BÖLüM I - HI-FI NEDİR? HI-FI Nedir ? HiFi, Ingilizce'deki "High Fidelity" şu demek oluyor ki yüksek sadakat kelimel...
BÖLüM I - HI-FI NEDİR?
HI-FI Nedir ?
HiFi, Ingilizce'deki "High Fidelity" şu demek oluyor ki yüksek sadakat kelimelerinin kisaltmasidir. Bazi teknik açilardan hata payi belirli oranlarin altinda olan (şu demek oluyor ki HiFi normlarına uygun) ve evde kullanilmaya yönelik müzik sistemleri HiFi sistemler olarak kabul edilmektedir. Sadece HiFi normlari oldukça düsük standartlardir, ayrica teknik ölçümlerle algilanan ses kalitesi arasinda bugüne dek pek bir iliski saptanamamistir. Netice olarak son yillarda daha yüksek bir performans düzeyini ifade etmekiçin High End ve Ultra-Fi benzer biçimde iki kavram daha gelistirilmistir. Sadece bunlar arasinda kati ayirimlar yoktur. Yüksek sadakatle ne ifade edilmek istendigini daha iyi idrak etmek için müzisyenlerin icrasindan bizim algilayisimiza kadar sesin ne benzer biçimde islemlerden geçtigine bir göz atmakta yarar vardir:
1. Müzisyenler içinde bulunduklari stüdyo ya da konser salonunun akustik özelliklerine nazaran müzigi duyarlar ve icra ederler. Örnegin reverberasyon süresi kisa olan bir ortamda bir müzisyen bir notayi daha kisa süreyle duyar ve müzigin temposunu ona nazaran ayarlar. (Music of Sound, James Boyk)
2. Mikrofon adedi, tipi ve yerlestirilisine nazaran dogrudan gelen ve yansiyarak gelen sesler mikrofonlarca farkli oranlarda, farkli vakit araliklariyla algilanir.
3. Herbir mikrofonun algiladigi ses elektrik enerjisine çevrilerek bir kayit cihazina iletilir ve bu aygıt tarafindan çoğu zaman birer manyetik kayit ortamina kaydedilir. Son yillarda söz mevzusu sinyallerin çok sayida (Ör: 44100/saniye) örnegi alinarak, tamaminin aslina uygun (analog) olarak kaydedilmesi yerine, tamamini temsil ettigi varsayilan örneklerin kaydedildigi dijital sistemler yayginlasmistir. (Bu sistemlerin ilk ticari örnekleri gelistirildiginde saniyede 44100 örnekle temsil edilen bir sinyalle orijinali arasinda insan kulagi tarafindan fark algilanamayacagi iddia edilmekte idi. Bu sistemleri gelistirmis olan firmalar bugün saniyede 192 bin örnekleme meydana getiren sistemler üstünde çalismaktadirlar.)
4. Kaydedilen sesler, faydasinin zararindan fazla oldugu kabul edilen ton ayari, reverberasyon tesiri ekleme, sikistirma benzer biçimde islemlerden geçirilir. Bunlarin en önemlisi sikistirmadir. Çogu canli müzikte en alçak sesle en yüksek ses arasindaki fark mevcut teknolojilerin kapasitesinden büyüktür. Ayrica ev kosullarinda orijinali kadar yüksek sesle müzik dinlemek pek mümkün olmayacagindan alçak seslerle yüksek sesler arasindaki farkin azaltilmasi anlamina gelen sikistirma islemi uygulanmaktadir. Uygulanmadigi takdirde sesi ya alçak sesleri duyamayacagimiz kadar kismamiz ya da yüksek seslerin bizi, komsularimizi rahatsiz
