Gelenekler geniş anlamıyla bir kuşaktan ötekine geçirilebilen bilgi, tasarım, boş inanç, yaşantı biçimi; daha geniş anlamıyla maddi olmayan ...
Gelenekler geniş anlamıyla bir kuşaktan ötekine geçirilebilen bilgi, tasarım, boş inanç, yaşantı biçimi; daha geniş anlamıyla maddi olmayan kültürdür. Dar anlamda ise, kuşaklar süresince bir toplumun mesela mukaddes yada politik işleri benzer biçimde mühim konulardaki görüşlerdir. Gelenekler sözlü ve yazılı olmak suretiyle iki bölüme ayrılırlar. Tıpkı adetler benzer biçimde, fakat onlardan daha kuvvetli olarak toplumsal yaşamın düzenlenmesinde ve denetlenmesinde mühim rol oynarlar. Nitelikleri bakımından çoğu zaman tutucu olan gelenekler aile, hukuk, din ve siyaset benzer biçimde toplumsal kurumlar üstünde etkilidirler; bilim ve sanat, geleneklerin daha azca tesiri altındadırlar. Ferdin bağlı bulunmuş olduğu grubun yada toplumun geleneklerine karşı çıkması, bu karşı çıkışın derecesine nazaran ferdin toplulukça afarozundan saldırıya uğramasına, hor görülmesinden alaya alınmasına kadar genişleyen tepki türlerinde biçimlenir. Geleneklerin tıpkı örfler benzer biçimde yasalarla belirlenmiş türleri vardır. Yasa, geleneklere ve onlara aykırı davranışlar için verilecek olan cezaları bir ölçüye sokmaya çalışır. Gelenekler, çoğu zaman yasalardan çok daha geniş bir alanı yönetirler. Anane Nedir
Anane , bir toplumda, bir toplulukta çok eskilerden kalmış olmaları dolayısıyla elit tutulup kuşaktan kuşağa iletilen, yaptırım gücü olan kültürel kalıntılar, alışkanlıklar, bilgi, töre ve davranışlar.
Anane terimine toplumsal bilimlerin değişik alt disiplinlerinin yaklaşımları ile geleneksel toplumların yükledikleri anlamlar içinde hem benzerlikler hem de farklılıklar bulunur. Toplumsal bilimler geleneğe toplumların yaşadıkları coğrafya, iklim vb. benzer biçimde dışsal koşullara uyum sağlamak amacıyla türetilmiş, beşeri kaynaklı "inşa"lar, "buluş"lar olarak bakarken geleneksel toplumlar kendi geleneklerinin kaynağını "mit"sel atalar, kahramanlar ve Tanrı benzer biçimde mukaddes da görürler. Toplumsal bilimlerde daha fenomenolojik bir yaklaşımla gelenekleri salt işlevsel özellikleri yönüyle görüp kökenlerini bu işleve bağlayan açıklamaların yanı sıra, gelenekleri belirli bir anlam bütünlüğünü yansıtan fenomenler olarak değerlendiren yazarlar da vardır. Her ne kadar bu yazarlar da geleneğin kaynağını kutsalda görmemekteyseler de onun yalnız işlevsel boyutuna indirgenemeyeceğini iddia etmişlerdir. (bkz. Claude Levi Strauss)Bilhassa Avrupa'da aydınlanma çağı sonunda gelişen Tarih anlayışı ve Tarihselcilik perspektifi geçmişe ilişkin (ve günümüzdeki de) her fikir, anlayış (konsept) ve tavrın kaynağını devrin öteki olgularının bütünselliği içinde aramak yönünde bir eğilimin gelişmesine yol açmıştır. Aydınlanmanın membaı evrimci görüşe kadar giden ilerlemeci tarih perspektifini de geçerli kılan bu perspektif toplumsal bilimlerde hakim görüş olarak varlığını sürdürmektedir.
Anane üç bağlamda ele alınabilir.
İlki geçmiş yaşam biçimlerinin içinde yaşanılan ana taşıdıkları maddi ve manevi değerler bütünüdür. Bu sosyolojik anlamda en fazla rağbet gören izahtır. Beşeri düzlemde toplumu tüm dinamikleri ile inşa eden güçtür.
