Cinsel Yolla Bulaşan Hastalıklar Temel Britannica Istanbul Sıhhat Müdürlüğü Alıntı Bu maddedeki yazılar yalnızca bilgi verme ...
Cinsel Yolla Bulaşan Hastalıklar
Temel Britannica Istanbul Sıhhat Müdürlüğü
Cinsel yolla bulaşan hastalıklar bütün ülkelerce en sık rastlanan enfeksiyon hastalıklarındandır. Garp devletlerinde bu hastalıklar 1950'lerden 1970'lere doğru giderek artmış, 1980'lerde durağan bir düzeye ulaşmıştır. Ne var ki 1980'lerin sonundan itibaren pekçok ülkede, bilhassa sifiliz ve gonore tekrardan artmaya adım atmıştır. Bütün ülkelerce her yıl 250 milyonu aşkın şahıs gonoreye (bel soğukluğu) yakalanır. Sifiliz vakalarının sayısı 50 milyon civarındadır. Trikomoniyaz ve genital herpes ise daha sıktır, ama doktorların bu hastalıkları bildirmesi mecburi olmadığından rakamlar kati değildir. Günümüzde cinsel yolla bulaşan hastalıkların pek çok, tedaviyle hızla iyileşebilir ve bulaşması önlenebilir. Ama, eski organizmaların yeni ya da ilaca dirençli türleri, yeni ortaya çıkan etkenler, yaşam koşullarının değişmesi ve daha özgür yaşam tarzları sebebiyle yayılım çok fazladır. Günümüzde dünya üstünde insanların hareketinin artışı, bu hastalıkların hızla yayılmasından da mesuldür.
1980'lerden sonrasında ortaya çıkan HIV/AIDS, cinsel yolla bulaşan hastalıklar sorununa tekrardan dikkat çekilmesini elde etmiştir. Türlü nedenlerle gizlenen ve gerçek sayılarına ulaşmanın daima mümkün olmadığı bu hastalıkları toplumun önünde tartışılır hale getirmiştir ve bu, son aşama yıkıcı ve halen tedavisine haiz olmadığımız hastalık sebebiyle alınan tüm önlemler başka CYBH'ler için de koruyucu önlemlerdir.
Cinsel yolla bulaşan hastalıkların denetim altına alınması, tanı ve tedavi için tıbbi olanakların sağlanmasıyla olur. Cinsel yolla bulaşan hastalıklardan korunmada eğitim şarttır. Kişilerin cinsel yönden etken yaşlara ulaştıklarında kendilerini bu hastalıklara karşı iyi mi koruyacaklarını bilmeleri son aşama önemlidir. Bu sebeple yürütülen türlü projeler kapsamında gençlerin ve adolesanların bilgilendirilmeleri amacıyla merkezler kurulmaktadır.
Bir kişide CYBH saptandığı vakit tedavi kesinlikle eşine de uygulanmalıdır.
Cinsel Yolla Bulaşan Hastalıklar
(PDF dökümanları açabilmek için bilgisayarınızda Acrobat Reader programının yüklü olması gerekir):
Temel Britannica Istanbul Sıhhat Müdürlüğü
Hastalıklı bir insanoğlunun soluğuyla, tükrüğüyle vücuduna ya da eşyalarına dokunmakla bulaşan bir sürü hastalık vardır. Ama bir takım hastalıklar iki vücudun birbirine değmesiyle değildir, yalnızca cinsel birleşmeyle bulaşır. Bunlara, Roma Mitolojisi'ndeki sevgi tanrıçası Venüs'ün eski ismi olan Zühre'den türetilmiş eski bir terimle "zührevi" ya da yeni karşılığıyla "cinsel yolla bulaşan hastalıklar" denir. Bu hastalıkların etkeni bakteri ya da virüs şeklinde mikroplar, tekhücreli hayvanlar ya da mantarlardır. Cinsel yolla bulaşan bir takım hastalıklar, mesela frengi ve belsoğukluğu antibiyotiklerle ya da başka ilaçlarla tedavi edilebilir. Ama virüslerden ileri gelen bu şekilde hastalıkların hemen hemen tedavisi bulunamamıştır. Cinsel yolla bulaşan virüs kökenli bir takım hastalıklar, hastanın yaşam boyu bu mikrobu taşımasına ve başkalarına bulaştırmasına rağmen ölümcül değildir. Oysa gene bir virüsten ileri gelen ve daha çok cinsel yolla bulaşan AIDS hastalığı pek çok kez ölümle sonuçlanır. Uzmanlar AIDS hastalığını, 14. yüzyılda tüm Avrupa'yı kasıp kavuran büyük veba salgınından bu yana cemiyet sağlığını tehdit eden en büyük yıkım olarak görüyorlar.
