Uzayda Bir Komşu: UGPS J0722-05 İngiltere'nin Hetfordshire üniversitesi'nden bir grup gökbilimci malum en soğuk yıldız benz...
Uzayda Bir Komşu: UGPS J0722-05
İngiltere'nin Hetfordshire üniversitesi'nden bir grup gökbilimci malum en soğuk yıldız benzeri gökcisimlerinden birisini keşfetti. UGPS J0722-05 olarak adlandırılan gökcismi bununla birlikte uzaydaki en yakın komşularımızdan birisi olmasıyla da oldukça dikkat çekici.
UGPS J0722-05 soğuk bir kahverengi cücedir. Bu küçük Jüpiter büyüklüğündeki gökcisimleri oldukça zor fark ediliyorlar çünkü son aşama sönükler ve soğudukça daha da sönükleşiyorlar. UGPS J0722-05 gökada düzleminde İngiltere Kızılötesi Teleskobu (UK Infrared Telescope - UKIRT) tarafınca UKIRT Derin Uzay Taraması (UKIRT Infrared Deep Sky Survey - UKIDSS) kapsamında incelenen 600 milyon gökcismi içinde tek ihtimaller içinde kahverengi cüce olarak tespit edildi.
2010 yılının Şubat ayında Gemini North'daki Yakın Kızılötesi Görüntüleyici ve Tayfölçeri (Near-Infrared Imager and Spectrometer - NIRI) kullanılarak UGPS J0722-05'nin tayfı alındı. Tayfda su ve metana ait kuvvetli soğurma çizgileri gözlendi. Bu vaziyet, gökcisminin bir kahverengi cüce bulunduğunu, dahası T sınıfı çok soğuk bir kahverengi cüce bulunduğunu gösteriyor. T sınıfı kahverengi cücelerini bu soğurma çizgilerinin çok kuvvetli olması sebebiyle başka sınıflardan ayırmak çok zor, ama çizgilerin genişliği UGPS J0722-05'in başka kahverengi cücelerden daha soğuk bulunduğunu göstermektedir.
Kızılötesi görüntüleme yardımıyla UGPS J0722-05'in arkaplandaki yıldızlara bakılırsa hareketinden uzaklığıda hesaplanarak, yalnızca dört parsek (ortalama onüç ışıkyılı) uzaklığıyla kozmik açıdan en yakın komşularımızdan birisi olduğu ortaya çıktı. Bu uzaklık ölçülen enerjiyle birleştirilerek UGPS J0722-05'in parlaklığının Güneş'inkinin milyonda birisi olduğu anlaşıldı.
Kahverengi cüceler zaman içinde soğurlar ve özekleri de hidrojen tepkimelerinin başlayabileceği kadar sıcak değildir.Bu soğuma gökbilimciler tarafınca iyi anlaşılmış bir süreçtir ve parlaklığından yola çıkarak bir kahverengi cücenin sıcaklığı ve büyüklüğünün hesaplanmasında kullanılmaktadır. Bu hesaplamalar, UGPS J0722-05'in yüzey sıcaklığının bir tek 500K (250ºC) sıcaklıkta ve hacminin de Jüpiter'in 5 ila 15 katı bulunduğunu göstermektedir. Başka bir açıdan bakıldığında ise bu gökcismi Güneş'in civarlarında bulunan bağımsız bir gezegen gibidir.
Kaynak: Astronomi Bülteni(Ege üniv.Astronomi Topluluğu/01 Ekim 2010/Sayı:60)
İngiltere'nin Hetfordshire üniversitesi'nden bir grup gökbilimci malum en soğuk yıldız benzeri gökcisimlerinden birisini keşfetti. UGPS J0722-05 olarak adlandırılan gökcismi bununla birlikte uzaydaki en yakın komşularımızdan birisi olmasıyla da oldukça dikkat çekici.
UGPS J0722-05 soğuk bir kahverengi cücedir. Bu küçük Jüpiter büyüklüğündeki gökcisimleri oldukça zor fark ediliyorlar çünkü son aşama sönükler ve soğudukça daha da sönükleşiyorlar. UGPS J0722-05 gökada düzleminde İngiltere Kızılötesi Teleskobu (UK Infrared Telescope - UKIRT) tarafınca UKIRT Derin Uzay Taraması (UKIRT Infrared Deep Sky Survey - UKIDSS) kapsamında incelenen 600 milyon gökcismi içinde tek ihtimaller içinde kahverengi cüce olarak tespit edildi.
