Glisemik İndeks Glisemik indeks (GI), karbonhidratların kandaki glükoz düzeylerine olan etkisini ölçme sistemidir. Kavram Toronto ün...
Glisemik İndeks
Glisemik indeks (GI), karbonhidratların kandaki glükoz düzeylerine olan etkisini ölçme sistemidir. Kavram Toronto üniversitesi'nde hangi besinlerin diyabetliler için daha uygun olduğunu araştıran Dr. David J. Jenkins ve meslektaşlarının 1980-81 yıllarındaki çalışmaları sonucu ortaya çıkmıştır.
Karbon, oksijen ve hidrojen moleküllerinden oluşan ve başta merkezi sinir sistemi olmak üzere insan bedenine enerji sağlayan karbonhidratlar beyaz şeker örneğinde olduğu gibi basit, patates örneğinde olduğu gibi kompleks karbonhidratlar olarak ikiye ayrılırlar. Çeşitli besinlerdeki karbonhidrat yapıları kan şekerini farklı derecelerde yükseltmektedir. Glisemik indeksi düşük besinler bireylerin daha uzun süre tok kalmalarını sağlarken bu oranın yüksek olduğu besinler kandaki insülin miktarını hızla yükseltmekte ve sonucunda da hızla düşmesine neden olmakta ve vücut beslenmesine karşın hızla acıkmaktadır. Bu, bir yandan ani yükselen kan şekerinin vücutta depolanmasının beraberinde getirdiği yağlanma yani kilo almaya bir yandan da glikoz aşırı ve dengesiz salındığı için pankreas insülin miktarını ayarlamak için aşırı insülin üretmesine ve sonuçta kan şekerindeki bu ani değişiklikler yıllar içinde genetik yatkınlığı olan kişilerde diyabetin ortaya çıkmasına, hipertansiyona, damar sertliğine yol açmaktadır.
Besinlerin Glisemik İndeks Tablosu
GI değerleri besinin miktarıyla orantılı olarak değişmekle birlikte genel olarak aşağıdaki değerlere sahiptirler:
Düşük GI değerli besinler glükozun daha yavaş ve düzenli salınımı sağlayacak, yüksek GI'ye sahip besinler kandaki glükoz düzeylerini hızla yükseltecektir.
Ancak glisemik indeks tabloları mutlak olarak görülmemesi gerektiği ifade edilmekte ve şu gerekçelerle eleştirilmektedirler:
Glisemik indeks (GI), karbonhidratların kandaki glükoz düzeylerine olan etkisini ölçme sistemidir. Kavram Toronto üniversitesi'nde hangi besinlerin diyabetliler için daha uygun olduğunu araştıran Dr. David J. Jenkins ve meslektaşlarının 1980-81 yıllarındaki çalışmaları sonucu ortaya çıkmıştır.
Düşük ve yüksek glisemik indekse sahip karbonhidratların etkisi
Karbon, oksijen ve hidrojen moleküllerinden oluşan ve başta merkezi sinir sistemi olmak üzere insan bedenine enerji sağlayan karbonhidratlar beyaz şeker örneğinde olduğu gibi basit, patates örneğinde olduğu gibi kompleks karbonhidratlar olarak ikiye ayrılırlar. Çeşitli besinlerdeki karbonhidrat yapıları kan şekerini farklı derecelerde yükseltmektedir. Glisemik indeksi düşük besinler bireylerin daha uzun süre tok kalmalarını sağlarken bu oranın yüksek olduğu besinler kandaki insülin miktarını hızla yükseltmekte ve sonucunda da hızla düşmesine neden olmakta ve vücut beslenmesine karşın hızla acıkmaktadır. Bu, bir yandan ani yükselen kan şekerinin vücutta depolanmasının beraberinde getirdiği yağlanma yani kilo almaya bir yandan da glikoz aşırı ve dengesiz salındığı için pankreas insülin miktarını ayarlamak için aşırı insülin üretmesine ve sonuçta kan şekerindeki bu ani değişiklikler yıllar içinde genetik yatkınlığı olan kişilerde diyabetin ortaya çıkmasına, hipertansiyona, damar sertliğine yol açmaktadır.
