BİRİKİM TDK, Türk Dil Kurumu 1. Birikme, bir yerde toplanıp yığılma: - “Kim bilir kaç olayın birikimiyle zifir gibi kararmıştı, ...
BİRİKİM
TDK, Türk Dil Kurumu
1. Birikme, bir yerde toplanıp yığılma:
- “Kim bilir kaç olayın birikimiyle zifir gibi kararmıştı, içi.” -T. Buğra.
2. Gözlemler, deneyler sonucu elde edilmiş şeylerin bütünü, deneyim:
- “Mimari birikim bazen bir kente köklü bir damga, bir özellik bırakıyor.” -H. Taner.
3. Bilim veya sanat alanında sahip olunan bilgi, repertuvar.
4. ekon. Biriktirilen mal veya para.
5. jeol. Herhangi bir aşınma sürecinde veya taşıma işi yapılırken alüvyonlu maddelerin bırakılması.
6. Toplumların kültürel varlıklarının gelişip genişlemesi ve uygarlık düzeyinin yükselmesi süreci.
TDK, Türk Dil Kurumu
- “Kim bilir kaç olayın birikimiyle zifir gibi kararmıştı, içi.” -T. Buğra.
2. Gözlemler, deneyler sonucu elde edilmiş şeylerin bütünü, deneyim:
- “Mimari birikim bazen bir kente köklü bir damga, bir özellik bırakıyor.” -H. Taner.
3. Bilim veya sanat alanında sahip olunan bilgi, repertuvar.
4. ekon. Biriktirilen mal veya para.
5. jeol. Herhangi bir aşınma sürecinde veya taşıma işi yapılırken alüvyonlu maddelerin bırakılması.
6. Toplumların kültürel varlıklarının gelişip genişlemesi ve uygarlık düzeyinin yükselmesi süreci.
birikim ingilizcesi
1. accumulation, buildup, aggregation.
2. the depositing of alluvium.
1. accumulation, buildup, aggregation.
2. the depositing of alluvium.
YORUMLAR