2010 yılının Şubat ayında Gemini North'daki Yakın Kızılötesi Görüntüleyici ve Tayfölçeri (Near-Infrared Imager and Spectrometer - NIRI) kullanılarak UGPS J0722-05'nin tayfı alındı. Tayfda su ve metana ait kuvvetli soğurma çizgileri gözlendi. Bu vaziyet, gökcisminin bir kahverengi cüce bulunduğunu, dahası T sınıfı çok soğuk bir kahverengi cüce bulunduğunu gösteriyor. T sınıfı kahverengi cücelerini bu soğurma çizgilerinin çok kuvvetli olması sebebiyle başka sınıflardan ayırmak çok zor, ama çizgilerin genişliği UGPS J0722-05'in başka kahverengi cücelerden daha soğuk bulunduğunu göstermektedir.
Kızılötesi görüntüleme yardımıyla UGPS J0722-05'in arkaplandaki yıldızlara bakılırsa hareketinden uzaklığıda hesaplanarak, yalnızca dört parsek (ortalama onüç ışıkyılı) uzaklığıyla kozmik açıdan en yakın komşularımızdan birisi olduğu ortaya çıktı. Bu uzaklık ölçülen enerjiyle birleştirilerek UGPS J0722-05'in parlaklığının Güneş'inkinin milyonda birisi olduğu anlaşıldı.
Kahverengi cüceler zaman içinde soğurlar ve özekleri de hidrojen tepkimelerinin başlayabileceği kadar sıcak değildir.Bu soğuma gökbilimciler tarafınca iyi anlaşılmış bir süreçtir ve parlaklığından yola çıkarak bir kahverengi cücenin sıcaklığı ve büyüklüğünün hesaplanmasında kullanılmaktadır. Bu hesaplamalar, UGPS J0722-05'in yüzey sıcaklığının bir tek 500K (250ºC) sıcaklıkta ve hacminin de Jüpiter'in 5 ila 15 katı bulunduğunu göstermektedir. Başka bir açıdan bakıldığında ise bu gökcismi Güneş'in civarlarında bulunan bağımsız bir gezegen gibidir.
Kaynak: Astronomi Bülteni(Ege üniv.Astronomi Topluluğu/01 Ekim 2010/Sayı:60)
Fundyy - Koyu Kahverengi
En Soğuk Ak Cüce ve Pulsar 'PSR J2222-01372'
Kahverengi Nedir?
Kahverengi Cüceler
Kahverengi cüceler evrenin “bu işi becerememişâ€ üyeleri. Onları Hollywood'un yıldız olamadan ikincil rollerde takılıp kalan aktörlerine benzetebiliriz. Fakat kabul etmekte fayda vardır ki figüran da değiller. Gezegen diyebilmek için çok büyükler. Termonükleer füzyonu başlatacak boyutta olmadıklarından yıldız da değiller. Pek çok tek başına, soğuk ve karanlık bir alemde varlıklarını sürdürürler. Görünür ışık yaymadan, bir tek kızılötesini görebilen gözler tarafınca fark edilebilirler. Bazıları ise gerçek bir yıldızın gölgesine sığınarak çift yıldız sistemleri oluşturur. Yıldızın hareketlerinde görülen salınım, kahverengi cüceyi ele verir. Nereden bakılırsa bakılsın, garip olan bu nesnelerin sayısının, evrendeki yıldızların sayısına eşit olduğu sanılıyor. İlki 1995'te ortaya çıkarıldı ve bugüne dek listeye tane daha eklendi.
Kaynak: (Gökbilim)
Kahverengi cüceler evrenin “bu işi becerememişâ€ üyeleri. Onları Hollywood'un yıldız olamadan ikincil rollerde takılıp kalan aktörlerine benzetebiliriz. Fakat kabul etmekte fayda vardır ki figüran da değiller. Gezegen diyebilmek için çok büyükler. Termonükleer füzyonu başlatacak boyutta olmadıklarından yıldız da değiller. Pek çok tek başına, soğuk ve karanlık bir alemde varlıklarını sürdürürler. Görünür ışık yaymadan, bir tek kızılötesini görebilen gözler tarafınca fark edilebilirler. Bazıları ise gerçek bir yıldızın gölgesine sığınarak çift yıldız sistemleri oluşturur. Yıldızın hareketlerinde görülen salınım, kahverengi cüceyi ele verir. Nereden bakılırsa bakılsın, garip olan bu nesnelerin sayısının, evrendeki yıldızların sayısına eşit olduğu sanılıyor. İlki 1995'te ortaya çıkarıldı ve bugüne dek listeye tane daha eklendi.