edecegi kadar açmamiz gerekir. Uygulanmasi kaçinilmaz olan sikistirma isleminde çok mühim olan bir husus vardir. Sikistirma islemi her bir ses için ayri ayri yapilmalidir. Ayri ortamlara kaydedilmis sesler birlestirildikten sonrasında sikistirma yapilirsa müzigin akisi sirasinda ortaya çikan yeni bir ses devam etmekte olan seslerde anlamsiz bir zayiflamaya sebep olacaktir. (Compression In Mastering, Bob Katz)
5. Bu sekilde islenmis olan sesler stereo bir sistemde sag ve sol kanal dengeli olacak sekilde birlestirilir. Stereo sistemlerin amaci yalnizca iki ses kanali kullanarak insan isitme sisteminin yön algilama becerisinin aldatilmasi ve bu sayede ikiden fazla adette ses kaynagi varmisçasina bir sahne görüntüsü olusturulmasi seklinde açiklanmaktadir. Sadece ayni maliyetle üretilecek iki kanalli bir sistemin tek kanalli bir sisteme nazaran daha düsük kalitede olmasi kaçinilmazdir. Netice olarak sahne görüntüsü elde etmenin müzikten alinan zevke pozitif yönde katkisi olabilecegini bile kabul etsek ses kalitesinin diger açilardan düsmesinden daha mühim bir katkisi olacagi oldukça süphelidir. Ayrica kulagimiza çok sayida yerden ses gelmesiyle, o hissi yaratacak sekilde iki yönden ses gelmesi kesinlikle tam ayni etkiyi yaratamaz. Örnegin tüm zil seslerinin bir kanala kaydedilmis oldugu bir stereo sistemi dinledigimizde sanki diger taraftaki kulagimiz tikali benzer biçimde hissederiz. Bu yüzden büyük çogunlukla gerçekçi sahne görüntüsünden fedakarlik yapilarak kayitlarin daha rahat dinlenebilir olmasina öncelik verilmektedir. Örnegin sanki davul seti sahnenin bir ucundan digerine kadar uzuyormus benzer biçimde bazi zil sesleri sag, bazisi sol, bazisi da ortadan gelecek sekilde kayitlar yapilmaktadir. (Piyasaya sürülecek ürün tasinabilir müzik sistemlerinden, devasa yükseklikte kaliteli sistemlere kadar çesitli ortamlarda kullanilacagi için 4 ve 5. maddelerde belirtilen islemler tüm bu ortamlar gözönüne alinarak yapilir. Yapimci sirketler ürünlerini pazarlama slerine nazaran farkli düzeydeki sistemlere nazaran optimize ederler.)
6. Yapilmis olan kayitlar evimizdeki HiFi sistemde sese dönüstürülür.
7. Odanin akustiginden de çesitli sekillerde etkilenen sesler kulagimiza ulasir.
8. nimiz kulak tarafindan kendisine iletilen sesin özelliklerini o anki ruh halimiz, deneyimimiz, beklentilerimiz, dikkatimiz dogrultusunda seçici olarak algilar ve yorumlar. Örnegin dikkatimizi sesin ne kadar detayli olduguna yönelttigimiz sirada diger özellikleri degerlendiremeyiz. Görüldügü benzer biçimde müzigin icrasindan kulagimiza ulasana dek ses mühim degisikliklere ugramaktadir. Kayit islemleri, ve muhtemelen
HiFi sistem üreticilerinin tasarim çalismalari sesin aslina sadik kalinmasindan çok, pratikte en rahat ve zevkle dinlenebilir sonuçlari elde etmeye yöneliktir.
