Bankalar: Kişilerin ya da kurumların parasını saklayan, faizle borç veren ve para işleriyle uğraşan kuruluşlar. İnsanın eline çok oranda pa...
Bankalar: Kişilerin ya da kurumların parasını saklayan, faizle borç veren ve para işleriyle uğraşan kuruluşlar.
İnsanın eline çok oranda para geçince, çoğu zaman bir bankaya emanet olarak yatırır. Bundan ötürü, «bir hesap açmak» gerekir: banka memuru, müşterisinin ismini ve adresini alır, ona bir hesap numarası verir. Müşterinin, para yatırmak ya da çekmek istediği vakit, ilgili memura başvurması yeter; yatırdığı ya da çekmiş olduğu paranın miktarı hesabına eklenmiş olur (alacak kaydedilir) ya da hesabından düşülür (borç kaydedilir).
Bu işlemleri yapmak için istenirse bankaya kadar gitmek dahi gerekmez: yalnız bir çek defteri kullanılır.
bankaya
Çek, para değildir; onu getiren kişiye parayı ödemesi için, bankaya müsaade eden bir kâğıt parçasıdır. Sözgelimi bir mağazada, alınan malın bedelini nakit ödemek yerine, mağa za sahibinin emrine bir çek yazılabilir; o da çeki müşterisinin bankasına ya da kendi bankasına verir ve üstünde yazılı oranda parayı alır; normal olarak çek karşılıksız değilse; doğrusu çeki yazanın hesabında para tükenmemişse ya da hakkaten var ise.
Tüm bankalar bu işlemlerden başka, ticaretle uğraşan şahıs ve kurumlara faizle borç para verir, tecim ve endüstri kuruluşlarına katılarak ellerindeki paraları işletir.
Bankacılık Ortaçağ’dan bu yana, türlü şekilde var olmuş, bilhassa XVI. yy.da, İngiltere ve Almanya’da gelişmiştir.
Her gün kullanılan para (banknot ve madenî para), bir emisyon bankasınca basılır. Türkiye’de para basma hakkı, 1930 senesinde bir kanunla kurulan Türkiye Cumhuriyeti Merkez Ban-kası’na verilmiştir.
Bankların Türleri ve Türkiye’de Bankacılık
Geniş anlamıyla, üç tür banka vardır: bir kent ya da bölümde iş meydana getiren bölgesel bankalar (İstanbul Bankası, Akhisar Tütüncüler Bankası v.b.); yurt içinde türlü kent ve bölgelerde bir genel merkeze bağlı olarak çalışan millî bankalar (Merkez Bankası, Ziraat Bankası, İş Bankası v.b.); bir memleket içinde ve haricinde şubeleri olan internasyonal bankalar (Internasyonal Sanayi ve Tecim Bankası, Amerikan Bankası, İtalyan Bankası v.b.).
Bankalar, yaptıkları işlere nazaran ayrılabileceği şeklinde, bir başka ayırım da şöyleki yapılabilir: sermayesinin tamamı devlet tarafınca sağlanan devlet bankaları (Etibank, Sümerbank v.b.); sermayesinin bir bölümü devletin, bir bölümü halkın olan karma devlet bankaları (Merkez Bankası); sermayesinin tamamı, parası olan kişilerce sağlanan hususi bankalar (Yapı ve Kredi Bankası, Öğretmenler Bankası v.b.).
Osmanlı İmparatorluğu döneminde bankalar yabancıların ve azınlıkların elindeydi. İstanbul’daki bankerler ödünç para verme kanalıyla devleti âdeta soyuyorlardı. Osmanlı döneminde kurulan tek ulusal banka çiftçilere kredi vermek amacıyla kurulan Ziraat Bankasıdır (1863).
Cumhuriyet döneminde kapitülasyonlarla beraber tüm -yabancı bankalar kaldırıldı (bugün Türkiye’de bulunan yabancı bankalar da Türk yasalarına nazaran çalışır) ve ulusal bankalar kurulmağa başladı.
YORUMLAR