İkincisi ise geleneğin özünü teşkil etmiş olduğu anlatılan kutsalla olan ilişkiden dolayı geleneğin varlıklı ve mukaddes değerler içeren köklü yanıdır ki, bu anlamda anane ilkinden değişik olarak hem fenomenolojik hem de tanrısal bir yön taşır. bu sosyolojik ve beşeri anlamından çok daha farklıdır.
Üçüncüsü ise geleneğin postmodernist yaklaşımlarla ele alınmasından meydana gelen aletsel, işlevsel kısaca kullanıma açık madde yönüdür. Bu anlamıyla anane bir anlamlar birikimidir (deposodur). Kendisinden her bakımdan yararlanmaya açık bir hinterlandtır. bahsettiğimiz yönü geleneğin dışsal-formel yönüdür ki sanat ve edebiyata etki eden bir başka yön de budur.Geleneklerin Önemi
Bir toplumda, bir toplulukta eskiden kalmış olmaları dolayısıyla elit tutulup kuşaktan kuşağa iletilen, yaptırım gücü olan kültürel kalıntılar, alışkanlıklar, bilgi,
töre ve davranışlar.
Gerçek ya da düşsel bir geçmişle olan sürekliliğin önemini ima ederken, belirli fiil normlarını kutsaÂyan ve öğreten ergonomik ya da uygulamalar bütünü. Bir topluluğun, mevcut toplumsal yapısıÂnı ve kıymet sistemini çok büyük sarsıntılar yaşamadan koruyup devam ettirmek amacıyÂla, kendinden önceki kuşaklardan devraldığı, belli bir dönüşüme uğratarak sonraki nesilleÂre aktardığı, başta inançlar, düşünüşler ve kurumlar olmak suretiyle, her tür toplumsal ergonomik.
Bu çerçeve içinde, bir toplumun gelenekÂleriyle ilgili olanı; geleneğe eski alışkanlıkÂlara dayanan şeyi; çağdaş dünyaya değil de, kadim dünyaya ilişik olanı tanımlamak için geleneksel nitelemesi kullanılır. Buna nazaran, kentli, paracı, çağdaş sanayi topÂlumunun tam zıddı olan cemiyet türüne geleÂneksel cemiyet adı verilmektedir. Bir topluÂmun güncel varoluşunun temelinde olmasıyla birlikte, geleceğinin inşasında da hareket noktası kabul edilen geçmiş yaşantı, deneyim ve alışkanlıkların meydana getirmiş olduğu normaÂtif unsurlara geleneksel kıymet denmektedir. Öte taraftan, iktidarın meşruiyetinin, elde ediliş seçimi ve değişiminin geçmişteki uyguÂlamalara bağlı kılındığı otorite seçimi geleneksel otorite diye tanımlanır.
Gene aynı anlam içinde sözgelimi eğitimde, program, yöntem, ölçme, öğrenci-öğretmen ilişkileri açısından modern eğitime ters düşen, öğrenÂcinin değil de öğretmenin etkin olduğu eğiÂtim anlayışı geleneksel eğitim olarak tanımÂlanır.
Bir nesnenin, bilhassa de canlı bir yaratığın, bir organizmanın belli bir ortamdaki hareket seçimi, canlıların çeşitli durum ve ortamlardaki tepkileri, ferdin içinÂde bulunmuş olduğu organik ya da toplumsal ortamın uyaranlarına tepki gösterme ya da cevap verme biçimi için kullanılan genel terim.Ezoterizmde Anane
Ezoterizm alanında anane, "geçmişte insanlığa çeşitli yollar ve irtibatlarla verilmiş, dinsel, ezoterik, okült, mitolojik ve folklorik (masal, dans vs.) biçimlere bürünerek, sözlü ve yazılı halde, günümüze dek aktarılagelmiş hakiki (hakikatlere ilişik) bilgiler bütünü" olarak tanımlanır. Dolayısıyla, bu kapsamlı anlamıyla anane, ezoterizmde örf, tane, töre ile ya da mitoloji ile eş anlamlı sayılmamakta, fakat bunlarda bulunan derin detayları-bilgileri de içermektedir.
