Atomun parçalanabilirliğini öne devam eden bilim adamı kimdir? Atomun parçalanabilirliği ile ilgili fikirleri ve teorileri ilk ö...
Atomun parçalanabilirliğini öne devam eden bilim adamı kimdir?
Atomun parçalanabilirliği ile ilgili fikirleri ve teorileri ilk öne devam eden, müslüman bir alim ve bilim adamı olan Cabir bin Hayyan'dır!
1983 yılındaki Erzurum depremi ne kadar sürmüştür?
Fetret Devri kaç yıl sürmüştür?
İslama gizli saklı çağrı kaç yıl sürmüştür?
Fizyonun başlamasını sağlayacak ilk nötronlar Ra-Be şeklinde bir nötron kaynağından elde edilir. Fizyon vakasında bir atomun parçalanmasından 2 ya da 3 tane nötron açığa çıkar. Eğer, ortam şartları elverişli ise parçalanma sonucu oluşan nötronların da, başka atomları parçalamaları ile fizyon reaksiyonu zincirleme olarak devam eder. Zincir reaksiyonunun kendiliğinden ilerlemesi için lüzumlu koşul ise açığa çıkan nötronların kaybolmadan yeni parçalanmaları sağlamasıdır. Nötronların kaybolması; ya ortamda bulunan safsızlıklar (238U şeklinde) tarafınca soğurulması ile ya da çeşitli çarpışmalar sonucunda nükleer patlayıcı içinden çıkıp gitmesi ile olur. Dolayısıyla ,atom bombası yapımında dikkat edilmesi ihtiyaç duyulan en mühim noktalardan bir diğeri nötron kayıplarını en aza indirmektir.
Bir nötronun bir atom çekirdeğine çarpması daima fizyon ile sonuçlanmaz. Kimi zaman çekirdek nötronu yuttuğu halde bölünmeyebilir. Kimi zaman ise nötron çekirdek tarafınca yansıtılabilir. Bu çarpışmalar sonucunda ortamda dolaşan nötron bir miktar enerjisini kaybederek yavaşlar ve fizyon yapma gücü artar. Mühim olan bu nötronun nükleer patlayıcı içinden kaçmadan fizyon yapıncaya kadar dolaşmasıdır. Bunun için ise kullanılan patlayıcı maddenin bu dolaşmaya elverişli büyüklükte olması gerekir. İçerisinde başlatılan fizyon reaksiyonun kendi kendine sürebileceği minimum nükleer patlayıcı kütlesine eleştiri kütle denir.
Netice itibariyle, atom bombası merkezde uranyum ya da plutonyumdan oluşan bir öze haizdir. Nükleer patlamanın olabilmesi için ise bu özün eleştiri kütleden büyük olması gerekir. Sadece, eleştiri kütlenin üstündeki maddenin kendiliğinden patlama ihtimali vardır. Bu yüzden patlayıcı madde aslı, bombaya çeşitli parçalar halinde yerleştirilir. Bomba ateşleneceği vakit bu parçalar bir araya gelip bir küre oluşturmalıdır. Bu parçaların küre şeklinde birleşmelerini sağlamak için ise trinitrotoluen (TNT, dinamit) kullanılır. Ilkin TNT patlatılır. Bu patlama sonucunda nükleer kütle bir araya gelir ve aslolan patlama gerçekleşir.
Atom bombası ile ilgili ilk emek harcamalar Robert J. Oppenheimer öncülüğünde 1942 yılının sonlarında adım atmıştır. New Mexico eyaletinin Los Alamos adlı bölgesinde bir “beyin takımı†ile başlamış olan emek harcamalar ortalama 3 yıl sonrasında ürününü verdi. Atom bombasının ilk denemesi 16 Temmuz 1945 günü Meksika sınırına yakın bir çölde (Alamogordo) gerçekleştirildi. Patlamanın sertliği beklenenden oldukça fazla olmuştu. Ortalama 20.000 ton TNT'nin patlamasına eşit bir tesir görüldü. Elde edilmiş bu başarı üstüne atom bombasının Japonya'nın iki mühim şehrinde kullanılması kararlaştırıldı.
6 Ağustos 1945 sabahı ilk atom bombası “Enola Gay†adlı bir bombardıman uçağı ile Hiroşima'ya atıldı. Saniyenin onbinde biri kadar kısa bir sürede gerçekleşen patlamanın ilk tesiri gözleri kör eden bir ışıktı. Arkasından gelen 300.000 °C'lik ısı tesiri ise ortalama 3 km çapındaki her şeyin yanmasını sağlamış oldu. Hemen sonra ise patlamanın etkisiyle başlamış olan ve saatte 1800 km ile esen alev rüzgarı çevredeki her yükseltiyi dümdüz etti. Fakat aslolan kalıcı etkiyi patlamadan bir kaç dakika sonrasında başlamış olan bir yağmur gerçekleştirmiş oldu. Yağmur ile tüm radyoaktif serpinti bölgeye inmiş oldu. Saniyelerle ölçülebilecek bir vakit dilimi içinde Hiroşimayı yok eden bu korkulu bombanın bilançosu ortalama 80.000 ölü ve 100.000 yaralı olarak belirlenmiştir.
9 Ağustos 1945 günü ise ikinci atom bombası Nagazakiye atıldı. Bu şehirdeki insanların daha öncesinden uyarılması buradaki ölümlerin daha azca olmasını sağlamış oldu. Sadece, her iki şehirde de radyasyondan lanan ölümler 15 Ağustos 1945'ten sonrasında görülmeye başlandı. Gönüllü olarak kurtarma çalışmalarına katılan ya da akraba ve dostlarını harabeler içinde arayan bir çok insan bilincinde olmadan yüksek oranda ışınım almışlardı. Radyasyondan lanan ölümler, bombanın patladığı anda meydana gelen şok, ısı ve yıkım etkisiyle gerçekleşen ölümlerden kat kat fazla olmuştur. Bu netice; atom bombasının insanlık için ne denli tehlikeli bir tabanca bulunduğunu ortaya koymuştur.
Bu bildiri 'en iyi yanıt' seçilmiştir.
1983 yılındaki Erzurum depremi ne kadar sürmüştür?
Fetret Devri kaç yıl sürmüştür?
İslama gizli saklı çağrı kaç yıl sürmüştür?
YORUMLAR