Merkür Güneş sisteminde, güneşe 58 milyon km mesafeyle en yakın ve 4.878 km çap ile Plüton'dan sonraki en küçük gezegendir. Güne...
Merkür
Güneş sisteminde, güneşe 58 milyon km mesafeyle en yakın ve 4.878 km çap ile Plüton'dan sonraki en küçük gezegendir.
Güneş çevresindeki dolanımını 48 km/sn hızla 88 günde tamamlayarak en hızlı dolanan gezegen konumundadır. Kendi ekseni çevresindeki dönme hızı son derece düşüktür ve Merkür'ün 1 günü yaklaşık 180 dünya gününe eşittir.
Yüzey sıcaklığı -170 ile 400 oC arasındadır. Merkür yüzeyine en fazla meteorit çarpan gezegendir, bu nedenle Merkür'ün yüzeyi büyük ölçüde Ay'ın yüzeyi gibi kraterlerle kaplıdır. Yüzlerce km uzunluğunda yılankavi izler saptanmıştır. Bazı bilim adamları Merkür'ün çekirdeğinin önceden eriyik demirden oluştuğunu, bu çekirdeğin soğuyarak katılaşmasından sonra da yüzeyin kilometrelerce büzüldüğünü, bunun sonucunda da kabuk katmanında uzun kıvrımların ortaya çıktığını ileri sürerler. Merkür'ün yakınlarında manyetik bir alanın varlığı bu gezegeninde tıpkı dünya gibi büyük bir demir çekirdeğe sahip olduğunu düşündürmüştür. Merkür'ün atmosferi oldukça önemsizdir ve yerçekimi o kadar zayıftır ki, atmosferinde önemli miktarda gaz tutunamaz.
Yörünge Özellikleri
Gözlem Özellikleri
Fiziksel Özellikler
Güneş sisteminde, güneşe 58 milyon km mesafeyle en yakın ve 4.878 km çap ile Plüton'dan sonraki en küçük gezegendir.
Güneş çevresindeki dolanımını 48 km/sn hızla 88 günde tamamlayarak en hızlı dolanan gezegen konumundadır. Kendi ekseni çevresindeki dönme hızı son derece düşüktür ve Merkür'ün 1 günü yaklaşık 180 dünya gününe eşittir.
Yüzey sıcaklığı -170 ile 400 oC arasındadır. Merkür yüzeyine en fazla meteorit çarpan gezegendir, bu nedenle Merkür'ün yüzeyi büyük ölçüde Ay'ın yüzeyi gibi kraterlerle kaplıdır. Yüzlerce km uzunluğunda yılankavi izler saptanmıştır. Bazı bilim adamları Merkür'ün çekirdeğinin önceden eriyik demirden oluştuğunu, bu çekirdeğin soğuyarak katılaşmasından sonra da yüzeyin kilometrelerce büzüldüğünü, bunun sonucunda da kabuk katmanında uzun kıvrımların ortaya çıktığını ileri sürerler. Merkür'ün yakınlarında manyetik bir alanın varlığı bu gezegeninde tıpkı dünya gibi büyük bir demir çekirdeğe sahip olduğunu düşündürmüştür. Merkür'ün atmosferi oldukça önemsizdir ve yerçekimi o kadar zayıftır ki, atmosferinde önemli miktarda gaz tutunamaz.
Yörünge Özellikleri
- Yarı büyük eksen 57.910.000 km. 0,387 A.B.
- Günberi 46.000.000 km. 0,307 A.B.
- Günöte 69.820.000 km. 0,467 A.B.
- Yörünge dışmerkezliği 0,206
- Yörünge eğikliği 7o
- Dolanma süresi87,97 gün 0,241 yıl
- Kavuşum süresi 115,9 gün
- Yörünge hızı
- en yüksek 58,98 km/saniye
- ortalama 47,87 km/saniye
- en düşük 38,86 km/saniye
Gözlem Özellikleri
- Görünür parlaklık
- en yüksek -1,9
- en düşük +2,6
- Yer'e en yakın konumda
- Yer'e Uzaklık 77.300.000 km. 0,52 A.ü.
- Görünür çap13 ark saniye
- Yer'e en uzak konumda
- Yer'e Uzaklık221.900.000 km. 1,48 A.ü.
- Görünür çap4,5 ark saniye
Fiziksel Özellikler
- Ekvator çapı: 4879,4 km. (0,38 x Yer)
- Basıklık 0
- Hacim 0,0562 x Yer
- Kütle 0,0553 x Yer
- Yoğunluk 5,43 g/cm3 (0,98 x Yer)
- Eksen eğikliği 0 o
- Dönme süresi 58,65 gün
- Yerçekimi 3,7 m/s2 (0,38 x Yer)
- Kurtulma hızı 4,43 km/saniye (0,39 x Yer)
- Beyazlık
- (albedo)0,11
- Yüzey sıcaklığı
- en yüksek 730 K (457oC)
- ortalama 440 K (167oC)
- en düşük 100 K (-173oC)
Gezegenler
Gezegenler hakkında bilgi var mı? Gezegenler nelerdir?
Merkür'ün Etkileri - Başak
Merkür güneş sistemindeki en küçük ikinci gezegendir ve güneşe en yakın olan gezegen olma unvanını taşır. Güneşe olan ortalama uzaklığı 57.9 milyon kilometredir. Çapı çok küçük olmasına rağmen(4878 kilometre), çapına göre büyük bir çekirdeği vardır. Bu çekirdeğin %65'i demirden oluşmuştur. Fakat çekim gücü çok yüksek değildir, oluşturduğu manyetik alan yaklaşık olarak dünyadakinin 100/1'i kadardır. Güneşe en yakın gezegen olmasından dolayı gündüz sıcaklığı 427 C° 'ye kadar ulaşır. Bir atmosferi olmadığı için bu sıcaklığı tutamaz ve geceleri sıcaklığı -173 C° 'ye kadar iner. Merkür güneşe yakın olduğu için gün doğumunda ve gün batımında çıplak gözle güneşin yanında parlak bir yıldız gibi gözlenebilir. Merkür ilk olarak 1974 yılında Mariner 10 adlı uzay sondası ile incelenmiştir. Yapılan incelemeler sonucunda Merkür ile ilgili kesin olmasa da büyük bulgular elde edilmiştir. Bu inceleme sayesinde Merkür gezegeninde su ve hayat olmadığı kesin olarak tespit edilmiştir.
Merkür'ün yüzeyi derin kraterlerle kaplıdır. Bunun nedeni bir atmosferinin olmayışıdır. Ay'da da olduğu gibi atmosferi olmayan Merkür yüzeyine sayısız meteor çarpmış ve irili ufaklı derin kraterler oluşmasına neden olmuştur. Merkür yüzeyinin teleskoplarla net bir şekilde incelenmesi zordur. Fakat Mariner 10 uzay sondasının göndermiş olduğu resimler sayesinde yüzeyi hakkında bilgi edinilmiş ve buna bağlı olarak iç yapısı hakkında tahminlerde bulunulmuştur. Çoğunlukla çarpma ve volkan kraterlerinden oluşmuş yüzeyde büyük ve geniş ovalar da yer almaktadır.
Özellikleri:
Güneşe Olan Uzaklığı 57.900.000 km
Yarı Çapı 2438 km
Kütlesi 0.33 x 10 24 kg
Yoğunluğu 5427 kg/m3
Atmosferik Basınç yok
Sıcaklığı +423 C° , -183 C°
Görünür Parlaklığı -1.2 m
Güneş Etrafında Dönme Süresi 88 gün
Kendi Ekseninde Dönme Süresi 59 gün
Dönme Hızı 47.87 km/sn
Merkür
Temel Britannica
Merkür, Güneş çevresinde dolanan dokuz büyük gezegenden Güneş'e en yakın olanıdır. Utarit olarak da adlandırılan ve Güneş'ten ortalama uzaklığı 58 milyon km olan Merkür, Güneş'in çevresindeki bir tam dolanımını yalnızca 88 günde tamamlar, yani Dünya'nın yanından geçtikten 116 gün sonra onu tekrar yakalar. İki buluşma arasında geçen bu süreÂye astronomide kavuşum süresi denir. MerÂkür'ün kendi çevresinde dolanan herhangi bir doğal uydusu yoktur.
