Hava basıncını ölçmeğe yarayan âlet. Yunanca ağırlık anlamına gelen baros ve ölçü anlamına gelen metron dan. İnce bir kamışla su içtiğimiz v...
Hava basıncını ölçmeğe yarayan âlet. Yunanca ağırlık anlamına gelen baros ve ölçü anlamına gelen metron dan.
İnce bir kamışla su içtiğimiz vakit, kamışın içindeki havayı ağzımızla içimize çekeriz. Bu şekilde yaratılan *boşluk derhal, yukarı doğru çıkan sıvıyla usd. Bu vaka bizlere tabii şeklinde gelir; ama bu durumu iyi mi açıklamalı? Eskiçağ bilginleri bu soruya şöyleki karşılık verirlerdi: Tabiat, boşluktan nefret eder, kısaca boşaltılan havanın yerini kesinlikle bir şey doldurmalıdır. Ama bu bir izah etme değildir.
Atmosfer her şeyi bastırır, sıkıştırır; tıpkı bulunmuş olduğu kabın çeperlerine ve içinde yüzen nesnelerin tümüne tazyik meydana getiren bir sıvı şeklinde. Dalgıçlar birden fazla metre derine dalar dalmaz, derhal su basıncını duyarlar. Hava için de az çok aynı şey söz mevzusudur: stratosferin en yüksek katmanlarına oranla bizler, havanın dibinde, çok derinde sayılırız ve sıfır düzeyde (deniz düzeyi) havanın ağırlığı, cm2’ye 1033 gramlık bir tazyik yapar.
Bir kuyuya daldırılan borudaki hava tulumba ile emilince, atmosfer, borunun içindeki suya tazyik yapmaz olur, ama kuyunun içindeki suya tazyik yapmağa devam eder. Bu şekilde sıvı, borudan yukarıya doğru itilir. Ve su, 10,30 metrelik bir yüksekliğe ulaşınca, bu sıvı sütununun ağırlığı, havanın kuyu yüzeyine yapmış olduğu basınca eşit hale gelir. Bu iki güç içinde denge kurulur ve su geriye kalan yükselmez.
Barometrenin İcadı
Bu acayip vakası ilk olarak 1643 senesinde, İtalyan bilgini Evangelista Torricelli açıkladı. Torricelli, suyun yerine, ondan on üç buçuk kez daha ağır olan civayı (sıvı maden) koymayı akıl etti, böylelikle sütunun yüksekliği aynı oranda kısalmış oldu. Bu şekilde Torricelli ilk barometreyi gerçekleştirmiş oldu: bir ucu tıkalı ve içi civa dolu cam bir boru. Bu boru başaşağı çevrilip açık ucu gene civayla dolu bir küvete daldırılır. Borudaki civanm bir bölümü küvete akar ve civa sütunu borunun içinde üç aşağı beş yukarı 760 milimetreye kadar iner. O vakit civanın ağırlığı, atmosfer basıncı ile eşdeğer olur.
Yüksekliğin ölçülmesi ve hava tahmini
Aynı dönemde, Blaise Pascal, yükseld’yi ölçmek için barometreden yararlanmayı düşündü. Atmosferin ağırlığı, borunun içindeki civanın yüksekliğini belirlediğine nazaran, bu yükseklik, bir dağın tepesinde azalacaktır; dağın tepesinde, hava tabakasının yüksekliği deniz düzeyine nazaran daha az olduğundan ağırlığı da daha az olacaktır. Buna nazaran civa. sütununun yüksekliği, hangi yükseltide bulunduğumuzu gösterir: altimetre’nin (yükseltiölçer) esası budur.
Bir süre sonra, atmosferdeki değişmelerin, atmosfer ağırlığını azaltıp çoğaltmakla civa sütununun yüksekliğini değiştirdiği anlaşıldı. Bu şekilde barometre işaretlerine bakılarak hava değişikliği’nin tahmini öğrenilmiş oldu; buna nazaran deniz düzeyinde, 760 milimetre yükseklikteki civa, güzel hava emaresidir. Atmosfer basıncı, havası boşaltılmış kutular olan madenî barometre’lerle de ölçülebilir.
YORUMLAR