiriyordu.
Yetişkinliğe adım atarken, GCSE ve A-level (mezuniyet) notlarının çok iyi olmasına karşın, hususi bir yardım sağlanana kadar, üniversite hayatıyla kafa etmekte çok zorlandı. Mülakat teknikleri ve gününü organize etmekte, hususi yardım görene kadar, iş bulmakta çok zorlandı, bu yardım ona bir sürü kapıyı açtı. İş verenleri onun çok çalışkan ve ayrıntılara dikkat eden biri bulunduğunu düşünüyorlar.


Jane'nin hikayesi

Jane'in okulda çok dostu yoktu ve okul bahçesinde oynanan düşsel oyunları anlayamıyordu. Başkalarına ait düşündüğü ama söylemediği şeyleri söylediği için, arkadaşları ona çok kaba biri bulunduğunu söylüyorlardı. Bir erişkin olarak da dışarı çıkıp arkadaşlarla kaynaşmayı çok zor buldu, ama satranç oynamaktan çok keyif alıyordu, eşiyle de bir satranç kulübünde tanıştı. Kocası ve evlatları onun bir rutine bağlı kalmak istemesini ve birdenbire değişikliklerden çok fazla rahatsız olmasını anlayışla karşıladılar, ev hayatlarını da buna nazaran ayarladılar.
Jane bir muhasebeci olarak iş buldu, işi, iş yerinde yapısal değişimler olup, bir sürü çalışan değişene kadar çok iyi gidiyordu. Jane ekranda görülen pencereden çok fazla derecede huzursuz oldu, ve bir doktora gitti. Tabip onu, sonunda ona asperger sendromu tanısı koyan bir pisikoloğa havale etti.

Asperger sendromu olan kişilerin ne şeklinde sorunları vardır?

Asperger sendromu belirsiz bir durumdur - görünmeyen bir sendrom olduğundan, bu sendromu olan kişiler, bir sürü şahıs tarafınca yanlış anlaşılmıştır. Belirsizdir, bununla birlikte tanımlanması da zor olsa gerek, çoğu zaman, â€üçlü bir eksiklik†olarak tanımlanmıştır - üçlü bir zorluklar seti.
  • toplumsal ilişkilerde zorluklar
  • iletişimde zorluklar
  • hayal gücünde zorlanmalar
Asperger sendromu, genel anlamda hususi ilgilerin olmasını ve rutin bozulmuş olduğu vakit çok fazla rahatsız olmayı kapsar.
Alt tarafta bu üç zorluklarla ilgili bir takım deneyimler belirtilmiştir.


Toplumsal ilişkilerde zorluklar
  • â€Bir parti yapmayı çok isterim ama iyi mi organize edebileceğim mevzusunda hiçbir fikrim yok.â€
  • â€Dost edinmeyi çok zor buluyorum.â€
  • â€İnsanlarla kaynaşmak tabii olmuyor, kaynaşmayı öğrenmem gerekiyor.â€
  • â€Bazan durumları ve göstergeleri yanlış anlıyoruz.â€
  • â€Sanki görünmez bir duvarın arkasındayım.â€
  • â€Reçel kavanozuna kapanık bir arı şeklinde hissediyorum.â€
  • †İlişkilerle ilgili fikirlerimi filimlerden edindim. Bu nazar açısının çok realistik olmadığını biliyorum.â€
  • â€Toplumsal mevzularda ip uçlarını zor idrak ediyorum ve hata yaptığım vakit ne yapmam icap ettiğini kestiremiyorum.â€
  • â€Vakalara katılma yetimin eksikliğine çok üzülüyorum.â€
  • â€Bazan yalnız bakarak başkalarına ait yaşını ya da toplumsal statüsünü anlamakta, herkesten daha çok zorlanıyoruz.â€
  • â€Bazan bir konuşmayı devam ettirmekte zorlanıyoruz.â€
  • â€Bazan başka ülkelerden olan insanlarla anlaşmayı daha kolay buluyoruz.â€
İletişimde zorluklar
  • â€Bazan başkalarına ait söyledikleri şeyleri anlamakta güçlük çekiyoruz.â€
  • †â€İki ile ikiyi toplayamıyor†şeklinde deyimleri anlamakta zoruk çekebiliriz.â€
  • â€Söylenenleri kelimesi kelimesine algılamaya meyilliyiz.â€
  • â€Bazan, başkalarına ait mevzuyla ilgilenmediğini fark edemeyip, bir şey hakkında durmadan konuşuruz.â€
  • â€Sıralı bir şeyler yapmakta zorlanırız, sıramızın geldiğini anlayamayız.â€
  • â€Bazan kendimizi anlatmakta güçlük çekeriz.â€
  • â€Eğer, asperger sendromunuz var ise, konuşmaları idrak etmek, yabancı bir dili anlamaya benzer.â€
  • â€Bazan göz teması kurmakta güçlük çekeriz ve hatta göz teması oluşturmak bizlere üzüntü verebilir, insanoğlu da bizi bundan dolayı yanlış anlayabilirler, dürüst olmadığımızı ya da kasıntı olduğumuzu düşünebilirler.â€
Hayal gücünde zorluklar
  • â€Çoğumuz başkalarına ait ne hissettiğini anlamakta zorlanırız.â€
  • â€Çocuk olarak bazan, oyun bahçesinde oynanan ve hayal gücü gerektiren hikayelere ya da şakalara katılamayız. Bu bazılarımızın büyürken öğrendiğimiz bir şeydir.â€
  • â€Başkalarını ne bildiğini anlamakta zorlanırız. Daha çok zorlandığımız bir alan ise başkalarını ne düşündüğünü anlamaktır.â€
  • â€Öykü ve piyesleri anlamakta güçlük çekeriz.â€
  • â€Bazan başkalarına ait hissettikleriyle özdeşleşmekte güçlük çekeriz.â€
  • â€Duyguların ve yüz mimiklerinin ne ifade ettiğini idrak etmek bizim için çok zor olsa gerek - biri dev gibi gülümsüyorsa, daha açık anlaşılır, ama, daha az belirgin mimikleri idrak etmek zor olsa gerek.â€
  • â€İnsanlar iletişimde ve toplumsal ilişkilerde güçlük çekenlerin yalnız asperger sendromu olan kişiler olmadığını unutmamalıdırlar. Hepimiz bir yere kadar bu tarz şeyleri zor bulur, ama, asperger sendromu olan kişiler bu tarz şeyleri daha da zor bulurlar.â€
Hususi ilgiler
  • â€Bizim hayatımızı yöneten hususi ilgilerimizin olması daha muhtemeldir.â€
  • â€Ben hususi ilgi olan bir şeyden ayrılmam gerektiği vakit, o şeyi bırakmayı çok zor buluyorum.â€
  • â€İlgimiz olan bir alanda çalışabilmemiz ya da eğitim görebilmemiz için, bazan hususi ilgi duyduğumuz şeyleri geliştirebiliriz.â€
  • â€Bayraklara olan ilgimi hepimiz paylaşamıyor.â€
  • â€Elektirik direklerine ve iyi mi yapıldıklarına bakmaktan hakikaten de çok keyif alıyorum.â€
Rutinler
  • †Rutine meydana getirilen değişimlerle başa çıkmakta herkesten daha çok zorlanabiliriz. Bu da tatile çıkmayı ya da yeni bir işe girmeyi çok zorlaştırabilir.â€
  • â€Eğer, daha öncesinden uyarılırsam, değişiklikten o denli da rahatsız olmam, ama bunun birden karşıma çıkmasındansa, haberli olarak yapılması gerekir.â€
Sebepler

Asperger sendromuna niçin olarak, çevresel faktörler, beynimiz zedelenmesi, zor doğum ya da bebekken geçirilen hastalık şeklinde bir sürü sebep öne sürülmüştür. Şu anda sebebin ne olduğuna kimse kati olarak güvenli olamıyor. Araştırmalar halen sürmekte, ama, kişilerin genetik yapısının asperger sendromunda mühim rol oynadığı düşünülmektedir.


Genel yargı


Asperger sendromu kültür ve dil ayırımı gözetmez. Bu, kadınlardan çok erkekleri etkileyen bir durumdur. İnsanlar, asperger sendromu olan hanımefendilerin karşılaştıkları zorlukları görmekte zorlanabilirler.
â€Asperger sendromu olan kişilerin, başka insanlara nazaran, disleksik olmaları, sindirim ve akıl sağlığı ile ilgili problemler yaşamaları daha olağandır.â€


Neleri iyi yaparız?


Asperger sendromu yaşamak, endişelendirici ve üzücü bir vaziyet olabilir, ama, bizim yapmakta iyi olduğumuz, her insanın ise yapmakta zorlandığı şeyler vardır. Birçoğumuz zekiyizdir ve IQ seviyemiz yüksektir. Alt tarafta bizim guruba dahil olanların yapmakta iyi olduğu bir takım şeyler verilmiştir.
â€Vaka ve sayıları hatırımda muhteşem şekilde tutabiliyorum - mesela; otomobil plakaları ve çarpım tablosu şeklinde. Telefon numaralarını yazmama dahi gerek yok. Şakaları, fıkraları ve hatta senoryoları hatırımda tutma yeteneğim muhteşem.â€
â€On yıl ilkin yaptığım konuşmaların detaylarına kadar muhteşem bir biçimde hatırlıyorum. (Bu da, başka şahıs bir şeyi söylediğini hatırlayamazsa, tartışmalara sebep olabilir!)â€
â€Çok güçlü bir hak anlayışım var.â€
â€Bilgisayar paketleri mevzusunda çok yetenekliyim.â€
â€Yabancı dil öğrenme mevzusunda çok yetenekliyim.â€


Bizlere neler destek olabilir?
  • â€İnsanlar asperger sendromu olan kişileri idrak etmek için uğraş harcamalıdırlar.â€
  • â€Öğrenme mevzusunda desteğe gereksinim duyarız - mesela, ünivestedeyken eve gelen bir destek, bana bir takım şeylerin iyi mi yapılacağını gösterdi,â€
  • â€Tecrübe etme yöntemiyle öğrenebiliriz.â€
  • â€Ev içindeki şeyleri, hislerimizi ve arkadaşlığı öğrenebilmek için desteğe gereksinim duyarız.â€
  • â€İnsanlar, açık ve net bir biçimde bizlerle konuşarak - yapmamız gerekenleri anlaması kolay bir biçimde anlatarak ve bu işleri yaparken bizlere yardım olarak bizlere destek olabilirler.â€
  • â€İş sağlamak için desteğe gereksinimiz vardır. İş bulmada ve iş hayatımızı yönlendirirken aldığım yardım hayatımı değiştirdi.â€
  • â€Kendi işimizi kuduğumuz vakit da desteğe gereksinim duyarız.â€
  • â€İnsanlar anlatmak iştediklerini alaya başvurmadan, açık ve net bir biçimde anlatmalıdırlar. Bizlere ne söylediklerini hatırlamalı ve söylediklerinde tutarlı olmalıdırlar.â€
  • â€İnsanların, durumumuzu ve bazan acayip davranışlarımızı, anlayışla karşılaması ve kabul etmesi çok önemlidir. â€
  • â€Bazan insanların bizim arkadaşlığı ya da bir konuşmayı başlatamadığımızı ama bizlere destek olurlarsa kendi şartlarımızda vakalara katılacağımızı anlamaları önemlidir.â€
  • â€Bizim için kuralların açık olması gereklidir. Cemiyet içinde ne yapmış olup yapmamamız icap ettiğinin bizlere söylenmesi gereklidir.â€
  • â€Sıcak bir yaklaşımla, açık ve direkt olmanız çok yararlı olacaktır.â€
  • â€İyi yönlerimiz ve kabiliyetlerimiz üstünde yoğunlaşın.â€






  • Down Sendromu


  • Klinefelter Sendromu (47, XXY Sendromu)


  • Di George Sendromu ve VCF Sendromu



Asperger sendromu (AS) ya da Asperger bozukluğu, toplumsal etkileşimde zorluklar ve sınırı olan, stereotipik ilgi ve etkinliklerle tanımlanan otistik spektrum bozukluklarından (OSB) biridir. AS başka OSB'lerden dil ve bilişsel gelişimde genel bir gecikme olmamasıyla ayrılır. Her ne kadar standart tanı ölçütleri içinde belirtilmemişse de motor sakarlık ve atipik dil kullanımına çoğunlukla rastlanır.