Besinlerin Glisemik İndeks Tablosu
GI değerleri besinin miktarıyla orantılı olarak değişmekle birlikte genel olarak aşağıdaki değerlere sahiptirler:
Düşük GI değerli besinler glükozun daha yavaş ve düzenli salınımı sağlayacak, yüksek GI'ye sahip besinler kandaki glükoz düzeylerini hızla yükseltecektir.
Ancak glisemik indeks tabloları mutlak olarak görülmemesi gerektiği ifade edilmekte ve şu gerekçelerle eleştirilmektedirler:
- GI insülin yanıtı gibi glisemik yanıtları göz önüne almamaktadır.
- Besinlerin Gİ değerleri onların olgunluklarına, saklanma sürelerine, nasıl pişirildiklerine, farklı türlerine, nasıl işlemden geçirildiğine bağlı olarak değişmektedir.
- Besinlerin GI değerleri kandaki glikoz düzeylerine, insülin dayanıklılığına ve diğer faktörlere bağlı olarak kişiden kişiye hatta aynı kişi için günden güne değişebilmektedir.
- Karışık öğünlerdeki GI değerlerini tespit etmek güçtür. Örneğin yağ ve proteinler öğünün midede daha uzun kalmasını sağlayarak besinin GI değerlerini düşürebilmektedir.
- GI değerleri yalnızca 50 gramlık porsiyonlar için hesaplanmıştır.
Genel Türk Tarihi - İndeks
Çetele tablosu, sıklık tablosu, veri tablosu ve grafiği nedir?
İndeks Nedir?
Beslenmede yeni bir tanım: Glisemik İndeks
Son dönemlerde dünyada beslenme ile ilgili yeni bir tanımın literatüre girmesi ile bilim çevreleri bu tanımı tartışmaya başladı. Sağlığa olan olumlu etkilerinin ve bazı hastalıkların riskini azaltmasına dair elde edilen veriler insanlar için yeni bir umut olarak adlandırıldı. Hatta bu tanım, dünyaca ünlü beslenme otoritelerini ve örgütlerini karşı karşıya getirdi. ülkemizde yeni yeni adı duyulan glisemik indeks nedir? Ne işe yarar? Bu soruların cevabını bu haftaki yazımızda, glisemik indeks ile bazı hastalıkların ve şişmanlığın ilişkisini ise haftaya yayınlanacak olan yazımda bulabilirsiniz.
Glisemik İndeks Nedir?
Adına pekte aşina olmadığımız bu terim, 1981 yılında Kanadalı araştırmacılar tarafından şeker hastaları için geliştirildi. Zamanla yapılan araştırmalarda, sadece şeker hastaları için değil, sağlıklı insanlar için de uygulanabilir bir metot olduğu gündeme getirildi. Glisemik indeks, en belirgin tanımı ile besinlerin tüketildikten sonra oluşturduğu kan şekeri cevabına göre sınıflandırılmasıdır. Bu sınıflandırmaya dayanarak besinler; düşük, orta ve yüksek glisemik indeksli olarak üçe ayrılırlar. Düşük glisemik indekse sahip olan besinler, kan şekerini yavaş yükseltirken, yüksek glisemik indeksli besinler kan şekerini hızlı yükseltirler. Bu sınıflandırmaya göre; üzerinde araştırma yapılan bütün besinler 0 ila 100 arasında bir puan alırlar ve glisemik indeks değeri 55' in altında olan besinler düşük glisemik indeksli, 70'in üzerinde olan besinler ise yüksek glisemik indeksli olarak adlandırılırlar. Beyaz ekmek, diğer besinlerin glisemik indekslerinin belirlenmesinde referans olarak kullanılır ve glisemik indeks değeri 100'dür. Genel olarak, sebze, meyve, kurubaklagil, et ve sütün glisemik indeksi daha düşüktür. Karbonhidrat kaynağı olan ekmek, makarna, pirinç gibi tahıl ve tahıl ürünlerinin ise glisemik indeks değerleri daha yüksektir.
Besinlerin Glisemik İndeks Değerleri Hangi Faktörlerden Etkilenir?
