İngilizcede can- can't nedir ? *Can yeteneklerimizden bahsederken kullanılmaktadır. Türkçe'de -ebilmek, -abilmek ekine ka...
İngilizcede can- can't nedir ?
*Can yeteneklerimizden bahsederken kullanılmaktadır. Türkçe'de -ebilmek, -abilmek ekine karşılık gelmektedir.
*Can'in yeteneklerimizi belirtmek dışında bir başka kullanımı da vardır. Can aynı zamanda yapılması ya da meydana gelmesi muhtemel şeyler hakkında konuşurken de kullanılabilir.
Question Form (Soru Şekli)
*Can ile soru yapmak istediğimizde have got ve has got kuralını uyguluyoruz. Yani Can ile özne yer değiştiriyor.
- Tony can swim. (Tony yüzebilir.)*Olumsuz bir cümle kurmak, yani yapamadığımız şeyleri belirtmek için ise Can't (can not) kullanılır.
- My father can speak Chinese. (Babam Çince konuşabilir.)
- I can ski. (Kayak yapabilirim.)
- My sister can play the violin. (Kız kardeşim keman çalabilir.)
- My students can dance. (Öğrencilerim dans edebilir.
- Tony can not play volleyball. (Tony voleybol oynayamaz)*Olumlu ve olumsuz cümlelerde gördüğümüz gibi Can'in kullanımı cümledeki kişilere göre değişiklik göstermemektedir. Özne I da olsa, He, She, It, They de olsa Can yine aynı kalmaktadır.
- My father can not speak French. (Babam Fransızca konuşamaz.)
- I can not skate. (Paten yapamam.)
- My sister can not play the guitar. (Kız kardeşim gitar çalamaz.)
- My students can not play basketball. (Öğrencilerim basketbol oynayamaz.)
*Can'in yeteneklerimizi belirtmek dışında bir başka kullanımı da vardır. Can aynı zamanda yapılması ya da meydana gelmesi muhtemel şeyler hakkında konuşurken de kullanılabilir.
- The doctor can see you at 3.00. (Doktor sizi saat 3te görebilir.)
Yani doktorun sizi görmesi ancak 3'te mümkün olacaktır. Daha önce görmesi mümkün değildir.
- You can not buy flowers at butcher's. (Kasaptan çiçek satın alamazsınız.)
Kasaptan çiçek satın almamız mümkün değildir.Bunu da can not ile söyleriz.
Question Form (Soru Şekli)
*Can ile soru yapmak istediğimizde have got ve has got kuralını uyguluyoruz. Yani Can ile özne yer değiştiriyor.
- Can you speak English? (İngilizce konuşabilir misin?)*Örnek cümlelerdeki gibi kısa cevaplar verebiliriz. Uzun cevap vermek istiyorsak şöyle devam edebiliriz:
Yes, I can. (Evet, konuşabilirim)
- Can your father drive a racing car? (Baban yarış arabası sürebilir mi?)
Yes, he can. (Evet, sürebilir.)
- Can your students play golf? (Öğrencilerin golf oynayabilir mi?)
No, they can not. (Hayır, oynayamazlar.)
- Yes, I can speak English.
- Yes, he can drive a racing car.
- No, they can not play golf. (No, they can't play golf) takısını getirmekteyiz.
ingilizcedir.
olabilir/yapabilir
can't: olamaz/olamaz mı/yapamazmısın/yapamam gibi sözcüklerde kullanılır.
ben gelemem: I can not come
Can -ebilmek anlamına gelir.Yani yapabilmek,edebilmek.Can't ise tam zıttıdır.
Beceri ya da yetenek gibi durumlardan bahsederken, istek ya da ricada bulunurken "can modal yardımcı fiili" kullanılır.
Örnek Cümleler
* It is so heavy, so i can't lift it.
Çok ağır, bu yüzden onu kaldıramam.
* I can play tennis.
Tenis oynayabilirim.
* She can sing really well.