Asperger sendromunun ismi Avusturyalı çocuk doktoru Hans Asperger'den gelmektedir. Asperger, 1944 senesinde, tedavi için gelen sözel olmayan haberleşme-iletişim becerileri olmayan, yaşıtlarıyla empati kuramayan ve fizyolojik olarak sakar olan evlatları tanımlamıştır. Elli yıl sonrasında AS Hastalıkların ve İlgili Sıhhat Sorunlarının Internasyonal İstatistiksel Sınıflaması ‘nda (ICD-10), ve Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve Sayımsal Sınıflandırması ‘nda (DSM-IV) Asperger bozukluğu olarak tanınmıştır. AS'nin bir sürü yönü hakkında cevaplanmamış sorular mevcuttur; mesela AS ile yüksek işlevli otizm arasındaki fark şüphelidir; kısmen buna bağlı olarak AS'nin prevalansı kati olarak belirlenmemiştir. Her ne kadar araştırmalar genetik kökenli bulunduğunu desteklese ve beynimiz görüntüleme teknikleri beynin hususi bölgelerinde yapısal ve işlevsel farklılıklar tespit etmiş olsa da AS'nin kati sebebi bilinmemektedir. Asperger sendromu için tek bir tedavi yoktur ve türlü müdahalelerin etkinliği yalnızca sınırı olan veri ile desteklenmektedir. Müdahaleler emareleri ve işlevselliği geliştirmeye yöneliktir. Tedavinin ana yöntemi davranışsal terapidir ve zayıf haberleşme-iletişim becerileri, takıntılı ya da yineleyici rutinler ve sakarlık şeklinde hususi bozukluklar üstüne yoğunlaşır. AS'i olan bireylerin büyük çoğunluğu farklılıklarıyla başa çıkmayı öğrenebilmektedir ama bağımsız bir yaşam sürebilmeleri için devamlı moral desteğe ve teşviğe gereksinimleri olabilir. Araştırmacılar ve AS'li kişiler, AS'in iyileştirilmesi ihtiyaç duyulan bir hastalık ve normalden bir sapma olduğuna dair görüşlerden uzaklaşılıp, bunun bir özürlülükten çok farklılık olduğu görüşüne yakınlaşılmasını elde etmiştir.





Sınıflandırma


Asperger sendromu, ferdin işlevselliğini etkileyen toplumsal etkileşim ve haberleşme-iletişim bozuklukları ile sınırı olan ve yineleyici ilgi ve davranışlarla belirtilen ruhsal durumlar spektrumu olan otistik spektrum bozukluklarından (OSB) ya da yaygın gelişimsel bozukluklardan (YGB) biridir. Başka ruhsal gelişimsel bozukluklar şeklinde OSB de bebeklik ya da çocuklukta başlar, remisyon ya da relaps göstermeksizin tertipli bir seyir izler ve beynin türlü sistemlerinde olgunlaşma ile ilgili değişikliklerden lanan bozukluklar ihtiva eder. OSB, toplumsal bozukluklar şeklinde otizme benzer şahsi özellikler gösteren ama OSB olduğu kati olmayan geniş otizm fenotipinin bir alt kümesidir. Başka OSB türlerinden otizm emareleri ve ihtimaller içinde sebepleriyle AS'ye en benzer olanıdır ama tanısı haberleşme-iletişim bozuklukları ve bilişimsel gelişmede gecikmeler gerektirir; Rett sendromu ve çocukluğun dezintegratif bozukluğu otizm ile türlü emareleri paylaşır ama ilgisiz sebepleri olabilir; ve başka türlü adlandırılmayan yaygın gelişimsel bozukluk (YGB-BTA) ise ölçütler daha belirgin bir bozukluğu göstermediğinde teşhis edilir. AS ile yüksek işlevli otizmin örtüşen yönleri (yüksek işlevli otizm zekâ geriliği olmayan otizmdir) tam olarak belli başlı değildir. OSB'nin güncel sınıflandırması, durumların gerçek doğasını yansıtmıyor olabilir.

Özellikleri


Yaygın gelişimsel bozukluklar dan birisi olan Asperger sendromu tek bir semptomdan çok bir takım semptom ile ayrılır. Toplumsal etkileşimde bozukluklar, stereotipik ve sınırı olan ilgi ve eylemler ve bilişimsel gelişimde klinik mealde mühim olmayan gecikme görülmemesi ile dil becerisinde genel bir gecikme olmamasıyla belirlenir. Dar kapsamlı bir mevzuyla yoğun ilgilenme, tek yönlü söz kalabalığı, sınırı olan prozodi ve tonlama, ve motor sakarlık bu durumda tipik olarak rastlanır ama tanı için lüzumlu değildir.

Toplumsal etkileşim


Empati gösteriminin eksikliği büyük olasılıkla Asperger sendromunun en mühim fonksiyon bozukluğudur. AS'i olan bireyler toplumsal etkileşimin en temel noktalarında zorluklar çeker, bu tür durumlar arkadaşlık kurmakta başarısızlık, diğerleriyle kendiliğinden gelişen ilgilerden ya da başarılardan zevk alma, toplumsal ve duygusal karşılıklılık eksikliği, ve göz teması, yüz ifadesi, duruş, ve el hareketleri şeklinde sözel olmayan davranış eksiklikleridir.


Otistiklerin aksine AS'li insanoğlu çoğu zaman kendi içlerine kapanık değildir, beceriksizce de olsa başkalarına yaklaşırlar, mesela favori mevzuları hakkında tek yanlı, uzun soluklu bir konuşmaya başlarlar ama dinleyicilerinin sıkılma ya da bir an ilkin oradan ayrılma şeklinde tepkilerinin ve hislerinin belirtilerinin farkına varmazlar. Bu toplumsal beceriksizlik "etken ama acayip" olarak adlandırılmıştır. Toplumsal etkileşime uygun olarak tepki vermekte bu başarısızlık başkalarına ait duygularını önemsememe şeklinde görülebilir ve kırılgan olmadıkları kanısına varılabilir. AS'li evlatların bilişsel yetileri çoğunlukla laboratuar ortamında toplumsal normları anlamalarına izin verir, kısaca başkalarına ait duyguları hakkında kuramsal detayları anladıklarını gösterebilirler ama gerçek yaşamlarında bu bilgilerini kullanarak davranmakta güçlük çekerler. AS'li kişiler toplumsal etkileşimi gözleyerek yaptıkları analizle katı davranışsal ilkeler kurabilir ve bu tarz şeyleri beceriksizce, katı ve toplumsal yönden naif bir biçimde uygulayabilirler, mesela zorla göz teması oluşturmak şeklinde. Arkadaşlık için çocuklukta duyulan arzular, başarısız toplumsal karşılaşmalar sonucu körelebilir.


AS'li bireylerin sertlik içeren ve kabahat oluşturan davranışlara eğilimli olmaları varsayımı incelenmiş ve verilerle desteklenmediği bulunmuştur. Çok sayıda kanıt, AS'li evlatların kabahat işlemekten çok mağdur olduklarını göstermektedir.

Sınırı olan ve yineleyici ilgi ve davranış


AS'i olanlar çoğunlukla dar kapsamlı bir mevzuya yoğun ilgi gösterir, bu resimdeki çocuğun moleküler yapılara olan ilgisi şeklinde.


Asperger sendromu olan kişiler sınırı olan ve yineleyici ve bazende anormal olarak yoğun davranışlar, ilgiler ve eylemler gösterir. Katı rutinler ve ritüellere sadık kalır, stereotipik ve yineleyici şekillerde hareket eder ya da nesnelerin parçalarıyla kendilerini meşgul ederler.


Hususi ve dar ilgi alanları ile ilgilenmek AS'nin en çarpıcı özelliklerinden biridir. AS'li bireyler çok dar kapsamlı bir mevzuda, ana mevzuyu hakikaten anlamadan, mesela dinozorlar ya da fritözler hakkında ciltler dolusu ayrıntılı bilgiyi toplayabilir. Mesela bir çocuk fotoğrafçılık hakkında hiçbir ilgi göstermedem fotoğraf makinesi model numaralarını ezberleyebilir. Bu davranış anaokuluna gelindiğinde belirgin hâle gelir. Bu hususi ilgilir ara sıra farklılık gösterse de, gittikçe daha sıradışı mevzularda ve daha da dar kapsamlı olur ve toplumsal etkileşimi o şekilde etkisinde bırakır ki tüm aile bunun içinde yer alabilmek zorunda kalır. Dinozorlar şeklinde mevzular çoğu zaman evlatların ilgisini çekmiş olduğu için bu semptom farkedilmeyebilir.


Stereotipik ve yineleyici motor davranışlar AS'nin ve başka OSB'nin tanısında ana noktalardan biridir. Bunların içinde el çırpma, elleri bükme ya da daha karmaşık beden hareketleri bulunmaktadır. Bu tür durumlar tipik olarak uzun devam eden infilaklar halinde yinelenir ve daha süratli, daha az ritmik ve çoğu zaman daha az bakışımlı olan tiklerin aksine isteyerek meydana getirilen ritüalistik hareketler şeklinde görünür.

Konuşma ve dil


Her ne kadar Asperger sendromu olan çocuklar dikkate kıymet bir gecikme olmadan dilkullanma becerilerini kazansalar ve AS'li olanların konuşmaları dikkate kıymet anomaliler içermese de dil becerisi edinme ve kullanımı çoğunlukla atipiktir. Anormaliklerin içinde söz kalabalıklığı, birdenbire geçişler, kelimeleri gerçek anlamıyla yorumlama ve nüansları yanlış anlama, yalnızca konuşana anlamlı gelen metaforları kullanma, işitsel idrak etme bozuklukları, sıradışı bilgiçlik taslayan, formel ve idiosinkratik konuşma ve ses sertliği, tonlama, prozodi ve ritim gariplikleri bulunmaktadır.


İletişim modellerinin üç yönü klinik ilgiyi çeker: Zayıf prozodi, yüzeysel ve detaylı konuşma, ve dikkat çekici söz kalabalıklığı. Her ne kadar vurgu ve tonlama otizmden daha az rijit ve tekdüze olsa da AS'li kişilerin sınırı olan tonlamaları vardır, konuşma sıradışı bir biçimde süratli, düzensiz ve gürültülü olur. Konuşma bir tutarsızlık hissi uyandırır, karşılıklı konuşma genel anlamda dinleyeni sıkan mevzular hakkında monologlardan oluşur, yorumlar için geçerli bağlamları sunamaz, ya da fikirleri dışarıya vurur. AS'li kişiler dinleyenin konuşma ile ilgilenip ilgilenmediğini takip edemezler. Konuşan bir türlü sadede gelemez ve dinleyenin konuşmanın içinde ne olduğu ya da mantığı üstüne düzeltme yapması ya da mevzuyu değiştirmeye emek harcaması çoğu zaman başarı göstermiş olması imkansız.


AS'li evlatların yaşlarına nazaran muhteşem bir kelime hazineleri vardır ve "minik profesörler" diye adlandırılırlar ama mecazi konuşmayı anlamakta zorlanırlar ve kelimeleri gerçek anlamları haricinde kullanmazlar. AS'li bireyler, gülmece, ironi ya da sataşma şeklinde mecazi mana taşıyan dilde bilhassa zayıftırlar. Çoğu zaman mizahın bilişsel temelini anlarlar ama içeriğini anlayamadıkları için hoşnut klamazlar.

Başka özellikleri


Asperger sendromu olan kişilerin tanıdan bağımsız ama bireyi ya da ailesini etkileyen emareleri ya da semptomları olabilir. Bu tür durumlar algıdaki farklılıklar, motor becerilerde, uyku ve duygularda problemler olabilir.