Bütün besinlerin belli bir glisemik indeks değeri vardır. Fakat bazı faktörler besinlerin glisemik indeks değerlerini değiştirmektedir. Örneğin komşunuzun tükettiği patates haşlaması ile sizin evde pişirilen patates haşlamasının glisemik indeksi aynı olmayabilir. Ya da aynı besin grubunda yer alan besinlerin glisemik indeks değerleri birbirine yakın olmayabilir. Besinlerin glisemik indeks değerlerini değiştiren faktörleri sıralayacak olursak:
1) Besinlerin Doğal Yapısı
Besinlerin içerisinde yer alan nişasta türü, organik asitlerin ve posanın varlığı glisemik indeks değerini etkilemektedir. Dallı yapıda nişasta içeren besinler daha yüksek glisemik indekse sahipken, düz yapıda nişasta içeren besinlerin glisemik indeksleri daha düşüktür. Besinin yapısında organik asitlerin varlığı da besinlerin glisemik indeks değerlerini azaltır. Posa içeriği yüksek olan besinlerin daha düşük glisemik indekse sahip oldukları da bilinmektedir.
2) Karışım öğünlerin tüketilmesi
İnsanlar genellikle öğünlerinde, birden fazla çeşit besin bulundurur ki sağlıklı beslenme içinde gerekli olan bu uygulamadır. Birden fazla besin içeren öğünler, besinlerin tek tek sahip oldukları glisemik etkiden daha farklı bir etkiye sahip olurlar. Örneğin, menüde yer alan proteinli bir besin veya yemeklerin içine eklenen yağ, öğünün glisemik indeksini azaltmaktadır. Protein ve yağ dışında da glisemik indeksi etkileyen öğeler vardır. Salatanızın içine eklediğiniz sirke, içerdiği organik asitler sayesinde öğünün glisemik indeksini azaltır.
3) Besine uygulanan işlemler
Besinlerin hazırlanması ve pişirilmesi esnasında kullanılan metotlarda, besinin glisemik indeks değerini değiştirmektedir. Bu değişiklikler, hazır besinlerin besin sanayinde işlenmesi süresince de oluşabilir. Besinlerin hazırlanması esnasında uygulanan kesme, doğrama ve parçalama işlemleri besinin glisemik indeksini yükseltir. Bu nedenle, patates haşlamasının glisemik indeks değeri, patates püresinden daha düşüktür. Elma, kabukları ile tüketildiğinde daha düşük glisemik indekse sahipken, püre olarak tüketildiğinde daha yüksek glisemik indeksli olur. Elma suyu ise, elma ve elma püreye göre en yüksek glisemik indekse sahiptir.
4) Besinlerin sindirim ve emilimi
Yavaş sindirilen besinler, düşük glisemik indekse sahipken, hızlı sindirilen besinler yüksek glisemik indeksli olur. Karbonhidratlı besinlerden birçoğu, sıcakken daha hızlı sindirilebilmektedir. Bu nedenle, pişirildiği gibi tüketilen kestanenin veya ekmeğin glisemik indeksi, bir süre soğumaya bırakılmış olan kestane ve ekmekten daha yüksektir.
Glisemik İndeks ve Sağlığa Olan Etkileri
Glisemik İndeks Diyetimizde Nasıl Yer Almalı?
Glisemik indeksin bilinen olumlu etkilerinden yararlanabilmek için, sağlıklı beslenme ilkeleri ile örtüşen bir beslenme planı uyguluyor olmak gereklidir. Yani, beslenme örüntümüzde her besin grubundan besin yer alıyor olmalıdır. Düşük glisemik indeksli besinleri tercih edelim derken, tek çeşit beslenmekten de kaçınmamız gerekir. Yapmamız gereken, günlük diyetimizde yüksek glisemik indeksli besinlerin bir kısmını, düşük glisemik indeksli besinler ile değiştirmek olmalıdır. Burada unutulmaması gereken ise, bazı besinlerin glisemik indeksinin yüksek olmasına rağmen çok yararlı öğelere de sahip olduğudur. Örneğin havucun glisemik indeks değeri yüksektir, fakat içerdiği vitaminler, posa ve karoten adı verilen öğeler sağlığımız için çok yararlıdır.
Günlük diyetimizde;
Besinlerin glisemik indekslerini belirten birçok araştırma yapılmıştır. Bu araştırmalara dayanarak yapılan sınıflandırmalar ve besinlerin sahip olduğu glisemik indeks değerleri hakkında daha fazla bilgi almak için; bir beslenme ve diyet uzmanına danışmanız yeterli olacaktır.