Gerçekten iyi şarkı söyleyebiliyor.
Can'in Genel Yapısı
Özne + can + esas fiil
Can in Kullanımı, Kullanım Yerleri, Örnek Cümleler
Can: Kabiliyet ve yetenekler söz konusu olduğunda, ayrıca olasılık durumlarında:
* I can't swim so I won't come to the pool with you
Yüzme bilmediğimden seninle havuza yüzmeye gelmeyeceğim.
* Ahmet can speak German.
Ahmet Almanca konuşabilir.
* The sea can be quite warm in August.
Deniz Ağustosta oldukça sıcak olur.
Can: İstek, Rica ve emir cümlelerinde kullanılır
* Can I borrow your pen, please?
Kalemini ödünç alabilirmiyim lütfen?
* Can you go there for a while.
Bir süre için oraya gider misin?
* I am afraid you can't wait here.
Korkarım ama burada bekleyemezsiniz.
Can: İzin durumlarında
* You can stay here if you want to.
Eğer istersen burda kalabilirsin.
* Can i close the television?
Televizyonu kapatabilirmiyim?
* Can you can go out but you must be back at midnight.
Dışarı çıkabilirsin ama gece yarısında geri gelmelisin.
Bu mesaj 'en iyi cevap' seçilmiştir.
*Can yeteneklerimizden bahsederken kullanılmaktadır. Türkçe'de -ebilmek, -abilmek ekine karşılık gelmektedir.
- Tony can swim. (Tony yüzebilir.)*Olumsuz bir cümle kurmak, yani yapamadığımız şeyleri belirtmek için ise Can't (can not) kullanılır.
- My father can speak Chinese. (Babam Çince konuşabilir.)
- I can ski. (Kayak yapabilirim.)
- My sister can play the violin. (Kız kardeşim keman çalabilir.)
- My students can dance. (Öğrencilerim dans edebilir.
- Tony can not play volleyball. (Tony voleybol oynayamaz)*Olumlu ve olumsuz cümlelerde gördüğümüz gibi Can'in kullanımı cümledeki kişilere göre değişiklik göstermemektedir. Özne I da olsa, He, She, It, They de olsa Can yine aynı kalmaktadır.
- My father can not speak French. (Babam Fransızca konuşamaz.)
- I can not skate. (Paten yapamam.)
- My sister can not play the guitar. (Kız kardeşim gitar çalamaz.)
- My students can not play basketball. (Öğrencilerim basketbol oynayamaz.)
*Can'in yeteneklerimizi belirtmek dışında bir başka kullanımı da vardır. Can aynı zamanda yapılması ya da meydana gelmesi muhtemel şeyler hakkında konuşurken de kullanılabilir.
- The doctor can see you at 3.00. (Doktor sizi saat 3te görebilir.)
Yani doktorun sizi görmesi ancak 3'te mümkün olacaktır. Daha önce görmesi mümkün değildir.
- You can not buy flowers at butcher's. (Kasaptan çiçek satın alamazsınız.)
Kasaptan çiçek satın almamız mümkün değildir.Bunu da can not ile söyleriz.
Question Form (Soru Şekli)
*Can ile soru yapmak istediğimizde have got ve has got kuralını uyguluyoruz. Yani Can ile özne yer değiştiriyor.
- Can you speak English? (İngilizce konuşabilir misin?)*Örnek cümlelerdeki gibi kısa cevaplar verebiliriz. Uzun cevap vermek istiyorsak şöyle devam edebiliriz:
Yes, I can. (Evet, konuşabilirim)
- Can your father drive a racing car? (Baban yarış arabası sürebilir mi?)
Yes, he can. (Evet, sürebilir.)
- Can your students play golf? (Öğrencilerin golf oynayabilir mi?)
No, they can not. (Hayır, oynayamazlar.)
- Yes, I can speak English.
- Yes, he can drive a racing car.
- No, they can not play golf. (No, they can't play golf) takısını getirmekteyiz.
YORUMLAR