AS'li bireylerin işitsel ve görsel algıları çoğu zaman mükemmeldir. OSB'li çocuklar genel olarak düzenlenmiş nesneler ve çok malum görsellerde bulunan küçük değişimleri çok hızlı algılayabildiklerini gösterirler, Buna rağmen yüksek işlevli otizmi olanlarla kıyaslandığında AS'li bireylerin görsel-uzamsal algıyı, işitsel algıyı ya da görsel hafızayı gerektiren bir takım görevlerde eksiklikleri olduğu görülür. AS ve OSB'li bir sürü kişide başka sıradışı duyumsal ve algısal beceri ve deneyimler bulunmaktadır. Sese, ışığa, dokunmaya, dokuya, kokuya, ağrıya, sıcaklığa ve başka uyaranlara karşı sıradışı bir duyarlılığa ya da duyarsızlığa haiz olabilirler ve mesela az bir kokunun bir rengi çağrıştırdığı sineztezi sergileyebilirler; bu duyumsal tepkiler başka gelişimsel bozukluklarda da bulunmaktadır ve AS ya da OSB'ye özgü değildirler. Otizmde dövüş ya da kaç tepkisinin artmasına ya da alışkanlık ediniminin başarısızlığana ilişkin çok az dayanak bulunu ama duyumsal uyaranlara azalan tepki hakkında daha çok kanıt vardır, gene de türlü emekler arada farklılık olmadığını göstermektedir.


Hans Asperger'in ilk açıklamaları ve başka tanı koyma sistemlerinde-,metotlarında motor sakarlığından sözedilir. AS'li çocuklar bisiklete binmek ya da kavanoz kapağı açmak şeklinde motor yetkinlik gerektiren motor becerileri kazanmakta gecikebilir ve beceriksiz şeklinde görünebilirler. Koordinasyonları zayıftır, acayip ve hoplayarak yürürler, elyazıları kötüdür ya da görsel-motor bütünlükte problemler çekerler. Apraksi (motor planlama bozukluğu), denge, tandem adım atma, parmak-başparmak appozisyonu şeklinde propriosepsiyon (vücudun konumunun algısı) sorunları gösterebilirler. Bu motor beceri sorunlarının AS'i başka yüksek ilevli OSB'den ayırdığına dair hiçbir kanıt yoktur.


AS'li çocuklar, uykuya dalma zorluğu, sık sık gece uyanmak ve sabah erken uyanmak şeklinde uyku sorunları yaşamaya daha meyilldir. AS bununla birlikte kişinin kendi duygularını tanımlama mevzusunda güçlük çekme olan yüksek düzeyde aleksitimi ile de bağlantılıdır. Her ne kadar AS, az uyku kalitesi ve aleksitimi birbirleriyle bağlantılı olsalarda aralarındaki neden-sonuç ilişkisi bilinmemektedir.

Sebepleri


Otizmin sebepleri



Hans Asperger hastalarının aile üyeleri içinde, bilhassa de babalar da olan ortak semptomları tanımlamıştır ve araştırmalar bu gözlemi doğrulayarak kalıtsallığın Asperger sendromuna bir tesiri bulunduğunu göstermektedir. Her ne kadar hususi bir gen hemen hemen tanımlanamamış olsa da, otistik çocuklarda görülen fenotipik değişkenlik göz önüne alındığında bir sürü faktörün otizmin etkinlik derecesinde rol oynadığına inanılmaktadır. Genetik bağlantısına kanıt AS'in aile içinde ortaya çıkma tandansı ve aile bireylerinde gözlemlenen AS'in semptomlarına benzer ama daha sınırı olan şekilde ortaya çıkan toplumsal etkileşimde, dil ve okuma becerisinde hafifçe zorluklar şeklinde davranışsal belirtilerin yüksek insidansıdır. Bir sürü araştırma otizm sprektrum bozukluklarının ortak genetik işleyişleri bulunduğunu önermektedir ama AS'in genetik bileşeni otizmden daha kuvvetli olabilir. Muhtemelen hususi alelleri ferdin AS olma eğilimini artıran ortak bir grup gen olabilir; eğer vaziyet buysa alellerin hususi bir birleşimi bireylerin AS emarelerini ve bunların sertliğini belirliyor olabilir.


OSB vakası, döllenmeyi takip eden ilk sekiz hafta içinde, doğum sakatlıklarına neden olan faktörler olan teratojenlere temas edilmesiyle bağlantılı olabilir. Bu olasılık OSB'nin bir süre sonra başlayabileceği ya da ortaya çıkabileceği olasılığını dışlamasa da, OSB'nin gelişmenin çok erken aşamalarında ortaya çıktığına dair kuvvetli bir kanıttır. Doğum sonrasında bir sürü çevresel faktörün tesiri olabileceği varsayılmış ama bu tür durumlar bilimsel araştırmalarla kanıtlanamamıştır.

İşleyişi


Otizmin işleyişi



Asperger sendromunun, mahalli etkilerin aksine, beynin tüm işlevsel sistemlerini etkileyen gelişimsel faktörlerin sonucu olduğu görünmektedir. Her ne kadar AS'in tam olarak niçin oluştuğu ya da başka OSB'den ayrıştıran faktörler tam olarak bilinmiyor ve AS'li bireylere özgü ortak bir patoloji ortaya çıkmadıysa daAS'in işleyişinin başka OSB'nın işleyişinden değişik olması ihtimaller içindedir. Nöroanatomik araştırmalar ve teratojenlerle olan bağlantılar işleyişin döllenmeden derhal sonrasında beynimiz gelişiminin değişikliğe uğradığını göstermektedir. Cenin gelişimi esnasında embriyon hücrelerinin anormal göçü sonuçta ortaya çıkan yapıyı ve beynin bağlanabilirliliğini etkileyebilir ve fikir ve davranışları denetim eden nöral devrelerinde değişikliklere niçin olabilir. AS'in işleyişi ile ilgili türlü teoriler mevcuttur ama hiçbiri tam olarak açıklayamamaktadır.

İşlevsel manyetik rezonans görüntüleme hem bağlantı azlığı hem de ayna nöron kuramlarını destekleyen bir takım kanıtlar sağlar.


Bağlantı azlığı teorisi, otizmde üst düzey nöral bağlantıların ve senkronizasyonunun az işlevselliğinin bulunduğunu ve bunların yanısıra alt düzey süreçlerin de fazlalığını varsayar.Bu kuram, büyük resmi görmede sınırı olan yeteneğin otizmin merkezi bozukluğunun temelinde yattığını varsayan zayıf merkezi tutarlılık teorisi şeklinde genel yönlendirme teorileriyle iyi örtüşür. Bağlantılı bir kuram olan genişlemiş algısal fonksiyon teorisi, daha çok otistik bireylerde mahalli olarak yönlenmiş ve algısal işlemlerin üstünlüğü üstüne yoğunlaşır.


Ayna nöron sistemi (ANS) teorisi, ANS'nin gelişimindeki bozuklukların taklide engel bulunduğunu ve Asperger sendromunun ana özelliği olan toplumsal bozukluğa yol açtığını ileri sürer. Mesela bir araştırma AS'li bireylerde, yansılamak için kullanılan çekirdek devrede aktivasyonun geciktiğini ortaya çıkarmıştır. Bu kuram, otistik davranışın ferdin zihinsel durumlarını kendisine ya da başkalarına yükleme yetisinin olmamasından ortaya çıktığını varsayan zihin teorisi , ya da otistik bireylerin sistemli, belirli kurallara uyan davranışlarda bulunabildiğini kısaca içsel vakalarla başaçıkabilmek için içsel hareket kuralları geliştirebildiğini ama başka faktörler tarafınca oluşturulan vakalarla başaçıkabilmek için empati yapmakta daha az başarı göstermiş bulunduğunu varsayan çok fazla sistemlilik şeklinde toplumsal bilişim teorileriyle iyi örtüşür.


Başka ihtimaller içinde işleyişler içinde serotonin fonksiyon bozukluğu ve beyincik fonksiyon bozukluğu bulunmaktadır.

Tarama


Asperger sendromu olan evlatların ebeveynleri çoğu zaman evlatlarının gelişimindeki farklılıkları 30 aylık olduklarında farkettiklerini belirtebilmektedir.Rutin gelişimsel çekap esnasında bir pratisyen doktor ya da çocuk doktoru incelenmesi ihtiyaç duyulan emareleri tanımlayabilir. Türlü tarama araçları kullanılan AS'nin tanısını koymak karmaşıktır. Bunların hiçbiri AS ile başka OSB'ler arasındaki değişik güvenilir bir biçimde ayıramamaktadır. OSB tanısında kullanılan geçerli standartlar ebeveyn ile görüşmeden oluşan Otizm Tanı Görüşmesi - Gözden Geçirilmiş (ADI-R) ve çocuk ile söyleşi ve oyunu içeren görüşmeden ibaret olan Otizm Tanı Gözlem Ölçeğidir.

Tanı


Asperger sendromunun tanısı


Standard tanı ölçütleri toplumsal etkileşimde bozukluk, yineleyici ve stereotipik davranış ve ilgiler, ve dil becerisi ile bilişsel gelişimde mühim bir gecikme olmamasıdır. Internasyonal standartın haricinde ABD'de kullanılan ölçütler içinde gündelik yaşamda da mühim bozukluklar mevcuttur. Tanı için başka ölçütler Peter Szatmari ve Christopher Gillberg tarafınca önerilmiştir.


Tanı çoğu zaman dört ile on bir yaş içinde konur. Geniş kapsamlı bir değerlendirme, multidispliner bir ekip tarafınca , türlü ortamlarda gözlemleme, nörolojik ve genetik değerlendirme, bilişsel ve psikomotor işlevleri ölçen testler, sözel ve sözel olmayan kuvvetli ve kuvvetsiz yanları, öğrenme tarzını, ve bağımsız yaşama becerilerini ölçen testler yardımıyla yapılr. Geciken ya da yanlış tanılar hem bireyler hem de aileleri için travmatik olabilir; mesela yanlış tanı sonucu verilen yanlış ilaçlar davranış bozukluklarını daha da kötüleştirebilir. AS'li evlatların çoğuna ilk başlarda yanlışlıkla dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (DEHB) tanısı konmaktadır. Erişkinlere tanı koymak daha da zor olsa gerek çünkü standart tanı ölçütleri çocuklar için belirlenmiştir ve AS'in seyri yaşla değişkenlik gösterir. Ayırıcı tanı için başka OSB'ler, şizofreni spektrumu, DEHB, obsesif kompulsif bozukluk, depresyon, semantik pragmatik bozukluk, sözel olmayan öğrenme güçlüğü (SOÖG), Tourette sendromu, stereotipik hareket bozukluğu ve bipolar bozukluk da göz önüne alınmalıdır.


Marjinal vakalarda, tanı konulamaması ya da yanlış tanı konması sorunları ile karşılaşılabilir. Tarama ve tanı koymanın maliyetinin yüksek olması ve bu maliyeti karşılayabilmenin vakit alması sebebiyle tanı konması gecikebilir ya da engellenebilir. Buna rağmen ilaç ile tedavi opsiyonlarının popülerliğinin artması ve sağlanan yararların genişlemesi OSB tanısının çok fazla bir biçimde konmasını teşvik etmiştir. Son yıllarda giderek artan bir oranda yanlışlıkla AS tanısı konduğuna dair emareler vardır, bilhassa otistik olmayan ama toplumsal zorluklar yaşayan düzgüsel zekâ düzeyine haiz çocuklar üstünde. Bununla birlikte AS tanısının geçerliliği, kısaca yüksek işlevli otizm ve YGB-BTA'dan ayırmanın ergonomik olarak bir yararı olup olmadığına dair şüpheler de mevcuttur; aynı çocuk için, değişik tarama araçlarına nazaran değişik tanılar konabilmektedir.


Tedavisi


Otizm terapileri


Asperger sendromu tedavisi ızdıraplı belirtlilerle başa çıkmaya ve gelişim esnasında tabii yollarla elde edilemeyen, yaşa uygun toplumsal, iletişimsel ve mesleki becerileri öğretmeye çalışmaktır, ve multidisipliner değerlendirmeye sonucunda çocuğun gereksinimlerine nazaran belirlenir. Her ne kadar ilerlemeler kaydedildiyse de hususi müdahelelerin etkinliğini kanıtlayan veriler sınırlıdır.


