Hayvanlar Kendilerini Nasıl Korur ve Savunurlar?

Hayvanlar kendilerini düşmanlarından iyi mi saklar, iyi mi kamufle ederler? Hayvanların kendilerini koruma ve müdafa mekanizmaları nedir? U...

Hayvanlar kendilerini düşmanlarından iyi mi saklar, iyi mi kamufle ederler? Hayvanların kendilerini koruma ve müdafa mekanizmaları nedir?

Uzun ömürlü hayvanlar, düşmanlarını yenebilecek kadar güçlü ve kurnaz olanlardır.

KAMUFLAJ;

Zayıf ya da minik hayvanlar ise, düşmanlar ile savaşacak yerde ona görünmemeye çalışırlar. Bunların düşmanlarına görünmemek, onları şaşırtarak aldatmak için çok türlü hünerleri vardır.

a) Çubuk böceği ekranda görülen pencereden biridir. İnce ağaç dalları içinde bir çubuk benzer biçimde hareketsiz duran Çubuk böceğini, aç bir kuş kolay, kolay göremez. Çubuk böceği, üstünde bulunmuş olduğu dallarla açı meydana getirecek şekilde eğik durur. Kendisini ağacın bir parçası benzer biçimde gösterir ve düşmanını aldatır. Yoksa bu minik böcek, bir kuşla harbe giremez.

b) Kayın Tırtılı; Bir gece kelebeğinin tırtılıdır. Kayın ağaçlarında rastlanır. Görünüşünden dolayı bu ismi almıştır. Esmer, kırmızımtırak renktedir. Düşmanları onu korkuttuğu vakit, tuhaf şekiller alır. Eğer düşman bu şekiller karşısında şaşırır, heyecana kapılırsa, olurya tırtılı kendi kendine bırakır gider. Bu suretle tırtılın blöfü kazanmış olacaktır.

c) Ergin gece kelebeği, üstünde yaşamış olduğu ağacın kabuğuna çok benzeyen bir biçim alır. Onu da ilk görüşte tanımak güçtür. Biçim değişiklik yapma ve blöf yapmadan başka yollarla da hayvanlar düşmanlarından kaçınırlar.

d) Mürekkep balığı 30 santim boyundadır. Ağzının çevresinde on tane kol uzanmıştır. Bu kollardan iki tanesi çok uzun kırbaç şeklindedir. Kolların iç yüzeylerinde vantuzlar, (çekme) ler vardır. Bu hayvan, düşman tarafınca kovalandığı vakit, koyu bir renk alır. Suyun açıklı, koylu renkleri içinde görünmez olur. Eğer düşman kovalamasına devam ederse, o zaman daha şaşırtıcı bir silâh kullanır. Hususi kesesinden mürekkep benzer biçimde siyah bir maddeyi suya boşaltır. Bulandırdığı su içinde kendini saklar, düşman a onun izini kaybeder. Eğer mürekkep balığı, aniden hücuma uğrarsa, tamamen ak bir renk alır. Sırtı üstündeki iki büyük gözü çağrıştıran kir, siyah olarak meydana çıkar, kendisine tuhaf ve korkulu bir biçim verir. Bu vaziyet karşısında düşman şaşırır, telâşa düşer, aldanarak uzaklaşır.

e) Bukalemun — En fazlaca cenup İspanya ve Afrikanın kuzeyinde yaşar. 30 santim boyundadır. Ismini çok işittiğimiz bu hayvan, renk değiştirmesi ile meşhurdur. İri gürgen ağaçları üstünde yaşar. Bu ağaçlar, onun yaşama şartlarına ve türlü renkler almasına uygundur. Uzaktan onu tanımak ve ayırt etmek çok güçtür. Yapraklı bir dal üstünde yemyeşil, çıplak dallar üstünde karışık esmer, sarı yapraklar içinde da sarı bir renk alır.