Merkür Güneş'e çok yakın olduğundan, Dünya'dan bakıldığında hep Güneş'in yakınÂlarında bir yerde görülür. Bu nedenle bu gezegeni gündoğumu sırasında Güneş'ten heÂmen önce doğan bir sabah yıldızı ya da günbatımında Güneş'ten hemen sonra batan bir akşam yıldızı olarak görebiliriz. Merkür her zaman ufuk çizgisinin yakınlarında yer alır; ufuğa yakın yerlerde Dünya atmosferi daha kaim olduğundan, Merkür'ün çoğu ayÂrıntısı kolayca seçilemez. Güneş'e Dünya'dan daha yakın olduğundan Merkür, Dünya'dan bakıldığında birbirini izleyen değişik biçimlerÂde görülür; evre denen bu biçim değişiklikleÂri, Ay'ın evrelerine benzer. Merkür Dünya'ya yakınken ya hiç görülmez ya da Ay'ın görüÂnür büyüklüğünden yaklaşık 180'de l'i büyüklüğünde ince bir hilal biçiminde görülür. Dünya'dan en uzak konumunda ise tüm yuvarlaklığı görülür, ama bu evresinde olduÂğunun yansı büyüklüğünde izlenir.
Bütün bu nedenlerden ötürü Merkür, gözlemlenmesi son derece güç bir gezegendir. Eski uygarlıklar Merkür'ün oldukça hızlı haÂreket ettiğinin farkındaydılar, bu yüzden de Eski Yunanlılar ona tanrılarının çalışkan haÂbercisi Hermes'in adını verdiler; gezegenin bugünkü adı olan Merkür, Hermes'in Roma mitolojisindeki adıdır.
Ortalama çapı 4.878 km olan Merkür, Güneş sistemindeki dokuz büyük gezegenin en küçüğüdür. (Plüton Merkür'den daha küçük olabiÂlir, ama bu henüz kesin olarak belirlenememiştir.) Büyüklüğüne ve kütlesine bakıldığınÂda, Merkür'ü gezegen olarak tanımlamak bile oldukça güçtür; çünkü bu gökcismi Dünya' mn uydusu olan Ay'dan biraz büyük, Jüpiter' in uydusu Ganymedes'ten ve Satürn'ün uydusu Titan'dan daha küçüktür. Merkür'ün kütlesi Dünya'nınkinin 1/18'i kadardır, ama yoğunluğu suyun yoğunluğunun 5,44 katıdır. Bu nedenle yüzeÂyindeki kütle çekimi oldukça büyüktür (Dünya'daki yerçekiminin yaklaşık 2/5'i kadar); öyle ki, Merkür'ün kütle çekimi kendisinin neredeyse bir buçuk katı olan Mars'ınkiyle aynıdır.
Bilindiği kadarıyla Merkür'de canlıların yaÂşayabilmesini olanaklı kılacak koşullar bulunÂmamaktadır. Çünkü gezegenin Güneş'e döÂnük yüzünde sıcaklık, 400°C'ye kadar çıkar, buna karşılık karanlık yüzünde - 173°C'ye kadar düşer. Eskiden Merkür'ün Güneş çevÂresindeki dolanım süresi (88 gün) ile kendi ekseni çevresindeki dönme süresinin aynı olduğu ve bu nedenle hep aynı yüzünün Güneş'e dönük kaldığı sanılırdı. Bu, Merkür'ün bir yüzünün hep aydınlık ve fırın kadar sıcak, öteki yüzünün ise hep karanlık ve donduÂrucu derecede soğuk olduğu anlamına geliyorÂdu. Ama 1960'larda radarla yapılan deneyler ve ilk kez 1973'te fırlatılan ABD uzay sondası Mariner 10'un topladığı bilgilerle, Merkür'ün kendi ekseni çevresindeki bir tam dönüşünü 59 günde tamamladığı anlaşıldı. Bu süre, gezegenin Güneş'in çevresindeki dolanÂma süresinin üçte ikisi kadardır; demek ki Merkür, iki "Merkür yılında" ancak üç kez kendi ekseni çevresinde dönmektedir. MerÂkür'ün Güneş çevresindeki yörünge düzlemi, öbür gezegenlerin yörünge düzlemleriyle olÂdukça değişik bir açıyla kesişir. Bütün bu olgular oldukça ilginç sonuçlara yol açar. Merkür'de bir "gün"ün uzunluğu (iki Güneş doğuşu arasında geçen süre), 176 Dünya gününe eşittir. Eğer, bu gezegenin üzerindeki bir noktada ayakta duruyor olabilseydiniz, Güneş'in doğduğunu, gökyüzünde yükseldiğiÂni, belirli bir noktada durduğunu, sonra ters yönde yol aldığını, bir süre sonra gene durduÂğunu ve tekrar ters yönde hareket edip öbür ufuktan battığını görürdünüz. Merkür'ün yüÂzeyindeki başka bir noktada duran arkadaşıÂnız da, aynı süre içinde belki iki kez gündoğumuna ve iki kez de günbatımına tanık olabiÂlirdi.
Merkür'ün çevresinde ince bir atmosfer vardır; bu atmosferin hidrojen, helyum ve neon gazlarından oluştuğu belirlenmiştir. Bu gazların, Güneş'ten gelen ve "güneş rüzgârı" denen parçacık akıntılarından landığı sanılmaktadır. Merkür'ün ayrıca bir magnetik alanı vardır; bunun yakınındaki Güneş'in etÂkisiyle oluştuğu düşünülmektedir.
Merkür'ün yüzeyinde, Ay'ın yüzeyindeki-lere benzeyen kraterler, düzlükler, vadiler, dik yarlar, sırtlar ve dağlar yer alır. Kraterler, temel olarak meteoritlerin gezegenin yüzeyiÂne çarpması sonucunda oluşmuştur.
Merkür'ün devinimi çok yakınındaki GüÂneş'in çok büyük olan kütleçekiminin etkisi altındadır, bu nedenle gezegenin yörüngesinÂde değişiklikler ortaya çıkar. Yani Merkür, beklenen yörüngesini izlemez. Astronomi bilÂginleri bundan 200 yıl önce gezegenin bekleÂnen yörüngesi ile gerçek yörüngesi arasındaki hemen hemen bütün farkları incelemişler, buna yol açan Güneş'in kütleçekim etkisini dikkate alarak yeni yeni hesaplar yapmışlar, ama bir türlü gerçek hareketin formülünü bulamamışlardı; hesaplanan yörünge ile gerÂçek yörünge arasında küçük de olsa hep bir fark kalmıştı. Merkür, yörüngesinin üzerindeÂki bir noktada astronomi bilginlerinin hesapÂladığı konumdan 40 saniyelik bir yay açısı kadar (bir derecenin l/90'ı kadar) sapmaktayÂdı. Büyük bilim adamı Albert Einstein 1915'te geliştirdiği genel görelilik kuramiyla bu problemi çözdü; bu kurama göre, ışık enerjisi kütlenin eşdeğeriydi ve tıpkı kütle gibi kütleçekiminden etkileniyordu. Yani Merkür'ün yansıttığı ışık ışınları da Güneş'in yakınından geçerken onun kütleçekiminin etÂkisiyle sapıyor ve Dünya'ya öyle ulaşıyordu. Dünya'dan Merkür'e gönderilen radar sinyalÂleri de Güneş'in yakınlarından geçerken yolÂlarından sapıyordu. Gerçekten de bu durum dikkate alınarak yapılan hesaplar sonucunda Merkür'ün beklenen yerde olduğu ortaya çıktı.