AS için ideal tedavi yöntemi, zayıf haberleşme-iletişim becerileri ile obsesif ve yineleyici rutinlerden oluşan ana emarelere hitap eden terapilerdlr. Müdahele ne kadar erken olursa o denli iyi olduğunda aynı fikir olunsa da en iyi tedavi paketi diye birşey yoktur. AS tedavisi başka yüksek işlevli OSB tedavilerine benzer ama dil becerilerini, sözel iletişimin kuvvetli yanlarını ve sözlü olmayan haberleşme-iletişim zayıf yanlarını da dikkate alır. Tipik bir tedavi programının içinde ne olduğu genel anlamda şöyledir::


* daha etkili bireylerarası etkileşim için toplumsal beceriler eğitimi;

* anksiyete ya da duygusal patlamalar ile ilgili stres ile başa çıkmayı geliştirici, ve obsesif ilgiler ile yineleyici rutinleri azaltıcı bilişsel davranış terapisi;

* depresyon ve anksiyete şeklinde problemler için ilaç tedavisi;

* algısal bütünlük ve motor koordinasyon için mesleki ya da fizik tedavi;

* düzgüsel karşılıklı konuşmanın pragmatik yanlarını öğreten konuşma terapisi ile toplumsal iletişimi geliştirici müdaheleler;

* bilhassa evde kullanılacak davranışsal teknikler üstüne ebeveynlerin eğitimi ve desteklenmesi.


Davranışsal temelli müdahele programları üstüne meydana getirilen çalışmaların çoğunluğu en fazla beş katılımcının incelenmiş olduğu olay çalışmalarıdır ve çoğu zaman kendini yaralama, saldırganlık, uyumsuzluk, stereotipi, ya da içten gelen dil kullanımı şeklinde birden fazla davranışsal problemi inceler; ters etkilerin üstünde durulmamıştır. Toplumsal beceriler eğitiminin popülerliğinin yanısıra etkinliği kati olarak kanıtlanmamıştır. Çocuklarında AS ile ilgili davranış sorunları olan ebeveynlerin eğitim modeli üstüne tesadüfi denetim yöntemiyle meydana getirilen bir çabalama sonucunda bir günlük grup emek harcaması ya da altı hususi ders alan ebeveynlerin daha az davranışsal mesele bildirdikleri, hususi ders alan ebeveynlerin ise AS olan çocuklarında daha az yoğun davranış sorunları bildirdikleri görülmüştür. AS olan erişkinlere ve büyük ufaklıklara verilen meslek eğitimi, iş görüşmesinin ve işyerinin görgü kurallarını öğretmek açısından yararlıdır, bununla birlikte organizasyon yazılımları ve cep bilgisayarları AS olanların iş ve gündelik yaşamlarını programlamaları için yararlı olmaktadır.


AS'in ana semptomlarını direkt tedavi eden bir ilaç yoktur. Her ne kadar AS için farmakolojik müdahelelerin etkinliği üstüne araştırmalar az sayıdaysa da, komorbid durumların tanısını koymak ve tedavi etmek çok önemlidir. Kendini tanımlayan duyguların eksikliği ya da birinin davranışının başkaları üstünde olan etkilerini gözlemleme eksikliği, AS olan kişilerin ilaç almanın niçin uygun bulunduğunu anlamalarını zorlaştırabilir. Anksiyete, depresyon, dikkat eksikliği ve saldırganlık şeklinde komorbid semptomların tedavisinde ilaç kullanımı davranışsal müdaheleler ve çevresel koşulların değiştirilmesiyle etkili olabilir. atipik nöroleptik ilaçlar olan risperidone ve olanzapine kullanımının AS ile bağlantılı semptomları azalttığı gösterilmiştir; risperidone yineleyici ve kendini yaralayıcı davranışları, saldırganlık krizlerini ve tepkiselliği azaltabilir ve davranışın stereotipik modelleri ile toplumsal ilişkilendirmeyi iyileştirebilir. Selektif serotonin gerialım inhibitörleri (SSRI) fluoksetin, fluvoksamin ve sertralin sınırı olan ve yineleyici ilgi ve davranışların tedavisinde etkili olmuştur.


İlaç kullanımına dikakt edilmelidir; bu ilaçların kullanımı sonucu metabolizma ve kardiyak elektriksel iletim süreleri anomalileri ve artan tip 2 diyabet riski sorunları olduğu, ve uzun dönemde nörolojik yan tesirleri olduğu düşünülmektedir . SSRI tepkisellik, saldırganlık ve uyku sorunlarının artması şeklinde davranışsal etkinliğin görülmesine niçin olabilir. Kilo alma ve bitkinlik risperidonun çoğunlukla bildirilen an etkileridir, bununla birlikte huzursuzluk ve distoni şeklinde ekstrapiramidal belirtilerilere yakalanma riskini ve serum prolaktin düzeyinin artma riskini artırır. Yatışma ve kilo alma olanzipin kullanımında görülür,bununla birlikte diyabet ile de bağlantılıdır. Okul çağındaki çocuklarda yatışma yan etkisininsınıfta öğrenmeye tesirleri olmaktadır. AS olan bireyler için, bir sürü şahıs için mesele olmayacak olan yan tesirleri tolere etmek ve hissettiklerini anlayıp bildirmek zor olabilmektedir.

Prognoz


Asperger sendromu olanların uzun dönemde durumlarının ne olduğu hakkında emekler bulunmamakta ve AS olan evlatları uzun soluklu olarak sistemli, belirli kurallara uyan bir seyretme çalısması da yoktur. AS olanların beklenen yaşam süreleri normaldir ama prognozu mühim derecede etkileyebilecek depresyon ve anksiyete şeklinde komorbid psikiyatrik vaziyet prevalansları yüksektir. Her ne kadar toplumsal bozukluklar yaşam süresince süregelse de neticeleri çoğu zaman daha az işlevli otizm sprektrum bozukluklarından daha olumludur;mesela, AS ve yüksek işlevli otizmi olan çocuklarda OSB semptomlarının zaman içinde azalması dah büyük bir olasılıktır. Her ne kadar AS ya da yüksek işlevli otizmi olan evlatların averaj matematik kabiliyeti olsa da, matematik imtihanlarından düzgüsel zekâda olanlardan birazcık daha az sonuçlar elde etseler de bazıları matematik mevzusunda çok başarılıdır ve AS bir takım erişkinlerin mühim başarılar kazanmasını, mesela Nobel ödülü şeklinde, engellememiştir.


AS olan çocuklar toplumsal ve davranışsal bozuklukları sebebiyle hususi eğitime gereksinim duyabilir ama gene de büyük çoğunluğu düzgüsel eğitim almaktadır. AS olan yeniyetmeler kendilerine bakma, tertipli olma, toplumsal ve duygusal ilişkilerde problemler yaşayabilir; yüksek bilişsel potansiyellerine karşın büyük bölümü evlerinde ayrılmamakta ama bazıları evlenip bağımsız olarak iş yapmaktadır. Yeniyetmelerin yaşadıkları "farklı-lık" travmatik olabilmektedir. Rutin ve rituellerin bozulma olasılığından, açık bir beklenti ve ajanda olmadan bir takım durumlara sokulma ya da toplumsal ortamlarda başarı göstermiş olamama sebebiyle anksiyete oluşabilir; ortaya çıkan stres kendini dikkat eksikliği, içine kapanma, obsesyonlara güvenme, hiperaktivite, ya da saldırgan ya da karşı çıkma davranışları olarak izah edebilir. Başkaları ile devamlı olarak ilişki kuramama sebebiyle ortaya çıkan depresyon ve karakter değişimleri tedavi gerektirir.


Kuvvetli ve zayıf yanları anlama stratejileri geliştirebilmek için ebeveynlerin eğitimi çok önemlidir;ailenin başa çıkabilmesine destek olmak çocuk için pozitif yönde olmaktadır. Erken müdahelelere izin verecek kadar genç yaşta tanı koymak prognozu iyileştirebilir. Erişkinlikte meydana getirilen müdaheleler de değerlidir ama daha az yararlı olur. Başkaları tarafınca kolayca faydalanılabilecekleri ve eylemlerinin toplumsal etkilerini anlayamayacakları için AS olan kişilerle ilgili yasal sorunlarda çıkabilir.

Epidemiyoloji


Otizm spektrum bozuklukları ile komorbid durumlar


Prevalans tahminleri çok değişkenlik göstermektedir. Çocuklar üstünde epidemiyolojik araştırmalar üstüne 2003 senesinde meydana getirilen bir değerlendirme çalışmasında prevalans oranlarının 1.000 kişiye 0,03 ile 4,84 içinde farklılık gösterdiği görülmüştür. Otizmin Asperger sendromununa olan oranı da 1,5:1 ile 16:1 içinde değişmektedir. Averaj 5:1 oranı ile otizmin oldukça konservatif bir prevalans oranı olan 1.000 kişiye 1,3'ü birleştirince, indirekt olarak AS'in prevalansının 1.000 kişiye 0,26 olduğu ortaya çıkar. Tahminlerde görülen varyans, Asperger sendromunun tanısında görülen farklılıklar nedeniyledir. Mesela, 2007 senesinde Finlandiya'da sekiz yaşlarında 5.484 çocuk üstünde meydana getirilen görece minik bir araştırmada 1.000 çocukta 2,9'unun ICD-10 AS tanısı ölçütlerine, 2,7'sinin Gillberg ve Gillberg ölçütlerine, 2,5'inin DSM-IV ölçütlerine, 1,6'sının Szatmari et al. Ölçütlerine ve 1.000 çocukta 4,3'ünün bu dört değişik standartın ortak ölçütlerine uyduğu gözlemlenmiştir. Adam çocuklar kız ufaklıklara nazaran AS olma mevzusunda daha yüksek bir risk taşımaktadır, Gillberg ve Gillberg ölçütleri kullanıldığında cinsiyet oranı 1.6:1 ile 4:1 içinde değişmektedir.


Aynı anda görülen başka durumlar içinde anksiyete ve depresyon en sık karşılaşılanlardır; AS olanlarda bu durmların komorbiditesi %65 olarak tahmin edilmiştir. Depresyon yeniyetmelerde ve erişkinlerde yaygındır; çocuklarda ise dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu görülmektedir. AS ile aminoasidüri ve ligament gevşekliği şeklinde tıbbi durumların bağlantısı bulunduğunu gösteren araştırmalar var ise da bu tür durumlar çoğu zaman olay emekleri ve minik araştırmalardır ve AS hakkında geniş ölçekli araştırmalarda bunlarla ilgili faktörler belirtilmemiştir. AS olan erkekler üstüne meydana getirilen bir çabalama yüksek epilepsi ve sözel olmayan öğrenme güçlüğü (%51) oranı bulmuştur. AS tikler, Tourette sendromu ve bipolar bozukluk ile bağlantılıdır ve AS'in yineleyici davranışları obsesif kompulsif bozukluk ve obsesif kompulsif kişilik bozukluğu semptomları ile bir sürü benzerlikler gösterir.

Tarihçe


Asperger sendromunun tarihçesi



Ismini Avusturyalı pediyatrist Hans Asperger'den (1906-80) alan Asperger sendromu otizm kendi alanında görece yeni bir tanıdır. 1944 senesinde Asperger tedavi etmiş olduğu ve kendilerini toplumsal bütünleşmede zorlak çeken dört evladı tanımlamıştır. Çocuklar sözel olmayan haberleşme-iletişim becerilerine haiz değildiler, akranlarıyla empati kurmakta başarısız oluyorlardı ve fizyolojik olarak sakardılar. Asperger bu şartları "otistik psikopati" olarak adlandırmış ve en dikkat çeken noktasının toplumsal yalıtım bulunduğunu belirtmiştir. Günümüzde AS'in aksine, otistik psikopati zekâ geriliği olanlar da dahil olmak suretiyle tüm zekâ düzeyinde kişilerde görülebilmekteydi. Genç hastalarına "minik profesörler" ismini vermişti,ve bazılarının yaşamlarının ileriki dönemlerinde sıradışı başarılara ve örneksiz düşüncelere ulaşabileceğine inanıyordu. Araştırma yazısı cenk zamanında ve Almanca yayımlanmıştı bu nedenle başka bir mekanda oldukça fazla okunmadı.