Terimi bu anlamda kullanan yazarlardan en tanınmışı ezoterizm üstüne birçok yapıtı bulunan René Guénon'dur. Gelenekçiliğin öncülerinden biri olarak kabul edilir.Edebiyat ve Anane
Anane, bir toplumda çok eskilerden kalmış olmaları dolayısıyla elit tutulup kuşaktan kuşağa aktarılan, yaptırım gücü olan kültürel kalıntılar, alışkanlıklar, bilgi, töre ve davranışlardır. Anane, genel olarak üç bağlamda ele alınabilir. İlki geçmiş yaşam biçimlerinin içinde yaşanılan ana taşıdıkları maddî ve manevî değerler bütünüdür, ikincisi ise geleneğin özünü teşkil etmiş olduğu anlatılan kutsalla olan ilgiden dolayı geleneğin varlıklı ve kutsi değerler ihtiva eden köklü yanıdır. Üçüncüsü ise, geleneğin kendinden her türlü istifadeye açık olan anlamlar rezervi yönüdür. Sanat ve edebiyata da bu yön tesir etmektedir.
Anane, yazılı metin hâline getirilmiş, etkisi altına alan eserlerin intikaliyle ilgilidir. Geleneğin anane hâline iyi mi geldiği mevzusu üstünde bir çok münakaşa yapılmıştır. Toplumsal bilimcilerin bu münakaşa sonucunda geleneğin anane hâlini alabilmesi için minimum üç kuşağın geçmesi icap ettiğini söyledikleri silinmektedir. Bu kuşakların yaşadıkları sürenin uzunluğu ve kısalığı konumuzla direkt ilgili değildir. İnsanlar, birikimlerini, hayatlarında kıymet verdikleri, kendileri için mühim unsurları gelecek kuşaklara aktarmak istemişlerdir devamlı, insan topluluklarının bu şekilde bir yol izlemesi organik olarak bazı unsurların insan için anlamının değişik olması sonucunu doğurmuştur. İşte anane de bu şekilde bir birikmenin, anlamlı bir yığılmanın sonucudur. Geleneğe yalnız bu özelliği dolayısıyla "şimdideki geçmiş"tir diyebiliriz. Şimdiyi yaşayan insanoğlu, şimdinin içine bakarak geçmişi, geçmişten belli unsurların yardımıyla birikerek geleceğe ulaşan anlam bölümlerini görebilir.
Geleneğin klasik tanımında da belirtildiği benzer biçimde "insan eylemlerinin fikir ve muhayyile vasıtasıyla yaratılmış olan ve bir kuşaktan diğerine intikâl eden şey"lerin bütünüdür. Edebiyat alanında da organik olarak birikmenin bulunduğunu söylemeliyiz. Metinlerin geçmiş metinlerle karşılıklı alış verişe doğal olarak tutulduğu günümüz edebiyatlarında bile anane, metnin biriken anlam deposu olarak görülmektedir. Bu anlam deposunu örtük ya da açık kullanan ozan ve yazarların, geçmişe atıflar yaparak eserlerini ördüklerini söylemeliyiz. Bilhassa gelenekle en sıkı fıkı olabilen ozan, geleneğe kendince yaslanarak eserini kurabilmektedir.
Geleneğin tahrifi, bireyselliğin çiçeklenmesine yol açmıştır. Bireyselliğin ortaya çıkmasıyla beraber, kolektif bir şuuraltı olan geleneğin gözden düşmesine, gelecek kuşaklara daha azca coşkuyla aktarılmasına niçin olmaktadır. Gelenekle irtibatını koparmaya çalışan çağdaş insanoğlunun ilgisinin histerik bir şekilde "şimdi"yle ilgili olması da geleneğin dağılmayı engelleyici yönünü yavaş yavaş yitirdiğini işaretlemektedir. Köksüzlüğün büyük bir erdem kabul edilmiş olduğu, yeniliğin baş döndüren tüm yanlarını kıymetli kabul edenlerin edebiyatla olan ilgileri de sınırı olan kalacaktır.
