Engellilik Nedir? Engelli Kime Denir?

5378 Sayılı ÖZüRLüLER KANUNU Özürlü: Doğuştan ya da sonradan herhangi bir nedenle bedensel, zihinsel, ruhsal, duyusal ve toplumsal k...

5378 Sayılı ÖZüRLüLER KANUNU


Özürlü: Doğuştan ya da sonradan herhangi bir nedenle bedensel, zihinsel, ruhsal, duyusal ve toplumsal kabiliyetlerini türlü derecelerde kaybetmesi sebebiyle toplumsal yaşama uyum sağlama ve günlük gereksinimlerini karşılama güçlükleri olan ve korunma, bakım, rehabilitasyon, danışmanlık ve yardım hizmetlerine gereksinim duyan kiş




WHO - Dünya sıhhat örgütünce meydana getirilen engelli tanımı


Özürlülük terimine Dünya Sıhhat Örgütü, Birleşmiş Milletler ve ILO tarafınca değişik nazar açılarından yaklaşılmaktadır.Dünya Sıhhat Örgütü, özürlülük terimi hakkında alt taraftaki benzer biçimde hastalık sonuçlarına dayanan, sıhhat yönüne ağırlık veren bir tanımlama ve sınıflama yapmıştır (http:/www.who.com):


*Noksanlık (Impairment): “Sağlık bakımından “noksanlık†ruhsal, anatomik ya da fizyolojik yapı ve fonksiyonlardaki bir noksanlığı ya da dengesizliği ifade eder.â€


*Özürlülük (Disability): “Sağlık kendi alanında ‘sakatlık' bir noksanlık sonucu meydana gelen ve düzgüsel sayılabilecek bir insana oranla bir işi yapabilme kabiliyetinin kaybedilmesi ve kısıtlanması durumunu ifade eder.â€


*Maluliyet (Handicap): “Sağlık kendi alanında “maluliyet†bir noksanlık ya da sakatlık sonucunda, belli başlı bir kişide meydana gelen ve o kişinin yaş, cinsiyet, toplumsal ve kültürel durumuna bakılırsa düzgüsel sayılabilecek faaliyette bulunma kabiliyetini önleyen ve sınırlayan dezavantajlı bir şartları ifade eder.â€


“Sağlık yalnız hastalık ve özürlülüğün olmaması değildir, bununla birlikte bedensel, ruhsal ve toplumsal yönden tam bir iyilik durumudur. Özürlülük ise bedensel, zihinsel ve ruhsal özelliklerinden belli başlı bir oranda ve devamlı olarak fonksiyon ve görüntü yitirilmesine yol açan organ yokluğu ya da bozukluğu sonucu kişinin düzgüsel yaşam gereklerine uyamama durumudur. Bu durumdaki kişiye özürlü denilmektedir.â€
Mutluer, 1997, s:10


Günümüz Türkiye'sinde engellilerin toplumla bütünleşme yönünde yoğun problemler içinde yaşadıkları bilinmektedir. Problemi adlandırmadan başlamış olan ve yaşamın bir çok alanına yayılan bu problemlersmilev engelli bireylerin içinde yaşadıkları toplumla işlevsel bir bütünlük içinde yaşamalarını güçleştirmektedir. Devamlı sorunlarla boğuşansmilev onlara anlamlı çözümler üretemeyen bireylersmilev kendilerini mutsuz hissedeceklerdir. Bu da temel bir insan hakkı olan ferdin kendisini gerçekleştirme hakkını ortadan kaldıran az yaşam kalitesi anlamına gelir.

Engellilik Nedirsmilev Engelli Kime Denir?


Yalnız bizim dilimizde değildir başka pek çok dilde de engelli ve engellilik anlamına gelen aniden fazla sözcük mevcuttur. Mesela Türkçe'de genel düzeyde engellismilev özürlüsmilev sakat sözcükleri aslen aralarında mana fakları olması durumunda aynı anlama gelmek suretiyle kullanılmaktadır. Genel anlamda tüm engelliler için yaşanmış olan bu karmaşa belli başlı engelli kümeleri için de geçerlidir. Mesela körsmilev âmasmilev görme engellismilev görme özürlüsmilev az görensmilev vb. Bu sözcükler değişik anlamlar taşıdıkları benzer biçimde yer yer aynı anlama gelmek suretiyle de kullanılabilmektedirler. Bu da bir zihin karışıklığı yaratabilmektedir. Adlandırmadaki bu farklarsmilev bazen o şekilde çok münakaşaya niçin olmaktadır kismilev bu tartışmalarsmilev gerçek sorunların önüne dahi geçebilmektedir. Engellinin kimsmilev engelliliğin de ne olduğu açık bir şekilde ortaya konmayıncasmilev engellilere yönelik geliştirilecek politikalarınsmilev yasaların ve hizmetlerin kapsamı da belirsizleşmektedir. Bu belirsizlik de uygulamada bir çok probleminin ortaya çıkmasına niçin olmaktadır. Adlandırmadaki karmaşa ve tarif güçlüğü engellinin kendisini anlatmasını ve diğerlerinin de onları kolayca anlamasını zorlaştırmaktadır.


Engellilerin yaşamış olduğu bir başka problem dasmilev kendileri ile ilgili sıhhatli istatistiklerin olmayışı. İlk kez son İki nüfus sayımında engellilerin belirlenmesine yönelik bir sual sorulmuşsmilev bunlardan biride ilkinden sıhhatli bir netice elde edilememiştir. Son nüfus sayımında engellilere ilişkin kimi durumlar daha detaylı sorularla soruşturulmasına rağmen kamuoyuna hemen hemen bir netice açıklanmamıştır. Sayım sonucunda ortaya çıkacak çok mühim bilgilere dayanarak pek çok şeyi konuşabilmek ve bir çok hizmeti planlayıpsmilev programlayabilmek sanırım epey kolay olacaktır.


