Ayasofya Hakkında Geniş Bilgiler

Dünyanın en fazlaca gezgin çeken yapılarından biri konumundaki mimarisi ile insanı büyüleyen Ayasofya hakkında bilgiler. AYASOFYA İstanbul...

Dünyanın en fazlaca gezgin çeken yapılarından biri konumundaki mimarisi ile insanı büyüleyen Ayasofya hakkında bilgiler.



ayasofya



AYASOFYA İstanbul’daki Bizans eserlerinin en ünlüsüdür. Kilise olarak yapılmış, Fatih İstanbul’u alınca camiye çevrilmiştir. Bugün bir müzedir.



Ayasofya’nın ilk kez, Roma İmparatoru Büyük Konstantinos’un imparatorluk merkezini Byzantion’a (İstanbul’a) getirerek şehri onarmaya başladığı sıralarda (M. S. 326) kurulduğu kabul edilmektedir. Fakat bu yapı çok ufak görüldüğünden, veya, başka bir fikre bakılırsa, bir deprem sonunda yıkılmış olduğundan, imparatorun oğlu II. Konstanti-nos onu yeni baştan daha büyük ve süslü olarak yaptırmış, kilise 360 senesinde törenle açılmıştır. Ustü ahşap bir çatı ile örtülü olduğu tahmin edilen bu kilise, sarayın ve şehrin en büyük kilisesi olduğundan, Megalo Ekklesia ( = Büyük Kilise) diye anılıyordu. Fakat V. yüzyıldan başlıyarak «İlâhî Hikmet» timsali sayılan Hagia Sophia ismi ön plâna geçmiş, bu isim tüm Bizans devri süresince devam edip Türkler zamanında Ayasofya şeklinde yaşamıştır.



Bizans Devrinde Ayasofya



II. Konstantinos’un yaptırdığı kilise, devrin ünlü din adamlarından Patrik İoannes Khrysostomos’un sürgüne gönderilmesi üstüne başgösteren ayaklanmada (404) yanıp harap olmuş; bunun üstüne tekrardan meydana getirilen yapı II. Theodosios devrinde (415) halka açılmıştır. II. Theodosios Ayasofyası’nın da ömrü pek uzun olmamıştır. 532 senesinde 13/14 ocak gecesi, Hippodrom’da başlıyan ve lustinanos’un az kalsın tahtını kaybetmesine sebep olacak derecede genişliyen bir ayaklanmada (Nika ayaklanpnası), şehrin büyük kısmı ateşe verildiği sırada Ayasofya da yangından kurtulamamıştır.



Ayaklanmanın bastırılması üstüne, imparator, Ayasofya’nın yeni baştan ve o zamana kadar görülmemiş bir büyüklük ve zenginlikte inşasına karar vermiş ve hemen işe başlanmıştır. İmparator, yeni binanın yangına ve depreme karşı dayanıklı olmasını koşul koştuğundan, kilisenin kemer ve kubbelerle örtülmesi ve yapı malzemesi olarak derhal asla taht^ kullanılmaması kararlaştırılmıştır. Bundan dolayı fil ayakları ve hatıllar kesme taştan, sütunlar, başlıklar, kaplamalar, söveler vs. de ak ya da renkli mermerle mozaikten yapılmıştır. Yalnız yapının aslolan duvar, kubbe ve kemerlerinde hep tuğla kullanılmıştır.



Büyük yangından kırk gün sonrasında temeli atılan binanın açılış töreni 537 senesinde yapılmıştır. Fakat 22 yıI sonrasında, daha imparatorun sağlığında, 558’deki depremde büyük kubbenin şark tarafı yıkılmış, eskiden fazla basık meydana getirilen kubbe yedi metre kadar yükseltilmek ve yan basınçları karşılıyacak şekilde dayanaklar yapılmak suretiyle yapı onarılmış, kilise, ikinci kez olarak 562’de büyük bir törenle açılmıştır.



Ayasofya’ya en büyük fenalığı Batılı Hıristiyanlar yapmışlardır. 1204 senesinde İstanbul’u zapt ve yağma eden Haçlı Orduları Aya-sofya’yı da yağma edip ağır tahribata uğratmışlardır. Bu sırada tüm mukaddes eşya yağma edilmiş, bazıları hayvanlara süs olarak takılmıştır.



Osmanlı Devrinde Ayasofya



29.Mayıs.1453’te İstanbul’un alınması ile Ayasofya Kilisesi de Türkler’in eline geçti. Fatih cuma namazını burada kıldı.



Türkler Ayasofya’ya karşı daima büyük bir ilgi ve saygı göstermişler, yaptıkları ustaca onarımlar ve dayanak duvarları ile bu büyük anıtın günümüze kadar ayakta durabilmesini sağlamışlardır.