Lorna Wing, 1981 senesinde piyasaya sürülen ve benzer semptomlar gösteren çocuklar üstüne bir takım olay çalışmasını içeren araştırma yazısıyla Asperger sendromu tabirinin İngilizce konuşan tıp topluluğunda yaygınlaşmasını sağlamış oldu ve Uta Frith Asperger'in araştırma yazısını 1991 senesinde İngilizce'ye çevirdi. Tanı ölçütleri dizileri 1989 senesinde Gillberg ve Gillberg ile Szatmari et al. tarafınca tanımlandı. AS 1992 senesinde Dünya Sıhhat Örgütü'nün tanı el kitabı olan Internasyonal Hastalık Sınıflaması ‘na (ICD-10) ilave edilerek standart bir tanı oldu; 1994 senesinde Amerikan Psikiyatri Derneği'nin tanı el kitabı Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve Sayımsal Sınıflandırması ‘nın (DSM-IV) dördüncü basımına eklendi.


Şimdilerde yüzlerce kitap, yazı ve websitesi AS'i tanımlamaktadır. AS mühim bir altgrup olarak tanımlandıktan sonrasında OSB prevalansı mühim seviyede artmıştır. Yüksek işlevli otizmden değişik olup olmadığı sorusu temel bir mevzudur ve daha çok araştırma gerektirmektedir. Kilinik araştırmacılar içinde Asperger sendromu teriminin kullanılması yönünde çok az düşünce birliği vardır, ve DSM-IV ile ICD-10 ölçütlerinin ampirik validasyonu hakkında sual işaretleri mevcuttur.

Kültürel yönler


Otizmin sosyolojik ve kültürel yönleri



Asperger sendromu olanlar İngilizce günlük konuşma dilinde kendilerinden aspies olarak sözeder, bu sözcük 1999 senesinde Liane Holliday Willey tarafınca uydurulmuştur. Nörotipik sözcüğü (kısaltması NT) nörolojik gelişimi ve şartları düzgüsel olan kişiyi tanımlar ve çoğunlukla otistik olmayanları söylemek için kullanılır. İnternet AS olan bireylerin birbirleriyle iletişimini sağlamış oldu ve bir aspies altkültürü ortaya çıktı.


Otistiklerin, otizm spektrum bozukluklarının iyileştirilmesi ihtiyaç duyulan hastalıklardan çok karmaşık sendromlar olduğu algısının oluşmasında katkıda bulunmuştur. Bu görüşü savunanlar, "ideal" beynimiz konfigürasyonunun olduğu ve bu normdan her sapmanın patolojik olduğu görüşünü reddeder; nörodiversite ismini verdikleri kavrama hoşgörü gösterilmesini destekler. Bu görüşler otizm hakları hareketi ve otistik onur hareketinin temelini oluşturur.


Simon Baron-Cohen AS ve yüksek işlevli otizmin değişik bilişsel tarzlar bulunduğunu, yetersizlik olmadığını münakaşaya açmıştır. AS ya da yüksek işlevli otizm tanısının bir aile trajedisi olarak algılanmamasının icap ettiğini, çocuğunun solak bulunduğunu öğrenmek şeklinde garip bir bilgi olarak değerlendirilmesi icap ettiğini belirtmiştir. Baron-Cohen,'e nazaran, "AS/yüksek işlevli otizm olanlar, bilhassa tam bir zihnin minik ayrıntılara takılacağı bir çevrede özürlü olarak değildir, avantajlı olarak görülmelidirler." Tony Attwood ise, "Asperger sendromu olarak tanımladığımız sıradışı beceri profilinin evrim süresince türümüz için mühim ve kıymetli bir özellik bulunduğunu" söyler.

vikipedi





ASPERGER SENDROMLU ÖĞRENCİLERİN ANLAŞILMASI


ÖĞRETMEN KILAVUZU




Asperger teşhisi konmuş çocuklar eğitim mevzusunda hususi bir zorluğa haizdir. Bu yazı Asperger Sendromlu evlatların 7 ana özelliklerini ve ilaveten sınıftaki belirtilerin anlaşılması için tavsiye ve sistemleri,metotları anlatmaktadır. Yazarın Asperger Sendromlu evlatların davranışsal ve bilimsel niteliği olan durumları karşısındaki tecrübeleri sunulmaktadır.

Asperger Sendromu (AS diye kısaltılacak) teşhisi konmuş çocuklar arkadaşlarınca eksantrik ve tuhaf olarak değerlendirilir. Toplumsal kabiliyetlerindeki beceriksizlik sebebiyle günah keçisi haline getirilirler. Sakarlıkları ve anlaşılması güç mevzulara takıntı derecesindeki ilgileri “acayip†olarak tanımlanmalarını artırıcı rol oynar. AS'lı çocuklar insan ilişkilerini ve toplumsal olayların (anane görenek şeklinde) kurallarını anlamamaları sebebiyle naif ve common sense'lerinin olmaması sebebiyle de göze batarlar. Esnek olmamaları ve değişimlerle başa çıkamamaları onları duygusal olarak kırılgan ve strese kolay maruz kalan bir hale sokar. AS'lı çocuklar (ki bunların büyük bölümü adamdır) averaj ve daha üstü zeka seviyesindedir ve süper hafızaları vardır. Tek bir mevzuya eğilip onun peşinden koşmaları da ilerki yaşamlarında büyük başarılara niçin olabilir.

AS, otizmin çok uç (higher end) bir bozukluğu olarak düşünülmektedir. Bu bağlamdaki kişilerle kıyaslandığında low functioning otistik çocuk kendi dünyasında yaşar, higher functioning otistikler bizim dünyamızda ama kendi yöntemiyle yaşar. (Van Krevelen, 1991)

Tabii olarak AS'lı tüm çocuklar aynı değildir. Her birinin kendine özgü kişiliği vardır. Tipik semptomlar kişiye özgü şekillerde tezahür eder. Netice olarak başka düzgüsel evlatların tümüne aniden uygulanabilecek bir eğitim yöntemi olmadığı şeklinde AS'lı evlatların tümü için de bir derslik reçetesi olması imkansız.

Alt tarafta Asperger Sendromunu belirleyen 7 tanımlayıcı özellik ve bu durumu takiben tavsiyeler ve derslik içi stratejiler vardır. Bu tavsiyeler çocuğun gereksinimlerine nazaran şekillendirilmelidir.

Aynılıkta Israrcılık

AS'lı çocuklar minik değişikliklerin hakkından gelemez, çevresel stres faktörlerine karşı çok fazla hassasdır ve kimi zaman ritüellerle ilgilenirler. Endişelidirler, kendilerini bekleyen şeyin ne işe yaradığını bilmezlerse takıntı derecesinde kaygı duyarlar. Stres, çok fazla bitkinlik ve duygusal yüklenmeler karşısında rahatlıkla dengelerini kaybedebilirler.

Tavsiyeler:

* Tahmin edilebilir ve güvenli bir çevre sağlamak

* Geçişleri minimize etmek

* Tutarlı günlük rutin sağlamak: AS'lı çocuk her günün rutinini anlamalı ve elindeki işe konsantre olmak için ne beklendiğini bilmelidir.

* Sürprizlerden kaçınmak: Evladı hususi aktivitelere, değişim gösteren programlara ya da her türlü rutin değişikliğine karşı, ne kadar minik bir farklılık olduğuna bakılmaksızın, öncesinden ve dikkatli bir biçimde hazırlamak gerekir.

* Evladı yeni bir aktiviteye, öğretmene, sınıfa, okula, kampa vs. öncesinden uyararak korkularını yatıştırmalıdır. Haberdar edildikten sonrasında en kısa sürede de takıntılı endişesi yatıştırılmalıdır (Örn: AS'lı çocuk okul değişiklik yapmak zorunda kalırsa yeni öğretmeni ile tanıştırılmalı, okul gezdirilmeli ve bu tür durumlar okul başlamadan ilkin yapılmalıdır. Yeni okulunun rutininin tanıdık olması açısından okul tayini eski okulu tarafınca yapılmalıdır. Yeni öğretmen çocuğun hususi ilgi alanlarını keşfetmeli ve çocuğun ilk günü için bu mevzuda kitapları ve aktiviteleri hazır etmelidir.)


Toplumsal Etkileşimin Ziyanı:

AS'lı çocuklar toplumsal etkileşimin karmaşık kurallarını anlamada yeteneksizlik gösterirler. Naiftirler. Oldukça fazla benmerkezcidirler. Fizyolojik temastan hoşlanmayabilirler. Şakaları anlamazlar. Ses tonları tabii değildir. Uygun olmayan bakışları ve gövde dilleri vardır. Kırılgan ve zarif değillerdir. Toplumsal ipuçlarını yanlış değerlendirirler. Toplumsal mesafeyi değerlendiremezler. Konuşmaya başlamada ve sürdürmede yeteneksizdirler. Konuşmaları gelişmiş ama iletişimleri zayıftır. Konuşma stilleri kimi vakit fazla yetişkinvaridir ve “küçük profesör†diye nitelendirilebilirler. Rahatlıkla kullanılabilirler (başkalarına ait yalan söyleyebileceğini ya da aldatılabileceklerini algılayamazlar) ve çoğu zaman toplumsal dünyanın bir parçası olmak için istekleri vardır.

Tavsiyeler:


* Evladı kabadayılıktan ve kızdırılmaktan koruyun.

* Daha büyük yaş gruplarında, toplumsal beceriksizlik samimi hale erişince, problemin gerçek bir özür olduğu mevzusunda akranlarını eğitin. Derslik arkadaşları ona şefkatle davrandıklarında onları övün. Bu işlem başka evlatların sabrını ve empatisini artırırken günah keçisi durumunu da engeller.

* Akranlarınca hayranlık uyandıracak bellek, kelime hazinesi, okuma kabiliyeti şeklinde özelliklerini ortaya çıkaracak durumlar yaratarak bilimsel niteliği olan yeterliklerini vurgulayın. Bu vaziyet kabul görmeyi artıracaktır.

* AS'lı evlatların büyük bölümü dost ister ama iyi mi davranacağını bilmesi imkansız. Türlü durumlarda iyi mi tepki göstereceği öğretilmeli ve değişik toplumsal durumlarda kullanımı için repertuar hazırlanıp verilmelidir. Çocuğa ne söyleyeceğini ve iyi mi söyleyeceğini öğretin. Çift yönlü haberleşme-iletişim için model olun ve role-play yapmasını isteyin. Bu evlatların toplumsal alandaki değerlendirmeleri diğerlerin kendiliklerinden öğrendikleri kuralların öğretilmesinden sonrasında gelişir. AS'lı bir profesör insan ilişkilerini anlama sürecinde kendisini Mars'tan gelen bir antropolog şeklinde hissettiğini belirtmiştir (Sacks, 1993).

* AS'lı çocuklar diğerlerinin duygularını anlamamalarına karşın doğru davranmayı öğrenebilirler. İstemeden ve amaçlamadan hakaret ederlerse, nazik olmazlarsa ya da duyarsız davranırlarsa bu davranışlarının niye doğru olmadığı açıklanmalı ve doğru davranışın ne olduğu anlatılmalıdır. AS'lı yetişkinler toplumsal vakaları entelektüel kabiliyetleri ile öğrenmelidir, çünkü toplumsal içgüdüleri ve sezgileri yoktur.

* Yaşça daha büyük AS'lı öğrenciler “buddy sistemi†bir arkadaştan yarar görebilirler.Öğretmen hassas bir derslik arkadaşını AS'lı çocuğun şartları ile ilgili eğiterek yanına oturtabilir.Dostu AS'lı evladı her ortamda (serviste ,teneffüste ) izleyerek onu okul aktivitelerine dahil etmek için çabalamalıdır.

* AS'lı evlatların inzivaya çekilme eğilimi vardır.Bu nedenle öğretmen diğerlerinin arasına alınması için teşvik etmelidir.Etken sosyalleşmeye cesaretlendirmeli ve izole olarak yalnız kendi ilgi alanına yönelik geçirdiği zamanı sınırlandırılmalıdır. Mesela öğle yemeği esnasında bir öğretmen AS'lı çocuğun yanına oturarak onu akranlarının konuşmalarına katılmaya teşvik edebilir. Bu durumu yaparken yalnız fikrini söylemesi ve sorular sorması ile yetinmeyip başka öğrencilere de usta manevralarla aynısını yaptırtmak gerekir.