Engelliliğin devamlı her yerde geçerli ölçülerle tanımını yapmak oldukça güçtür. Bu sebeple olsa gerek alanyazında (literatürde) çok değişik tanımları vardır. Birleşmiş Milletler Sakat Haklan Bildirgesinde "Şahsi ya da toplumsal yaşantısında kendi kendisine yapması ihtiyaç duyulan işleri (bedensel ya da sonradan olma) her hangi bir noksanlık sonucu yapamayanlar" (3) sakat olarak tanımlanmaktadır. Engelli sözcüğü genel anlamda hareket kabiliyeti sınırlanmış bireyi çağrıştırmaktadır. Hareket kabiliyetini sınırlayan nedenler ise doğuştan getirilensmilev doğum esnasında karşılaşılan ya da sonradan yaşanmış olan bir hastalık ya da kaza sonucu ortaya çıkan bir işlev bozukluğundan lanıyor olabilir. Hareket kabiliyetinin kısıtlı olmasısmilev başlı başına bir engellilik midir? Eğer o şekilde ise hepimizin yapamadığısmilev beceremediği bir iş ya da fiil yok mudursmilev yaşamda? Engellilik günlük yaşama katılmayı engellemiş olansmilev fizyolojik işlevlerdeki bir sınırlılık hali olarak değerlendirilmelidir. Gerçekte mühim olansmilev bir takım işlevlerin yerine getirilmesinde karşı karşıya kalman bir fizyolojik sınırlılığın olması değildirsmilev bu tarz şeyleri "kompanse" edecek yardım sistemlerinden yoksun kalmaktır. Eğer bir gözlüklesmilev mevcud görme yetersizliğinizi rahatça giderebiliyor ve işlerinizi görebiliyorsanız bir sorununuz yok; ama geri kalmış bir köyde ya da yörede bu gözlüğe ulaşamıyorsanızsmilev kararlı bir sorunla karşı karşıyasınız anlamına gelir. O halde engellilik pek çok süre değişken bir mevzudur. Başka bir deyişle nerede ve iyi mi karşılaşacağınıza bağlı olarak neticeleri değişim gösteren bir durumdur.


Ferdin fizyolojik işlevlerindeki bozukluk ve bunların hareket kabiliyetinte yarattığı eksiklik ve güçlüksmilev onu toplumun başka bireylerinden değişik kılar. Bu farklılık engellilerin yaşamış olduğu ayrımcılığın da aslolan nedenidir. Bilinmiş olduğu benzer biçimde her türlü ayrımcılığın temelinde değişik olmaksmilev şu demek oluyor ki "alışılmamış özelliklere" haiz olmak vardır. Fizyolojik işlevlerdeki bozukluklar ve bunların hareket kabiliyeti üstünde yarattığı sınırlamalar bireyi toplumdan uzaklaştırır. Toplumsal yardım sistemlerinin yetersizliğismilev toplumun dışlayıcı tutum ve davranışları da engelli ferdin topluma eşit bireyler olarak katılmasını önler.

Engelliliğin Oluşmasını Önlenebilir mi?


Birleşmiş Milletler Genel Kurul'unun 20 Aralık 1993 tarihinde meydana getirilen 48. toplantısında 48/96 sayılı kararla kabul edilen "Sakatlar İçin Fırsat Eşitliği Mevzusunda Standart Kurallar" (yazının bundan sonraki bölümlerinde yalnızca 'Standart Kurallar' diye geçecektir.) engellilerin topluma eşit katılımları için bir takım ön koşullardan söz etmektedir: Bu tür şeyler bilinçlendirmesmilev tıbbi bakımsmilev rehabilitasyon ve yardım hizmetleridir (4). Eşit katılım için ön koşullar içinde sayılan tıbbi bakım (Kaide 2) engelliliğin önlenmesi ile ilgili hükümler içermektedir. Engelliliğe niçin olabilecek durumların ortaya çıkartılmasısmilev değerlendirilmesi ve bunların giderilmesi mevzularında etkili programlar önerilmektedir. Bu programlar kanalıyla engelliliğe yol açan etkenlerden korunmaksmilev bu etkenleri azaltmak ya da yok etmek olanaklı olabilecektir. Söz mevzusu programlara engellilerinsmilev ailelerinin ve ilgili kuruluşların alınması büyük ehemmiyet taşımaktadır. Engelliliğin önlenebilmesi için erken tanısmilev ilk yardımsmilev erken müdahalesmilev erken bakım ve koruma önemlidir. Bununla birlikte sıhhat mensubunun yetiştirilmesismilev sıhhat alt yapısının ve sıhhat sigortasının engellileri de içerecek şekilde geliştirilmesi ve tüm topluma yaygınlaştırılması bu açıdan mühim konulardır.


Bir toplumda engellilerin varlığı onların toplumla bütünleşme gereksinimini ve sorununu ortaya çıkarmaktadır. Bu ise oldukça zor ve karmaşık bir süreçtir. Oysa engellilik önlenebilirsesmilev en azından sayıları epey üye indirilebilirsesmilev engellilerin topluma kazandırılması mevzususmilev günümüzdeki boyutlarda bir problem olmaktan çıkacaktır.


Engelliliğin sebepleri özenle incelenirsesmilev bunların çok mühim bir kısmının kaçınılabilirsmilev önlenebilir nedenler olduğu görülecektir. Engellilik genel anlamda kaynağına ve sebeplerine bakılırsa değişik şekillerde sınıflandırılmaktadır. Kaynağına bakılırsa sınıflandırıldığındasmilev doğuştan gelen engellilik sebepleri içinde bazı genetik nedenlersmilev akraba eşiyle olan evliliğismilev gebelik esnasında annenin karşılaşmış olduğu travmalarsmilev hastalıklarsmilev ilaç kullanımısmilev ışına maruz kalmaksmilev annenin alkol ve madde bağımlısı olmasısmilev fena beslenmesi benzer biçimde nedenler görülmektedir. Sayılan tüm bu nedenler kaçınılmazsmilev önlenemez durumlar değildir. Tıp bilimince meydana gelen araştırmalarla genetik sebeplerin dahi en azından bir bölümü evvelde bilinebilmektedir.


Doğum esnasında ve sonrasında 'kazanılan" engelliliğe ulaşınca fena ve yetersiz koşullarda meydana gelen doğumlarsmilev travmalarsmilev yanlış uygulamalar vb. akla gelmektedir.