Kaynak: (Gökbilim)
Avrupa Cenup Yarımküre Astronomik Araştırmalar Organizasyonu (ESO)'ya ait olan Şili'deki VLT teleskobu ve Hawaii'deki iki değişik teleskop, uzayda şimdiye kadar tespit edilen en soğuk yıldızı keşfetti. 'Kahverengi cüce' türündeki yıldız, insanoğlu için bir bardak kahve sıcaklığında. 'CFBDSIR 1458+10B' ismi verilen yıldızın Dünya'dan 75 ışık yılı uzaklıkta olduğu bildirildi.
Yıldızın yüzey sıcaklığının 150 - 200 aşama civarında olduğu belirtiliyor. Hidrojen ve helyum füzyonunu sağlayacak termonükleer tepkimeler oluşmasına yetmeyecek oranda kütleye haiz olan yıldızlara 'kahverengi cüce' ismi veriliyor. CFBDSIR 1458+10B olarak tanımlanan kahverengi cüce, ikili bir Güneş sisteminin ufak ve soğuk üyesi. Güneş'in yüzey sıcaklığının 5 bin 500 dereceden fazla bulunduğunu hatırlatan gökbilimciler, keşfi oldukça "sıradışı" olarak nitelendiriyor. Hawaii üniversitesi Astronomi Enstitüsü'nden Michael Liu, "Böylesi sıcaklığı, bir kahverengi cüceden daha çok onun çevresinde dolanan bir gezegende olmasını bekleriz. Hatta bu gezegenin atmosferinde su bulutlarının olmasını dahi düşünebilirdik" dedi. Fransa'daki Joseph Fourier üniversitesi'nden Philippe Delorme ise, "Böylesi soğuk bir nesneyi görmek ve üstelik bir kahverengi cüce sisteminin üyesi bulunduğunu keşfetmekten dolayı heyecanlıyız" diye konuştu.
Jüpiter'den ortalama 6 - 15 kat daha büyük olan kahverengi cücenin keşfi için ESO'nun VLT teleskobunun yanı sıra Hawaii'deki Keck II Teleskobu ile Kanada - Fransa - Hawaii Teleskobu kullanıldı. Nesnenin sıcaklığı VLT'deki 'kızılötesi tayfölçeri' ile tespit edildi.
Kaynak: ESO
Sebep: Bildiri düzeni, yazım hatası ve bilgisi!
Soğuk Kahverengi Cüceler ve Sınırları
2011 senesinde NASA'nın Geniş Alan Kızılötesi Tarayıcısı (WISE) verilerinden hareket eden gökbilimciler en soğuk yıldızların yeni bir sınıfını keşfetmişti. Fakat şimdiye kadar bu cisimlerin gerçekte ne kadar soğuk olduğu bilinmiyordu. Aslen bir takım kanıtlar bunların oda sıcaklığında olabileceğini gösteriyordu.NASA'nın Spitzer Uzay Teleskobu verilerini kullanarak meydana getirilen yeni çabalama bu hakikaten soğuk olduğu malum kahverengi cücelerin yüzey sıcaklıklarının düşünülenden daha sıcak bulunduğunu, 125 ile 175 C aşama içinde farklılık gösteren sıcaklıklara haiz bulunduğunu göstermektedir. Karşılaştırma açısından Güneş'in yüzey sıcaklığının 5730 C aşama bulunduğunu hatırlamakta yarar var.
Milyarlarca yıl süresince soğuyarak bu sıcaklığa gelen bu cisimlerin 5 ile 20 Jüpiter kütlesinde olması gerekir. Güneş ise sıcaklığını kütleçekimsel küçülmeye bağlı olarak değildir tek bir tan elde eder. Güneş sıcaklığını hidrojeni helyuma çevirerek korurken bu kahverengi cüceler böylesi bir enerjiyi oluşturacak kadar sıcak değildir.
Veriler araştırmacılara gezegen ve yıldızların şeklinin iyi mi oluştuğunu gösterir. Harvard-Smithsonian Astrofizik Merkezi'nden Hubble üyesi Trent Dupuy: “Bu cisimlerden birisi bir yıldız çevresinde dolanırken bulundu ki bir gezegen olarak da nitelenebilirdi†diyor. Gökbilimciler, belirgin bir yıldıza bağlı olmadan gezegen diski içinde oluşmuş gezegen kütlesindeki kahverengi cüceleri aramaktadır. Çabalama 5 Eylül tarihinde Science Express'de gösterildi.