Hi-Fi Aletleri Satın Alırken
Dinleme Kosullari ve Yöntemi
Bir müzik sistemini mümkün oldugunca gerçekçi degerlendirebilmek için dinleme kosullariyla ilgili bazi hususlara itina göstermek gerekir:
Dinleme islemi sessiz, sakin bir ortamda gerçeklestirilmelidir. Odada mümkünse yalnizca dinlenmekte olan kolonlar bulunmalidir. Bundan dolayı diger kolonlarin hoparlörleri kendilerine ulasan ses dalgalarinin etkisiyle titresir ve bufotoğraf leri sesin kaynaginda durmasindan sonrasında, kisa da olsa bir süre devam eder. Diger kolonlar ayrica sesin tonu, yönü benzer biçimde hususlari da çesitli sekillerde etkilerler. Eger odada baska kolonlarin
bulunmasi kaçinilmaz ise bu kolonlarin girisinin kisa dönem edilmesi durumunda problem bir miktar azalir. Bunu bir kolonun bas hoparlörünün diyaframina parmaginizla hafifçe vurarak deneyebilirsiniz. Kolonun girisi kisa dönem iken daha azca ses çikacaktir. Esasen ideal olan çözüm kontrol edilecek sistemin ileride kullanilacagi ortamda dinlenmesidir. Dinleme islemi minimum iki güne yayilmali ve bir kaç saatten kisa olmamalidir. Minimum iki gün önerilmesinin sebebi kisinin beklentilerinin ilk dinleme ile daha sonraki dinleme arasinda çogunlukla degismesidir. Ayrica kisinin alisik oldugu müzik sistemine nazaran devasa yükseklikte kaliteli oldugu tahmin edilen (bu tahmin örnegin fiyata dayali olabilir) sistemlerin gerçek kalitesinin ve degerinin anlasilmasi için bir kaç hafta süresince araliklarla dinlenmesi gerekebilir. Bundan dolayı farkin çok büyük olmasi, normalizasyonun etkisiyle çoğu zaman mevcut farkin dogru yorumlanabilmesini güçlestirmektedir. Dinleme islemi çesitli müzik türleri ile gerçeklestirilmeli, seçiminde insan sesi içeren ve çok sesli sanatla alakalı müzik içeren kayitlara ne olursa olsun yer verilmelidir. Eger bir karsilastirma yapilacaksa ilkin bir sistem minimum 15 dakika dinlenmeli, hemen sonra diger sisteme geçilmelidir. Çok hizli bir sekilde bir sistemden digerine geçis ses tonu benzer biçimde bazi farklarin algilanmasini kolaylastirmakla beraber bilhassa müzige iliskin kriterlerin algilanmasini güçlestirir. Algilanan sesin kayit, CD player ya da baska bir , yükselteç, kolonlar, oda ve kisinin o anki beklenti ve ruh halinin bir sonucu oldugu hiçbir vakit unutulmamalidir. Bilhassa akustik açidan hususi tedbir alinmamis çogu odanin ses tonuna elektronik aygıt ve kolonlardan çok daha çok tesir ettigini unutmamak gerekir. Tek bir cihazin performansinin degerlendirilmesinde onun diger cihazlarla hem teknik (örnegin empedans uyumu) hem de ses karakteri açisindan uyumu konusunu da dikkate almak gerekir. Dinleme sirasinda dikkatimizi yöneltecegimiz kriterleri sese iliskin ve müzige iliskin olarak iki gruba ayirabiliriz.
Sese iliskin kriterleri dinleme
Sesin karakteri: Canli müzikte çok çesitli sesler vardir. Ayrica kayitlar da firmadan firmaya hatta albümden albüme küçümsenmeyecek farkliliklar gösterirler. Eger bir müzik sistemi her albümde benzer ses veriyorsa kayittaki farkliliklari örten kendine özgü bir ses karakteri var anlamına gelir. Örnegin bir müzik sistemi daima yumusak ses veriyorsa bu durum bir hatayi göstermektedir. Bir müzik sistemi gerektiginde sert ses de yumusak ses de verebilmelidir. Dinleme esnasinda sesin karakteri ile ilgili dikkat edilmesi ihtiyaç duyulan bir mevzu da insan sesleridir. Insan kulaginin en aliskin oldugu seslerden biri dogal olarak insan sesidir ve bundan dolayı bir müzik sisteminde sesin karakterinin ne kadar degistigini idrak etmek için adam ve kadın sesleri içeren albümler de dinlenmelidir.
Sesin netligi: Müzik sistemlerinde kalitearttikça sesin netligi de artacaktir. Sadece bir müzik sisteminde tiz seslerin abartilmasiyla sesin netliginin daha yüksek algilanacagi da unutulmamalidir. Ayrica yüksek kaliteli sistemlerin net ve keskin sesinin düsük kaliteye alismis bazi dinleyiciler tarafindan sert zannedildigini de belirtmek gerekir.
Sesin büyüklügü: James Boyk "Thinking Person's Guide to Stereos" adli makalesinde "Bir müzisyen olarak HiFi sistemlerin canli müzige kiyasla en zayif olduklari alanin dinamik aralik oldugunu görüyorum" demektedir. Bir müzik sisteminde alçak seslerle yüksek sesler arasindaki fark ne kadar büyükse sistem canli müzige o denli yakin ses vermektedir. Burada da müzik sisteminin "zorlanmasi" sonucu yüksek ses veriyormus hissi yaratmasi ile hakkaten yüksek ses vermesini karistirmamak gerekir.