Fatih’in direktifiyle Ayasofya kilisesinin camiye çevrilmesi üstüne lüzumlu bir takım değişimler yapıldıysa da binanın esas yapısı olduğu şeklinde korundu, hattâ mutaassıplarca günah sayılabilecek insan yüzlü mozaiklere dahi dokunulmadı. Bunların bir süre sonra, Kanunî devrinde, badana ile örtüldükleri anlaşılmaktadır. Cenup-doğudaki büyük dayanak duvarları Fatih devrinde yapıldığı şeklinde bu yöndeki tuğla minarenin de Fatih devrinden kalma olduğu kabul edilmektedir. Şimal-batı köşesindeki zarif, ince minare II. Bayezit devrinde, garp yönündeki iki kalınca minare de II. Selim devrinde Mimar Sinan eliyle yapılmıştır. III. Murat devrinde Mimar Sinan, eski payandaları tekrardan örmek, yeni dayanak duvarları eklemek suretiyle camiyi çökme tehlikesinden kurtardı. Gene bu devirde İmparator Kapısı’nın sağ ve solunda iç tarafa, Bergama’dan getirilmiş Hellenistik devir eseri iki büyük mermer küp yerleştirildi, büyük fil ayakları önünde görülen zarif meyzin mahfilleri yaptırıldı.



Mihrabın iki tarafındaki büyük şamdanlar Kanunî Süleyman tarafınca Budin’den getirilerek camiye vakfedilmiştir. Duvarları süsliyen âyetler IV. Murat devrinde Bıçakçı-zade Mustafa Çelebi tarafınca yazılmıştır. Çok sanatkârane bir işçilik gösteren mermer mimberle büyük kubbenin altında, solda gene mermerden yapılmış vaiz kürsüsü aynı devrin eserlerindendir. Caminin cenup galerisinin peşinde, duvarları İznik ve Kütahya çinileriyle süslenmiş olan kitaplık I. Mahmut devrinde yapılmıştır.



Abdülmecit devrinde caminin içi ve dışı esaslı surette onarıidı. İsviçreli mimar Gas-par Fossati’nin sorumluluğu altında iki yıl devam eden bu emekler esnasında (1847-1849) büyük kubbe demir çemberlerle sağlamlaştırırı, tehlikeli bir biçimde eğrilmiş olan 13 sütun düzeltildi, mozaikler açılarak bozuk olan kısımları onarıldıktan sonrasında haçlı ve insan yüzlü olanların üst kısımları kapatıldı.



III. Ahmet ve 1. Mahmut devirlerinde değişimler gören Hünkâr Mahfili şimdiki şekli alınış, binanın dışı sıvanarak- sarı badana ile badanalanmış, nihayet minarelerde lüzumlu onarım yapılmıştır. Binanın içinde ikinci kat galerileri hizasında duvarlara asılmış olan 7,5 m. çapındaki Çeharyâr-i Güzin levhaları bu devirde Kazasker hattat Mustafa İzzet Efendi tarafınca yazılmıştır. Büyük kubbenin içini süsliyen âyet de Mustafa İzzet Efendi’nin eseridir.



Ayasofya’nın Yapısı



Ayasofya’nın kapladığı alan kareye yakın dik dörtgen biçimindedir. Doğudaki mihrapla birlikte boyu 80,9 metre (mihrapsız 74,8 m.), eni 70 metredir. Bu geniş alanın orta kısmını 24,3 metre yükseklikte dört büyük fil ayağına dayanan 33 metre çapında büyük bir kubbe örter. Kubbenin yerden yüksekliği 55,6 metre; kendi iç yüksekliği de 13,8 metredir. İskeleti tuğladan yapılmış 40 kaburgadan meydana gelmiştir. Bunların içinde üstleri kemer şekli 40 pencere vardır.



Binanın ağırlığını taşıyan sütunlar 107 tanedir. Bunların 40 tanesi alt tarafta, 67 tanesi de yukarıdadır. Sütunların büyük bölümü yeşil somaki mermerden, bir bölümü de koyu viş-nerenginde Mısır porfirindendir. Alt kattaki sekiz büyük yeşil somaki sütun Efes’teki Artenıis Tapınağı’ndan getirilmiştir. Tüm sütun kaideleri, sütun başlıkları ve yere döşenmiş olan geniş mermer levhalar Marmara Adası’nın meşhur ak mermerinden yapılmıştır.



Duvarlar, kemerlerin başlangıcına kadar, yeşil Thesselia mermerinden yapılmış uzun şeritlerle, bunların içinde bulunan koyu vişnerengi Mısır porfiri, altın sarısı Lybia mermeri, pembe damarlı Phrygia mermeri, açık yeşil damarlı Karystos (Euboia) mermeri, fildişi renkli Kappadokia mermeri ve İmparatorluğun türlü yerlerinden getirilmiş az mevcuttur kıymetli mermer levhalarla kaplıdır.


Ayasofya’daki Türbeler



Ayasofya’ya bitişik ya da aralıklı olmak suretiyle gerek Bizanslılar, gerek Türkler devrinde türlü binalar yapılmıştır. Bizans devrinde yapılmış olanlardan çoğu bugün ortadan kalkmıştır. Yalnız, o zamanlar vaftiz-hane olarak kullanılan bir yapı vardır ki Ayasofya’nın cenup kapısının sağına düşen bu binada I. Sultan Mustafa île Sultan İbrahim yatmaktadır.