Sınırı olan ilgi alanı:

AS'lı evlatların garip ilgileri ya da tuhaf, yoğun tutkuları (alışılmadık şeyleri saplantı halinde biriktirme şeklinde) vardır. İlgi alanları mevzusunda insafsızca konuşma verme eğilimindedirler; bu mevzularda tekrarlayan sorular merak ederler; düşünce üretmekte problemleri vardır; diğerlerinin isteklerine aldırmaksızın kendi eğilimlerini takip ederler ve kimi zaman de kendi kısıtlı ilgi alanları haricinde kalan herhangi bir şeyi öğrenmeyi reddedebilirler.

Tavsiyeler:

* AS'lı çocuğun izole ilgi alanı hakkında sorularına ve tartışmalarına sebatla izin vermeyin. Bu davranışlarını günün belirgin bir vakit dilimi ile sınırlandırın. Mesela hayvan saplantısı olan ve sınıftaki bir evcil kaplumbağa ile ilgili sayısız soruları olan bir AS'lı çocuğun bu sorularını yalnız teneffüste sorması icap ettiğini öğrettim. Bu onun için günlük rutin haline geldi ve başka zamanlarda bu şekilde sorular sormaya başladığı vakit kendini durdurması icap ettiğini kısa sürede öğrendi.

* İstenen bir davranışa doğru pozitif yönde yöndeki zorlama AS'lı çocuğa yardım etmedeki en mühim stratejidir (Dewey 1991). Bu çocuklar övgüye cevap verir (Mesela devamlı sual soran bir çocuğun ara verdiğinde ve başkalarına söz hakkı tanıdığında öğretmeni tarafınca övülmesi ve kutlanması şeklinde). Bu çocuklar bununla birlikte başka ufaklıklara verilmiş bir hakkı kullandıklarında , istenen bir toplumsal davranışta bulunduklarında da övülmelidir.

* AS'lı bir takım çocuklar ilgi alanları haricinde bir şey yapmak istemezler. Sınıftaki çalışmanın tamamlanması için kati kurallar konulmalıdır. AS'lı çocuğa denetim dışına çıkmış olduğu ve kurallara uyması gerektiği çok açık şekilde söylenmelidir. Ama bununla birlikte derslik ona kendi ilgilerine yönelmesi için de fırsat vermeli ve bir orta noktada buluşulmalıdır.

* Bilhassa inatçı ve kafa tutan çocuklar için tüm ödevlerin ilgi alanları çevresinde toplanarak kişiselleştirilmesi gerekebilir. (Örn: Eğer ilgi alanı dinozorlar ise dilbilgisi cümlelerinden, matematik problemlerine, okumadan hecelemeye kadar her şey dinozorlarla ilgili olmalıdır.) Ödevlerindeki başka mevzulara yavaş yavaş geçilir.

* Öğrencilere işlenen mevzudan ama kendi ilgi alanı ile bağlantılı ödevler verilmelidir. Mesela trenlere saplantısı olan bir çocuğa, toplumsal dersinde bir ülke işleniyorsa, o ülkenin ulaşım sistemini araştırması verilebilir.

* Çocuğun tutkularını onun ilgi alanlarını geliştirmekte bir yol olarak kullanın. Mesela hayvan saplantısı olan bir çocuktan yağmur ormanları mevzusu işlenirken, yağmur ormanlarındaki hayvanları ve hayvanların evi olması sebebiyle de ormanları emek harcaması istendi. Bu evladı o şekilde motive etti ki yaşamak için hayvanların evi olan ormanı kesmek zorunda kalan yerli halkı da araştırıp öğrendi.


Zayıf Konsantrasyon:


AS'lı çocuklar çoğunlukla içlerinde gelen uyarılarla yapmakta olan işlerden uzaklaşırlar. Deorganizedirler. Sınıftaki aktivitelere devamlı odaklanma mevzusunda zorlanırlar ( bu genellikle dikkat eksikliğinden değildir, odağın acayipliğindendir; AS'lı yetişkinler ise ilgili olanın ne işe yaradığını bulup çıkaramaz, bu nedenle dikkat ilgisiz uyaranlara odaklanır); hayal alemine dalmaktan daha yoğun bir biçimde kendi karmaşık iç dünyalarına çekilme eğilimindedirler ve grup halinde öğrenmede güçlük çekerler
Tavsiyeler:


* Eğer AS'lı çocuk sınıfta üretken olacaksa çok samimi oranda sıkı ve disiplinli dış yapılanma gerçekleştirilmelidir. Ödevler minik parçalara bölünmeli ve öğretmen sık sık geri bildirimde bulunmalı ve tekrardan yönlendirmelidir.

* Ağırbaşlı konsantrasyon problemi olan çocuklar belirgin sürelere bölünmüş çabalama seanslarından yarar görürler. Bu kendilerine organize etmelerine yardım eder. Süresinde tamamlanmamış ( ya da dikkatsizce yapılmış) derslik emekleri çocuğun kendisine ait vakit içinde (teneffüste ya da hususi ilgi alanlarına yöneleceği sürede) tamamlanmalıdır. AS'lı çocuklar kimi zaman inatçı olabilir. Kati beklentiler ve onlara pozitif yönde yönde zorlama meydana getirecek kuralların uygulanmasına gereksinimleri vardır. (bu şekilde bir program AS'lı evlatları üretken olmaya motive eder ki bu da kendine olan güvenlerini artırır ve stres seviyesini düşürür, çünkü çocuk kendini yetenekli görür.)

* AS'lı öğrencilerdeki az konsantrasyon, az yazma hızı ve samimi organizasyon bozukluğu, ona verilecek ev ödevini azaltmayı ve/ya da ayrı bir odada öğretmen nezaretinde extra vakit vererek ödevini tamamlatmayı lüzumlu kılabilir.( AS'lı bir takım öğrencilerin konsantrasyonları o denli zayıftır ki çocuğun ebeveyni her gece çocukla beraber saatler harcayarak ödevi tamamlama stresine girerler.).

* AS'lı evladı sınıfın önüne oturtun ve dikkatini derse vermek içim sık sık sorular yöneltin.

* Dikkatini toplamadığı zamanlarda çocukla sessiz haberleşme-iletişim kurmaya gayret edin (omuzuna hafifçe dokunmak şeklinde.

* Buddy sistemi kullanılıyorsa bu arkadaşını yanına oturtun ki evladı elindeki işe ya da dersi dinlemeye uyarabilsin.

Öğretmen etken bir biçimde AS'lı evladı kendi iç fikirleri ve fantezilerinden tasnif ederek gerçek dünyaya tekrardan odaklanmaya teşvik etmelidir. İç dünyası gerçek yaşamdan daha cazip olduğundan bu gerçek bir mücadeledir. Ufak çocuklar için özgür oyun saati dahi programlanmalıdır. Çünkü yalnızlıklarına dalar ve hayaller kurarak oynamaya dalıp gerçekle ilişkilerini kaybedebilirler. AS'lı çocuğa bir ya da iki dostu ile yakın nezaret altında oynatarak hem oyun zamanını düzenlemiş, hem de toplumsal kabiliyetlerini uygulamasına fırsat vermiş olmuş olursunuz.


Zayıf Motor Koordinasyon

AS'lı çocuklar fizyolojik olarak beceriksiz ve sakardır. Kaskatı ve beceriksizce yürürler. Motor beceri gerektiren oyunlarda başarısızdırlar. İnce motor bozuklukları da var ise kalem tutmada problemler ve yazı yazma hızının az olması ve çizim yeteneklerinin etkilenmesi görülebilir.

Tavsiyeler:


* Büyük motor problemleri samimi boyutta ise uyarlayıcı fizyolojik eğitim programların gitmesi için yönlendirirn.

* AS'lı bocuğu gövde eğitiminde yarışmaya dayanan spor programları sebebiyle sıhhat/fitness müfredatına dahil edin.

* Evladı yarışmaya dayanan sporlara girmesi için zorlamayın. Çünkü motor koordinasyondaki zayıflık sebebiyle bu yalnız korkuya ve ekip arkadaşlarının alay etmesine davetiye çıkarır. AS'lı çocuk kendi hareketlerinin koordinasyonunu anlamamanın eksikliğini çekerken ekip arkadaşlarının hareketlerinin anlaşılmasını beklemeyin.

* Zamana ve parçalara bölünmüş ödev verirken çocuğun yazı yazma hızının az olduğu dikkate alınmalıdır.

* AS'lı yetişkinler sınavlarını tamamlamak için akranlarına oranla daha çok zamana gereksinim duyarlar (imtihanı ayrı bir odada yapmak hem daha çok vakit sağlar hem de öğretmenin yönergeleri tekrarlaması kişiyi elindeki işe daha iyi odaklar. )


Bilimsel nitelikli Zorluklar

AS'lı çocuklar çoğu zaman averaj ile averaj üstü zekaya haizdir (bilhassa sözel açıdan) ama yüksek düzeyde düşünme ve anlama kabiliyetinden yoksundurlar. Düz ve yalın olma eğilimindedirler. Hayalleri somuttur, soyutlamaları ise zayıftır. Titiz, kılı kırk yaran konuşma stilleri ve etkisinde bırakan kelime hazineleri hakkında konuştukları şeyi anladıkları şeklinde yanlış bir izlenim verir. Oysa ki gerçekte onlar yalnız okuduklarını ya da duyduklarını papağan şeklinde yine etmektedirler. AS'lı çocuk genellikle muhteşem bir hafızaya haizdir, fakat bu mekaniktir. Bir video şeklinde kurulma sırasına nazaran çalışır. Sorun çözme kabiliyetleri zayıftır.

Tavsiyeler:

* İstikrarlı başarı sunması amaçlanmış, fazlasıyla bireyselleştirilmiş bilimsel niteliği olan program sağlayın. AS'lı çocuk kendi içgüdülerini izlememek için fazlasıyla motivasyona gerek duyar. Öğrenme korku uyandırıcı değildir, ödüllendirici olmalıdır.

* AS'lı çocuk duyduğunu tekrarladığı vakit anladığını varsamayın.

* İlave açıklamalarda bulunun ve ders içinde ne olduğu soyut olduğu vakit basitleştirmeye gayret edin.

* Muhteşem hafızalarını onların yararına kullanın. Sakladıkları bilgiler çoğu zaman onların en güçlü tarafıdır.

* Romanlarda anlatılan şekliyle ilişkiler, bir şeyin değişik anlamları ve nüansları büyük bölümü vakit anlamazlar.

* AS'lı kişilerin yazılı ödevleri büyük bölümü vakit kendini tekrarlar, bir mevzudan öbürüne atlar ve yanlış kelime bağlantıları vardır. Bu çocuklar çoğu zaman şahsi görüş ile genel bilgi arasındaki farkı bilmez ve bu yüzden öğretmenin onların anlaşılması güç açıklamaları anlayabileceğini zanneder.

* AS'lı evlatların çoğu zaman okumaları çok iyidir, ama dili algı etmeleri zor olsa gerek.

* Bilimsel nitelikli emekleri az kalitede olabilir. Çünkü AS'lı çocuklar kendi ilgi alanları dışındaki mevzularda çabalamak için motive olmazlar. Meydana getirilen çalışmanın kalitesi açısından kati beklentiler belirlenmelidir. Vakit periyotlarına bölünerek meydana getirilen iş yalnız tamamlanmış olmamalı bununla birlikte dikkatli yapılmış olmalıdır. As'lı çocuk fena yapmış olduğu çalışmasını teneffüste ya da kendine ayıracağı zamanda düzeltmelidir.


Duygusal Yaralanma (İncinme):

AS'lı çocuklar düzgüsel eğitimlerini tamamlayacak zekaya haizdir. Fakat genellikle sınıfın istekleri ile başa çıkacak duygusal güce haiz değildir. Bu çocuklar esnek olmamaları sebebiyle rahatlıkla strese girerler. Kendine güvenleri düşüktür. Çoğunlukla kendilerini eleştirirler ve hata yapmayı tolere edemezler. AS'lı yetişkinler özelikle adolesan çağındakiler depresyona yatkındır. (AS'lı yetişkinler içinde depresyon oranı yüksektir.) Hiddet reaksiyonları/sinirlilik, stres ve çok fazla kaygı durumlarında yaygın bir dışavurumdur. AS'lı çocuklar nadiren rahattır. İşler onların katı görüş açısı çerçevesinde gitmediği vakit rahatlıkla etkilenirler.