Sesin tonundan bagimsiz performans: Bir müzik sisteminin performansi her tondaki seslerde ayni olmayabilir. Örnegin sesin netligi tiz seslerde zayif olup bas seslerde daha iyi olabilir. Ya da orta kalinliktaki seslerde nlik hissi makul iken tiz sesler kolonlardan geliyor benzer biçimde olabilir.
Sahne görüntüsü: Stereo sistemlerin amaci iki kolonla üç boyutlu sahne görüntüsü elde etmek olarak açiklanmaktadir. Bu sekilde evimizde konserdekine daha yakin bir zevk alacagimiz kabul edilmektedir. Bir müzik sistemi sahne görüntüsünü ne kadar net olusturabilirse sistemin kalitesinin o denli yüksek oldugu düsünülmektedir. Bununla beraber, çok belirgin, net bir sahne görüntüsünün müzikten aldigimiz zevki negatif etkilemesi daha muhtemeldir. Bir stereo sistem müzisyenlerin sahnenin neresinde bulunduklarini izah edebilir, sadece hareketlerini, mimiklerini gösteremez. Bir konserde gördüklerimiz duyduklarimizi güçlendirebilir fakat stereo sistemle sahne görüntüsü olusturmak müzisyenlerin duygularini dinleyiciye aktarma yönünde herhangi bir katkida bulunmaz. Aksine ilgimizi müzikten görüntüye kaydirabilir. Aslinda
gördüklerimiz bir konserde de müzikten aldigimiz zevki azaltabilir. "Duygulanim ile isitme arasinda görmeye nazaran daha yakin bir iliski vardir." (Music and the Mind, Anthony Storr s.26). Bilhassa yüksek kaliteli sanat müziginde bazi kolay algilanabilecek melodi v.s. yaninda çogunlukla beynimizin sinirlarini zorlayacak harmoni, tema benzer biçimde unsurlar vardir. Bunlari algilamak ise yogun dikkat ve analitik düsünce gerektirir. Oysa duyu organlarimiza ulasan uyaranlar uzun vadeli hafiza kullanimi ve analitik düsünce gerektiren bu benzer biçimde islerdeki basari oranimizi azaltir. (A Role for Memory in Divided Attention Between two Independent Stimuli, Hafter, E.R., Bonnel, A.-M., Gallun, E. ve Cohen, E.). Muhtemelen çogumuzun kaliteli, sanatla alakalı müzik dinlerken gözlerimizi kapattigimizda müzikten daha çok zevk aldigimiz durumlar olmustur. Iyi bir stereo sistemde seslerin yeri sesin gücü ve tonu degisse de durağan(durgun) kalabilmelidir. Ayrica yanlardan gelen sesler de ortadan gelen seslere benzer derinlik hissine haiz olabilmelidir. Bazi müzik sistemlerinde bilhassa yanlardan gelen seslerde derinlik hissinin azaldigini, sesin kolondan geldiginin belirginlestigini görmekteyiz. Burada derinlik hissi terimi sesin uzaktan gelmesini ifade etmemektedir. Derinlik hissi uzak ya da yakin, sesin üçüncü boyutunun varligini kastetmektedir. Derinlik hissi kafi olmadigi vakit seslerin kolonlardan geldigi barizlesir ve bu biçim ses dinleyenin ilgisini müzikten sese kaydirmaya meyillidir. Iyi bir stereo sistemin sahne görüntüsü yaratirken bir taraftan da dinleyicinin ilgisini dagitmamasi gerekir.
Seslerin bagimsizligi: Bazi müzik sistemleri tek bir enstrumanin sesini oldukça "etkisi altına alan" bir sekilde verebilirken çok sesli bir müzikte ayni basariyi gösteremezler. Elbet insanin algilama sistemi de çok sesli bir müzikte her sesi ayni netlikte duyabilecek kapasitede degildir, fakat iyi bir müzik sisteminde her enstrumanin rahatlikla takip edilebilmesi, ortaya yeni bir ses çiktiginda diger seslerin bundan mümkün oldugunca bagimsiz kalabilmesi gerekir.