Bu cisimler ufak boyutlu ve az sıcaklığa haiz olduklarından kızılötesi dalga uzunlukta ışıma yaparlar. Bundan dolayı kahverengi cüceleri karakterize etmek zor olsa gerek.Bir cismin gerçek sıcaklığını oluşturmak için bizlerden uzaklıklarını doğru tespit etmek şarttır. “Soğuk ve sönük cisimleri ama bizlere yakın olması şartıyla öğreniriz. Daha sıcak ve parlak olduğu vakit daha uzaktaki cisimleri de çalışabiliyoruz.'' diyor Dupuy.
Ekip Spitzer'i kullanarak 20 ile 50 ışık yılı uzaklıktaki kahverengi cüceleri tespit edebiliyor.Bu cisimlerin uzaklıklarını oluşturmak için arka plandaki yıldızların konumundaki belirgin değişimden -paralaks- yararlanılır. Spitzer Güneş çevresinde dolanan cisimler benzer biçimde yakın cisimlerin dolanımını ileri ve hafifçe geri hareketini görür. Kolunuzu uzatıp işaret parmağınıza bir gözünüzle sonrasında başka gözünüzle bakın. Gördüğünüz konum farkı buradaki vakaya benzer.
Yakındaki bir kahverengi cüce için bu paralaks hareketi küçüktür. Texas Austin üniversitesi'nden Adam Kraus'a bakılırsa doğru uzaklığı tespit edebilmek için elimizde 320 kilometre uzaktaki bir ateş böceğini görecek kabiliyette görsel cihazlar gereklidir.Yeni veriler gökbilimcilere soğuk ve gezegen diski benzer biçimde ortamlar için yeni bir bulmaca sunuyor. Kahverengi cücelerin sıcak yıldızlardan değişik olarak sıcaklığa bağlı gözlenebilir özellikleri kuvvetli veriler vermez.Bu çalışmada WISE'nin keşfettiği en soğuk kahverengi cüce örnekleri ele alınmıştır. Son iki yıl içinde keşfedilen yeni kahverengi cücelerin de emek vermeye eklenmesiyle gökbilimciler çok mühim ayrıntılara ulaşacaklarını düşünüyor.
Kaynak: / Science Express (05 Eylül 2013)
2011 senesinde NASA'nın Geniş Alan Kızılötesi Tarayıcısı (WISE) verilerinden hareket eden gökbilimciler en soğuk yıldızların yeni bir sınıfını keşfetmişti. Fakat şimdiye kadar bu cisimlerin gerçekte ne kadar soğuk olduğu bilinmiyordu. Aslen bir takım kanıtlar bunların oda sıcaklığında olabileceğini gösteriyordu.NASA'nın Spitzer Uzay Teleskobu verilerini kullanarak meydana getirilen yeni çabalama bu hakikaten soğuk olduğu malum kahverengi cücelerin yüzey sıcaklıklarının düşünülenden daha sıcak bulunduğunu, 125 ile 175 C aşama içinde farklılık gösteren sıcaklıklara haiz bulunduğunu göstermektedir. Karşılaştırma açısından Güneş'in yüzey sıcaklığının 5730 C aşama bulunduğunu hatırlamakta yarar var.
Milyarlarca yıl süresince soğuyarak bu sıcaklığa gelen bu cisimlerin 5 ile 20 Jüpiter kütlesinde olması gerekir. Güneş ise sıcaklığını kütleçekimsel küçülmeye bağlı olarak değildir tek bir tan elde eder. Güneş sıcaklığını hidrojeni helyuma çevirerek korurken bu kahverengi cüceler böylesi bir enerjiyi oluşturacak kadar sıcak değildir.
Veriler araştırmacılara gezegen ve yıldızların şeklinin iyi mi oluştuğunu gösterir. Harvard-Smithsonian Astrofizik Merkezi'nden Hubble üyesi Trent Dupuy: “Bu cisimlerden birisi bir yıldız çevresinde dolanırken bulundu ki bir gezegen olarak da nitelenebilirdi†diyor. Gökbilimciler, belirgin bir yıldıza bağlı olmadan gezegen diski içinde oluşmuş gezegen kütlesindeki kahverengi cüceleri aramaktadır. Çabalama 5 Eylül tarihinde Science Express'de gösterildi.