Doğum sonrasında karşılaşılan vakalar içinde ise iş kazalarısmilev ev kazalarısmilev trafik kazalarısmilev savaşlarsmilev terör vakalarısmilev endüstriyel kazalarsmilev deprem ve benzeri yıkım vakalarısmilev büyük endüstri kazaları v.bsmilev temel engellilik sebepleri arasındadır. Bunların büyük çoğunluğunun da önlenebilir özellikte nedenler olduğu anlaşılmaktadır. O halde "engellilik bir yazgı değildir". Lüzumlu önlemler alındığındasmilev dikkatli bir cemiyet yaratıldığındasmilev engellilik büyük oranda önlenebilir. Bundan dolayı insana her şeyin üstünde kıymet veren bir anlayışın toplumda benimsenip yerleştirilmesi gerekir. Bundan dolayı engelli problemlerine eğilirkensmilev ısrarla üstünde durulması ihtiyaç duyulan mevzu engelliliğin oluşmasını önlemek olmalıdır.

Engellilerin Toplumla Bütünleşmelerinin Önündeki Engeller Nedir?

Yoksulluk


Engellilerin genel olarak toplumla bir araya gelmesinin önündeki engellerden biri ve kim bilir en önemlisi yoksulluktur. Meydana getirilen araştırmalarsmilev dünyanın her yerinde engellilerin çok büyük çoğunluğunun toplumun yoksul kesimlerinden geldiğini ve yoksulluk içinde yaşadıklarını göstermektedir. Bu belirleme gelişmiş/endüstrileşmiş ülkeler için de geçerlidir. Kuşkusuz bu gerçek bizim benzer biçimde gelişmekte olan ülkelerde epey çarpıcı ve trajik yönleriyle yaşanmaktadır. Yukarda sayılan engellilik sebepleri genellikle yoksul kesimler içinde geçerlilik kazanmaktadır. Bununla birlikte engellilik işsizliğin de başlıca sebepleri içinde sayıldığı (11) için bu iki olgu içinde bir niçin netice bağlantısı bulunmuş olduğu söylenebilir. Demek ki engellilerin topluma kazandırılmalarının önündeki en kararlı sorunlardan birismilev içinden geldikleri sosyo-ekonomik kesimin bir tüm olarak yaşamış olduğu yoksulluk problemi/gelir dağılımı sorunudur. Naüreldir ki yoksul kesimler arasından gelen engellilersmilev yoksulluğu üreten başka sebeplerle de bir arada yaşadıkları içinsmilev onlar için yoksulluk sanki bir kısır döngüye dönüşmektedir. Busmilev onların toplumla bütünleşmelerinin önündeki en kararlı engeldir. Standart Kurallar (Kaide 8) engellilerin toplumsal güvenlik kapsamında korunmalarını ve onlara kafi düzeyde gelir desteği sağlanmasını öngörmektedir. Bu mevzuda engellilere yönelik ayrımcı uygulamalar önlenecektir. Engellilerin koruyucu aile uygulaması içinde bakılması için bakıcı ailelerin toplumsal güvenlik kapsamına alınarak desteklenmesi ön görülmektedir. Engellilerin kendi kendilerine kafi olabilmesi için meslek edindirilmeleri ve işe yerleştirilmeleri önemle vurgulanmaktadır. Aslolan olan engelli de olsa her ferdin topluma emek vererek üretken bir fert olarak katılmasıdır.

Eğitim


Engellilerin toplumla bir araya gelmesinin önündeki bir başka engel de eğitim mevzusunda karşılaştıkları sorunlardır. Tüm ülkelerde eğitim sistemismilev ilk olaraksmilev nüfusun engelli olmayan kesimi için planlanıp uygulanmaktadır. Böylelikle daha en baştan eğitim sistemismilev engellileri dışlayan bir anlayışa haiz olmakta; bir süre sonra da engellileri eğitim sistemiyle bütünleştirecek türlü programlar geliştirilmeye çalışılmaktadır. Aslen dikkatli ya da bilinçsiz gelişen bu dışlayıcı tavırsmilev başka mevzular için de söylenebilir. Bir taraftan türlü mevzularda engellileri dışlayan süreç devam ederkensmilev bir taraftan da onları toplumla bütünleştirme uğraşısmilev ne yazık ki birbiriyle çelişen iki süreç olduğundansmilev o kadar da başarıya ulaşmış olamamaktadır. Engellilerin eğitimi ile ilgili programların değişik oluşu bu ayrımın sebebi olarak gösterilebilmektedir. Oysa bu yalnızca engelliler için değildir her insanoğlunun eğitiminde geçerli bir durumdur. Uygar eğitim anlayışındasmilev eğitimin odağındasmilev engelli olsun olmasınsmilev insansmilev insanoğlunun özellikleri ve gereksinimleri yer alır.


Standart Kurallara bakılırsa (kaide 6) engelliler de başka bireyler benzer biçimde ilksmilev orta ve yükseköğrenim olanaklarından yararlanacaklardır. Mecburi eğitim hepimiz benzer biçimde engellileri de kapsayacaktır. En fazlaca dikkatsizlik edilen konulardan birisi de engelli evlatların okul öncesi eğitimidir. Bununla birlikte erişkin engelliler için örgün ve yaygın eğitim olanakları da son aşama sınırlıdır. Bundan dolayı ilk olarak eğitim alt yapısının kalite ve nicelik olarak geliştirilmesi ve engellilerin gereksinimlerini karşılayacak bir düzeye eriştirilmesi gerekir. Engellilerin eğitiminde mesuliyet alacak meslek elemanlarının (hususi eğitimcismilev rehber danışmansmilev toplumsal hizmet uzmanı) kafi sayıda ve donanımda yetiştirilmeleri gerekirsmilev öte taraftan eğitim kurumlarının engellilerin de varlığını hesaba katacak fizyolojik düzenlemelere haiz olmasısmilev bu kurumlara kolay ulaşım için lüzumlu önlemlerin alınmasısmilev engellilerin hususi eğitimi için lüzumlu ders araç-gereçlerinin hazırlanması benzer biçimde mevzular engellilerin toplumla bütünleşmeleri önündeki kararlı engeller olarak yaşanmaktadır. Engellilerin engel durumlarını hesaba katacak hususi ölçme değerlendirme sistemlerinin-,metotlarının geliştirilmesi gereklidir.


