AYRINTIYI GÖREBİLMEK Pek çoğumuz, teleskobun, bir tv benzer biçimde kitaplarda, dergilerde gördüğümüz göze çarpan resimleri kendi k...
AYRINTIYI GÖREBİLMEK
Pek çoğumuz, teleskobun, bir tv benzer biçimde kitaplarda, dergilerde gördüğümüz göze çarpan resimleri kendi kendine göstereceğini düşünürüz. Oysa, teleskobu televizyondan çok bir piyanoya benzetebiliriz. Ne kadar çalışır, emek harcarsak, kullanmayı o denli iyi öğrenebiliriz. Burada söylemek gerekir ki, bir teleskobu kullanmayı öğrenmek, bir müzik aleti kullanmayı öğrenmekten epey kolaydır. Eğer birikiminiz yeterince iyiyse, çıplak gözle gökyüzünü tanıyorsanız, bu iş epey kolay ve keyifli olacaktır.
Teleskop kullanımının en büyük zorluğu, gökyüzündeki bir gökcismini bulmaktır. Çünkü teleskoplar çok minik bir alanı gösterirler. 50 kez büyüten bir teleskop, elinizi dirseğinizi kırmadan gökyüzüne uzattığınızda, ortalama minik parmağınızın tırnağı kadar alanı gösterir. Büyütme arttıkça, teleskobun gösterdiği alan küçülür. Bu kadar minik bir alanı gösteren bir araçla gökyüzündeki hedefimizi sağlamak kimi zaman disiplinli bir mesele olur.
Bu problemi çözmek için teleskoplara aynı yöne bakan büyütme gücü az bir teleskop daha eklenmiştir. "Bulucu" ismi verilen bu minik teleskoplar, gökyüzünde, elinizle gökyüzüne uzattığınız bir tenis topunun kapladığı alanı gösterirler. Bundan dolayı, bulucu yardımıyla bir gökcismini sağlamak epey kolaydır. Bakmak istediğiniz gökcismini, (ya da bulucuyla görülemeyecek kadar sönükse en azından yakınındaki bir yıldızı) bulucudaki görüntünün merkezine aldığınızda bu cisim bundan böyle teleskopunuzla görünecektir.
Gökbilimin diğeri ilim dallarından ayrılan en mühim özelliği, üstünde araştırma meydana getirilen cisimlerin çok uzakta yer alışıdır. Gözleminizi yeryüzündeki bir şey üstünde yaparken, onu daha iyi görebilmek için daha yakınına gitmek pek çok vakit yeterlidir. Fakat, iş bizlerden milyonlarca ışık yılı (boşlukta saniyede 300 000 km yol alan ışığın 1 sene içinde kat etmiş olduğu uzaklık) uzaktaki gökadaları gözlemeye erişince, vaziyet çok farklıdır. Yapabileceğimiz tek şey bulunduğumuz yerden, bazı araçlar kullanarak gözlemektir. Bu gözlemin başarıya ulaşmış olması içinse, kullandığımız araçların kalitesi kadar, gözümüzün de iyi "eğitilmiş" olması gereklidir.
Yukarıda değindiğimiz benzer biçimde, teleskop bir TV ekranına benzemez. Bundan dolayı teleskoptan ilk kez bakan bir insan hayal kırıklığına uğrayabilir. Gözlenen gökcisimleri aslına bakarsak ne kadar büyük ve parlak olurlarsa olsunlar aramızdaki uzaklık o denli fazladır ki, pek çoğunu teleskopla görebilmek dahi uğraş gerektirir.
Tüm bunlara rağmen, rahat bir teleskopla dahi gözleyebileceğimiz gökcisimlerinin (yıldızlar hariç) sayısı binlercedir. İlk bakışta bizlere ayrıntısız gelen bir görüntü, gözlem tecrübemiz geliştikçe, gözümüze epey değişik gözükecektir. Hatta, bir gökcismine birden fazla dakika süresince bakmış olduğunuzda, ilk başta göremediğiniz ayrıntıyı seçebildiğini görmüş olacaksınız. Bunun sebebi, görülmesi zor bir cisim için gözün derhal bir fotoğraf yapmaya zorlanmasıdır. Bundan ötürü bir deney yapabilirsiniz. Fakat ilk olarak gözünüzün 10-15 dakika karanlığa alışması için bekleyin. Gökyüzünde minik bir bölge seçin ve orayı çıplak gözle bir süre gözleyin. Giderek ilk bakışta göremediğiniz daha sönük yıldızları seçeceksiniz.
Mars, bu tesir için başka bir klasik örnektir. Fakat, gözlemi teleskopla yapmak gerekir. Teleskoptan ilk bakışta yalnız, turuncu bir disk olarak görünen Mars, hayal kırıklığı oluşturabilir. Fakat, tecrübeli bir gözlemci Mars'a baktığında, Kutup buzulları benzer biçimde detayları seçebilir. Yeni başlamış olan gözlemci, birden fazla bakıştan sonrasında bundan böyle Mars'ın yalnız bulanık turuncu bir disk değildir, üstünde açık ve koyu renklerle kendini belirgin eden bir gökcismi bulunduğunu görebilecek kadar deneyime kavuşur.
Sema gözlemleri için gözü eğitmenin en iyi yolu, gözlenen gökcisimlerinin rahat çizimlerini yapmaktır. Başlangıç için Ay muhteşem bir hedeftir. Çıplak gözle dahi herhangi bir gökcisminin teleskoptaki ayrıntısından epey fazlasına haizdir. Bir çok santimetre çapında bir daire çizdikten sonrasında aydınlık ve karanlık bölgeyi ayrıştıran çizgiyi çizin. Bir süre sonra açık ve koyu renkli görünen bölgeleri çizin ve karakalemle koyuluğuna bakılırsa boyayın. Bu resimden sonrasında Ay'a bakmış olduğunuzda onu epey teferruatlı göreceğinize güvenilir olabilirsiniz. Bu şekilde çizimleri bir teleskop yardımıyla diğeri gökcisimleri için de yapabilirsiniz.
Kaynak:Tübitak
Harry Potter ve Sırlar Odası - J. K. Rowling
Misterler (Sırlar)
YORUMLAR