Edebî eserler de "geçmiş"le bir halde bağlantı oluşturmak zorundadır. Yönünü geleceğe doğru çizmiş bir edebiyatın geçmişten neler alabileceği şaşırtıcı bir mevzudur. Geçmiş, donuk, saf, temiz bir durumda yer almaz. Geçmişle ilişkiye geçen bir ozan, onda kendine özgü bir araştırma alanı açar. Bu alandan kalkarak da eserinde geleneği temsil ettiğini inanılmış olduğu vakalara, laflara telmihte bulunur.Türkiye'nin Anane ve Görenekleri Nedir
Kurban Anane ve Görenekleri
1-Vatani görevini yapmış olup evladı ulaşınca, babası tarafınca kurban kesilir
2-Yeni ev yapılırken temel atıldıktan sonrasında kurban kesilir
3-Herhangi bir dileğin kabul olması için adak adanır ve kurban kesilir
4-Yağmur duasında ziyaret yerlerine gidilince kubanlar kesilir, dualar edilir
5-Cemlerimizde yakarma sonrası kurbanlar kesilir, lokmalar dağıtılır
6-Kurban bayramlarında düzgüsel olarak kurban kesilir.Düğün Anane ve Görenekleri
1-Allahın emri ile kız tarafına dünür gidilir
2-Kahve içmenin arkasından söz yüzükleri takılır Ne alınıp ne alınmayacağı konuşulur
3-Belli bir süre sonrasında nişanlık olarak gün yapılır
4-Düğün öncesinden dünürler âDÜZGÜNâ diye tabir edilen günde, gelinle ve damata ev kurabilmeleri için eşyalar alınır
5-Düğün başlarken delikanlılar selavatlar eşliğinde bayrak dikme töreni yaparlar
âTürk Bayrağı, uzun bir sopa ucuna takılış kuru soğana âyüzellik’ (nazardan koruyucu) tutturularak süslenir ve dikilirâ
6-Damadın yanına âSAÄDIÇâ(Bayraktar) tutulur Çoğu zaman mehel (uygun) görmüş olduğu akrabası seçilir Sağdıçlık meydana getirecek şahıs genç ve bekar olmalıdır
7-Damat ve Sağdıça düğün esnasında âAL-YEŞİLâ ipekten örtü çapraz olarak bağlanır (AL=Hz Hüseyin’i, YEŞİL=Hz Hasan’ı temsil eder)
8-Eskiden köy düğünlerinde cirit oyunları, at yarışları, güreşler düzenlenir düğüne ayrı bir hava katardı
9-Uzak köylerden gelen akrabalar-misafirler ağırlanır, evden eve gezerler Düğüne ilk gelirken silahla havaya kurşun sıkarak geldiğini haber verir, bunu gören davul ve zurnacı karşılamaya gider, düğün evine misafiri getirir ve karşılığındada bahşişle ödüllendirilirler
10-Eskiden düğün evine damatlık odunu elenği vardı Düğün evine ilk odunu getiren şahıs öldüllendirilirdi
11-Eskiden köyden köye kız vermelerde, köy çıkışında köyün delikanlıları tarafınca temsili yol kesilir, eğlence için bahşiş ve koç istenirdi
12-Düğünlerde halay çeken gençlere akrabaları tarafınca âEBEDEâ çevrilirdi (EBEDE: Çatak uçlu bir dal parçasının uçlarına elma, sigara, para, bisküvi vb yiyeceklerle süslenip üzerine örtü örtülmüş armağan)
13-Her düğünde damatlar selavatlar eşliğinde yıkanmaya ***ürülür Gene selavatlar eşiliğinde sağdıçın evine getirilir.Askerlik Anane ve Görenekleri
Askerlik çağına gelen gençler, son günlerini komşu ve akraba ziyaretlerinde bulunarak geçirirler Son akşam Kuran okutulur yiyecek ikram edilir İsteyenler gençleri biriktirerek eğlence düzenlerler Askere gidecek gencin cebine yolluk konulur Bu eski bir adettir Davul zurnalar eşliğinde ve konvoyla gençler otobüs terminaline götürülür Orada otobüse binene kadar asker arkadaşlarının kucağında göç eder Binmiş olduğu otobüse orada tur attırılarak peygamber ocağına gönderilirler.Bayramlarla İlgili Anane ve Göreneklerimiz
Arife gününe et pazarı adı verilir O gün insanoğlu çarşıdan bayramlık gereksinimlerini temin ederler İkindi namazından sonrasında mezarlık ziyaret edilir ve Kuran okunması mümkün Sonrasında bayram için hazırlıklar adım atar Bayram bölgeleri temizlenir, bayramlık et vs alınır Bayram namazından sonrasında caminin önünde tüm köyün erkekleri bayramlaşır Köylü öğlene doğru toplanırlar, bayram komşu köydeyse oraya gidilir Kendi köyümüzde ise komşu köyleri karşılamaya hazırlanılır.
YORUMLAR