Müfredat programlarısmilev engel türleri ve dereceleri ile engellilerin şahsi özellikleri ve gereksinimleri de dikkate alınacak şekilde esnek hazırlanmalıdır. Engellilerin eğitiminde görevli meslek elemanlarının meslek/hizmet içi eğitimlerine de ihtiyaç duyulan ehemmiyet verilmelidir. Engellilerin eğitiminde modern bir yaklaşım olarak kabul edilen "kaynaştırılmış eğitim" lüzumlu alt yapı eksiklikleri giderilerek yaygın bir biçimde uygulanmalıdır.


üniversitelerin engellilerle ilgili eğitim veren bölümlerinde Öncü araştırma ve uygulamalar desteklenmelismilev engellilerle ilgili "uygulama araştırma merkezleri" kurulması teşvik edilmelidir. İlgili kurumlar içinde bilgi ve tecrübe paylaşımı amacıyla ortaklık ve eşgüdüm sağlayıcı çalışmalara ağırlık verilmelidir.


Engelliler eğitim sisteminin haricinde kalıp eğitilemeyincesmilev bu vaziyet bir çok başka problemi da bununla beraber getirmektedir. İnsan yaşamında bir takım problemlersmilev bir takım mevzular vardır ki gerek bir çok probleminin üretilmesindesmilev gerekse bir çok probleminin çözümünde sanki bir anahtar görevi oynamaktadır. Eğitim de onlardan birisidir. O nedenle engellilerin eğitim problemlerine lüzumlu ehemmiyet ve ağırlık verilmelidir. vatanımızda engellilerin % 97'sinin eğitim olanaklarından yoksun kalmış olduğu ileri sürülmektedir (15). Bu da probleminin bizdeki boyutu hakkında yeterince düşünce vermektedir. Bu eğitim oranıyla engellilerin sorunlarını çözmeksmilev onları topluma kazandırmaksmilev toplumla bütünleştirmek olanaklı değildir.

Ulaşımsmilev Fizyolojik Çevre ve Konut


Engellilerin topluma katılmalarının önündeki en büyük engellerden birisi de ulaşımsmilev fizyolojik çevre ve konut sorunudur. Engellilerin içinde yaşadıkları fizyolojik çevresmilev haiz oldukları fizyolojik işlev bozuklukları/yetersizlikleri ve bunun yol açmış olduğu sınırlamalar yüzünden büyük ehemmiyet taşımaktadır. Eğitim mevzusunda gösterdiğimiz benzer biçimdesmilev toplumu tasarlarkensmilev bir cemiyet modeli ortaya koyarkensmilev içinde yaşanılan fizyolojik çevreyi de o toplumun içinde yaşayan herkesi düşünerek tasarlamak gerekir. Yaşanılan konuttan tüm kamusal yaşam alanlarınasmilev ve ulaşım araçlarına kadar tüm çevresel unsurların engellilerin özellikleri ve gereksinimleri dikkate alınarak tasarlanmadığı bir gerçektir. Yollarsmilev kaldırımlarsmilev kamu binalarısmilev parklar ve bahçelersmilev okullarsmilev içinde yaşanılan konutlarsmilev ulaşım araçları ve bunun benzer biçimde daha bir sürü fizyolojik çevre unsurusmilev engellilerin topluma katılmasının önünde kararlı birer engel oluşturmaktadır. Böylelikle haiz olduğu engeli sebebiyle hareket kabiliyeti sınırlanmış insanların bu ve benzeri sebeplerle yaşadıkları sınırlama daha da pekişmektedir. Bunun anlamı Hareket kabiliyeti sınırlanan ferdin toplumsal yaşamdan dışlanmasıdır. Oysa tüm bu tür şeylersmilev engellilerin topluma katılmasınısmilev toplumla bir araya gelmesini kolaylaştıracak bir şekilde tasarlanabilir ve geliştirilebilir (9).


Standart Kuralların eşit katılım için hedef seçtiği alanlardan ilki "ulaşılabilme" (kaide 5) mevzusudur. Bu mealde fizyolojik çevre koşullarının engellilerin yaşamını kolaylaştıracak şekilde düzenlenmesismilev eşit katılım açısından yaşamsal değerde kabul edilmektedir. Fizyolojik çevrenin yapılandırılmasında görevli şahıs ve kuruluşların engelli kişiler mevzusunda bilgilismilev dikkatli ve hassas davranmaları sağlanmalıdır. Bu sebeple fizyolojik çevrenin tasarlanması ve yapılandırılması süreçlerinde engellilerinsmilev ailelerinin ve örgütlerinin alınması mevzusu büyük ehemmiyet taşımaktadır.

Rehabilitasyon


Rehabilitasyon ve araç-gereç gereksiniminin yeterince karşılanamaması da engellilerin toplumla bütünleştirilmesinin önündeki en büyük engellerden birisidir. Bilinmiş olduğu benzer biçimde rehabilitasyon çok genel olaraksmilev yitirilen bir yeteneğin tekrardan kazandırılmasısmilev yerine başka bir yeteneğin 'ikame edilmesi" (1; 7) anlamına gelir. Her hangi bir sebeple engelli hale gelen fert evvelde mevcud işini bundan böyle yapamıyorsa ya o işi yapabilmek için "tekrardan yeteneklendirilmesi = rehabilite edilmesi" gerekmektedir ya da bu İşi yapmak bundan böyle olanaklı değilsesmilev yapabileceği yeni bir iş için beceri kazanması (eğitilmesi) gerekmektedir. Bu şekilde bir rehabilitasyon sürecinden geçmemiş olan fertsmilev topluma ve içinde yaşamış olduğu aileye yük olmaktan kurtulamayacaktır. Engellilerin engelleriyle bağlantılı bir eğitim ve rehabilitasyon olanağından yararlanmasısmilev onları toplumsal yaşamla bütünleştiren en mühim etkendir. Oysa bu günsmilev ülkelerin gelişmişlik düzeylerine bakılırsa az çok fark etse desmilev engellilerin ezici bir çoğunluğu bu olanaklardan yararlanamamaktadır.