Bu cisimler ufak boyutlu ve az sıcaklığa haiz olduklarından kızılötesi dalga uzunlukta ışıma yaparlar. Bundan dolayı kahverengi cüceleri karakterize etmek zor olsa gerek.Bir cismin gerçek sıcaklığını oluşturmak için bizlerden uzaklıklarını doğru tespit etmek şarttır. “Soğuk ve sönük cisimleri ama bizlere yakın olması şartıyla öğreniriz. Daha sıcak ve parlak olduğu vakit daha uzaktaki cisimleri de çalışabiliyoruz.'' diyor Dupuy.
Ekip Spitzer'i kullanarak 20 ile 50 ışık yılı uzaklıktaki kahverengi cüceleri tespit edebiliyor.Bu cisimlerin uzaklıklarını oluşturmak için arka plandaki yıldızların konumundaki belirgin değişimden -paralaks- yararlanılır. Spitzer Güneş çevresinde dolanan cisimler benzer biçimde yakın cisimlerin dolanımını ileri ve hafifçe geri hareketini görür. Kolunuzu uzatıp işaret parmağınıza bir gözünüzle sonrasında başka gözünüzle bakın. Gördüğünüz konum farkı buradaki vakaya benzer.
Yakındaki bir kahverengi cüce için bu paralaks hareketi küçüktür. Texas Austin üniversitesi'nden Adam Kraus'a bakılırsa doğru uzaklığı tespit edebilmek için elimizde 320 kilometre uzaktaki bir ateş böceğini görecek kabiliyette görsel cihazlar gereklidir.Yeni veriler gökbilimcilere soğuk ve gezegen diski benzer biçimde ortamlar için yeni bir bulmaca sunuyor. Kahverengi cücelerin sıcak yıldızlardan değişik olarak sıcaklığa bağlı gözlenebilir özellikleri kuvvetli veriler vermez.Bu çalışmada WISE'nin keşfettiği en soğuk kahverengi cüce örnekleri ele alınmıştır. Son iki yıl içinde keşfedilen yeni kahverengi cücelerin de emek vermeye eklenmesiyle gökbilimciler çok mühim ayrıntılara ulaşacaklarını düşünüyor.
Kaynak: / Science Express (05 Eylül 2013)
Yitik Kahverengi Cüceler
Gökbilimciler Güneş'e yakın olup hemen hemen keşfedilemeyen kahverengi cücelerin peşine düştü. Yeni bir emek vermeye bakılırsa Güneş'e yakın bir sürü kahverengi cüce bulunmakta. Oldukça nefes olan bu cisimlerin keşfi ise çok zor. Kızılötesi teleskoplarla dahi nefes bir nokta olarak görülebiliyorlar. Leibniz-Institut für Astrophysik Potsdam (AIP)'dan Gabriel Bihain ve Ralf-Dieter Scholz'un yapmış olduğu emek vermeye bakılırsa Güneş'in komşuları içinde hemen hemen bilinmeyen oldukça çok kahverengi cüce içeriyor.
Kahverengi cüceler yıldız olamayacak kadar ufak ama gezegen sayılamayacak kadar da büyük cisimlerdir. Güneş'in en fazla % 7 kütlesine haiz bir cisim çekirdeğinde füzyon tepkimesini kısaca hidrojenden helyum üretimini sağlayacak kadar kafi tazyik ve sıcaklığa haiz olması imkansız. Bu da kendi ısı ve ışığını üretememesi anlamına gelir. Başka bir ifadeyle kahverengi cüceler “yıldız olamamışâ€ cisim anlamına gelir. Samanyolu'ndaki yıldızların gökyüzündeki dağılımını bilmek açısından kahverengi cücelerin keşfi önemlidir.
Gabriel Bihain ve Ralf-Dieter Scholz, ilk olarak malum kahverengi cücelerin dağılımına baktı. Dağılımda mühim bir asimetri gördüler. Doğrusu yıldızların dağılımına bakılırsa kahverengi cüceler için oldukça bozuk bir dağılım söz mevzusuydu. Bunun yanı sıra Gabriel, Gökada düzlemine yakın kahverengi cüce sayısının beklenenin çok altında bulunduğunu, benzeşik dağılım olması beklenilen gökyüzünün yarısının neredeyse boş bulunduğunu, sonucun beklenmedik bulunduğunu ve Dünya'dan bakıldığında şimal gökyüzünün büyük bir alanının boş bulunduğunu ifade ediyor.