Tavsiyeler:


* Yüksek seviyede istikrar sunarak patlama yaratacak tesirleri önleyin. Streslerini azaltmak için günlük rutinde olabilecek değişikliklere karşı hazırlayın. AS'lı çocuklar beklenmedik değişimlerle karşılaştıklarında korkarlar, kızarlar ve üzülürler.

* Patlamalardan korumak için strese karşı iyi mi kafa edeceklerini öğretin. üzülmüş olduğu vakit neler yapması icap ettiğini yazmasına yardım edin. Mesela: 1- üç kere derin nefes al. 2- Sağ el parmaklarını 3 kere say. 3- Rehber öğretmeni görmek istediğini söyle. Çocuğun kendini rahat hissettiği ritüellerden birisini listeye ilave edin. Bu maddeleri bir karta yazarak çocuğun cebine koyun ki gerektiğinde erişebilsin.

* Öğretmenin sesinden yansıyan tesir minimumda tutulmalıdır. Hırsı ve sabrı gösterirken AS'lı çocuk ile olan iletişimimizde sakin olun ve o sizi öncesinden tahmin edebilsin. Bu sendroma adını veren psikiyatrist Hans Asberger (1991) belirtmiştir ki: “Açıkça görülen bu şeyleri AS'lı öğrencisine öğretmesi icap ettiğini anlayamayan öğretmen sabırsızlığı ve irritasyonu hissedecektir.†AS'lı çocuğun mutsuz ya da depresif olduğu mevzusunda sizi bilgilendireceğini beklemeyin. Bu çocuklar başka insanların duygularını anlamadıkları şeklinde kendi duygularından da haberdar değillerdir. Büyük bölümü vakit depresyonlarını örtbas ederler ve emarelerini inkar ederler.

* Öğretmenler; dağınıklığın, dikkatsizliğin, ve yalnızlığın artması, stres eşiğinin azalması, çok fazla bitkinlik, ağlama, intihar emareleri ve benzeri şeklinde depresyona işaret eden davranış değişimleri mevzusunda uyanık olmalıdır. Bu şeklinde durumlarda çocuğun kendisini iyi hissettiğini söylemesine inanmayın.

* Bu şeklinde emareleri çocuğun terapistine bildirin ya da evladı depresyon açısından incelenmesi ve gerekiyorsa tedavi alması için terapiste gönderin. Çünkü bu çocuklar çoğu zaman kendi duygularını tartamazlar ve depresyonun erken teşhisi çok önemlidir.

* AS'lı adolesanların depresyona bilhassa eğilimli olduklarından haberdar olun. Bu çağda toplumsal yeterliğe çok kıymet verilir. AS'lı talebe ötekilerden değişik bulunduğunun ve düzgüsel ilişki kurmakta güçlük çektiğinin farkına varır. Bilimsel nitelikli çabalama çoğu zaman daha soyut bir hale gelir ve AS'lı talebe ödevlerini daha zor ve karmaşık bulur. Vakaların birinde öğretmenler AS'lı adolesanın bundan sonra matematik dersinde ağlamadığını ve bu nedenle daha iyi başedebilmeye başladığını düşünmüştü. Oysa gerçekte daha sonraki matematik derslerinde katılımın ve verimin azalması ile anlaşıldı ki çocuk matematikten kurtulmak için kendi iç hayatına kaçmıştı ve aslına bakarsak asla başedemiyordu.

* AS'lı adolesanın günde en azından bir kez denetim edilebilmesi için bir görevlinin belirlenmesi eleştiri öneme haizdir. Bu şahıs onunla her gün biraraya gelmiş olarak ve başka öğretmenlerin gözlemlerini biriktirerek ne kadar iyi başa çıkıp çıkamadığını belirleme etmelidir.

* Hususi bir alanda zorluklar görüldüğünde bilimsel niteliği olan yardım almalıdır. Başarısızlığa karşı bu çocuklar daha hızlı etkilenerek tepki gösterebilirler.

* Duygusal olarak çok kırılgan AS'lı çocuklar hususi eğitim sınıfında kişiselleştirlmiş bilimsel niteliği olan programa gerek duyabilir. Bu çocuklar kendilerini üretken ve kafi görebilecekleri bir öğrenme ortamına gereksinim duyar. Bu nedenle ödevlerini tamamlayamadığı , konseptleri kavrayamadığı bir mekanda tutmak içe kapanmalarını artırıp depresyonun basamaklarını hazırlar. Bir takım durumlarda hususi eğitimden ziyade bir şahsi destek belirlenmelidir. Bu destek etkin bir yardım, yapılanma ve istikrarlı geri bildirim sağlar.


Aspergerli çocuklar çevresel stres faktörleri altında rahatlıkla ezilirler ve kişilerarası ilişki kabiliyetleri sebebiyle öylesine derinden etkilenirler ki bu da duygusal yaralanma ve zor bir çocukluk izlenimi yaratır. (Wing 1981). Everard'a (1976) nazaran bu gençler sorunsuz akranları ile kıyaslandıklarında ilkin çok değişik olduklarını sonrasında dünyayı tavizsiz ve beklentilere uygun bir hale getirmek için ne büyük uğraş gösterdiklerini farkederler.

Öğretmenler, AS'lı evlatların etraflarındaki dünya ile ortaklık yapmayı öğrenmelerinde can alıcı görevi oynarlar. Çünkü AS'lı çocuklar çoğu zaman endişelerini ve korkularını ifade edemezler. Onların güvenli iç dünyaları yerine bilinmez dış bütün ülkelerde yaşamalarını sağlamak ve buna değeceğini göstermek yetişkinlere düşer. Okulda bu gençlerle çalışan profesyoneller onlarda noksan olan dış yapılanmayı, organize olmayı ve tutarlılığı sağlamak durumundadır. Bir tek bilimsel niteliği olan başarıları için değildir aynı zamanda başka insanlardan yabancılaşma hislerini azaltmak ve günlük yaşamın sıradan istekleri karşısında daha az ezilmelerine destek olmak açılarından da Asperger sendromuna haiz kişilere yaratıcı öğretme stratejileri gereklidir.


Karen Williams
Michigan üniversitesi Tıp Merkezi

Çocuk ve Adolesan Psikiyatri Hastanesi



Asperger Sendromu (AS) nedir?


Asperger Sendromu, 1944 senesinde, Hans Asperger adındaki tıp doktoru tarafınca tanımlanmıştır.

Dr. Asperger, bu evlatların duygularını yönetme ve ifadede zorlukları bulunduğunu, empati eksikliği ve toplumsal ipuçlarını anlamakta güçlük çektiklerini öne sürmüştür. İlgilendikleri mevzu hakkında konuşurken minik birer profesör kesildiklerini ama mimiklerin kullanımında, ses ayarında, dinleyicisinden gelen sözel-olmayan ipuçlarını almada problemler yaşadıklarını belirtmiştir.(1)


Bir takım alanlarda çok yetenekli olabilecekleri görülürken sınırı olan ilgi alanları (astronomi, hayvanlar, topografya, uzay araçları,…) vardır.


Kendilerini bir başkasının yerine koyamadıklarından yaşıtlarıyla iletişimde güçlük yaşarlar. Okul döneminde dil becerileri iyi gelişmiş olmasına karşın okuldaki derslerde ağır ilerlerler. Çünkü kendilerine, öğrenme şekillerinin öğretilmesinden pek hoşlanmazlar.


Kimi zaman acayip, sadistçe hayalleri vardır ki bir takım durumlarda bu durumu içgüdüsel şekilde dışa vurabilirler (hayvanlara karşı sertlik, insanlara karşı agresif tavırlar, vb…). Çoğu zaman motor gelişimleri geridir.

Kronik bir bozukluktur ve Asperger çocuklar belirgin düzeyde gelişme gösterse de bozukluk yaşam boyu devam eder. Zaman içinde semptomlarda değişimler olabilir.


AS, yaygın gelişimsel bozukluklar tanı grubu içinde tanımlanan bir sendromdur.

Yaygın Gelişimsel Bozukluklar'ın Tanımı Nedir?


YGB'ın tanımı şu şekildedir: Yaygın Gelişimsel Bozukluklar, doğuştan ya da erken çocukluk döneminde başlamış olan, içinde bulunmuş olduğu periyodu ve daha sonraki gelişim dönemlerini bir sürü yönü ile ve mühim derecede negatif etkileyen bozukluklardır. YGB'da, gelişmenin bilhassa etkilendiği yönler dil, adaptif davranış, haberleşme-iletişim ve toplumsal beceriler olup, bu alandaki hasarlar çok belirgin ve kalıcıdır. Bilişsel (zihinsel) gelişim ise bu grup altında bulunan bozuklukların çoğunda mühim oranda geridir. Amerikan Psikiyatri Birliği'nin DSM-IV sınıflandırma sistemine nazaran bu grup altında bulunan başlıca bozukluklar, Otistik Bozukluk, Rett Bozukluğu, Asperger Bozukluğu, Çocukluğun Dezintegratif Bozukluğu olarak sınıflandırılmıştır.

Asperger Sendromu'nda Tanı Kriterleri Nedir?


Amerikan Psikiyatri Birliği tarafınca oluşturulmuş DSM-IV Tanı Ölçütleri El Kitabı'na nazaran Asperger Sendromu tanısını koyabilmek için hemen aşağıdaki özelliklerin göz önünde bulundurulması gerekmektedir (2).

A. Aşağıdakilerden minimum ikisinin varlığı ile kendini gösteren toplumsal etkileşimde nitel bozulma:

1.Toplumsal etkileşim sağlamak için meydana getirilen el-kol hareketleri, alınan vücut konumu, takınılan yüz ifadesi, göz göze gelme şeklinde bir sürü sözel olmayan davranışta belirgin bir bozulmanın olması

2. Yaşıtlarıyla gelişimsel düzeyine uygun ilişkiler geliştirememe

3. Başka insanlarla eğlenme, ilgilerini ya da başarılarını kendiliğinden paylaşma arayışı içinde olmama (örn. İlgilendiği nesneleri göstermeme, getirmeme ya da belirtmeme)

4. Toplumsal ya da duygusal karşılıklar vermeme

B. Aşağıdakilerden minimum birinin varlığı ile kendini gösteren davranış, ilgi ve etkinliklerde sınırı olan, basmakalıp ve yineleyici davranış örüntülerin olması:

1. İlgilenme düzeyi ya da üstünde odaklanma açısından olağandışı, bir ya da aniden fazla basmakalıp ve sınırı olan ilgi örüntüsü etrafında kapanıp kalma

2. Özgül, işlevsel olmayan, alışageldiği suretiyle meydana getirilen gündelik işlere ya da törensel davranış biçimlerine asla esneklik göstermeksizin sıkı sıkıya uyma

3. Basmakalıp ve yineleyici motor mannerizmler (örn. parmak şıklatma, el çırpma ya da burma ya da karmaşık tüm vücut hareketleri)

4. Eşyaların parçalarıyla devamlı uğraşıp durma

C. Bu bozukluk, toplumsal, mesleki alanlarda ya da mühim başka işlevsellik alanlarında klinik olarak belirgin bir sıkıntıya niçin olur.

D. Dil gelişiminde klinik açıdan mühim genel bir gecikme yoktur (örn. 2 yaşına gelindiğinde tek tek sözcükler, 3 yaşına gelindiğinde haberleşme-iletişim kurmaya yönelik cümleler kullanılmaktadır).

E. Bilişsel gelişmede ya da yaşına uygun kendi kendine yetme becerilerinin gelişiminde, uyumsal davranışta (toplumsal etkileşim haricinde) ve çocuklukta çevreyle ilgilenme mevzusunda klinik açıdan belirgin bir gecikme yoktur.

F. Başka özgül bir Yaygın Gelişimsel Bozukluk ya da Şizofreni için Tanı Ölçütleri karşılanmamaktadır.

Güçlük Çektikleri Alanlar Nedir?


Asperger Sendromu'ndan bahsedebilmek için hemen aşağıdaki ilk üç (3) alanda sorun olması gerekmektedir. Bir takım durumlarda bu 3 alana ek olarak motor koordinasyonda da zorluklar gözlenebilir (3).

1. Toplumsal Etkileşim Alanı:


*Şahıs, toplumsal olarak izoledir, ama bundan rahatsız değildir.