Cinsel yolla bulaşan hastalıklar bütün ülkelerce en sık rastlanan enfeksiyon hastalıklarındandır. Garp devletlerinde bu hastalıklar 1950'lerden 1970'lere doğru giderek artmış, 1980'lerde durağan bir düzeye ulaşmıştır. Ne var ki 1980'lerin sonundan itibaren pekçok ülkede, bilhassa sifiliz ve gonore tekrardan artmaya adım atmıştır. Bütün ülkelerce her yıl 250 milyonu aşkın şahıs gonoreye (bel soğukluğu) yakalanır. Sifiliz vakalarının sayısı 50 milyon civarındadır. Trikomoniyaz ve genital herpes ise daha sıktır, ama doktorların bu hastalıkları bildirmesi mecburi olmadığından rakamlar kati değildir. Günümüzde cinsel yolla bulaşan hastalıkların pek çok, tedaviyle hızla iyileşebilir ve bulaşması önlenebilir. Ama, eski organizmaların yeni ya da ilaca dirençli türleri, yeni ortaya çıkan etkenler, yaşam koşullarının değişmesi ve daha özgür yaşam tarzları sebebiyle yayılım çok fazladır. Günümüzde dünya üstünde insanların hareketinin artışı, bu hastalıkların hızla yayılmasından da mesuldür.
1980'lerden sonrasında ortaya çıkan HIV/AIDS, cinsel yolla bulaşan hastalıklar sorununa tekrardan dikkat çekilmesini elde etmiştir. Türlü nedenlerle gizlenen ve gerçek sayılarına ulaşmanın daima mümkün olmadığı bu hastalıkları toplumun önünde tartışılır hale getirmiştir ve bu, son aşama yıkıcı ve halen tedavisine haiz olmadığımız hastalık sebebiyle alınan tüm önlemler başka CYBH'ler için de koruyucu önlemlerdir.
Cinsel yolla bulaşan hastalıkların denetim altına alınması, tanı ve tedavi için tıbbi olanakların sağlanmasıyla olur. Cinsel yolla bulaşan hastalıklardan korunmada eğitim şarttır. Kişilerin cinsel yönden etken yaşlara ulaştıklarında kendilerini bu hastalıklara karşı iyi mi koruyacaklarını bilmeleri son aşama önemlidir. Bu sebeple yürütülen türlü projeler kapsamında gençlerin ve adolesanların bilgilendirilmeleri amacıyla merkezler kurulmaktadır.
Bir kişide CYBH saptandığı vakit tedavi kesinlikle eşine de uygulanmalıdır.
Cinsel Yolla Bulaşan Hastalıklar
Bakteriyel CYBH- Bel Soğukluğu (Gonore)
- Bakteriyel Vajinoz
- Yumuşak Yara
- Kasık Granülomu
- Sifiliz(Frengi)
- Klamidya
- Mikoplazma
Viral CYBH- Genital Herpes
- Genital Siğiller
- Molluscum contagiosum virusü (MCV) enfeksiyonu
- Hepatit B
- Hepatit C
- Sitomegalovirus (CMV)enfeksiyonu
- İnsan bağışıklık eksikliği virusu sendromu (HIV)
Parazitik CYBH
Protozoonlar- Trichomonas vaginalis
- Entamoeba histolytica
- Giyardiyazis (Giyardiyoz)
Ektoparazitler- Kasık biti
- Uyuz
- Mantar Enfeksiyonları
(PDF dökümanları açabilmek için bilgisayarınızda Acrobat Reader programının yüklü olması gerekir):
Öpüşme ile Bulaşan Hastalıklar
Enfeksiyöz Hastalıklar (Bulaşıcı Hastalıklar)
Cinsel yolla bulaşan hastalıklar ve AIDS hakkında bilgi verir misiniz?