Dyt. Gizem TUTAR
Son dönemlerde dünyada beslenme ile ilgili yeni bir tanımın literatüre girmesi ile bilim çevreleri bu tanımı tartışmaya başladı. Sağlığa olan olumlu etkilerinin ve bazı hastalıkların riskini azaltmasına dair elde edilen veriler insanlar için yeni bir umut olarak adlandırıldı. Hatta bu tanım, dünyaca ünlü beslenme otoritelerini ve örgütlerini karşı karşıya getirdi. ülkemizde yeni yeni adı duyulan glisemik indeks nedir? Ne işe yarar? Bu soruların cevabını bu haftaki yazımızda, glisemik indeks ile bazı hastalıkların ve şişmanlığın ilişkisini ise haftaya yayınlanacak olan yazımda bulabilirsiniz.
Glisemik İndeks Nedir?
Adına pekte aşina olmadığımız bu terim, 1981 yılında Kanadalı araştırmacılar tarafından şeker hastaları için geliştirildi. Zamanla yapılan araştırmalarda, sadece şeker hastaları için değil, sağlıklı insanlar için de uygulanabilir bir metot olduğu gündeme getirildi. Glisemik indeks, en belirgin tanımı ile besinlerin tüketildikten sonra oluşturduğu kan şekeri cevabına göre sınıflandırılmasıdır. Bu sınıflandırmaya dayanarak besinler; düşük, orta ve yüksek glisemik indeksli olarak üçe ayrılırlar. Düşük glisemik indekse sahip olan besinler, kan şekerini yavaş yükseltirken, yüksek glisemik indeksli besinler kan şekerini hızlı yükseltirler. Bu sınıflandırmaya göre; üzerinde araştırma yapılan bütün besinler 0 ila 100 arasında bir puan alırlar ve glisemik indeks değeri 55' in altında olan besinler düşük glisemik indeksli, 70'in üzerinde olan besinler ise yüksek glisemik indeksli olarak adlandırılırlar. Beyaz ekmek, diğer besinlerin glisemik indekslerinin belirlenmesinde referans olarak kullanılır ve glisemik indeks değeri 100'dür. Genel olarak, sebze, meyve, kurubaklagil, et ve sütün glisemik indeksi daha düşüktür. Karbonhidrat kaynağı olan ekmek, makarna, pirinç gibi tahıl ve tahıl ürünlerinin ise glisemik indeks değerleri daha yüksektir.
Besinlerin Glisemik İndeks Değerleri Hangi Faktörlerden Etkilenir?
Bütün besinlerin belli bir glisemik indeks değeri vardır. Fakat bazı faktörler besinlerin glisemik indeks değerlerini değiştirmektedir. Örneğin komşunuzun tükettiği patates haşlaması ile sizin evde pişirilen patates haşlamasının glisemik indeksi aynı olmayabilir. Ya da aynı besin grubunda yer alan besinlerin glisemik indeks değerleri birbirine yakın olmayabilir. Besinlerin glisemik indeks değerlerini değiştiren faktörleri sıralayacak olursak:
1) Besinlerin Doğal Yapısı
Besinlerin içerisinde yer alan nişasta türü, organik asitlerin ve posanın varlığı glisemik indeks değerini etkilemektedir. Dallı yapıda nişasta içeren besinler daha yüksek glisemik indekse sahipken, düz yapıda nişasta içeren besinlerin glisemik indeksleri daha düşüktür. Besinin yapısında organik asitlerin varlığı da besinlerin glisemik indeks değerlerini azaltır. Posa içeriği yüksek olan besinlerin daha düşük glisemik indekse sahip oldukları da bilinmektedir.
2) Karışım öğünlerin tüketilmesi
İnsanlar genellikle öğünlerinde, birden fazla çeşit besin bulundurur ki sağlıklı beslenme içinde gerekli olan bu uygulamadır. Birden fazla besin içeren öğünler, besinlerin tek tek sahip oldukları glisemik etkiden daha farklı bir etkiye sahip olurlar. Örneğin, menüde yer alan proteinli bir besin veya yemeklerin içine eklenen yağ, öğünün glisemik indeksini azaltmaktadır. Protein ve yağ dışında da glisemik indeksi etkileyen öğeler vardır. Salatanızın içine eklediğiniz sirke, içerdiği organik asitler sayesinde öğünün glisemik indeksini azaltır.
