Bissinozis Bu maddedeki yazılar yalnızca bilgi verme amaçlıdır. Yazılanlar, doktor uyarısı ya da uzman önerisi değildir. Pamuk t...
Bissinozis
Bu maddedeki yazılar yalnızca bilgi verme amaçlıdır. Yazılanlar, doktor uyarısı ya da uzman önerisi değildir.
Pamuk tozuna maruziyetin meslek hastalığına yol açabileceği 1705 yılında Ramazzini tarafından öne sürülmüştür. Ramazzini “kendir, keten ve pamuk dokuyanların uğraştıkları meslek nedenilye daha sağlıksız oldukları†nı gözlemlemiştir. “Bissinozis†ise eski yunan ve latin dillerindeki bissos (Gr) sözcüğünden türemiş olup bissos sözcüğü “dokuma için kullanılan çok ince değerli lif ve bu lifle yapılan dokuma†anlamına gelmektedir. Bissinozis terimi ilk olarak 1877'de Proust tarafından kullanılmıştır. Collis 1909 yılında yaptığı bir çalışmada dokuma fabrikalarının tarak bölümünde çalışanlarda %74 oranında Pazartesi semptomlarına rastlamıştır. Bissinozis sadece pamuk tozu maruziyetine değil aynı zamanda keten, jüt, kenevir, kendir, sisal gibi diğer doğal dokuma liflerinden lanan tozlara maruziyetle de ortaya çıkmaktadır .
Pamuk Tozunun Bileşimi:
Pamuk Gossypium adı verilen bir bitki türünden elde edilir. Lifleri saf selüloz pamuk mumu ve yağından meydana gelmiştir; lifleri tekstilde dokuma amacıyla kullanılır , tohumları yağ ve protein kaynağı olarak; kökleri ise ilaç yapımında kullanılır.
Pamuk tozu pek çok maddeyi içeren karmaşık bir yapıya sahiptir :
1)Sellüloz fibrilleri;
2)Bitki artıkları (küçük kırılmış bitki parçacıkları, kozaları)
3)Topraktan bulaşan maddeler;
4)Saprofit mikroorganizmalar (genellikle gram (-) bakteri ve funguslar).
Pamuğun İşlenmesi
Pamuk toplandığı tarladan dokuma ipliği haline gelene kadar pek çok işlemden geçer. Bu işlemler sırasında da bileşiminde değişiklikler meydana gelir. Bu işlemler sırasıyla şöyledir:
1) Çırçır ve Balyalama:Tohumlar ayrılır ve lifli kısım balyalanır
Balyaların Açılması
2) Harman Hallaç: Balyaların açılması, pamuğun harmanlanıp atılma (hallaç) işlemiyle devam eder gevşek pamuk vatkaları oluşturulur;
3) Tarak:tarak işleminde ise pamukta kalan yabancı maddeler ve artıklar temizlenir
4) Cer Fitil: daha sonra liflerin birleştirilmesi ve silindirden geçirilmesiyle kalın kaba fitiller oluşturulur
5) İplik, bobinaj : Bu fitillerden hızla dönen bir iğ aracılığıyla istenilen kalınlıkta iplik elde edilir ve sonunda bu iplikler bobinlere sarılarak dokumaya hazır hale getirilir.
Epidemiyoloji:
Epidemiyolojik çalışmalar hastalığın prevalansının zamanla azaldığını ortaya koymuşlardır. Örneğin Schilling ve ark. pamuk atılması sırasında en tozlu ortamda çalışan işçilerde bissinozis prevalansını %50 olarak bulmuşlar; daha sonra yapılan çalışmalarda ise bu oran aynı riskli ortamda çalışanlarda %10 olarak bulunmuştur. Tüm pamuklu tekstil işçilerinde ise genel bissinozis prevalansı %4 olarak bildirilmiştir.
:türk toraks derneği
Bu maddedeki yazılar yalnızca bilgi verme amaçlıdır. Yazılanlar, doktor uyarısı ya da uzman önerisi değildir.
Pamuk tozuna maruziyetin meslek hastalığına yol açabileceği 1705 yılında Ramazzini tarafından öne sürülmüştür. Ramazzini “kendir, keten ve pamuk dokuyanların uğraştıkları meslek nedenilye daha sağlıksız oldukları†nı gözlemlemiştir. “Bissinozis†ise eski yunan ve latin dillerindeki bissos (Gr) sözcüğünden türemiş olup bissos sözcüğü “dokuma için kullanılan çok ince değerli lif ve bu lifle yapılan dokuma†anlamına gelmektedir. Bissinozis terimi ilk olarak 1877'de Proust tarafından kullanılmıştır. Collis 1909 yılında yaptığı bir çalışmada dokuma fabrikalarının tarak bölümünde çalışanlarda %74 oranında Pazartesi semptomlarına rastlamıştır. Bissinozis sadece pamuk tozu maruziyetine değil aynı zamanda keten, jüt, kenevir, kendir, sisal gibi diğer doğal dokuma liflerinden lanan tozlara maruziyetle de ortaya çıkmaktadır .