Cinsel Yolla Bulaşan Hastalıklar (CYBH)
Bu başlık altında toplanan hastalıklar iki insan içinde oluşan cinsel nitelikli yakın temasla bulaşan mikrobik (bakteri, virüs, parazitlere bağlı) hastalıklardır. Zührevi hastalıklar olarak da anılan bu hastalıkların bir bölümü yalnızca genital bölümde emarelere niçin olurken (hanımda vajinal akıntı, erkekte üretradan (idrar borusundan) akıntı, her iki cinste genital bölümde ülser (yara) şeklinde), başka bir bölümü tüm vücudu etkileyen genel emarelere niçin olurlar (frengi, hepatit B ve AIDS şeklinde).Bu hastalıkların bir bölümü için en mühim bulaşma yolu iki insanoğlunun cinsel nitelikli yakın teması iken (genital siğil, herpes simpleks (genital uçuk), vajinit şeklinde), başka bir kısım hastalıklar cinsel yolla bulaşmaya ek olarak kan yöntemiyle (AIDS ve hepatit B'nin virüsü taşıyan kanın nakledilmesiyle bulaşması şeklinde, anneden bebeğine hemen hemen doğmadan frengi bulaşması şeklinde) ve cinsel ilişki dışındaki yakın temasla da bulaşabilmektedir (anneden bebeğine doğum esnasında ya da doğum sonrasında emzirme ve bakım esnasında bulaşan genital siğil, herpes simpleks (genital uçuk) ve hepatit B şeklinde, aile içinde günlük yaşam koşullarının paylaşılması sonucu bulaşabilen hepatit B şeklinde).
Bu gruptaki hastalıkların bulaşması için heteroseksüel ilişki (kadın-erkek cinsel ilişkisi) şart olmadığı şeklinde, bulaşma için gerçek cinsel ilişki olmaksızın enfeksiyonu taşıyan birinin genital bölgesiyle yakın temas dahi hastalığı alabilmek için kafi olabilmektedir (genital siğil şeklinde).
Cinsel yolla bulaşan bir hastalığı olan kişinin hastalığın var olduğu vakit dilimi içinde ilişkide bulunmuş olduğu kişilere şartları bildirmesi ve bu kişilerin de kontrolden geçmeleri için uyarıda bulunması; tedavi bitene kadar, doktorun belirlediği süre içinde hiçbir cinsel aktivitede bulunmaması ya da doktorun izniyle prezervatif koruyuculuğu altında ilişkide bulunması partner(ler)ine ve topluma karşı en mühim sorumluluğudur.
Cinsel Yolla Bulaşan Hastalıklar
Erkeklerde "belsoğukluğu" ismi verilen hastalıktan görevli gonore ve gene erkeklerde üretra (idrar borusu) enfeksiyonlarına yol açan klamidya çoğunlukla emare vermeden bulunmakta, bir takım durumlarda sperm ileten kanallarda daralmalara yolaçarak kısırlık sebebi olabilmektedir. Hanımlarda da tüplerin tıkanması ve genital organlarda oluşan tıkanıklıklar kısırlığa ve dış gebelik riskinin artmasına niçin olmaktadır. Hanımlarda tüplerin tıkalı olması en mühim kısırlık sebeplerinden biridir ve en mühim sebebi cinsel yolla bulaşan bakterilere bağlı olarak gelişmiş pelvik enfeksiyonlardır.Hanımda pelvik enfeksiyonlar belirtisiz seyredebileceği şeklinde çoğunlukla akıntı ve kasık ağrısı-sancısı şeklinde emare verirler. Bayanların bu emareler mevzusunda hassas olmaları ve erken tedavi şanslarını yitirmemek için doktora başvurmaları önemlidir. Bu muayene kasık ağrısı-sancısı ve akıntının pelvik enfeksiyona bağlı olup olmadığının saptanmasında ve erken tedavisinde önemlidir.
Virüs bir kez vücuda yerleştiğinde belirgin dönemlerde tekrarlayıcı enfeksiyonlara neden olur. İlk enfeksiyon oldukça ağrılı ve kaşıntılıyken, ikinci ve sonraki enfeksiyonlarda daha hafifçe emareler gözlenir.