Müzige iliskin kriterleri dinleme
Bir müzik sisteminde ses kalitesi ile ilgili yukarida sayilan kriterlere nazaran nerede ise hiçbir kusur bulunamamasi o sistemden zevkle müzik dinlenebilecegini garantilemez! Bunun iki sebebi vardir. Birincisi, sesin niteliklerinin algilanmasinda yanilgi payi oldukça yüksektir. Ufak sesin detayli sesle, tiz sesin net sesle, keskin sesin sert sesle, zorlanma hissinin yüksek sesle karistirilmasi ve yukarida sayilan çesitli niteliklerin kombinasyonunun dinleyende farkli etkisinde bırakır yaratmasi yanilgi payini yükselten faktörlerdir. Ikinci ve daha mühim sebep ise müzikten zevk almamizi saglayan ses niteliklerinin hepsinin denetim edilmesinin
imkansiz denecek kadar zor olmasidir. Örnegin yukaridaki kriterlerin hepsine nazaran oldukça kaliteli görünen bazi sistemlerin müzikten zevk almamizda büyük önemi olan ritm hissini sadakatle olusturamadiklarini gözlemlemekteyiz.
Netice olarak bir müzik sisteminin degerlendirilmesinde sesin niteliklerine iliskin kriterlerin denetim edilmesinin şu demek oluyor ki sira, dikkatin tamamen müzige verildigi asagidaki yöntemin de kullanilmasi sarttir.
Bas, tiz, detay, distorsiyon benzer biçimde hifi jargonunu unutun,
Sesi degil, müzigi kulak verin,
Enstrumanlari ne kolaylikla digerlerinden ayirabildiginize, takip edebildiginize bakin,
Müzisyenlerin birbirleriyle uyumlu mu yoksa çömez benzer biçimde mi çaldiklarina bakin,
Müzigin sizi gidişat (örnegin ayaginizla) tutmaya yöneltip yöneltmedigine bakin,
Müzik sisteminin ruh hali ve duygulari iletip iletmedigine, hangi duygulari uyandirabildigine bakin,
Müzigin bir süre sonra sizi yorup yormadigina dikkat edin.
Tüm bu kriterlere nazaran degerlendirme yapilirken unutulmamasi ihtiyaç duyulan bir mevzu da hiçbir müzik sisteminin muhteşem olmadigidir. Bir sistem bazi müzik türleri için uygun iken bir baska sistem baska müzik türleri için daha uygun olabilir. Örnegin popüler müzikler en kolay müzik sistemlerinde ve televizyonlarda zevkle dinlenebilir. Buna karsilik karmasik sanat müziklerinden azami zevki alabilmek, hatta kimi zaman bunlari anlayabilmek için daha kaliteli müzik sistemleri kullanmakta fayda vardır.
Dikkate Alinmasi Ihtiyaç duyulan Diger Hususlar
Teknoloji. Bazi teknolojilerin kendine özgü özellikleri vardir. Örnegin transistörlü amplifikatörlerin lambalilara nazaran çoğu zaman bas kontrolünün daha iyi oldugu, borulu (horn) kolonlarin çok kuvvetli oldugu bilinmektedir. Sadece bu bilgiler bizlere belirli bir ürünün performansi mevzusunda yalnizca bazi ipuçlari verebilir. Piyasada çok kaliteli lambali amplifikatörler oldugu benzer biçimde düsük kaliteli olanlar da vardir. Benzer sekilde her teknolojiden iyi ve fena örnekler bulmak mümkündür. Tecrübelerimiz bizlere hangi değişen teknolojinin kullanilmis oldugundan çok kullanilan değişen teknolojinin iyi uygulanip uygulanmamis olmasinin mühim oldugunu göstermektedir.
Teknik Özellikler.
