Belli (I) sıfat Beli olan: "Hani sen benim gibi ince belli sarışınları severdin?"- N. Araz . Birleşik Sözler karınca be...
Belli (I)
sıfat
Beli olan:
"Hani sen benim gibi ince belli sarışınları severdin?"- N. Araz.
Birleşik Sözler
karınca belli
belli (II)
sıfat
1 . Bilinmedik bir yanı olmayan, malum:
"Hâlimiz, vaktimiz sizce belli."- H. R. Gürpınar.
2 . Gizli olmayan, ortada olan, anlaşılan, bedihi, zahir, aşikâr:
"Bu azade insanlarda her türlü adiliklerden uzak bir efendilik olduğu ne kadar da bellidir."- A. H. Çelebi.
3 . Belirli, muayyen:"Bu oyun çok kısa, belli bir temsil süresi doldurmuyor."- A. Ağaoğlu.
Atasözü, deyim ve birleşik fiiller
belli etmek
belli olmak
Birleşik Sözler
belli başlı
belli belirsiz
sıfat
"Hani sen benim gibi ince belli sarışınları severdin?"- N. Araz.
Birleşik Sözler
karınca belli
belli (II)
sıfat
1 . Bilinmedik bir yanı olmayan, malum:
"Hâlimiz, vaktimiz sizce belli."- H. R. Gürpınar.
2 . Gizli olmayan, ortada olan, anlaşılan, bedihi, zahir, aşikâr:
"Bu azade insanlarda her türlü adiliklerden uzak bir efendilik olduğu ne kadar da bellidir."- A. H. Çelebi.
3 . Belirli, muayyen:"Bu oyun çok kısa, belli bir temsil süresi doldurmuyor."- A. Ağaoğlu.
Atasözü, deyim ve birleşik fiiller
belli etmek
belli olmak
Birleşik Sözler
belli başlı
belli belirsiz
YORUMLAR