Bu enfeksiyonun hanım açısından en mühim özelliği gebelik periyodunun sonlarında ortaya çıktığında doğum kanalından bebeğe bulaşarak bebeğin yaşamını tehdit eden enfeksiyonlara yol açma riski olması ve bu yüzden sezaryan ile doğum gerektirebilmesidir.
Hastalık her dönemde tedavisi mümkün olmakla birlikte, ne kadar erken tedavi edilirse sekel ve organlarda kalıcı bozukluk bırakma riski o denli düşer.
Hanımlar açısından sifilizin başka mühim bir yönü erken gebelik döneminde hastalığa yakalanıldığında enfeksiyonun plasenta yöntemiyle bebeğe bulaşma ve doğacak olan bebekte çok disiplinli doğumsal kusurlara yol açabilme riskidir.
Kondilomların tedavisinde kitlelerin cerrahi yöntemle çıkarılması, koter yardımıyla yakılması ya da kriyoterapiyle dondurulması, ya da krem şeklindeki türlü ilaçlarla "eritilmesi" sistemlerinden-,metotlarından birisi ya da birkaçı beraberce uygulanabilir. Burada gaye, görünen lezyonların tümüyle ortadan kaldırılarak kitlelerin yine oluşma riskinin ve bulaştırıcılığın azaltılmasıdır. Ama ne kadar iyi uygulanırsa uygulansın hiçbir tedavinin virüsü vücuttan tam olarak uzaklaştırmada etkili olmadığı kabul edilmektedir.
Kondilomlara bağlı ortaya çıkan güzel duyu problemler haricinde HPV'nin en mühim özelliği virüsün bir takım alt tiplerinin kanserojen (kanser yapıcı) özelllikler taşımasıdır. HPV'nin çok sayıda alt tipi arasından yalnız kondilom (kitle) meydana getiren Tip 6 ve Tip 11 haricinde pek çok alt tipin kanserojen özelliği vardır. Bu virüsleri taşıyan erkeklerde penis kanseri oluşma riski, hanımlarda da rahimağzı kanseri oluşma riski artmıştır.
En sık enfeksiyon meydana getiren alt tipler kanserojen tesirleri olmayan ve daha çok kitle oluşumu şeklinde emare veren 6 ve 11 tipleri olmasına rağmen HPV tanısı konmuş bir bireyde başka alt tiplerin de sessiz bir biçimde bulunma riski yüksektir. Bundan dolayı bu enfeksiyonu taşıyan adamların üroloji uzmanlarının tavsiyesine bakılırsa hareket etmelerini, bayanların ise senelik pap-smear ve lüzumlu başka incelemelere doğal olarak tutulmasını uygun buluyoruz.
Günümüzde AIDS hastalarının tam olarak şifaya kavuşmaları mümkün olmamakla birlikte virüsün yayılmasını kısmen durduran, fırsatçı enfeksiyonların tedavisinde başarıyla uygulanan çok sayıda ilaç yardımıyla AIDS hastalarının yaşam süreleri çoğalmaktadır. AIDS aşısı emek harcamaları da hızla devam etmektedir.
Uretrit: Uretra, kısaca idrar boşaltım sisteminin mesaneden sonraki kısmı, CYBH'nin erkeklerde en sık emare verdiği organdır. Uretrit ismi verilen bu tabloda idrar yapma dışındaki zamanlarda akıntı olur. Bu akıntının da en sık sebebi gonore ismi verilen bakteriye bağlı gelişen bel soğukluğudur. Gonore haricinde klamidyalar ve başka bir takım bakteri türleri de uretrit sebebi olabilirler. Uretrit hanımda da sık görülen bir hastalık olmasına rağmen, çoğunlukla genital sistemin başka kısımlarında (rahimağzı, Fallop tüpleri şeklinde) oluşan enfeksiyonların seyrinde yer alır ve uretradan oluşan akıntı çoğunlukla vajinal akıntıyla birlikte olduğundan dikkat çekmeyebilir.