Çıplak bulunan derisinin altından çıkardığı bir nevi yağ, çevresinin rengini yansıtır, onu o renkte göstermiş olur. Açlık, susuzluk, korku ve ışığın değişmesi, renk değiştirmeye sebep olur. Dili çok uzundur, uzaktan böcekleri yapışkan dili ile avlar. Gözleri iri, koni biçimindedir. Ayrı, ayrı hareket ederler, dört tarafa da gözlerini çevirebilir. Bir gözüyle karşıya bakarken, başka gözüyle havayı gözetirler.

SİLAHLARI;

Pek çok hayvanlar, varlıklarını devam ettirebilmek için, savaşmak zorundadırlar. Hayvanların çok türlü harp silâhlan vardır. Dişler, pençeler, iğneler, zehirler bu silâhların başlıcalarıdır. En iyi ve üstün silâha haiz bulunan bir hayvan, giriştiği her muharebede daha zayıfını ve az kurnazını yener. Yaşamak, bir deyime nazaran savaşmak anlamına gelir. Yaşama harbinde kazanmanın tek yolu, ihtiyaç duyulan silâhları kuşanmak ve yerinde kullanmaktır. Hayvanların büyük bölümü, bu savaşlar için hususi silâhlar yapar ve onları geliştirirler.

a) Bir deniz canavarı olan Kalmar (bir nevi büyük mürekkep balığı) la, Deniz Devi Balina’nın arasındaki savaşı iyi mi düşünebilirsiniz. Yukardaki resimde gördüğünüz deniz canavarı Kalmar, Balina ile savaşırken, on kolunu Balina’nın midesine sokar, onu içinden vurarak öldürmek ister. Bu uzun ve güçlü kolların Balinaya sarıldığını, birbiriyle sarmaş dolaş, döğüşe güreşe denizin dibine yuvarlandıklarını görmek insana dehşet verir.

b) Çıngıraklı yılan — Şimal Amerikada yaşar, 1,5 metre boyundadır. Kendisini korumak için zehiri vardır. Yürüdükçe, kıpırdadıkça çıngırak benzer biçimde sesler çıkarır. Bu sesler, kuyruk kesimindeki sert ten parçalarının birbirine sürtünmesi ile meydana gelir. Bu sesleri duyan minik avlar, onun zehrinden kaçıp kurtulurlar. Bu sesler, yakından net olarak duyulur. Bir kesenin içinde taşımış olduğu zehiri, bir ısırışta dökülmez.

c) Bir takım hayvanlar, zehir silâhlarını vücutlarının arka tarafında taşırlar. Zehirlerini şırınga iğnesi benzer biçimde içi delik bir iğne ile düşmanlarının vücudüne boşaltırlar. Örümcek ailesinden olan akrep, kıskaçlariyle yakaladığı avını sokmak için, kuyruğunu başının üzerine doğru büker.

Akrebin karın kısmı, 13 halkadan yapılmıştır. Halkaların 7 tanesi büyük ve geniştir. Zehiri, yapışkan ve saydam bir sıvıdır. Bu zehirin bir damlası sekiz kurbağayı öldürebilir. Sıcak bölgelerde yaşayan akreplerin insanı dahi öldürecek kadar keskin zehiri vardır. Başka akreplerin sokması o denli tehlikeli değildir.

Bir takım akrepler bir İstakoz kadar iri ve siyah olur. Tehlikeli olanlar minik, gri renktedirler.

d) Eğer bir elektrik çarpmasına uğradınızsa, bunun iyi mi kötü bir şey bulunduğunu bilirsiniz. Güçlü elektrik çarpmaları, ölüme sebep olabilir. Elektrik balığı, elektrik çıkaran hususi bir aygıta haizdir. Bu aygıt, evlerimizi aydınlatan elektrik gücü kadar, bir akım hızı verir. Elektrik balığı, bir insana çarptığı vakit onu öldürür. İhtiyatlı balıklar, bu korkulu hayvana pek öyleki yaklaşmazlar. O da aslına bakarsan her öldürür. İhtiyatlı ba-karmaz. Yalnız düşmanlarıyla savaşırken, öldürücü silâhını kullanır.

KONU HAKKINDA DAHA FAZLA BİLGİ EDİNMEK İÇİN TIKLAYIN