Temel Britannica
Merkür'e İlişkin Bilgiler
Güneşten ortalama uzaklık: 58 milyon km
Yıl uzunluğu: 87,97 Dünya günüEkseni üzerindeki dönme periyodu: 58,65 Dünya günü
Çap: 4.878 km
Kütle: 0,055 (Dünya = 1)
Özgül ağırlık: 5,44 (su = 1)
Yüzeyindeki ortalama çekim kuvveti: 0,38 (Dünya=1)
Ortalama yüzey sıcaklığı: Güneş ışığı alan yüzünÂde 400°C, karanlık yüzünde -173°C
Merkür, Güneş çevresinde dolanan dokuz büyük gezegenden Güneş'e en yakın olanıdır. Utarit olarak da adlandırılan ve Güneş'ten ortalama uzaklığı 58 milyon km olan Merkür, Güneş'in çevresindeki bir tam dolanımını yalnızca 88 günde tamamlar, yani Dünya'nın yanından geçtikten 116 gün sonra onu tekrar yakalar. İki buluşma arasında geçen bu süreÂye astronomide kavuşum süresi denir. MerÂkür'ün kendi çevresinde dolanan herhangi bir doğal uydusu yoktur.
Merkür Güneş'e çok yakın olduğundan, Dünya'dan bakıldığında hep Güneş'in yakınÂlarında bir yerde görülür. Bu nedenle bu gezegeni gündoğumu sırasında Güneş'ten heÂmen önce doğan bir sabah yıldızı ya da günbatımında Güneş'ten hemen sonra batan bir akşam yıldızı olarak görebiliriz. Merkür her zaman ufuk çizgisinin yakınlarında yer alır; ufuğa yakın yerlerde Dünya atmosferi daha kaim olduğundan, Merkür'ün çoğu ayÂrıntısı kolayca seçilemez. Güneş'e Dünya'dan daha yakın olduğundan Merkür, Dünya'dan bakıldığında birbirini izleyen değişik biçimlerÂde görülür; evre denen bu biçim değişiklikleÂri, Ay'ın evrelerine benzer. Merkür Dünya'ya yakınken ya hiç görülmez ya da Ay'ın görüÂnür büyüklüğünden yaklaşık 180'de l'i büyüklüğünde ince bir hilal biçiminde görülür. Dünya'dan en uzak konumunda ise tüm yuvarlaklığı görülür, ama bu evresinde olduÂğunun yansı büyüklüğünde izlenir.
Bütün bu nedenlerden ötürü Merkür, gözlemlenmesi son derece güç bir gezegendir. Eski uygarlıklar Merkür'ün oldukça hızlı haÂreket ettiğinin farkındaydılar, bu yüzden de Eski Yunanlılar ona tanrılarının çalışkan haÂbercisi Hermes'in adını verdiler; gezegenin bugünkü adı olan Merkür, Hermes'in Roma mitolojisindeki adıdır.
Merkür'ün Yapısı
Ortalama çapı 4.878 km olan Merkür, Güneş sistemindeki dokuz büyük gezegenin en küçüğüdür. (Plüton Merkür'den daha küçük olabiÂlir, ama bu henüz kesin olarak belirlenememiştir.) Büyüklüğüne ve kütlesine bakıldığınÂda, Merkür'ü gezegen olarak tanımlamak bile oldukça güçtür; çünkü bu gökcismi Dünya' mn uydusu olan Ay'dan biraz büyük, Jüpiter' in uydusu Ganymedes'ten ve Satürn'ün uydusu Titan'dan daha küçüktür. Merkür'ün kütlesi Dünya'nınkinin 1/18'i kadardır, ama yoğunluğu suyun yoğunluğunun 5,44 katıdır. Bu nedenle yüzeÂyindeki kütle çekimi oldukça büyüktür (Dünya'daki yerçekiminin yaklaşık 2/5'i kadar); öyle ki, Merkür'ün kütle çekimi kendisinin neredeyse bir buçuk katı olan Mars'ınkiyle aynıdır.
Bilindiği kadarıyla Merkür'de canlıların yaÂşayabilmesini olanaklı kılacak koşullar bulunÂmamaktadır. Çünkü gezegenin Güneş'e döÂnük yüzünde sıcaklık, 400°C'ye kadar çıkar, buna karşılık karanlık yüzünde - 173°C'ye kadar düşer. Eskiden Merkür'ün Güneş çevÂresindeki dolanım süresi (88 gün) ile kendi ekseni çevresindeki dönme süresinin aynı olduğu ve bu nedenle hep aynı yüzünün Güneş'e dönük kaldığı sanılırdı. Bu, Merkür'ün bir yüzünün hep aydınlık ve fırın kadar sıcak, öteki yüzünün ise hep karanlık ve donduÂrucu derecede soğuk olduğu anlamına geliyorÂdu. Ama 1960'larda radarla yapılan deneyler ve ilk kez 1973'te fırlatılan ABD uzay sondası Mariner 10'un topladığı bilgilerle, Merkür'ün kendi ekseni çevresindeki bir tam dönüşünü 59 günde tamamladığı anlaşıldı. Bu süre, gezegenin Güneş'in çevresindeki dolanÂma süresinin üçte ikisi kadardır; demek ki Merkür, iki "Merkür yılında" ancak üç kez kendi ekseni çevresinde dönmektedir. MerÂkür'ün Güneş çevresindeki yörünge düzlemi, öbür gezegenlerin yörünge düzlemleriyle olÂdukça değişik bir açıyla kesişir. Bütün bu olgular oldukça ilginç sonuçlara yol açar. Merkür'de bir "gün"ün uzunluğu (iki Güneş doğuşu arasında geçen süre), 176 Dünya gününe eşittir. Eğer, bu gezegenin üzerindeki bir noktada ayakta duruyor olabilseydiniz, Güneş'in doğduğunu, gökyüzünde yükseldiğiÂni, belirli bir noktada durduğunu, sonra ters yönde yol aldığını, bir süre sonra gene durduÂğunu ve tekrar ters yönde hareket edip öbür ufuktan battığını görürdünüz. Merkür'ün yüÂzeyindeki başka bir noktada duran arkadaşıÂnız da, aynı süre içinde belki iki kez gündoğumuna ve iki kez de günbatımına tanık olabiÂlirdi.
Merkür'ün çevresinde ince bir atmosfer vardır; bu atmosferin hidrojen, helyum ve neon gazlarından oluştuğu belirlenmiştir. Bu gazların, Güneş'ten gelen ve "güneş rüzgârı" denen parçacık akıntılarından landığı sanılmaktadır. Merkür'ün ayrıca bir magnetik alanı vardır; bunun yakınındaki Güneş'in etÂkisiyle oluştuğu düşünülmektedir.
Merkür'ün yüzeyinde, Ay'ın yüzeyindeki-lere benzeyen kraterler, düzlükler, vadiler, dik yarlar, sırtlar ve dağlar yer alır. Kraterler, temel olarak meteoritlerin gezegenin yüzeyiÂne çarpması sonucunda oluşmuştur.
Merkür ve Görelilik
Merkür'ün devinimi çok yakınındaki GüÂneş'in çok büyük olan kütleçekiminin etkisi altındadır, bu nedenle gezegenin yörüngesinÂde değişiklikler ortaya çıkar. Yani Merkür, beklenen yörüngesini izlemez. Astronomi bilÂginleri bundan 200 yıl önce gezegenin bekleÂnen yörüngesi ile gerçek yörüngesi arasındaki hemen hemen bütün farkları incelemişler, buna yol açan Güneş'in kütleçekim etkisini dikkate alarak yeni yeni hesaplar yapmışlar, ama bir türlü gerçek hareketin formülünü bulamamışlardı; hesaplanan yörünge ile gerÂçek yörünge arasında küçük de olsa hep bir fark kalmıştı. Merkür, yörüngesinin üzerindeÂki bir noktada astronomi bilginlerinin hesapÂladığı konumdan 40 saniyelik bir yay açısı kadar (bir derecenin l/90'ı kadar) sapmaktayÂdı. Büyük bilim adamı Albert Einstein 1915'te geliştirdiği genel görelilik kuramiyla bu problemi çözdü; bu kurama göre, ışık enerjisi kütlenin eşdeğeriydi ve tıpkı kütle gibi kütleçekiminden etkileniyordu. Yani Merkür'ün yansıttığı ışık ışınları da Güneş'in yakınından geçerken onun kütleçekiminin etÂkisiyle sapıyor ve Dünya'ya öyle ulaşıyordu. Dünya'dan Merkür'e gönderilen radar sinyalÂleri de Güneş'in yakınlarından geçerken yolÂlarından sapıyordu. Gerçekten de bu durum dikkate alınarak yapılan hesaplar sonucunda Merkür'ün beklenen yerde olduğu ortaya çıktı.