Standart kurallara bakılırsa (Kaide 3) engelliler için geliştirilecek rehabilitasyon programlarına katılım mevzusunda da eşitlik ilkesi en mühim rehber durumundadır. Programlar engellilerinsmilev ailelerinin ve örgütlenmelerinin alınması ile geliştirilmeli; kalite ve nicelik yönden engellilerin gereksinimlerini karşılayacak yeterlikte olmasına itina gösterilmelidir. Eşitlik ilkesi gereğismilev aniden çok özürü bulunanlar dikkatsizlik edilmemelidir. Rehabilitasyon programının kapsamında eğitimsmilev danışmanlıksmilev bireysel kapasitenin arttırılmasısmilev değerlendirmesmilev rehberlik benzer biçimde mevzular yer almıştır. Hedef kitlesi ise engellilerin yanı sıra ailelerismilev ilgili kuruluşların çalışanlarısmilev cemiyetsmilev ilgili meslek elemanları ve medya yer almıştır.


Uygulanan rehabilitasyon programlarının değerlendirilmesinde engellilerinsmilev ailelerinin ve örgütlerinin görüşlerine Ehemmiyet verilmelidir.


Bununla birlikte her engel kümesinde yer edinen bireylerin gereksinim duydukları kimi araç gereçler vardır ki bu tür şeyler engelliler için son aşama önemlidirsmilev yaşamlarının sanki bir parçası gibidir. Bu araç gereçler engellinin hareket kabiliyetini artırıcı özelliklere haizdir. Bu da toplumla daha çok bütünleşme anlamına gelir. Yoksulluk ve işsizliğin en yaygın olduğu toplumsal kesimin engelliler olduğu düşünülürsesmilev bilhassa toplumsal güvenlik ve toplumsal refah hizmetlerinin yetersiz olduğu ülkelerde engellinin bu tip araç gereçlere rahatlıkla erişmesi beklenemez. Az Ilkin verilen örnekte olduğu benzer biçimde belli başlı oranda görme engeli olan bir insanoğlunun bir gözlük desteğiyle bu sorununu çözülecekse ya da adım atma güçlüğü çeken bir insana sağladığınız bir araçla (bir koltuk değneği ya da tekerlekli iskemle ile) onun yaşamı mühim seviyede kolaylaşacaksasmilev böylelikle engelli karşı karşıya olduğu sınırlanmanınsmilev kısıtlılığın dışına çıkabileceksesmilev bu onun İçin olmazsa olmaz bir şeydir. Bu sağlanamadığında engellinin topluma katılmasının önünde kararlı bir engel oluşmuş anlamına gelir.


Engellilerin onurlu bir yaşam sürebilmeleri için kendi kendilerine yeten bireyler olmalarının önemine değinilmişti. Bu bağlamda kamusal yardımlardan yararlanmak mevzusunda tam bir eşitlik olmalıdır. Engellilere gereksinim duydukları araçlarsmilev parasız ya da çok ucuza verilmelidir. Engellilerin gereksinim duydukları hususi araçların geliştirilmesi mevzusunda AR-GE araştırmalarının desteklenmesismilev araçların üretimi ve ithalinde kolaylıklar sağlanması gerekir. En önemlisi engellilerin bu araçlara rahatlıklasmilev ulaşabilir olması sağlanmalıdır. Bu araçların üretimi ve dağıtımında tüm engel kümelerinin ve her engelli ferdin gereksinimleri hususi olarak dikkate alınmalıdır. Engellilerin yaşamlarını kolaylaştırmak suretiyle tasarlanmış bu araçlarsmilev onların toplumsal yaşama katılmalarını maksimize edecektir.

Engellinin Aile Yaşamı / Hususi Yaşamı


Topluma katılmasmilev toplumla bütünleşme mevzusunda bir başka güçlük desmilev engellinin aile yaşamı / öze! yaşamıyla ilgili olarak ortaya çıkmaktadır. Fizyolojik işlevlerindeki bozulma ya da bir takım eksiklikler sebebiyle engellinin hareket kabiliyeti sınırlanıncasmilev busmilev onun hususi yaşamına da bir takım engellemeler getirmektedir. Hatta toplumsal hizmet kurumlarda devamlı bakım ve koruma altında olan engelliler için sanki hususi yaşam yok denebilecek kadar azdır. Engelliye ait bir mekanın yokluğu ve kimi etkinliklerin (cinsel yaşam benzer biçimde) yasaklanması (13) benzer biçimde bir çok sınırlama hususi yaşamı ortadan kaldırmaktadır. Bununla birlikte engellilerin evlenmeleri ve aile kurmaları da başka insanlara oranla daha güçtür; bu da onların toplumla bütünleşmelerini mühim seviyede engellemektedir (2).


Gerek aile ortamında gerekse kurum yaşamında olsunsmilev engellilersmilev hususi bakım ve gereksinim kümesi oldukları için ya da başka zorlayıcı sebeplerle daha çok dikkatsizlik istismar kurbanı olmaktadırlar.


Standart Kurallara bakılırsa devletler (Kaide 9) engellilerin aile yaşamına tam olarak katılmalarını desteklemek durumundadır. Her mevzuda olduğu benzer biçimde bu mevzuda da ayrımcı uygulamalar olmaması için uğraş harcanması gerekmektedir. Evliliksmilev aile yaşamı ve cinsellik benzer biçimde mevzularda engellilere yönelik negatif önyargıların değiştirilmesi gerekmektedir.