Pamuk Tozunun Bileşimi:
Pamuk Gossypium adı verilen bir bitki türünden elde edilir. Lifleri saf selüloz pamuk mumu ve yağından meydana gelmiştir; lifleri tekstilde dokuma amacıyla kullanılır , tohumları yağ ve protein kaynağı olarak; kökleri ise ilaç yapımında kullanılır.
Pamuk tozu pek çok maddeyi içeren karmaşık bir yapıya sahiptir :
1)Sellüloz fibrilleri;
2)Bitki artıkları (küçük kırılmış bitki parçacıkları, kozaları)
3)Topraktan bulaşan maddeler;
4)Saprofit mikroorganizmalar (genellikle gram (-) bakteri ve funguslar).
Pamuğun İşlenmesi
Pamuk toplandığı tarladan dokuma ipliği haline gelene kadar pek çok işlemden geçer. Bu işlemler sırasında da bileşiminde değişiklikler meydana gelir. Bu işlemler sırasıyla şöyledir:
1) Çırçır ve Balyalama:Tohumlar ayrılır ve lifli kısım balyalanır
Balyaların Açılması
2) Harman Hallaç: Balyaların açılması, pamuğun harmanlanıp atılma (hallaç) işlemiyle devam eder gevşek pamuk vatkaları oluşturulur;
3) Tarak:tarak işleminde ise pamukta kalan yabancı maddeler ve artıklar temizlenir
4) Cer Fitil: daha sonra liflerin birleştirilmesi ve silindirden geçirilmesiyle kalın kaba fitiller oluşturulur
5) İplik, bobinaj : Bu fitillerden hızla dönen bir iğ aracılığıyla istenilen kalınlıkta iplik elde edilir ve sonunda bu iplikler bobinlere sarılarak dokumaya hazır hale getirilir.
Epidemiyoloji:
Epidemiyolojik çalışmalar hastalığın prevalansının zamanla azaldığını ortaya koymuşlardır. Örneğin Schilling ve ark. pamuk atılması sırasında en tozlu ortamda çalışan işçilerde bissinozis prevalansını %50 olarak bulmuşlar; daha sonra yapılan çalışmalarda ise bu oran aynı riskli ortamda çalışanlarda %10 olarak bulunmuştur. Tüm pamuklu tekstil işçilerinde ise genel bissinozis prevalansı %4 olarak bildirilmiştir.
:türk toraks derneği
Bisinoz pamuk, keten, kendir, kenevir tozlarına maruz kalan işçilerde görülen bir akciğer hastalığıdır. Akut ve kronik formları vardır. Kronik obstrüktif akciğer hastalığından başlangıçtaki periodisite anamnezi ile ayrılır. Altta yatan mekanizma tam bilinmemektedir. Dünyada bisinoz prevalans oranları giderek düşmektedir. Son yıllardaki çalışmalarda yüksek riskli işçilerde %10, tüm işçilerde yaklaşık %4 bisinoz prevalans oranları bildirilmektedir. Türkiye'de ise %0-22'dir.
TANIM VE TARİHÇE
Bisinoz pamuk, keten, kendir, kenevir tozlarına maruz kalan tekstil işçilerinde görülen mesleksel bir akciğer hastalığıdır . Çay tozuna maruz kalanlarla, yüksek endotoksine maruz kalan domuz besleyicilerinde de bisinoz tanımlanmıştır . Tekstil işçilerinde bisinoza ek olarak mill fever, mesleksel astım, mesleksel bronşit de tanımlanmıştır .
Ramazzini tekstil işçilerinde solunum hastalığından söz etmiş, ancak bisinoz ilk defa Kay tarafından 1831'de tanımlanmıştır . 1845'te Mareska ve Heyman hastalıktaki periodisiteden, pazartesi hastalığından bahsetmişlerdir.