Merkür'ü Göktaşı Yoldan Çıkarmış
Güneş'e en yakın olan gezegenin yörüngesindeki düzensizlik göktaşından lanıyor.
Bilimadamları, Merkür'ün yörüngesinin düzensizliğine Güneş'e en yakın bu gezegene büyük bir göktaşının çarpmasının yol açtığını düşünüyorlar.
Merkür'ün önceden bir tarafı anormal sıcak, diğer tarafı soğuk vaziyette Güneş'e daima bir yüzü dönük şekilde döndüğüne ve bir Merkür gününün gezegenin bir yılıyla aynı olduğuna inanırken, gezegenin radar taramaları bunun böyle olmadığını ve gezegenin Güneş çevresindeki her iki turunda üç kez "yörünge çizgisinden saptığını" gösterdi.
Astronomlar, aynı güç Ay'ın Dünya'nın karşısında tek bir yüzü dönük yörüngeye oturturken, Merkür'ün neden Güneş'in yoğun çekim gücü karşısında "kilitli bir yörüngede" kalmadığı sorusu karşısında önce tereddüt ederken, sonra bunun sorumlusunun büyük bir göktaşı olabileceğini düşünmeye başladılar.
Bilimadamları küçük gezegenin yüzeyinde büyük bir krater veya düzlük oluşturacak kadar büyük bir göktaşının çarpması sonucu Merkür'ün "titrek" yörüngesinin ortaya çıkmış olabileceğine işaret ediyorlar.
Kaynak:AA/Nature Geoscience(13 Aralık 2011,15:25)
Güneş'e en yakın olan gezegenin yörüngesindeki düzensizlik göktaşından lanıyor.
Bilimadamları, Merkür'ün yörüngesinin düzensizliğine Güneş'e en yakın bu gezegene büyük bir göktaşının çarpmasının yol açtığını düşünüyorlar.
Merkür'ün önceden bir tarafı anormal sıcak, diğer tarafı soğuk vaziyette Güneş'e daima bir yüzü dönük şekilde döndüğüne ve bir Merkür gününün gezegenin bir yılıyla aynı olduğuna inanırken, gezegenin radar taramaları bunun böyle olmadığını ve gezegenin Güneş çevresindeki her iki turunda üç kez "yörünge çizgisinden saptığını" gösterdi.
Astronomlar, aynı güç Ay'ın Dünya'nın karşısında tek bir yüzü dönük yörüngeye oturturken, Merkür'ün neden Güneş'in yoğun çekim gücü karşısında "kilitli bir yörüngede" kalmadığı sorusu karşısında önce tereddüt ederken, sonra bunun sorumlusunun büyük bir göktaşı olabileceğini düşünmeye başladılar.
Bilimadamları küçük gezegenin yüzeyinde büyük bir krater veya düzlük oluşturacak kadar büyük bir göktaşının çarpması sonucu Merkür'ün "titrek" yörüngesinin ortaya çıkmış olabileceğine işaret ediyorlar.
Kaynak:AA/Nature Geoscience(13 Aralık 2011,15:25)
Merkür'ün Kutuplarında Su Buzu Olabilir mi?
Gezegenin yüzeyindeki ısının 400 santigrada ulaşmasına rağmen, Merkür'ün kutuplarındaki bazı kraterler daimi olarak gölgede bulunduğu için, bu alanların "soğuk kapanlar"a dönüştüğü kaydedildi.
Daha önceki uzay çalışmalarında, Merkür'ün kutupları yakınında, radarı güçlü bir şekilde yansıtan ve buz olduğunu düşündüren tabakalar saptanmıştı.Şimdiyse Messenger uzay aracı, bu parlak tabakaların tam da gölge altındaki kraterlere denk düştüğünü ortaya çıkardı.
Messenger, 1970'lerdeki Mariner 10'dan bu yana, güneşe en yakın olan gezegene giden tek uzay aracı oldu. Messenger, Merkür gezegenine gitmeden önce, gezegenin üzerindeki geniş alanların haritası çıkarılmamıştı.
Merkür'deki parlak tabakaların varlığı 1990'larda yerdeki radyo teleskoplarıyla saptanmıştı. Ancak araştırmanın yazarlarından Dr. Nancy Chabot, "Daha önce bu parlak unsurların bulundukları yerleri gösteren görüntüler yoktu elimizde." diyor.
Buharlaşma Olması İhtimali Var
Johns Hopkins üniversitesi Uygulamalı Fizik Laboratuvarı'ndan Dr. Chabot, Merkür'ün güney ve kuzey kutuplarındaki parlak tabakalarla ilgili verilerin, su buzu varsayımına uygun göründüğünü, ama bunların kesin kanıt sayılamayacağını, birçok kraterde buzlu tortuların yerlerinden oynamamaları için ince bir yalıtkan birikinti tabakasıyla kaplı olmaları gerektiğini kaydediyor.
Messenger uzay aracının yolculuğu üzerinde çalışma yapan Massachusetts Institute of Technology (MIT)'den Maria Zuber, BBC'ye yaptığı açıklamada, "Radarla elde edilen gözlem sonuçlarından yapılabilecek en ilginç yorum, bu tabakaların su buzu olduğu yönünde. Messenger'dan gelen yeni veriler, orada bir çeşit buharlaşma olması, su buzu oluşması ihtimalini güçlendiriyor." dedi.
Messenger uzay aracıyla ilgili çalışmalar yapan bilim adamları, dün yayımladıkları bulgularında, Merkür gezegeninin, tarihinin uzun bir bölümünde jeolojik olarak aktif olduğunu açıkladılar. Uzay aracından alınan veriler, gezegenin yüzeyindeki kraterlerin, oluşumlarından sonraki kimi jeolojik süreçler sırasında şekil değiştirdiğini ortaya koyuyor.
Science dergisinde yayımlanan araştırma sonuçları, güneşe en yakın gezegen hakkındaki yerleşik görüşlerden çok farklı nitelikte.
Messenger uzay aracı 2004 yılında fırlatılmış ve geçen yıl Mart ayında Merkür çevresindeki yörüngesine girmişti. NASA, yakınlarda, Messenger'ın görevinin 2013 yılına dek uzatıldığını açıklamıştı.
Kaynak: BBC Türkçe / Science ( Paul Rincon,BBC Bilim Editörü / 22 Mart 2012,18:06 )
Amerikan Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi'ne ait NASA uzay aracı Messenger ile, Merkür gezegeninin kutuplarında su buzu oluşmuş olabileceğine işaret eden yeni bulgulara ulaşıldığı açıklandı.
Gezegenin yüzeyindeki ısının 400 santigrada ulaşmasına rağmen, Merkür'ün kutuplarındaki bazı kraterler daimi olarak gölgede bulunduğu için, bu alanların "soğuk kapanlar"a dönüştüğü kaydedildi.
Daha önceki uzay çalışmalarında, Merkür'ün kutupları yakınında, radarı güçlü bir şekilde yansıtan ve buz olduğunu düşündüren tabakalar saptanmıştı.Şimdiyse Messenger uzay aracı, bu parlak tabakaların tam da gölge altındaki kraterlere denk düştüğünü ortaya çıkardı.
Messenger, 1970'lerdeki Mariner 10'dan bu yana, güneşe en yakın olan gezegene giden tek uzay aracı oldu. Messenger, Merkür gezegenine gitmeden önce, gezegenin üzerindeki geniş alanların haritası çıkarılmamıştı.
Merkür'deki parlak tabakaların varlığı 1990'larda yerdeki radyo teleskoplarıyla saptanmıştı. Ancak araştırmanın yazarlarından Dr. Nancy Chabot, "Daha önce bu parlak unsurların bulundukları yerleri gösteren görüntüler yoktu elimizde." diyor.
Buharlaşma Olması İhtimali Var
Johns Hopkins üniversitesi Uygulamalı Fizik Laboratuvarı'ndan Dr. Chabot, Merkür'ün güney ve kuzey kutuplarındaki parlak tabakalarla ilgili verilerin, su buzu varsayımına uygun göründüğünü, ama bunların kesin kanıt sayılamayacağını, birçok kraterde buzlu tortuların yerlerinden oynamamaları için ince bir yalıtkan birikinti tabakasıyla kaplı olmaları gerektiğini kaydediyor.