İstihdam Problemi


Engellilerin toplumla bir araya gelmesinin önündeki en mühim engel ise istihdam sorunudur. Çalışmanın gerek bireysel gerekse toplumsal refahın sağlanmasındaki önemi emsalsiz benimsenmektedir. Emek harcamayı Özendirmenin hem bireysel hem de toplumsal açıdan sayısız; yararı olduğu söylenebilir. Öte taraftan modern anlayışın bir gereği olarak "çalışıyor olmak ve işsizlikten korunmak" bir insan hakkı olarak da değerlendirilmektedir (11; 8; 6).


İşsizlik ve çabalama yaşamından lanan problemlersmilev engellileri kuşatan problemler içindesmilev sanki başka sorunların da temeli konumunda olansmilev bir başka söyleyişle direkt doğruya başka sorunları doğuran ya da bu sorunların daha şiddetle yaşanmasına niçin olacak etkilerde bulunan bir özelliğe haizdir.


Her insanoğlunun yapabileceği bir iş vardır ve engelliler de fizyolojik ve ruhsal işlevlerinde bir bozulma ya da eksiklik olsa dahismilev onların bu niteliklerini dikkate alan uygun bir eğitim ve rehabilitasyondan geçirildikleri süre çalışabilirlersmilev üretime katılabilirler. Çalışmanınsmilev kültürün mühim bir parçası sayıldığı toplumlardasmilev hepimiz benzer biçimde engelliler de emek vermeye/üretmeye isteklidirler (10).


İşsizliksmilev çok yönlü niçin ve sonuçlara haiz bir olgudur. Bu problemismilev yalnız engellilerin değildir tüm insanların gündeminde bir problem olmaktan çıkarmak kuşkusuz en büyük gaye olmalıdır.


Genel olarak engellilerin istihdamı ile bağlantılı yaşanmış olan sorunları beş noktada ele alabilmek olanaklıdır (5):

1- Ekranda görülen pencereden ilki vatanımızdasmilev hemen hemen engellileri de gözeten sistematik bir iş analizi ve meslek tanımlaması çalışmasının yapılmamış olmasıdır. Bu gün engellilerinsmilev haiz oldukları engelden lanan özellikleri ve nitelikleri de dikkate alınaraksmilev hangi işlerde çalışabilecekleri mevzusundasmilev elde kararlı bir araştırmasmilev bir çabalama bulunmamaktadır. Engelliler çok sayıda iştesmilev kendi kendilerine yaptıkları girişimlerle çabalama deneyimleri yaratmaktadırlar. Oysa gelişmiş ülkelerde iş analizlerismilev meslek tanımları son aşama önemlidir. Engelliler hangi işleri yapabilir? Bu işsmilev bu meslek hangi eğitim sürecinden geçildikten sonrasında yapılabilir? Bu eğitim sürecinin özellikleri ve aşamaları nedir?... Tüm bunların ayrıntılarının belirlenmesi gerekir. İş piyasasısmilev eğer belli başlı niteliklerle donatılmış bir iş gücüne gereksinme duymuyorsasmilev iş enerjisinismilev bu niteliklerle donatmayı sürdürmeksmilev bir taraftan boşa giden emek ve parasmilev başka taraftan da bu niteliklere haiz işgücünün işsizliğine kapı aralamaktır. Kısacasmilev her insanı olduğu benzer biçimdesmilev engellileri de iş piyasasının özellikleri ve gereksinimleri ışığında eğitmeksmilev özellik kazandırmak ve iş piyasasına hazırlamak gerekir.

2- Engellilerin istihdamını güçleştiren sayısız niçin içinde eğitim ve rehabilitasyon mevzusundaki yetersizlikler büyük yer tutmaktadır Bu gün vatanımızda ne yazık ki engelliler için kafi eğitim ve rehabilitasyon (mesleki eğitim ve rehabilitasyon dahil) merkezi bulunmamaktadır.

3- İçinde bulunduğumuz tutumsal yapınınsmilev engellileri de içerecek bir biçimde düzenlenmemiş olmasısmilev işverenlerin engellileri çalıştırmak mevzusundaki çekingenlikleri ve önyargıları da istihdamın önündeki engeller arasındadır. Bir takım işler vardır ki engelliler bu tarz şeyleri hakkaten başka insanlardan daha iyi yapabilmektedirsmilev bu tür şeyler kanıtlanmıştır. Cemiyet bu mevzuda dikkatli değildir. Bu şuur olmadığı için de bilhassasmilev işveren kesimismilev "acaba yapabilirler mi" kaygısı içinde hareket etmektedirler. İşe alınan engellinin o iş ortamında başarıya ulaşmış olabilmesismilev üretken olabilmesi için de işyerinde bir takım düzenlemeler yapılmalısmilev önlemler alınmalıdır. Bu tür şeyler yapılmadığı süre da çalışan engellinin işe yaramadığısmilev üretken olamadığı benzer biçimde bir kanaatin oluşmasına kapı aralanmakta; bu da hemen hemen istihdam edilemeyen insanların önüne yeni engeller çıkarmaktadır (12; 15; 10).

4- Bir başka güçlük de engelli istihdamını kolaylaştırmada kullanılan araçların yeterince geliştirilmemiş olması ve uygulanmamasıdır. Dünyanın her yerinde engellilerinsmilev istihdamı ile ilgili bir takım kolaylaştırıcı yollar aranmakta ve uygulanmaktadır.


Meselasmilev kota rejimi başka koşullarda istihdamında güçlük bulunan nüfus kesimleri için kullanılır. vatanımızda işyerlerinde 1475 sayılı İş Kanunu gereğince %3 oranında engelli istihdamını mecburi kılan yasal tanzim etme vardır. Bununla birlikte bu uygulama (istihdamda pozitif ayrımcılık) eski hükümlülersmilev korunmaya muhtaç gençler ve terörle savaşım esnasında yitirilen kamu görevlilerinin yakınları için de uygulanmaktadır. Bunun haricinde korunmalı iş bölgeleri uygulaması vardır. Bazen bu uygulama eleştiri alsa dasmilev halen bir takım engelli kümeleri (mesela ağır zihinsel engelliler) için bilhassa önerilmekte ve kullanılmaktadır. Seçilmiş iş yöntemismilev bir takım işlerin yalnızca engelliler tarafınca yapılması (mesela santral işletmenliğini yalnız görme engelliler tarafınca yapılması benzer biçimde) için onlara tahsis edilmesidir. Değişik esnek çabalama biçimlerinin (evde çabalamasmilev evde üretimsmilev yarım zamanlı çabalama v.s.) engelliler için bilhassa kullanılması da olanaklıdır.