Cinsel yolla bulaşan hastalıklar (CYBH), bilhassa nüfusu kalabalık olan şehirlerde daha mühim bir mesele olarak karşımıza çıkmaktadır. Çok türlü şehirlerden ve hatta ülkelerden, türlü kültürlerden gelen insanların fazlaca yaşamış olduğu yerlerde normal olarak kaçınılmaz olarak bu şekilde hastalıklar daha çok görülür.
Korunma yollarına girmeden ilkin bu hastalıkların çok kısa bir özetini yapmalıyız:
CYBH başlığı altında toplanan hastalıklar yaşamı tehdid eden hastalıklar olabileceği şeklinde (AIDS ve Hepatit B şeklinde); yaşamsal tehlikesi olmayan ama kalıcı hasarlar bırakabilen hastalıklar (erkekte ve hanımda kısırlığa yol açan enfeksiyonlar, bilhassa hanımda kalıcı ağrılar-sancılar ve başka jinekolojik emarelere yolaçan enfeksiyonlar) şeklinde; ya da enfeksiyon süresince çok türlü emarelere neden olan, kişiyi rahatsız eden ve bir süre sonra giderek hafifleyen seyir izleyecek şekilde olabilir (hanımda vajinit ve bir takım sistit türleri şeklinde).
CYBH'ler kadının anatomik özellikleri sebebiyle erkekten hanıma daha kolay bulaşırlar. Yaşamı tehdid eden enfeksiyonlar hariç, ötekileri çoğu zaman hanımlarda daha kolay kalıcı hasar bırakırlar ve daha şiddetli emarelere niçin olurlar. CYBH'lerin bir bölümü kronik seyirlidir, kısaca bir kez bulaştıktan sonrasında hiçbir emare vermese de vücutta enfeksiyon etmeni yaşamaya devam eder. CYBH'ler içinde virüslere bağlı oluşanlar için hemen hemen kati etkili bir tedavi şekli geliştirilememiştir.
Tüm bu özellikleri sebebiyle CYBH'ler mühim bir sıhhat sorunudur ve bu mevzuda bilgisi olmayanları daha kolay "vurur".
Korunma
Cinsel yolla bulaşan hastalıklardan bireysel düzeyde korunmanın en etkili yolu hastalık riski taşıyan şüpheli kişilerle (yaşam hanımefendileri, yaşam hanımlarıyla beraber olduğu malum kişiler, çok sayıda partneri olan ya da olmuş kişiler) ilişkiye girmekten kaçınmaktır.
Ama unutulmamalıdır ki belirgin olarak şüpheli olmayan biriyle birlikte olunduğunda da hastalık bulaşabilir. O yüzden ikinci basamak, hakkında bilgi sahibi olunmayan bir kişiyle, ne kadar "temiz" görünürse görünsün, ilişkide prezervatif kullanmaktır.
Prezervatifler içinde lateks yapılı olan ve spermisit içerenler tercih edilmelidir (spermisitlerin bununla birlikte mikroorganizmaları etkisiz hale getirebilme özellikleri de mevcuttur). Prezervatif bir kez kullanılmalı ve ilişki sonrası çıkartıldıktan sonrasında poşete koyularak atılmalı ve eller sabunlu suyla yıkanmalıdır.
Prezervatif kullanımı seneler boyu adamların tekelinde ve inisiyatifinde kalmıştır. Son yıllarda ise bayanların kullanımına uygun olarak geliştirilen prezervatifler ABD'da ve bir takım Avrupa devletlerinde (iki senedir vatanımızda de) kullanılmaya başlanmıştır.
Ne kadar etkili korunma olursa olsun cinsel yolla bulaşan hastalıklar açısından hepimiz risk altındadır. Bu hastalıkların çoğunda erken tanı ve tedavi hem kişinin sağlığının yine oluşturulması, hem de hastalığın daha çok bulaşmasının engellenmesi açısından önemlidir. Her kişinin CYBH grubunda yeralan hastalıkların genel emarelerini bilmesi ve alt taraftaki belirtilerden bir ya da daha fazlası olduğunda çekinmeden doktora başvurması önemlidir.