Messenger uzay aracının yolculuğu üzerinde çalışma yapan Massachusetts Institute of Technology (MIT)'den Maria Zuber, BBC'ye yaptığı açıklamada, "Radarla elde edilen gözlem sonuçlarından yapılabilecek en ilginç yorum, bu tabakaların su buzu olduğu yönünde. Messenger'dan gelen yeni veriler, orada bir çeşit buharlaşma olması, su buzu oluşması ihtimalini güçlendiriyor." dedi.
Messenger uzay aracıyla ilgili çalışmalar yapan bilim adamları, dün yayımladıkları bulgularında, Merkür gezegeninin, tarihinin uzun bir bölümünde jeolojik olarak aktif olduğunu açıkladılar. Uzay aracından alınan veriler, gezegenin yüzeyindeki kraterlerin, oluşumlarından sonraki kimi jeolojik süreçler sırasında şekil değiştirdiğini ortaya koyuyor.
Science dergisinde yayımlanan araştırma sonuçları, güneşe en yakın gezegen hakkındaki yerleşik görüşlerden çok farklı nitelikte.
Messenger uzay aracı 2004 yılında fırlatılmış ve geçen yıl Mart ayında Merkür çevresindeki yörüngesine girmişti. NASA, yakınlarda, Messenger'ın görevinin 2013 yılına dek uzatıldığını açıklamıştı.
Kaynak: BBC Türkçe / Science ( Paul Rincon,BBC Bilim Editörü / 22 Mart 2012,18:06 )
Güneş'e En Yakın Gezegende Su Bulundu
NASA, tüm dünyayı şaşırtan bir açıklamada bulundu: Güneş'e en yakın olan gezegende katı halde su bulunuyor. Hem de çok yüksek miktarda. Yapılan açıklamada, on yıllardan beri süren belirsizlik sona erdi ve Güneş Sistemi'nin en sıcak ikinci gezegeninde buz halinde su olduğu kesin olarak açıklandı (En sıcak gezegen Venüs.)NASA, Messenger uzay aracının yaptığı analizler sonucunda, Merkür'ün Güneş ışınlarından mahrum kalan kuzey kutbunda yüksek miktarda su bulunduğunu belirtti. Yapılan keşif, Merkür'de yüksek miktarda organik materyaller bulunma olasılığını da artırdı.Gezegendeki su miktarının, 100 milyar ile 1 trilyon ton arasında olabileceği ifade edildi. Messenger, Merkür'ün 85 derece kuzey enleminde büyük miktarda katı halde su gözlemlerken, 65 derece kuzeyde ise daha az miktarda donmuş su kütleleri tesbit etti. Merkür'ün hiç Güneş ışını almayan kutup bölgelerindeki sıcaklık -200 dereceye kadar inebiliyor.
Güney'de de Su Olabilir
NASA'nın Messenger görevinde yer alan yetkililerden Gregory Neumann, elde edilen kesin bulgular sonucunda, gelecek aylarda uzay aracının su bulunan bölgelere odaklanacağını belirtti. Neumann, “Messenger, Merkür'ün kuzey bölgelerini daha yakından inceleyecek†dedi.Merkür'de su bulunmasına ait araştırma, Science dergisinin açıklamanın yapıldığı gün çıkan sayısında yer aldı. Bilim insanları, Merkür'ün güney kutbunda da buz bulunduğuna inanıyor. Ancak Messenger'ın Merkür'ün etrafında izlediği yörünge, şu ana kadar gezegenin güney kısımlarını detaylı olarak incelemesine olanak vermedi.Messenger, 2014 ve 2015 yıllarında Merkür'e daha fazla yaklaşacak ve tahminen 2015'te yakıtının tükenmesiyle Güneş ve Merkür'ün çekim kuvveti nedeniyle dağınık bir rota izlemeye başlayacak. Çekim gücü sayesinde Merkür'e daha da yaklaşacak olan uzay aracı, böylece güney kutup bölgelerin de yakından inceleyebilecek.
Güneş Sisteminde Su Çok Yaygın
Mars ve Ay'ın ardından Merkür'de de suya rastlanması, bilim dünyasında büyük heyecan oluştururken, Güneş Sistemi'nde suyun aslında yüksek miktarda bulunduğunu gözler önüne serdi.Çağ üniversitesi Uzay Gözlem ve Araştırma Merkezi'nde araştırma görevlisi olan Arif Solmaz, ntvmsnbc'ye şu yorumda bulundu:
"Yerden ve uzaydan yaklaşık 50 yıldır Güneş Sistemi'ni keşfediyoruz ve belki de şu sıralar bu keşiflerin altın çağını yaşadığımızı söyleyebiliriz. Gün geçmiyor ki yeni bir keşif yapmayalım veya herhangi bir yerden yeni bir haber almayalım. Geçtiğimiz haftalarda Mars, birkaç gün önce Satürn ve sistemi, bugün Merkür, yarın da belki de Jüpiter'den bizleri şaşırtan yeni keşifler gelecek. Yeni bilgileri aldıkça kendi evimizi ve sistemimizi daha iyi tanıyoruz ve taşlar biraz daha yerine oturuyor.
Merkür'de suyun bulunması hem şaşırtıcı hem de önemli. Merkür'ün Güneş'e en yakın gezegen olduğunu ve gündüzleri yüzlerce derece sıcaklıkta kavrulduğunu biliyoruz. Geceleri bu sıcaklık değeri eksi rakamları gösterse de atmosferi olmayan gezegenin yüzeyi Güneş'ten gelen aşırı yoğun radyasyondan dolayı harap bir halde diyebiliriz.
Ancak eksen eğikliğinden dolayı kutuplarında hiçbir zaman Güneş'i görmeyen bu bölgeler şimdiye kadar hep dikkatimizi çekmişti. Bugün buralarda suyun izine rastlamak, Mars'ta şu sıralar artık eskiden yüzeyde nehirlerin aktığını ve bunların kuşkuya yer bırakmayacak şekilde açıklandığını görmek bizleri şu noktaya getiriyor: Su, Güneş sisteminde yaygın olarak bulunuyor olabilir ve belki de Güneş Sistemi'nde Dünya'dan başka bir yerde bir yaşam formuna rastlayabiliriz."
Ay'a Benzerlik Gösteriyor
Merkür'de su bulunup bulunmadığı, en az 20 yıldır bilim dünyasında büyük tartışmalara neden oluyordu.NASA'nın açıklamasının ardından New York Times'a konuşan ABD'nin California üniversitesi'nden David Paige, “İnsanlar bunun hakkında şaka yapardı. Ancak bu görüldüğü gibi hiç de delice değil†dedi.Space.com'un verdiği bilgiye göre, 1991 yılında Dünya'nın yörüngesindeki astronotlar gezegene radar sinyalleri göndererek kutup bölgelerinde su bulunup bulunmadığını anlamaya çalıştı. 1999 yılında, benzer bir çalışma yapılarak, Porto Riko'daki Arecibo Gözlemevinden güçlü mikrodalgalar Merkür'e yollandı. ABD'nin New Mexico eyaletindeki Very Large Array radyo astronomi gözlemevi, gezegende buz halinde su olabileceğine işaret etmişti.
Daha sonra sıra Messenger'a geldi. Uzay aracı, Mart 2011'de Merkür'e en yakından inceleme şansı bulan insan yapımı uzay aracı oldu. NASA ayrıca, gezegenin kutup bölgelerini incelemek için yükseklik ölçme amaçlı lazer deneyleri yaptı. Lazer zayıf olmasına rağmen, parlak buzlu bölgelerin Merkür'ün karanlık bölgelerinden ayırt edilmesini sağlayamaya yeterliydi.
Sonuçlar kuşkuları azaltıyordu. Neumann, “Yapılan taramalarda, Merkür'ün kraterlerinde parlak noktalar gördük†dedi. Messenger ekibinde yer alan ve öncesinde Ay Yörünge Keşif Aracı (LRO) görevinde yer alan John Cavanaugh, Ay'da 2009 yılında yapılan araştırmalarda tıpkı Merkür'deki gibi tuhaf desenler fark ettiklerini söyledi.
