Değiştirmek (-i) 1 . Başka bir biçime sokmak, değişikliğe uğratmak: "Rüzgâr gibi çarçabuk esiş istikametlerini değiştiriyor...
Değiştirmek
(-i)
1 . Başka bir biçime sokmak, değişikliğe uğratmak:
"Rüzgâr gibi çarçabuk esiş istikametlerini değiştiriyorlar, ağaç kurdu gibi renkten renge giriyorlar."- E. İ. Benice.
2 . Bir şeyi veya bir kimseyi bulunduğu yerden başka bir yere götürmek:
"Aldığım tasdiknameleri göstere göstere mektep değiştirdiğim için artık son sınıflardayım."- N. F. Kısakürek.
3 . (nsz) Bir şey verip yerine başka bir şey almak:
"Bu ayakkabı sana küçük, değiştir."- .
4 . (nsz) Birini bırakıp başkasını kullanmak:
"O zamanlar şöyle öğleye doğru otele bir başvurup çamaşır değiştireceği varsa değiştiriyor."- E. E. Talu.
5 . Başka bir duruma, başka bir görünüme getirmek:
"Tuvalet onu ne değiştirmiş, gençliğinin cazibesini, vücudunu, gözlerinin rengini nasıl belli etmişti!"- P. Safa.
6 . Anlatıma yeni bir içerik vermek.
(-i)
"Rüzgâr gibi çarçabuk esiş istikametlerini değiştiriyorlar, ağaç kurdu gibi renkten renge giriyorlar."- E. İ. Benice.
2 . Bir şeyi veya bir kimseyi bulunduğu yerden başka bir yere götürmek:
"Aldığım tasdiknameleri göstere göstere mektep değiştirdiğim için artık son sınıflardayım."- N. F. Kısakürek.
3 . (nsz) Bir şey verip yerine başka bir şey almak:
"Bu ayakkabı sana küçük, değiştir."- .
4 . (nsz) Birini bırakıp başkasını kullanmak:
"O zamanlar şöyle öğleye doğru otele bir başvurup çamaşır değiştireceği varsa değiştiriyor."- E. E. Talu.
5 . Başka bir duruma, başka bir görünüme getirmek:
"Tuvalet onu ne değiştirmiş, gençliğinin cazibesini, vücudunu, gözlerinin rengini nasıl belli etmişti!"- P. Safa.
6 . Anlatıma yeni bir içerik vermek.
YORUMLAR