Cenup yönündeki bahçede herbiri ince birer sanat ve mimarlık eseri olan, dış yüzleri mermerle kaplı padişah rütbeleri vardır. Bunlardan biride en eskisi olan II. Selim Türbesi Mimar Sinan’ın eseridir. Cenup-batı-da III. Murat Türbesi mevcuttur. Mimar Davut Ağa tarafınca yapılmıştır. Türbenin bitişiğindeki ufak yapı, III. Mehmet’in tahta çıkar çıkmaz öldürttüğü ufak şehzadeler için yapılmıştır. III. Mehmet’in kendi türbesi bahçenin şark yönünde mevcuttur. Cenup-batıdaki avluda görülen okul binası, çok zarif şadırvan ve kuzeydeki imaret I. Mahmut devri eserlerindendir. Bununla birlikte, Fatih Vakfiyesi’nden anlaşıldığına bakılırsa, okulun ilk kuruluşu Fatih devrine kadar çıkmaktadır.



Ayasofya Efsaneleri



Pek çok büyük yapılar şeklinde Ayasofya da günümüze kadar türlü efsanelere ve inanışlara mevzu olmuştur. Bunlardan biride bir bölümü Bizans’ın ve komşu memleketlerin Hıristiyan halkı içinde doğmuş, İstanbul’un alınmasından ve Ayasofya’nın cami haline getirilmesinden sonrasında da anlatı lagelmiştir. Bir bölümü ise fetihten sonrasında Müslümanlar içinde doğmuş söylenti ve inanışlardır. Ayasofya’nın fetih öncesi ve sonrası folkloruna ait söylentilerin pek çoğunu tesbit etmiş olan yazılı Türk kaynakları içinde hususiyle «Evliya Çelebi Seyahatnamesi» ile «Solakzade Zamanı» ni sayabiliriz.



Bu rivayetlerden herhangi birine bakılırsa «Terliyen Doğrudan» ya da «Ağlıyan Doğrudan» diye anılan sütundaki delik, Hızır’ın kiliseyi cami haline sokmak için Kâbe yönüne çevirmek istediği süre parmağını soktuğu yerdir. Halk bu deliğe parmağını sokar, direkten gelen ıslaklığın türlü dertlere deva olacağına inanırdı.

YORUMLAR

Ad

Anlamı Nedir?,22,Biyoloji Konu Anlatımı,25,Cilt Bakımı,82,Coğrafya Ders Anlatımı,978,Genel,46,Güzel Sözler,16075,Music,1,Ne Nedir?,32164,Resimli Sözler,4111,Saç Sağlığı,119,Sağlık Bilgileri,1596,Soru-Cevap,10236,Sports,1,Tarih Konu Anlatımı,5,Teknoloji,36,Türk Dili ve Edebiyatı Konu Anlatımı,2,
ltr
item
Ders Kitapları Konu Anlatımı: Ayasofya Hakkında Geniş Bilgiler
Ayasofya Hakkında Geniş Bilgiler
http://www.muhteva.com/wp-content/uploads/2017/04/ayasofya.jpg
Ders Kitapları Konu Anlatımı
https://ders-kitabi.blogspot.com/2017/05/ayasofya-hakknda-genis-bilgiler.html
https://ders-kitabi.blogspot.com/
http://ders-kitabi.blogspot.com/
http://ders-kitabi.blogspot.com/2017/05/ayasofya-hakknda-genis-bilgiler.html
true
5083728687963487478
UTF-8
Tüm Yazılar Yüklendi hiçbir mesaj bulunamadı HEPSİNİ GÖR Devamı Cevap Cevabı iptal Silmek Cevabı iptal Home SAYFALARI POST Hepsini gör SİZİN İÇİN ÖNERİLEN ETİKET ARŞİV SEARCH Tüm Mesajlar İsteğinizle eşleşme bulunamadı Ana Sayfaya Dön Pazar Pazartesi Salı Çarşamba Perşembe Cuma Cumartesi Pazar Mon Tue Wed Thu Fri Sat January February March April May June July August September October November December Jan Feb Mar Apr May Jun Jul Aug Sep Oct Nov Dec Şu anda... 1 dakika önce $$1$$ minutes ago 1 saat önce $$1$$ hours ago Dün $$1$$ days ago $$1$$ weeks ago more than 5 weeks ago İzleyiciler Takip et THIS PREMIUM CONTENT IS LOCKED STEP 1: Share to a social network STEP 2: Click the link on your social network Tüm Kodunu Kopyala Tüm Kodunu Seç Tüm kodlar panonuza kopyalanmıştır. Kodları / metinleri kopyalayamıyor, kopyalamak için lütfen [CTRL] + [C] tuşlarına (veya Mac ile CMD + C'ye) basınız Table of Content