Organik Materyaller Var
Merkür'de su olduğunu kesin olarak ortaya koyan Messenger, buz halindeki suyun büyük bir kısmını oluşturan hidrojeni de nötron spektrometresi sayesinde tesbit etti. Sıcaklık ölçümleri ise uçucu materyallerin buz içinde saklı olduğunu gösterdi.Neumann, “Parlak olan cisimlere bakıyorsunuz, ardından karanlık materyallere bakıyorsunuz ve bir bakıyorsunuz yeni bir şeyler var… Çok heyecan verici†dedi.
Kaynak : Ntvmsnbc / Science (29 Kasım 2012,23:00)
Güneş Sistemi'ndeki gezegen dizilişinde ilk sırada yer alan Merkür'de tüm dünyayı şaşırtan bir keşif yapıldı. NASA, yaptığı açıklamada Güneş'e en yakın olan ve yüzeyindeki sıcaklık 427 dereceye kadar çıkan Merkür'de, su olduğunu açıkladı.
NASA, tüm dünyayı şaşırtan bir açıklamada bulundu: Güneş'e en yakın olan gezegende katı halde su bulunuyor. Hem de çok yüksek miktarda. Yapılan açıklamada, on yıllardan beri süren belirsizlik sona erdi ve Güneş Sistemi'nin en sıcak ikinci gezegeninde buz halinde su olduğu kesin olarak açıklandı (En sıcak gezegen Venüs.)NASA, Messenger uzay aracının yaptığı analizler sonucunda, Merkür'ün Güneş ışınlarından mahrum kalan kuzey kutbunda yüksek miktarda su bulunduğunu belirtti. Yapılan keşif, Merkür'de yüksek miktarda organik materyaller bulunma olasılığını da artırdı.Gezegendeki su miktarının, 100 milyar ile 1 trilyon ton arasında olabileceği ifade edildi. Messenger, Merkür'ün 85 derece kuzey enleminde büyük miktarda katı halde su gözlemlerken, 65 derece kuzeyde ise daha az miktarda donmuş su kütleleri tesbit etti. Merkür'ün hiç Güneş ışını almayan kutup bölgelerindeki sıcaklık -200 dereceye kadar inebiliyor.
Merkür'ün kuzey kutup bölgesi.
Güney'de de Su Olabilir
NASA'nın Messenger görevinde yer alan yetkililerden Gregory Neumann, elde edilen kesin bulgular sonucunda, gelecek aylarda uzay aracının su bulunan bölgelere odaklanacağını belirtti. Neumann, “Messenger, Merkür'ün kuzey bölgelerini daha yakından inceleyecek†dedi.Merkür'de su bulunmasına ait araştırma, Science dergisinin açıklamanın yapıldığı gün çıkan sayısında yer aldı. Bilim insanları, Merkür'ün güney kutbunda da buz bulunduğuna inanıyor. Ancak Messenger'ın Merkür'ün etrafında izlediği yörünge, şu ana kadar gezegenin güney kısımlarını detaylı olarak incelemesine olanak vermedi.Messenger, 2014 ve 2015 yıllarında Merkür'e daha fazla yaklaşacak ve tahminen 2015'te yakıtının tükenmesiyle Güneş ve Merkür'ün çekim kuvveti nedeniyle dağınık bir rota izlemeye başlayacak. Çekim gücü sayesinde Merkür'e daha da yaklaşacak olan uzay aracı, böylece güney kutup bölgelerin de yakından inceleyebilecek.
Güneş Sisteminde Su Çok Yaygın
Mars ve Ay'ın ardından Merkür'de de suya rastlanması, bilim dünyasında büyük heyecan oluştururken, Güneş Sistemi'nde suyun aslında yüksek miktarda bulunduğunu gözler önüne serdi.Çağ üniversitesi Uzay Gözlem ve Araştırma Merkezi'nde araştırma görevlisi olan Arif Solmaz, ntvmsnbc'ye şu yorumda bulundu:
"Yerden ve uzaydan yaklaşık 50 yıldır Güneş Sistemi'ni keşfediyoruz ve belki de şu sıralar bu keşiflerin altın çağını yaşadığımızı söyleyebiliriz. Gün geçmiyor ki yeni bir keşif yapmayalım veya herhangi bir yerden yeni bir haber almayalım. Geçtiğimiz haftalarda Mars, birkaç gün önce Satürn ve sistemi, bugün Merkür, yarın da belki de Jüpiter'den bizleri şaşırtan yeni keşifler gelecek. Yeni bilgileri aldıkça kendi evimizi ve sistemimizi daha iyi tanıyoruz ve taşlar biraz daha yerine oturuyor.
Merkür'de suyun bulunması hem şaşırtıcı hem de önemli. Merkür'ün Güneş'e en yakın gezegen olduğunu ve gündüzleri yüzlerce derece sıcaklıkta kavrulduğunu biliyoruz. Geceleri bu sıcaklık değeri eksi rakamları gösterse de atmosferi olmayan gezegenin yüzeyi Güneş'ten gelen aşırı yoğun radyasyondan dolayı harap bir halde diyebiliriz.
Ancak eksen eğikliğinden dolayı kutuplarında hiçbir zaman Güneş'i görmeyen bu bölgeler şimdiye kadar hep dikkatimizi çekmişti. Bugün buralarda suyun izine rastlamak, Mars'ta şu sıralar artık eskiden yüzeyde nehirlerin aktığını ve bunların kuşkuya yer bırakmayacak şekilde açıklandığını görmek bizleri şu noktaya getiriyor: Su, Güneş sisteminde yaygın olarak bulunuyor olabilir ve belki de Güneş Sistemi'nde Dünya'dan başka bir yerde bir yaşam formuna rastlayabiliriz."
Ay'a Benzerlik Gösteriyor
Merkür'de su bulunup bulunmadığı, en az 20 yıldır bilim dünyasında büyük tartışmalara neden oluyordu.NASA'nın açıklamasının ardından New York Times'a konuşan ABD'nin California üniversitesi'nden David Paige, “İnsanlar bunun hakkında şaka yapardı. Ancak bu görüldüğü gibi hiç de delice değil†dedi.Space.com'un verdiği bilgiye göre, 1991 yılında Dünya'nın yörüngesindeki astronotlar gezegene radar sinyalleri göndererek kutup bölgelerinde su bulunup bulunmadığını anlamaya çalıştı. 1999 yılında, benzer bir çalışma yapılarak, Porto Riko'daki Arecibo Gözlemevinden güçlü mikrodalgalar Merkür'e yollandı. ABD'nin New Mexico eyaletindeki Very Large Array radyo astronomi gözlemevi, gezegende buz halinde su olabileceğine işaret etmişti.
Daha sonra sıra Messenger'a geldi. Uzay aracı, Mart 2011'de Merkür'e en yakından inceleme şansı bulan insan yapımı uzay aracı oldu. NASA ayrıca, gezegenin kutup bölgelerini incelemek için yükseklik ölçme amaçlı lazer deneyleri yaptı. Lazer zayıf olmasına rağmen, parlak buzlu bölgelerin Merkür'ün karanlık bölgelerinden ayırt edilmesini sağlayamaya yeterliydi.
Sonuçlar kuşkuları azaltıyordu. Neumann, “Yapılan taramalarda, Merkür'ün kraterlerinde parlak noktalar gördük†dedi. Messenger ekibinde yer alan ve öncesinde Ay Yörünge Keşif Aracı (LRO) görevinde yer alan John Cavanaugh, Ay'da 2009 yılında yapılan araştırmalarda tıpkı Merkür'deki gibi tuhaf desenler fark ettiklerini söyledi.
Organik Materyaller Var
Merkür'de su olduğunu kesin olarak ortaya koyan Messenger, buz halindeki suyun büyük bir kısmını oluşturan hidrojeni de nötron spektrometresi sayesinde tesbit etti. Sıcaklık ölçümleri ise uçucu materyallerin buz içinde saklı olduğunu gösterdi.Neumann, “Parlak olan cisimlere bakıyorsunuz, ardından karanlık materyallere bakıyorsunuz ve bir bakıyorsunuz yeni bir şeyler var… Çok heyecan verici†dedi.