5- Engellilerin istihdamla bağlantılı sorunları istihdam gerçekleştikten sonrasında da ortaya çıkmakta ve iş yaşamı içinde de sürmektedir. Bu aşamada engelliler haiz oldukları şahsi özellikleri ve nitelikleri ile bağlantılı bir çok sorunla karşılaşmaktadırlar. Bu tür şeylersmilev negatif iş ve işyeri koşullarından tutun dasmilev çalışmış olduğu işte karşılaşmış olduğu toplumsal güvenlik sorunlarısmilev yetersiz ücretsmilev işinde ilerleyememesmilev erken emeklilik benzer biçimde sayısız sorunları içeren geniş bir alana yayılmaktadır (10).


Standart Kurallar (Kaide 7)smilev istihdam mevzusunda engelliler aleyhine mevcud tanzim etme ve uygulamaların kaldırılarak engellilerin istihdamını kolaylaştırmayı öngörmektedir. Engellilerin çalışacağı ortamların onların gereksinimlerini karşılayacak şekilde tasarlanıp yapılmasısmilev engellilerin istihdamını kolaylaştıracak teknolojik gelişmenin desteklenmesismilev istihdama uygun eğitim verilmesi Standart Kurallarda altı çizilen başka mevzular arasındadır. Bununla birliktesmilev engellilerin emek harcaması yönündesmilev toplumdaki önyargıları giderici emek harcamalar ve engellilerin istihdamı mevzusunda kamu ve sorumluluğu bilhassa vurgulanmaktadır.


Bu gün gelinen noktadasmilev engelli istihdamının görünümü genel olarak şudur: Mesele bir yanıyla çok uzun süredir yaşanmış olansmilev müzminleşerek yapısal bir özellik kazanansmilev genel işsizlik problemininin bir parçasıdır. Bir yanı ile kendine Özgü özellikler taşımaktadır. Genel işsizlik problemininin bir parçası olarak getirilecek cevap arayışları bu gerçeği de gözetmek zorundadır. Kendine özgü yanları da örneksiz cevap arayışlarını mecburi kılmaktadır. Bu gün vatanımızda engelli iş gücü içinde işsizlik oranının tam olarak ne olduğu bilinmemektedir. Buna rağmen bu oranın %99'lar dolayında olduğu ifade edilmektedir. Bu oran gerçeği ortalama ifade ediyor dahi olsasmilev probleminin boyutlarını sergilemeye kafi görünmektedir. Bundan dolayısmilev kendine özgü yanlarıyla engelli sorunlarının en mühim boyutlarından birisini oluşturan engellilerin istihdamı problemismilev toplumsal politikanın odağında yer alıp en kısa sürede çözüme kavuşturulmayı beklemektedir.


Engellilerin emek harcaması ve işsizlikten korunması mevzusu bir taraftan internasyonal belgelerde bir taraftan da başta Anayasa olmak suretiyle ulusal mevzuatımızda gereğince işlenmiştir. Bu yöndesmilev ortaya çıkacak hukuksal tanzim etme gereksinimini karşılayacak yeni emek harcamalar elbet dikkatsizlik edilmemelidir. Fakat bu alandaki aslolan problem toplumsal anlayıştansmilev uygulamadaki tutarsızlıklardan lanmaktadır. Bu gün vatanımızda engelliler işi olmayan kalmanın ezikliği içindedirler. üretken ve yaratıcı çabalamasmilev insanca ve onurlu bir yaşam sürdürebilmenin ön koşuludur. Bu sebeple engelli ferdin de topluma uyumundasmilev toplumla bütünleşmesinde bir işe haiz olması büyük ehemmiyet taşır. Engelli fert işi olmayan kalmış olduğu ve yaşamış olduğu topluma üreterek katkıda bulunamadığı için kendini gerçekleştirmemektesmilev ailesine ve topluma yük olmaktadır.





  • Acem kime denir?


  • Aç nedir, kime aç denir?


  • Kültürlü insan kime denir, kimdir?




Nüfusun yüzde 12,29'u engelli


Engellilik Nedir? Engelli Kime Denir?





Türkiye Engelliler Araştırması, çok garip sonuçlar ortaya çıkardı.


Meydana getirilen araştırma, çocuklukta ve gençlikte engelliliğe daha az rastlandığını, yaşlılıkta ise arttığını ortaya koyuyor.


Engelliler İdaresi Başkanlığı'nca meydana getirilen araştırmaya bakılırsa, Türkiye nüfusunun yüzde 12,29'unu engelliler oluşturuyor. Bu oranın yüzde 9.70'ini süreğen hastalığı olanlar, yüzde 2,58'ini ise ortopedik, görme, işitme, dil ve konuşma ile zihinsel engelliler oluşturuyor.

En fazla engelli nüfusun Marmara bölgesinde bulunduğunu ortaya koyan araştırmaya bakılırsa engellilerin pek çok evli, yüzde 37,7'si bekar ve yüzde 1,6'sı boşanmış durumda.


Araştırmanın ileri analizi, çocuklukta ve gençlikte engelliliğe daha az rastlandığını ortaya koyuyor. Doğumla beraber gelen engellilik daha azken, yaşlılıkta engellilik çoğalıyor.

Analizler, engellilerin bir kısmında iki ya da daha çok probleminin bulunduğunu gösteriyor. Buna bakılırsa, bedensel engellilerin yüzde 5,5'inde görme, yüzde 3,2'sinde işitme, yüzde 8,4'ünde konuşma ve yüzde 6,6'sında ise zihinsel engel var. İşitme engeli bulunanların yüzde 34'ünde bununla birlikte konuşma engeli ve konuşma engeli bulunanların yüzde 27'sinde bununla birlikte zihinsel engel bulunmakta.