*İnsiyatif kullanarak başka bir ilişki başlatmak ve diğerlerinin toplumsal istekleriyle başa çıkma mevzusunda gerilmiş ve üzgündür.

*Bilhassa erişkinlik döneminde, yaşıtlarının arkadaşlıkları bulunduğunu algı etmeye başlar. O vakit arkadaşlarının olmasını isteyebilir fakat arkadaşlık geliştirmek ve arkadaşlıkları devamlı kılmak mevzusunda stratejileri eksiktir.

*Toplumsal işaretleri anlamakta zorlanır.

*Toplumsal alanda uygun olmayan şekilde davranabilir.

2. Toplumsal İletişim Alanı:


*Yüzeysel muhteşem konuşma diline haiz olabilirler ama formal ve bilgiçcedir.

*Çoğunlukla ses tonununu ayarlamakta güçlük çeker. Bununla birlikte diğerlerinin seslerindeki değişik tonları yansılamak etmede zorlanabilir.

*Sözel olmayan haberleşme-iletişim şekillerini kullanmakta ve yorumlamakta güçlük yaşar.

*İma etme mevzusunda başarızdır.

*Söylenen kelimeleri, yalın haliyle anlamış olur. Mecazi anlamı olan ifadeleri kavramakta zorlanır. Örnek: “seni yaramaz seni†ifadesi çocuğun sempatik bulunmuş olduğu durumlarda da söylendiğinde, Asperger evladı tarafınca negatif bir ifade olarak algılanabilir.

3. Toplumsal Hayalgücü ve Fikirde Esneklik:


*Sık sık, yaşıtlarının alışılmamış buldukları garip ilgi alanları vardır.

*Belirgin bir takım rutinlere bağlı kalma hususunda ısrar edebilirler.

*Düşünme ve oyun becerisinde keşifcilik mevzusunda sınırlıdır.

*Sık sık, becerileri bir yerden başka bir yere geçirme etmekte sorun yaşarlar.

4. Motor Gelişimi:


*Hareketlerinde hantal ve sakar olabilir.

*Çoğu zaman organizasyonel problemleri vardır.

*Düzgün bir biçimde yazı yazma ve fotoğraf çizme alanlarında zorlanır, çoğu zaman ödevleri noksan kalır.

Görülme Sıklığı Nedir?


Ortalama olarak görülme sıklığı binde 3-7 arasındadır. (1) Başka lara nazaran, 10 yaşından minik çocuklarda, binde 3-4 içinde olduğu belirtilmektedir (4).

Erkeklerde kızlara oranla 9 kez daha çok görülmektedir. (1)

Genetik Yatkınlığı Var mıdır?


Asperger Sendromu'nun genetik bir temeli olduğu bir sürü araştırmalar tarafınca desteklenmiştir (1).

Tipik Aspergerli evladı olan ailelerde babaların % 14'ü, annelerin de % 4'ü AS tanısı almışlardır. Otistik evlatların aileleri incelendiğinde anne ve babaların % 2'si, kardeşlerin % 4'ü kati AS tanısı almıştır (1).

Asperger Sendromu'nun Otizm'den Farkı Nedir?


Asperger Sendromu'nda zeka, daha çok “normal†olarak tanımlanan sınırlar içindeyken, Otizm vakalarında mental retardasyon (zeka geriliği) daha sık görülmektedir.


Asperger Sendromu'nda daha geniş ve bilgi lı ilgi alanına rastlanırken, Otizm vakalarında sıralama ve sayma şeklinde daha tek düze ilgi alanları vardır. Bununla birlikte Asperger vakalarında dil gelişiminde gecikmeye rastlanılmamaktadır.

Asperger Sendromu Başka Hangi Bozukluklarla Karışabilir?

1. Duygusal Bozukluk (Emotional Disorder):


Duygusal problemleri olan çocuklar, muhtemelen aile ve toplumsal durumların niçin olduğu, alışılmamış geri çekilmiş (withdrawn) ve toplumsal olmayan şekilde görünebilirler. Bununla birlikte, çoğu zaman onlar tedavi ve müdahalelere daha süratli cevap vereceklerdir (3).

2. Dispraksi (Dyspraxia):


Asperger Sendromu olan çocuklar büyük bölümü kez sakardır ve ince el kasları ve el-göz koordinasyon becerileri iyi gelişmemiştir. Diğer yandan, ağır dispraksiyası olan evlatların toplumsal problemler yaşadıkları göze çarpar. Bundan dolayı, bilhassa minik çocuklarda, ayırıcı teşhis koymak, bir takım durumlarda zor olabilmektedir. Bununla birlikte, ayırt etme önemlidir çünkü, dispraktik çocuklar hızlıca toplumsal beceri ve müdahalelere yanıt vereceklerdir. Asperger çocuklarına nazaran algi alanlarında daha az katı ve az obsesiftirler (3).

3. Dil Bozukluğu:


Gelişimsel Dil Bozukluğu ve Otizm'in sınırlarını oluşturmak zor olabilir. Jest kullanımı, yüz ifadeleri ve işaretler mevzusunda zorluklar yaşıyorsa, problemin dil lı olduğu açıktır. Bununla birlikte, Rutter'in gözlemlediği şeklinde, bir takım çocuklar karışık tablolar gösterir. Toplumsal, haberleşme-iletişim ve davranışsal zorluklar, ağır anlama ve dil bozukluğu olan çocuklarda olduğu şeklinde, Otizm spektrumu içinde tanımlanabilecek bir takım çocuklarda da gözlemlenebilir. Profesyoneller içinde ortaklık yapmak gereklidir. Çocuk okul çağına ulaştığında tablo çoğu zaman netleşir (3).

4. Dikkat Dağınıklığı ve Hiperaktivite Bozukluğu (ADHD):


ADHD görülen minik çocuklar, Asperger sendromu olanlarda da mevcut olabilecek, bir sürü davranışlar gösterirler. Örn: onunla konuşulmuş olduğu halde dinlemiyor görünmek; komutları takip edememek; ödev ve aktiviteleri organize etme mevzusunda güçlük yaşama; çok fazla derecede konuşma, sohbetlerde kolayca dağılabilme ve sık sık söze karışıyor olma.


Kimi zaman, 5-6 yaşındaki Asperger Sendromlu ufaklıklara ilk olarak ADHD'si varmış şeklinde teşhis konabilir. Bununla birlikte ilaç yazılması ve uygun davranışsal müdahalelerin önerilmesi mümkündür. Çoğu zaman ADHD durumunda, ilaçla birlikte uygun davranışsal ve toplumsal becerilere yönelik müdahaleler, toplumsal fonksiyonlarda süratli gelişmelerin olmasını sağlar. Eğer bu müdahalelere karşın toplumsal alandaki zorluklar halen var ise ve değişmeye karşı dirençliyse, Asperger Sendromu tanısına yönelmemiz gerekecektir (3).

5. Sözel Olmayan Öğrenme Güçlüğü (NLD):


Bu güçlüğü yaşayan çocuklar AS li çocuklardan değişik alanlarda zorluklar yaşamaktadırlar: İnce ve kaba motor kendi alanında (denge, koordinasyon) mesele yaşar, görsel idrak ve görsel bellek kendi alanında zayıftır, detayları biraraya getirip bütünü görme mevzusunda zorlanır. NLD li çocuklar bunların yanında AS çocuklar şeklinde ve sözel olmayan mesajları algılama-yorumlama ve değişikliklere uyum sağlamakta güçlük çeker (5,6).

6. Karşıt Olma-Karşı Gelme Bozukluğu:


Bu teşhisi almış çocuklar da tıpkı Asperger teşhisi almış olan çocuklar şeklinde isyankar ve asi davranışlar sergilerler, kısaca kurallara uymakta zorlanırlar. Ama bir Aspergerli çocuk için bu davranışları yapma sebebi farklıdır (1). DSM IV Tanı Ölçütleri Elkitabı'na nazaran Karşıt Olma-Karşı Gelme Bozukluğu, Yıkıcı Davranış Bozuklukları başlığı altında yer alırken, Asperger Sendromu, Yaygın Gelişimsel Bozukluklar yelpazesinde yer almıştır (2).

7. Başka Psikiyatrik Bozukluklar:


Ara sıra AS tanısı almış çocuklardaki garip davranış şekilleri ve alışılmamış fikir prosesleri uzmanları başka psikiyatrik teşhisleri koymaya yönlendirebilir. Örn: Şizoid Kişilik Bozukluğu ve Obsesif-Kompülsif Bozukluklar vb.. Bu şekilde durumlarda bir çocuk psikiyatristin klinik değerlendirmesine başvurmak gereklidir (1,3).


Kaynaklar;


1. Korkmaz B., Asperger Sendromu: Toplumsal İlişkilere Ait Bir Bozukluk, Yalnızlık ya da İnsana Ait Temel Bir Boyut, Adam Yayıncılık, İstanbul, 2003

2. Köroğlu E., DSM-IV: Tanı Ölçütleri Müracaat Elkitabı, Hekimler Gösterim Birliği, Ankara, 1994

3. Cumine V., Leach J., Stevenson G., Asperger Syndrome: A Practical Guide for Teachers, David Fulton Publishers, London, 1998

4. Prof. Dr. Şenol, Otizm Sempozyumu Özet Kitapçığı, S;2003

5. Dumont J.J., Leer-Stoornissen; Theorie en model, Nauta, Zutphen, Nederland, 1994

6. Korkmazlar ü. Sürücü Ö., Sözel Olmayan (Nonverbal) Öğrenme Güçlüğü: İki Olgu Sunumu, tarih belirtilmemiş

7. Sanders-Woudstra J.A.R, Verhulst F.C., De Witte H.F.J., Kinder- en Jeugdpsychiatrie: Psychopathologie en Behandeling I, Van Gorcum, Nederland, 1985

8. Korkmaz B., Yağmur Çocuklar: Otizm nedir?, Doğan Kitapçılık, İstanbul, 2000





  • Down Sendromu


  • Klinefelter Sendromu (47, XXY Sendromu)


  • Di George Sendromu ve VCF Sendromu


Kaynak:msxlabs.org

YORUMLAR

Ad

Anlamı Nedir?,22,Biyoloji Konu Anlatımı,25,Cilt Bakımı,82,Coğrafya Ders Anlatımı,978,Genel,46,Güzel Sözler,16075,Music,1,Ne Nedir?,32164,Resimli Sözler,4111,Saç Sağlığı,119,Sağlık Bilgileri,1596,Soru-Cevap,10236,Sports,1,Tarih Konu Anlatımı,5,Teknoloji,36,Türk Dili ve Edebiyatı Konu Anlatımı,2,
ltr
item
Ders Kitapları Konu Anlatımı: Asperger Sendromu
Asperger Sendromu
Ders Kitapları Konu Anlatımı
https://ders-kitabi.blogspot.com/2017/05/asperger-sendromu.html
https://ders-kitabi.blogspot.com/
http://ders-kitabi.blogspot.com/
http://ders-kitabi.blogspot.com/2017/05/asperger-sendromu.html
true
5083728687963487478
UTF-8
Tüm Yazılar Yüklendi hiçbir mesaj bulunamadı HEPSİNİ GÖR Devamı Cevap Cevabı iptal Silmek Cevabı iptal Home SAYFALARI POST Hepsini gör SİZİN İÇİN ÖNERİLEN ETİKET ARŞİV SEARCH Tüm Mesajlar İsteğinizle eşleşme bulunamadı Ana Sayfaya Dön Pazar Pazartesi Salı Çarşamba Perşembe Cuma Cumartesi Pazar Mon Tue Wed Thu Fri Sat January February March April May June July August September October November December Jan Feb Mar Apr May Jun Jul Aug Sep Oct Nov Dec Şu anda... 1 dakika önce $$1$$ minutes ago 1 saat önce $$1$$ hours ago Dün $$1$$ days ago $$1$$ weeks ago more than 5 weeks ago İzleyiciler Takip et THIS PREMIUM CONTENT IS LOCKED STEP 1: Share to a social network STEP 2: Click the link on your social network Tüm Kodunu Kopyala Tüm Kodunu Seç Tüm kodlar panonuza kopyalanmıştır. Kodları / metinleri kopyalayamıyor, kopyalamak için lütfen [CTRL] + [C] tuşlarına (veya Mac ile CMD + C'ye) basınız Table of Content