PATOGENEZ
Hastalığın fizyopatolojisi halen tam olarak bilinmemektedir. Çalışmalarda yıkanmış pamuğun belirgin olarak daha az oranda fizyolojik değişikliklere yol açtığı, dolayısıyla pamuğun “suda çözünür†bileşeninin en azından akut bisinozdaki değişikliklerden sorumlu olabileceği bildirilmiştir . Pamuk histamin içerir, ancak bu bronkokonstriksiyon oluşturamayacak kadar düşük konsantrasyondadır.
Alerjik immünoglobülin E (IgE) aracılı mekanizma akla yatkın olabilir, çünkü pamuk tozu yüksek antijenik özellikte maddeler içermektedir. Atopi ve kronik bisinoz arasında bir ilişki saptanmamıştır . Ancak atopik kişiler çalışamadıklarından işi bırakmakta, bu yüzden çalışanlarda atopi insidansı düşük bulunmaktadır . Non-IgE immünolojik mekanizma da bisinozda sorumlu mekanizma olabilir. Deneysel çalışmalarda, hayvanlarda ve çalışanların nazal mukozalarında polimorfonükleer hücrelerde toplanma ve aktivasyon saptanmıştır .
Bu mekanizmalardan hiçbiri ile bisinozun patogenezi tam açıklanamamaktadır.
ETİYOLOJİK AJANLAR
Pamuk fabrikası pulmoner reaksiyonlara neden olabilecek çeşitli biyokimyasal ve mikrobiyolojik ajanların bulunduğu bir ortam olup hastalık bir veya birden fazla ajana yanıt olarak ortaya çıkabilir .
“Bract†pamuk hasadı sırasında toplanan pamuk lifi ile birlikte kurumuş yaprak veya bitki artığıdır. Bu immünolojik aktiviteye sahip polifenolik bileşikleri ve mikrobiyolojik florayı içerir. Bract ekstrelerine maruz kalma pamuk işçilerinde bronkokonstriksiyona yol açmaktadır .
Pamuk tozunda tanninler vardır ve deney hayvanlarında epitel ve hava yolu düz kaslarında değişiklik yapabilecek düzeyde ölçümleri yapılmıştır .
Pamuk tozunda bol miktarda mikrobiyolojik kontaminasyon mevcuttur. Bakteriler (Gram pozitif ve Gram negatif) ve bisinoz arasında kuvvetli ilişki olduğu gösterilmiştir .
Endotoksin heterojen bir lipopolisakkarid grubuna verilen isimdir. Hayvan modellerinde endotoksin inhalasyonunun bronkokonstriksiyon ve nötrofilik inflamatuar reaksiyonlara neden olduğu gösterilmiştir . İnsanlarda pamuk tozuyla akut karşılaşmalarda endotoksin düzeyleri ölçülmüş ve bronkokonstriksiyonla ilişkili olduğu görülmüştür. Epidemiyolojik çalışmalarda endotoksin düzeyleri ile bisinoz prevalansı arasında sıkı bir korelasyon olduğu gösterilmiştir. Kırk yıldır yapılan epidemiyolojik çalışmalara rağmen neden olan faktörler halen tam olarak belirlenememiştir .
KLİNİK BULGULAR VE TANI
Bisinoz ilk iş gününde ortaya çıkan göğüste sıkışma hissi ve/veya nefes darlığı ile tanımlanır (pazartesi hastalığı). Haftanın diğer günlerinde bu semptomlar ya hafiftir ya da kaybolur . Bu semptomlar orta derecede geri dönüşlü bronş obstrüksiyonuyla birlikte olabilir. Pamuk tozuyla ilk kez temas edenlerde ortaya çıkan bu tabloya akut bisinoz denmektedir .
Kronik bisinoz ise pamuk tozuna yıllarca maruz kalma sonucunda gelişir (20-25 yıl) . Başlangıçta göğüste sıkışma hissi ve/veya nefes darlığı gibi semptomlar ilk iş gününde olurken temas devam ettikçe semptomlar sadece ilk iş günü değil diğer günlerde de olur. Pamuk tozuna yıllarca maruz kalma sonucunda kronik ve geri dönüşsüz solunum fonksiyonları kaybı meydana gelebilir. Bu tablo kronik obstrüktif akciğer hastalığından sadece başlangıçtaki periodisite anamnezi ile ayrılabilir .
Bisinoz gelişmesi tozla temas süresinin uzunluğuna ve toz düzeyine bağlıdır . Sigara içimi olmadan da bisinoz gelişebilmektedir.
Semptomların süresine ve sıklığına, solunum fonksiyonları testlerindeki değişikliklere göre bisinoz sınıflandırılmıştır. İlk sınıflaması, Schilling'in orijinal sınıflamasıdır.
YORUMLAR