Okuma yazma bilmeyen engellilerin oranı, okuma yazma bilmeyen genel nüfusun 3 katını oluşturuyor. Engellilerin yüzde 84,2'sinin eğitimi ilköğretim düzeyinde

YüZDE 68'İNİN YAŞADIĞI ÇEVREDE ENGELİNE UYGUN DüZENLEME YOK


Araştırma, genel olarak engelli bireylerin yüzde 68'inin yaşamış olduğu çevrede engeline bağlı herhangi bir tanzim etme bulunmadığını ortaya koyuyor.


Konuşma engellilerin bir tek yüzde 3,1, bedensel engellilerin yüzde 3'ü, görme engellilerin yüzde 2,6'sı, işitme engellilerin yüzde 2,3'ü ve zihinsel engellilerin yüzde 1,8'i yaşadıkları yapı, cadde, sokak ve yollarda engeline uygun olarak bazı düzenlemelerin bulunduğunu ifade ediyor.


Araştırmaya katılanların yüzde 63,9'u zihinsel engellilerin, yüzde 45,9'u konuşma engellilerin “çalışamaz†durumda bulunduğunu belirtirken, görme engellilerin çalışamayacağını düşünenlerin oranı ise yüzde 15,4.


Engellilerin yüzde 55,7'si sıhhat hizmetlerinden yararlanırken, bir tek yüzde 12,27'si eğitim, yüzde 5,9'u bakım ve rehabilitasyon hizmetinden faydalanabiliyor. Engelli bireyler, bazı kurum ve kuruluşlar tarafınca kendisine verilen hizmetlerden yararlanamamasının en mühim sebebi olarak ekonomik yetersizliği gösteriyor.


Engelli bireylerin engel türüne bakılırsa günlük aktivitelerini yerine getiriş şekilleri değerlendirildiğinde, işitme engellilerin yüzde 75,7'si, görme engellilerin yüzde 70,3'ü, bedensel engellilerin yüzde 61,2'si ve konuşma engellilerin yüzde 54,5'i kendi başına hareket edebiliyor. Kendi başına bağımsız hareket etme şartları en kısıtlı olan grubu zihinsel engelliler oluşturuyor.


Günlük aktivitelerini yerine getirirken bir bir başkasına tam bağımlı olanlar, iş yerinin fiziki şartlarından en fazla hastalık duyuyor. Günlük aktivitelerini yerine getirirken bir bir başkasına yarı bağımlı olanların yüzde 46,4'ü, faaliyetlerini bağımsız yapabilenlerin yüzde 24,3'ü iş yerinin fiziki şartlarının uygun olmadığını belirtiyor.






Msn HappySlm dostlar ben Mersin'den Batuna TüM ENGELLİ HAKLARI KORUMA DERNEĞİ Y.KURULU üYESİYİM.

SON ZAMANLARDA üLKEMİZDE ENGELLİLER İÇİN GüZEL HAKLAR VERİLDİ İYİ ÇALIŞMALAR YAPILIYOR.Msn Happy BU DERNEĞİN ÇALIŞMALARI MERSİN BELEDİYELERİ VE TüM KURULUŞLAR TARAFINDAN KABUL GÖRMüŞ KURULUŞTUR. DERNEĞİMİZİN ULAŞIM TEL NUMARASI DERNEK BAŞKANI REFAKETTİN YILDIZ: GSM- 0535 644 66 01 İŞTEL 0324 238 70 89
ADRES: BAHÇE MH 4604 SK NO: 16/D MERSİN

Mailto: batuna33@gmail.com





  • Acem kime denir?


  • Aç nedir, kime aç denir?


  • Kültürlü insan kime denir, kimdir?


Kaynak:msxlabs.org

YORUMLAR

Ad

Anlamı Nedir?,22,Biyoloji Konu Anlatımı,25,Cilt Bakımı,82,Coğrafya Ders Anlatımı,978,Genel,46,Güzel Sözler,16075,Music,1,Ne Nedir?,32164,Resimli Sözler,4111,Saç Sağlığı,119,Sağlık Bilgileri,1596,Soru-Cevap,10236,Sports,1,Tarih Konu Anlatımı,5,Teknoloji,36,Türk Dili ve Edebiyatı Konu Anlatımı,2,
ltr
item
Ders Kitapları Konu Anlatımı: Engellilik Nedir? Engelli Kime Denir?
Engellilik Nedir? Engelli Kime Denir?
http://www.muhteva.com/wp-content/uploads/2017/04/smilev-4.gif
Ders Kitapları Konu Anlatımı
https://ders-kitabi.blogspot.com/2017/05/engellilik-nedir-engelli-kime-denir.html
https://ders-kitabi.blogspot.com/
http://ders-kitabi.blogspot.com/
http://ders-kitabi.blogspot.com/2017/05/engellilik-nedir-engelli-kime-denir.html
true
5083728687963487478
UTF-8
Tüm Yazılar Yüklendi hiçbir mesaj bulunamadı HEPSİNİ GÖR Devamı Cevap Cevabı iptal Silmek Cevabı iptal Home SAYFALARI POST Hepsini gör SİZİN İÇİN ÖNERİLEN ETİKET ARŞİV SEARCH Tüm Mesajlar İsteğinizle eşleşme bulunamadı Ana Sayfaya Dön Pazar Pazartesi Salı Çarşamba Perşembe Cuma Cumartesi Pazar Mon Tue Wed Thu Fri Sat January February March April May June July August September October November December Jan Feb Mar Apr May Jun Jul Aug Sep Oct Nov Dec Şu anda... 1 dakika önce $$1$$ minutes ago 1 saat önce $$1$$ hours ago Dün $$1$$ days ago $$1$$ weeks ago more than 5 weeks ago İzleyiciler Takip et THIS PREMIUM CONTENT IS LOCKED STEP 1: Share to a social network STEP 2: Click the link on your social network Tüm Kodunu Kopyala Tüm Kodunu Seç Tüm kodlar panonuza kopyalanmıştır. Kodları / metinleri kopyalayamıyor, kopyalamak için lütfen [CTRL] + [C] tuşlarına (veya Mac ile CMD + C'ye) basınız Table of Content