Bu başlık altında toplanan hastalıklar iki insan içinde oluşan cinsel nitelikli yakın temasla bulaşan mikrobik (bakteri, virüs, parazitlere bağlı) hastalıklardır. Zührevi hastalıklar olarak da anılan bu hastalıkların bir bölümü yalnızca genital bölümde emarelere niçin olurken (hanımda vajinal akıntı, erkekte üretradan (idrar borusundan) akıntı, her iki cinste genital bölümde ülser (yara) şeklinde), başka bir bölümü tüm vücudu etkileyen genel emarelere niçin olurlar (frengi, hepatit B ve AIDS şeklinde).Bu hastalıkların bir bölümü için en mühim bulaşma yolu iki insanoğlunun cinsel nitelikli yakın teması iken (genital siğil, herpes simpleks (genital uçuk), vajinit şeklinde), başka bir kısım hastalıklar cinsel yolla bulaşmaya ek olarak kan yöntemiyle (AIDS ve hepatit B'nin virüsü taşıyan kanın nakledilmesiyle bulaşması şeklinde, anneden bebeğine hemen hemen doğmadan frengi bulaşması şeklinde) ve cinsel ilişki dışındaki yakın temasla da bulaşabilmektedir (anneden bebeğine doğum esnasında ya da doğum sonrasında emzirme ve bakım esnasında bulaşan genital siğil, herpes simpleks (genital uçuk) ve hepatit B şeklinde, aile içinde günlük yaşam koşullarının paylaşılması sonucu bulaşabilen hepatit B şeklinde).
Bu hastalıkların pek çok için cinsel ilişki haricinde da türlü bulaşma yolları mevcuttur. Bundan dolayı bu hastalıklardan herhangi birine yakalanan kişinin partnerini, ya da partnerin hastalığa yakalanan kişiyi sadakatsizlikle itham etmesi haksızlık olabilir. Dahası CYBH'larda görülen emareler başka hastalıklarda da görülebilir ve yalnızca emarelere dayanarak, tanı konmadan karşı tarafı suçlamak anlamsızdır.
Cinsel yolla bulaşan bir hastalığı olan kişinin hastalığın var olduğu vakit dilimi içinde ilişkide bulunmuş olduğu kişilere şartları bildirmesi ve bu kişilerin de kontrolden geçmeleri için uyarıda bulunması; tedavi bitene kadar, doktorun belirlediği süre içinde hiçbir cinsel aktivitede bulunmaması ya da doktorun izniyle prezervatif koruyuculuğu altında ilişkide bulunması partner(ler)ine ve topluma karşı en mühim sorumluluğudur.
Cinsel Yolla Bulaşan Hastalıklar
- Gonore ve Klamidya Bakterilerine Bağlı Oluşan Jinekolojik Enfeksiyonlar
Erkeklerde "belsoğukluğu" ismi verilen hastalıktan görevli gonore ve gene erkeklerde üretra (idrar borusu) enfeksiyonlarına yol açan klamidya çoğunlukla emare vermeden bulunmakta, bir takım durumlarda sperm ileten kanallarda daralmalara yolaçarak kısırlık sebebi olabilmektedir. Hanımlarda da tüplerin tıkanması ve genital organlarda oluşan tıkanıklıklar kısırlığa ve dış gebelik riskinin artmasına niçin olmaktadır. Hanımlarda tüplerin tıkalı olması en mühim kısırlık sebeplerinden biridir ve en mühim sebebi cinsel yolla bulaşan bakterilere bağlı olarak gelişmiş pelvik enfeksiyonlardır.Hanımda pelvik enfeksiyonlar belirtisiz seyredebileceği şeklinde çoğunlukla akıntı ve kasık ağrısı-sancısı şeklinde emare verirler. Bayanların bu emareler mevzusunda hassas olmaları ve erken tedavi şanslarını yitirmemek için doktora başvurmaları önemlidir. Bu muayene kasık ağrısı-sancısı ve akıntının pelvik enfeksiyona bağlı olup olmadığının saptanmasında ve erken tedavisinde önemlidir.
- Genital ülser Hastalıkları
- Herpes Simpleks Enfeksiyonu (genital bölümde "uçuk" hastalığı)
Virüs bir kez vücuda yerleştiğinde belirgin dönemlerde tekrarlayıcı enfeksiyonlara neden olur. İlk enfeksiyon oldukça ağrılı ve kaşıntılıyken, ikinci ve sonraki enfeksiyonlarda daha hafifçe emareler gözlenir.