3) Besine uygulanan işlemler
Besinlerin hazırlanması ve pişirilmesi esnasında kullanılan metotlarda, besinin glisemik indeks değerini değiştirmektedir. Bu değişiklikler, hazır besinlerin besin sanayinde işlenmesi süresince de oluşabilir. Besinlerin hazırlanması esnasında uygulanan kesme, doğrama ve parçalama işlemleri besinin glisemik indeksini yükseltir. Bu nedenle, patates haşlamasının glisemik indeks değeri, patates püresinden daha düşüktür. Elma, kabukları ile tüketildiğinde daha düşük glisemik indekse sahipken, püre olarak tüketildiğinde daha yüksek glisemik indeksli olur. Elma suyu ise, elma ve elma püreye göre en yüksek glisemik indekse sahiptir.
4) Besinlerin sindirim ve emilimi
Yavaş sindirilen besinler, düşük glisemik indekse sahipken, hızlı sindirilen besinler yüksek glisemik indeksli olur. Karbonhidratlı besinlerden birçoğu, sıcakken daha hızlı sindirilebilmektedir. Bu nedenle, pişirildiği gibi tüketilen kestanenin veya ekmeğin glisemik indeksi, bir süre soğumaya bırakılmış olan kestane ve ekmekten daha yüksektir.
Glisemik İndeks ve Sağlığa Olan Etkileri
- Glisemik İndeks ve Obezite
- Glisemik İndeks ve Şeker Hastalığı
- Glisemik İndeks ve Kalp Hastalıkları
Glisemik İndeks Diyetimizde Nasıl Yer Almalı?
Glisemik indeksin bilinen olumlu etkilerinden yararlanabilmek için, sağlıklı beslenme ilkeleri ile örtüşen bir beslenme planı uyguluyor olmak gereklidir. Yani, beslenme örüntümüzde her besin grubundan besin yer alıyor olmalıdır. Düşük glisemik indeksli besinleri tercih edelim derken, tek çeşit beslenmekten de kaçınmamız gerekir. Yapmamız gereken, günlük diyetimizde yüksek glisemik indeksli besinlerin bir kısmını, düşük glisemik indeksli besinler ile değiştirmek olmalıdır. Burada unutulmaması gereken ise, bazı besinlerin glisemik indeksinin yüksek olmasına rağmen çok yararlı öğelere de sahip olduğudur. Örneğin havucun glisemik indeks değeri yüksektir, fakat içerdiği vitaminler, posa ve karoten adı verilen öğeler sağlığımız için çok yararlıdır.
Günlük diyetimizde;
- Kahvaltılarımızda, şekerli kahvaltı gevrekleri yerine daha çok yulaf ezmesi veya yulaf ezmeli müslilere yer vererek;
- Kabuklu tüketilebilen meyveleri kabuklu tüketmeye dikkat ederek,
- Kurubaklagil tüketimimizi arttırarak,
- Beyaz ekmek yerine tam buğday unundan olan ekmekleri, beyaz pirinç ve makarna yerine; kahverengi pirinç ve kepekli makarnaya sofralarımızda daha çok yer vererek,
- Günlük meyve suyu tüketimimizi azaltıp, yerine meyve tüketimimizi arttırarak;
- Sadece karbonhidrat içeren besinler yerine, karbonhidrat, yağ ve proteinin dengeli olarak karıştığı öğünler tüketerek,
Besinlerin glisemik indekslerini belirten birçok araştırma yapılmıştır. Bu araştırmalara dayanarak yapılan sınıflandırmalar ve besinlerin sahip olduğu glisemik indeks değerleri hakkında daha fazla bilgi almak için; bir beslenme ve diyet uzmanına danışmanız yeterli olacaktır.
Dyt. Gizem TUTAR
şeker hastalığı "kalite" bir hastalıktır.
arkadaşın paylaşıma açtığı konu ile,
yiyecek listemize her gün 10 dakika ayırırsak, hastalığımıza bayağı yardımcı oluruz.
Genel Türk Tarihi - İndeks
Çetele tablosu, sıklık tablosu, veri tablosu ve grafiği nedir?
İndeks Nedir?
YORUMLAR