Messenger'ın 2008 yılında çektiği bir Merkür fotoğrafı.
Kaynak : Ntvmsnbc / Science (29 Kasım 2012,23:00)
Merkür'ün Renkli Haritası Çıkarıldı
NASA'nın Messenger uzay aracı, Güneş'e en yakın gezegen olan Merkür'ün bugüne kadar hiç görülmemiş yüzünü ortaya çıkardı. Aynı zamanda Güneş Sistemi'nin en küçük gezegeni olan Merkür, Messenger tarafından çekilen görüntülerde son derece renkli bir görünüm sergiledi.
Kayalık gezegen Merkür'ü 2011'den bu yana inceleyen Messenger'ın çektiği fotoğrafları bir araya getiren gök bilimciler, ortaya çıkan video karşısında şaşkınlığa uğradı. Binlerce fotoğrafın oluşturduğu videoda, ekseni etrafında dönen Merkür, insan gözüne göründüğünden çok daha renkli belirdi. NASA'nın Messenger görevini yürüten Johns Hopkins üniversitesi Uygulamalı Fizik Laboratuvarı, video hakkında, “Video, hem bileşimsel farklılıkları, hem de yüzeydeki materyallerin dış şartlara maruz kalmasıyla ortaya çıkan farklılıkları gösteriyor... Eski kraterlerin etrafında beliren genç kraterler, açık mavi veya beyaz renkte görülüyor' denildi.
Küresel Harita Ortaya Çıktı
Merkür'ün renkli yüzünü gösteren video, Messenger tarafından gezegenin küresel haritasını çıkarmak için gerçekleştirilen görevin bir parçası. Görev sonucunda, Merkür'ün piksel başına bir kilometre çözünürlüklü haritası çıkarıldı. Videoyu oluşturan fotoğraflardaki renklerin zenginleştirildiğini açıklayan NASA, böylece kayalık gezegendeki farklı arazi yapılarını tesbit edebilecek.
Orta ve koyu mavi alanlar, Merkür'ün yerkabuğuna ait ve ‘düşük yansımalı materyal' adıyla tanımlanan jeolojik birimi temsil ediyor. Mineral açısından zengin olduğu düşünülen bu alanın yanı sıra, karanlık bölgeler, yüksek akışkanlı lavların püskürdüğü alanları gösteriyor. Messenger, 2004 yılında Uzay'a ateşlendi ve Mart 2011'de Merkür'ün yörüngesine ulaştı. Uzay aracı, geçtiğimiz yıl tamamladığı ön görevinin ek süresini tamamlamak üzere. 2013'ün sonuna kadar, Messenger'ın Merkür'e ait 163 bin fotoğraf çekmesi planlanıyor.
Kaynak: Ntvmsnbc / BBC (25 Şubat 2013,13:22)
NASA'nın Messenger uzay aracı, Güneş'e en yakın gezegen olan Merkür'ün bugüne kadar hiç görülmemiş yüzünü ortaya çıkardı. Aynı zamanda Güneş Sistemi'nin en küçük gezegeni olan Merkür, Messenger tarafından çekilen görüntülerde son derece renkli bir görünüm sergiledi.
Kayalık gezegen Merkür'ü 2011'den bu yana inceleyen Messenger'ın çektiği fotoğrafları bir araya getiren gök bilimciler, ortaya çıkan video karşısında şaşkınlığa uğradı. Binlerce fotoğrafın oluşturduğu videoda, ekseni etrafında dönen Merkür, insan gözüne göründüğünden çok daha renkli belirdi. NASA'nın Messenger görevini yürüten Johns Hopkins üniversitesi Uygulamalı Fizik Laboratuvarı, video hakkında, “Video, hem bileşimsel farklılıkları, hem de yüzeydeki materyallerin dış şartlara maruz kalmasıyla ortaya çıkan farklılıkları gösteriyor... Eski kraterlerin etrafında beliren genç kraterler, açık mavi veya beyaz renkte görülüyor' denildi.
Küresel Harita Ortaya Çıktı
Merkür'ün renkli yüzünü gösteren video, Messenger tarafından gezegenin küresel haritasını çıkarmak için gerçekleştirilen görevin bir parçası. Görev sonucunda, Merkür'ün piksel başına bir kilometre çözünürlüklü haritası çıkarıldı. Videoyu oluşturan fotoğraflardaki renklerin zenginleştirildiğini açıklayan NASA, böylece kayalık gezegendeki farklı arazi yapılarını tesbit edebilecek.
Orta ve koyu mavi alanlar, Merkür'ün yerkabuğuna ait ve ‘düşük yansımalı materyal' adıyla tanımlanan jeolojik birimi temsil ediyor. Mineral açısından zengin olduğu düşünülen bu alanın yanı sıra, karanlık bölgeler, yüksek akışkanlı lavların püskürdüğü alanları gösteriyor. Messenger, 2004 yılında Uzay'a ateşlendi ve Mart 2011'de Merkür'ün yörüngesine ulaştı. Uzay aracı, geçtiğimiz yıl tamamladığı ön görevinin ek süresini tamamlamak üzere. 2013'ün sonuna kadar, Messenger'ın Merkür'e ait 163 bin fotoğraf çekmesi planlanıyor.
Kaynak: Ntvmsnbc / BBC (25 Şubat 2013,13:22)
Merkür Sanılandan Daha Küçük
NASA'nın elde ettiği son verilerde, Güneş Sistemi'nin en küçük gezegeni Merkür'ün sanılandan çok daha küçük olduğu ortaya çıktı.
NASA, Messenger adını verdiği uzay aracıyla yaptığı araştırma sonucu Merkür gezegeni hakkında yeni bilgilere ulaştı. Güneş'e en yakın ve en küçük gezegen olan Merkür'ün farklı açılardan yüksek çözünürlükteki görüntüleri elde edildi. Görüntüler sonucu Merkür'ün çapının son 4 milyar yıl içinde 7 kilometre küçüldüğü açıklandı. Bu rakam bilim insanlarının daha önceki tahminlerinden daha büyük bir küçülmeyi öngörüyor. Bu küçülmeye neden olarak gezegenin iç yapısını oluşturan metal ve kayaların giderek soğuması gösteriliyor. Merkür'e yollanan ilk uzay aracı Mariner 10 1974-75 yılları arasında gezegen yüzeyinin sadece yüzde 45'ini görüntüleyebilmişti. Messenger ise 2011'de Merkür'ün yörüngesine yerleştirildi.
Kaynak: Ntvmsnbc / BBC (17 Mart 2014, 10:32)
NASA'nın elde ettiği son verilerde, Güneş Sistemi'nin en küçük gezegeni Merkür'ün sanılandan çok daha küçük olduğu ortaya çıktı.
NASA, Messenger adını verdiği uzay aracıyla yaptığı araştırma sonucu Merkür gezegeni hakkında yeni bilgilere ulaştı. Güneş'e en yakın ve en küçük gezegen olan Merkür'ün farklı açılardan yüksek çözünürlükteki görüntüleri elde edildi. Görüntüler sonucu Merkür'ün çapının son 4 milyar yıl içinde 7 kilometre küçüldüğü açıklandı. Bu rakam bilim insanlarının daha önceki tahminlerinden daha büyük bir küçülmeyi öngörüyor. Bu küçülmeye neden olarak gezegenin iç yapısını oluşturan metal ve kayaların giderek soğuması gösteriliyor. Merkür'e yollanan ilk uzay aracı Mariner 10 1974-75 yılları arasında gezegen yüzeyinin sadece yüzde 45'ini görüntüleyebilmişti. Messenger ise 2011'de Merkür'ün yörüngesine yerleştirildi.
Kaynak: Ntvmsnbc / BBC (17 Mart 2014, 10:32)
MERKüR
Genel Bilgiler
1. Güneşe en yakın ve güneş sisteminin en küçük gezegenidir. Güneş etrafında elips biçiminde bir yörüngede döner.
2. Diğer gezegenler gibi Merkür de güneşten gelen ışınları yansıtır. Venüs, Mars ve Jüpiter den sonra dünyâdan en parlak gözüken gezegendir. Merkür, Utarit olarak da isimlendirilir. Bilim adamları Merkür'ün de diğer gezegenlerle yaklaşık aynı özgül ağırlığa sahip olduğu için, aynı anda meydana geldiğini savunurlar.