Bu enfeksiyonun hanım açısından en mühim özelliği gebelik periyodunun sonlarında ortaya çıktığında doğum kanalından bebeğe bulaşarak bebeğin yaşamını tehdit eden enfeksiyonlara yol açma riski olması ve bu yüzden sezaryan ile doğum gerektirebilmesidir.
- Sifiliz (frengi)
Hastalık her dönemde tedavisi mümkün olmakla birlikte, ne kadar erken tedavi edilirse sekel ve organlarda kalıcı bozukluk bırakma riski o denli düşer.
Hanımlar açısından sifilizin başka mühim bir yönü erken gebelik döneminde hastalığa yakalanıldığında enfeksiyonun plasenta yöntemiyle bebeğe bulaşma ve doğacak olan bebekte çok disiplinli doğumsal kusurlara yol açabilme riskidir.
- Genital Kondilomlar (genital siğiller)
Kondilomların tedavisinde kitlelerin cerrahi yöntemle çıkarılması, koter yardımıyla yakılması ya da kriyoterapiyle dondurulması, ya da krem şeklindeki türlü ilaçlarla "eritilmesi" sistemlerinden-,metotlarından birisi ya da birkaçı beraberce uygulanabilir. Burada gaye, görünen lezyonların tümüyle ortadan kaldırılarak kitlelerin yine oluşma riskinin ve bulaştırıcılığın azaltılmasıdır. Ama ne kadar iyi uygulanırsa uygulansın hiçbir tedavinin virüsü vücuttan tam olarak uzaklaştırmada etkili olmadığı kabul edilmektedir.
Kondilomlara bağlı ortaya çıkan güzel duyu problemler haricinde HPV'nin en mühim özelliği virüsün bir takım alt tiplerinin kanserojen (kanser yapıcı) özelllikler taşımasıdır. HPV'nin çok sayıda alt tipi arasından yalnız kondilom (kitle) meydana getiren Tip 6 ve Tip 11 haricinde pek çok alt tipin kanserojen özelliği vardır. Bu virüsleri taşıyan erkeklerde penis kanseri oluşma riski, hanımlarda da rahimağzı kanseri oluşma riski artmıştır.
En sık enfeksiyon meydana getiren alt tipler kanserojen tesirleri olmayan ve daha çok kitle oluşumu şeklinde emare veren 6 ve 11 tipleri olmasına rağmen HPV tanısı konmuş bir bireyde başka alt tiplerin de sessiz bir biçimde bulunma riski yüksektir. Bundan dolayı bu enfeksiyonu taşıyan adamların üroloji uzmanlarının tavsiyesine bakılırsa hareket etmelerini, bayanların ise senelik pap-smear ve lüzumlu başka incelemelere doğal olarak tutulmasını uygun buluyoruz.
- AIDS
Günümüzde AIDS hastalarının tam olarak şifaya kavuşmaları mümkün olmamakla birlikte virüsün yayılmasını kısmen durduran, fırsatçı enfeksiyonların tedavisinde başarıyla uygulanan çok sayıda ilaç yardımıyla AIDS hastalarının yaşam süreleri çoğalmaktadır. AIDS aşısı emek harcamaları da hızla devam etmektedir.
- Hepatit B ("B tipi sarılık")
- Vajinitler
Uretrit: Uretra, kısaca idrar boşaltım sisteminin mesaneden sonraki kısmı, CYBH'nin erkeklerde en sık emare verdiği organdır. Uretrit ismi verilen bu tabloda idrar yapma dışındaki zamanlarda akıntı olur. Bu akıntının da en sık sebebi gonore ismi verilen bakteriye bağlı gelişen bel soğukluğudur. Gonore haricinde klamidyalar ve başka bir takım bakteri türleri de uretrit sebebi olabilirler. Uretrit hanımda da sık görülen bir hastalık olmasına rağmen, çoğunlukla genital sistemin başka kısımlarında (rahimağzı, Fallop tüpleri şeklinde) oluşan enfeksiyonların seyrinde yer alır ve uretradan oluşan akıntı çoğunlukla vajinal akıntıyla birlikte olduğundan dikkat çekmeyebilir.