Kahverengi cücelerin 6,5 parsek içindeki dağılımı. üstteki ok Samanyolu'nun dönme yönünü göstermektedir. Merkezde görülen parlaklık kızılötesi verilerle Samanyolu'nun görüntüsüdür. (AIP/2MASS)
Bu şekilde Güneş Sistemi'nin yakınları da olmak suretiyle bu alanda oldukça fazla sayıda kahverengi cüce olduğu sonucu çıkarıldı. Eğer bu doğru ise her dört yıldıza karşılık bir kahverengi cüce olduğu anlayışı büyük darbe alacak anlamına gelir. Doğrusu Güneş'in çevresindeki kahverengi cüce dağılımının yine düşünülmesi gerekecek. Ralf-Dieter Scholz: “Küçük gezegenleri ya da benzer cisimleri görme kabiliyetimiz kahverengi cücelerde başarısız oluyor. Gelecekte daha derinlere ve daha nefes cisimlere bakarak mühim sonuçlara ulaşabiliriz†diyor.
Kaynak: / (8 Nisan 2016)
Gökbilimciler Güneş'e yakın olup hemen hemen keşfedilemeyen kahverengi cücelerin peşine düştü. Yeni bir emek vermeye bakılırsa Güneş'e yakın bir sürü kahverengi cüce bulunmakta. Oldukça nefes olan bu cisimlerin keşfi ise çok zor. Kızılötesi teleskoplarla dahi nefes bir nokta olarak görülebiliyorlar. Leibniz-Institut für Astrophysik Potsdam (AIP)'dan Gabriel Bihain ve Ralf-Dieter Scholz'un yapmış olduğu emek vermeye bakılırsa Güneş'in komşuları içinde hemen hemen bilinmeyen oldukça çok kahverengi cüce içeriyor.
Kahverengi cüceler yıldız olamayacak kadar ufak ama gezegen sayılamayacak kadar da büyük cisimlerdir. Güneş'in en fazla % 7 kütlesine haiz bir cisim çekirdeğinde füzyon tepkimesini kısaca hidrojenden helyum üretimini sağlayacak kadar kafi tazyik ve sıcaklığa haiz olması imkansız. Bu da kendi ısı ve ışığını üretememesi anlamına gelir. Başka bir ifadeyle kahverengi cüceler “yıldız olamamışâ€ cisim anlamına gelir. Samanyolu'ndaki yıldızların gökyüzündeki dağılımını bilmek açısından kahverengi cücelerin keşfi önemlidir.
Gabriel Bihain ve Ralf-Dieter Scholz, ilk olarak malum kahverengi cücelerin dağılımına baktı. Dağılımda mühim bir asimetri gördüler. Doğrusu yıldızların dağılımına bakılırsa kahverengi cüceler için oldukça bozuk bir dağılım söz mevzusuydu. Bunun yanı sıra Gabriel, Gökada düzlemine yakın kahverengi cüce sayısının beklenenin çok altında bulunduğunu, benzeşik dağılım olması beklenilen gökyüzünün yarısının neredeyse boş bulunduğunu, sonucun beklenmedik bulunduğunu ve Dünya'dan bakıldığında şimal gökyüzünün büyük bir alanının boş bulunduğunu ifade ediyor.
Kahverengi cücelerin 6,5 parsek içindeki dağılımı. üstteki ok Samanyolu'nun dönme yönünü göstermektedir. Merkezde görülen parlaklık kızılötesi verilerle Samanyolu'nun görüntüsüdür. (AIP/2MASS)
Bu şekilde Güneş Sistemi'nin yakınları da olmak suretiyle bu alanda oldukça fazla sayıda kahverengi cüce olduğu sonucu çıkarıldı. Eğer bu doğru ise her dört yıldıza karşılık bir kahverengi cüce olduğu anlayışı büyük darbe alacak anlamına gelir. Doğrusu Güneş'in çevresindeki kahverengi cüce dağılımının yine düşünülmesi gerekecek. Ralf-Dieter Scholz: “Küçük gezegenleri ya da benzer cisimleri görme kabiliyetimiz kahverengi cücelerde başarısız oluyor. Gelecekte daha derinlere ve daha nefes cisimlere bakarak mühim sonuçlara ulaşabiliriz†diyor.
Kaynak: / (8 Nisan 2016)
Fundyy - Koyu Kahverengi
En Soğuk Ak Cüce ve Pulsar 'PSR J2222-01372'
Kahverengi Nedir?
YORUMLAR