DEVAMI:
Genel Bilgiler
1. Güneşe en yakın ve güneş sisteminin en küçük gezegenidir. Güneş etrafında elips biçiminde bir yörüngede döner.
2. Diğer gezegenler gibi Merkür de güneşten gelen ışınları yansıtır. Venüs, Mars ve Jüpiter den sonra dünyâdan en parlak gözüken gezegendir. Merkür, Utarit olarak da isimlendirilir. Bilim adamları Merkür'ün de diğer gezegenlerle yaklaşık aynı özgül ağırlığa sahip olduğu için, aynı anda meydana geldiğini savunurlar.
DEVAMI:
MERKüR
Güneş'e ortalama uzaklık: 0,387 AB = 5,79x107 km
Güneş'e en büyük uzaklık: 0,467 AB = 6,98x107 km
Güneş'e en küçük uzaklık: 0,307 AB = 4,60x107 km
Yörüngesel dışmerkezlilik: 0,206
Ortalama yörünge hızı: 47,9 km/sn
Yörünge dönemi: 87,969 gün
Dönme dönemi: 58,646 gün
Ekvatorun yörüngeye eğikliği: 0,5°
Yörüngenin ekliptiğe eğimi: 7°
Ekvator çapı: 4880 km = 0,383 Dünya çapı
Kütle: 3,302x1023 kg = 0,0553 Dünya kütlesi
Ortalama yoğunluk: 5430 kg/m3
Kurtulma hızı: 4,3 km/sn
Yansıtma gücü: 0,12
Ortalama yüzey sıcaklığı: Gündüz 350°C = 623°K
Gece -170°C = 103°K
Güneş Sistemi'nin Güneş'e en yakın ve aynı zamanda en küçük gezegeni olan Merkür, önemli bir gezegendir. Merkür'ün kimyasal bileşimi, diğer gezegenlerin nasıl oluştuğunu test etmemize yardımcı olmaktadır.
Bugün, Merkür'ün ürettiği manyetik alan, Dünya'nın manyetik alanının anlaşılmasında yardımcı olmaktadır. Diğer kaya yapılı gezegenlerle karşılaştırıldığında, çok büyük metal bir çekirdeğe sahiptir. Ay'a benzer kraterli yüzeyi, büyüleyici bir jeolojik tarihin kayıtlarını taşımaktadır. Merkür, diğer gezegenler arasında, hakkında en az bilgiye sahip olduğumuz gezegendir.
MERKüR'üN OLUŞUMU
Merkür'ün kimyasal birleşimi, gezegenlerin nasıl oluştuğu, fikirlerini test etmekte önemlidir. Gezegen hakkındaki iki önemli kimyasal gerçeği biliyoruz. Birincisi gezegenin demir çekirdeği, diğer kaya yapılı gezegenlerden farklı olarak, gezegenin ağırlığının %70-80'ini meydana getirmektedir. İkincisi, demir oksit(FeO) oranı düşüktür.
Merkür yüzeyinin, daha az demir oksit içerdiğini biliyoruz. Fakat gezegenin içinde de daha az demir oksit olduğunu nasıl bilebiliriz? Lav akımları, çok miktarda demir oksit içermediğinden, manto da çok miktarda demir oksit içermemelidir. Güneş sistemi'nde, demir oksit miktarı, Merkür de düşük, Venüs ve Dünya'da (%8) orta, Mars'da(%18) yüksektir.
DEMİR GEZEGEN
Merkür, Güneş sistemi'nin iç gezegenler olarak adlandırılan diğer dört üyesi gibi, katı bir yapıya sahiptir. Merkür'ün, 5,43 g/cm3 olan yüksek yoğunluğu, Dünya'dan sonra, Güneş sisteminde karşılaşılan en büyük değerdir. Büyük bir metalik çekirdeğin varlığını göstermektedir. Merkür'ün bileşiminin, özellikle ne kadar sülfür içerdiğinin detaylarına bağlı olarak; Jeofizikçiler, Merkür çekirdeğinin, gezegenin ağırlığının % 70-80'nini oluşturduğunu hesapladılar. Karşılaştırıldığında, Dünya'nın çekirdeğinin ağırlığı, gezegenin ağırlığının sadece %32'sidir.
Güneş'e ortalama uzaklık: 0,387 AB = 5,79x107 km
Güneş'e en büyük uzaklık: 0,467 AB = 6,98x107 km
Güneş'e en küçük uzaklık: 0,307 AB = 4,60x107 km
Yörüngesel dışmerkezlilik: 0,206
Ortalama yörünge hızı: 47,9 km/sn
Yörünge dönemi: 87,969 gün
Dönme dönemi: 58,646 gün
Ekvatorun yörüngeye eğikliği: 0,5°
Yörüngenin ekliptiğe eğimi: 7°
Ekvator çapı: 4880 km = 0,383 Dünya çapı
Kütle: 3,302x1023 kg = 0,0553 Dünya kütlesi
Ortalama yoğunluk: 5430 kg/m3
Kurtulma hızı: 4,3 km/sn
Yansıtma gücü: 0,12
Ortalama yüzey sıcaklığı: Gündüz 350°C = 623°K
Gece -170°C = 103°K
Güneş Sistemi'nin Güneş'e en yakın ve aynı zamanda en küçük gezegeni olan Merkür, önemli bir gezegendir. Merkür'ün kimyasal bileşimi, diğer gezegenlerin nasıl oluştuğunu test etmemize yardımcı olmaktadır.
Bugün, Merkür'ün ürettiği manyetik alan, Dünya'nın manyetik alanının anlaşılmasında yardımcı olmaktadır. Diğer kaya yapılı gezegenlerle karşılaştırıldığında, çok büyük metal bir çekirdeğe sahiptir. Ay'a benzer kraterli yüzeyi, büyüleyici bir jeolojik tarihin kayıtlarını taşımaktadır. Merkür, diğer gezegenler arasında, hakkında en az bilgiye sahip olduğumuz gezegendir.
MERKüR'üN OLUŞUMU
Merkür'ün kimyasal birleşimi, gezegenlerin nasıl oluştuğu, fikirlerini test etmekte önemlidir. Gezegen hakkındaki iki önemli kimyasal gerçeği biliyoruz. Birincisi gezegenin demir çekirdeği, diğer kaya yapılı gezegenlerden farklı olarak, gezegenin ağırlığının %70-80'ini meydana getirmektedir. İkincisi, demir oksit(FeO) oranı düşüktür.
Merkür yüzeyinin, daha az demir oksit içerdiğini biliyoruz. Fakat gezegenin içinde de daha az demir oksit olduğunu nasıl bilebiliriz? Lav akımları, çok miktarda demir oksit içermediğinden, manto da çok miktarda demir oksit içermemelidir. Güneş sistemi'nde, demir oksit miktarı, Merkür de düşük, Venüs ve Dünya'da (%8) orta, Mars'da(%18) yüksektir.
DEMİR GEZEGEN
Merkür, Güneş sistemi'nin iç gezegenler olarak adlandırılan diğer dört üyesi gibi, katı bir yapıya sahiptir. Merkür'ün, 5,43 g/cm3 olan yüksek yoğunluğu, Dünya'dan sonra, Güneş sisteminde karşılaşılan en büyük değerdir. Büyük bir metalik çekirdeğin varlığını göstermektedir. Merkür'ün bileşiminin, özellikle ne kadar sülfür içerdiğinin detaylarına bağlı olarak; Jeofizikçiler, Merkür çekirdeğinin, gezegenin ağırlığının % 70-80'nini oluşturduğunu hesapladılar. Karşılaştırıldığında, Dünya'nın çekirdeğinin ağırlığı, gezegenin ağırlığının sadece %32'sidir.
: Gezegenler Klavuzu
Gezegenler
Gezegenler hakkında bilgi var mı? Gezegenler nelerdir?
Merkür'ün Etkileri - Başak
YORUMLAR