Bir kişide CYBH grubunda yeralan hastalıklardan birisi saptandığında, başka bir hastalığın da beraberce bulunma olasılığı mühim derecede artar. Bu yüzden bu kişilerin aynı gruptaki başka hastalıklar yönünden de incelemelere doğal olarak tutulması uygun olur.
Cinsel yolla bulaşan hastalıklar (CYBH), bilhassa nüfusu kalabalık olan şehirlerde daha mühim bir mesele olarak karşımıza çıkmaktadır. Çok türlü şehirlerden ve hatta ülkelerden, türlü kültürlerden gelen insanların fazlaca yaşamış olduğu yerlerde normal olarak kaçınılmaz olarak bu şekilde hastalıklar daha çok görülür.
Korunma yollarına girmeden ilkin bu hastalıkların çok kısa bir özetini yapmalıyız:
CYBH başlığı altında toplanan hastalıklar yaşamı tehdid eden hastalıklar olabileceği şeklinde (AIDS ve Hepatit B şeklinde); yaşamsal tehlikesi olmayan ama kalıcı hasarlar bırakabilen hastalıklar (erkekte ve hanımda kısırlığa yol açan enfeksiyonlar, bilhassa hanımda kalıcı ağrılar-sancılar ve başka jinekolojik emarelere yolaçan enfeksiyonlar) şeklinde; ya da enfeksiyon süresince çok türlü emarelere neden olan, kişiyi rahatsız eden ve bir süre sonra giderek hafifleyen seyir izleyecek şekilde olabilir (hanımda vajinit ve bir takım sistit türleri şeklinde).
CYBH'ler kadının anatomik özellikleri sebebiyle erkekten hanıma daha kolay bulaşırlar. Yaşamı tehdid eden enfeksiyonlar hariç, ötekileri çoğu zaman hanımlarda daha kolay kalıcı hasar bırakırlar ve daha şiddetli emarelere niçin olurlar. CYBH'lerin bir bölümü kronik seyirlidir, kısaca bir kez bulaştıktan sonrasında hiçbir emare vermese de vücutta enfeksiyon etmeni yaşamaya devam eder. CYBH'ler içinde virüslere bağlı oluşanlar için hemen hemen kati etkili bir tedavi şekli geliştirilememiştir.
Tüm bu özellikleri sebebiyle CYBH'ler mühim bir sıhhat sorunudur ve bu mevzuda bilgisi olmayanları daha kolay "vurur".
Korunma
Ama unutulmamalıdır ki belirgin olarak şüpheli olmayan biriyle birlikte olunduğunda da hastalık bulaşabilir. O yüzden ikinci basamak, hakkında bilgi sahibi olunmayan bir kişiyle, ne kadar "temiz" görünürse görünsün, ilişkide prezervatif kullanmaktır.
Prezervatifler içinde lateks yapılı olan ve spermisit içerenler tercih edilmelidir (spermisitlerin bununla birlikte mikroorganizmaları etkisiz hale getirebilme özellikleri de mevcuttur). Prezervatif bir kez kullanılmalı ve ilişki sonrası çıkartıldıktan sonrasında poşete koyularak atılmalı ve eller sabunlu suyla yıkanmalıdır.
Prezervatif kullanımı seneler boyu adamların tekelinde ve inisiyatifinde kalmıştır. Son yıllarda ise bayanların kullanımına uygun olarak geliştirilen prezervatifler ABD'da ve bir takım Avrupa devletlerinde (iki senedir vatanımızda de) kullanılmaya başlanmıştır.
Ne kadar etkili korunma olursa olsun cinsel yolla bulaşan hastalıklar açısından hepimiz risk altındadır. Bu hastalıkların çoğunda erken tanı ve tedavi hem kişinin sağlığının yine oluşturulması, hem de hastalığın daha çok bulaşmasının engellenmesi açısından önemlidir. Her kişinin CYBH grubunda yeralan hastalıkların genel emarelerini bilmesi ve alt taraftaki belirtilerden bir ya da daha fazlası olduğunda çekinmeden doktora başvurması önemlidir.
Kaynak:msxlabs.org
YORUMLAR