Bilhassa genis tüketici kitlelerini hedef pazar olarak gören bazi üreticiler frekans yanitsamasi, gürültü orani, distorsiyon orani benzer biçimde teknik özellikler ile ses kalitesi arasinda bir iliski oldugu izlenimini uyandiracak reklamlar yapmaktadirlar. Bu sekilde ürünlerinin aslina çok yakin ses verdigi izlenimini yaratmayi hedeflemektedirler. Zira teknik özelliklere bakildiginda örnegin en kolay bir CD player'in nerede ise muhteşem oldugu zannedilir. Bu şekilde bir CD player'in brosüründe distorsiyon orani çoğu zaman 1/10.000'i geçmez, frekans yanitsamasi 0,5 desibelden fazla bir sapma göstermez. Sadece yüksek kaliteli bir CD player ile düsük kaliteli bir CD player'in sesinin karsilastirilmasi durumunda bu kadar düsük hata oranlariyla açiklanamayacak seviyede farkliliklar oldugu görülür. Bu durum bir müzik sisteminin tüm parçalari için geçerlidir. Hatta bazi üreticilerin tasarim ve üretim süreçlerinde önceligi teknik özelliklere vererek ses kalitesinden fedakarlik yapiyor olmalari da kuvvetle muhtemeldir. Nitekim bazi oldukça düsük kaliteli ürünlerin teknik özellikleri son aşama kaliteli bazi ürünlerinkinden daha iyi gözükmektedir. Doğrusu teknik özellikler ile ses kalitesi arasinda kimi zaman negatif bir iliski dahi olabilir.
Fiyat
Bir müzik sisteminin fiyati yüksekse çoğu zaman kalitesi de yüksek olmaktadir. Sadece normal olarak bunun istisnalari da vardir. Ayrica fiyat artisinin ses standardını ne seviyede ve ne sekilde artiracagi da önemlidir. Çok çesitli müzik sistemleri dinleme deneyimine haiz olmayan çogu kisi fiyat arttikça ses kalitesinin sesin orijinaline yaklasacagini, dolayisiyla kalitedeki degisimin giderek azalacagini düsünür. Oysa deneyimlerimiz yüksek kaliteli ürünler arasindaki farklarin ucuz ürünler arasindaki farklardan daha büyük olabildigini göstermektedir. Bu durumun baslica iki sebebi oldugunu zannediyorum. Birincisi düsük fiyatli ürünlerin imalati sirasinda temel önceligin ürünün istenen islevi mümkün mertebe güvenilir bir sekilde yerine getirmesinden ibaret olmasi. Doğrusu kabul edilemeyecek gürültü oranlari disinda ses kalitesi açisindan fazla bir beklenti olmamasi ve markadan markaya fazla degismeyen standart parça ve yöntemlerin kullanilmasi. Ikincisi ise ucuz sistemlerin çözünürlüklerinin düsük olmasi sebebiyle mevcut farklarin duyulmasinin zor olmasi. Bir müzik sistemine ne kadar bütçe ayrildiginda ne kalitede ses alinacagi bir çok kisinin merak ettigi bir mevzudur. Maalesef biri nicelik digeri kalite olan iki seyi karsilastirarak bu soruya net bir çözüm verebilmek pek mümkün gözükmüyor. Sadece bu mevzuya bir seviyede isik dokunabilecek su bilgiyi verebiliriz: Ilk kere dinledigi fiyat kategorisindeki bir sistem hakkinda yorum meydana getiren çogu kisi ses kalitesi farkinin beklediginden fazla oldugunu belirtmektedir. (Kisinin alisik oldugu sistemler ile yeni dinledigi sistem arasindaki farkin çok büyük olmasi durumu hariç. Bu durumda kisinin farki dogru algilayabilmesi çoğu zaman pek mümkün olmuyor, hatta kaliteli olan sistem begenilmeyebiliyor. Kisi duymaya alismis oldugu, dolayisiyla dogru oldugunu zannettigi bozulmalari devasa yükseklikte kaliteli sistemde duymayinca sistemin kuvvetsiz, detaysiz, heyecansiz bir sese haiz oldugu kanaatine ulasabiliyor. Bütçe ile ilgili sik karsilasilan bir sual da bütçenin ne kadarinin hangi bölüme ayrilmasi gerektigidir. Müzik sistemleri ile yeni
ilgilenmeye baslayan çogu kisi kolonlarin diger parçalardan daha mühim oldugunu düsünür. Kolonlar arasinda karsilastirma yapildiginda ses tonu benzer biçimde kolay hissedilen bazi farklar diger parçalara nazaran birazcık daha çok olmakla beraber müzikten alinan zevki etkileme açisindan (ör: cd player) ve yükselteç çoğu zaman daha mühim rol oynamaktadir.
Uyum
Esasen bir müzik sistemini olusturan parçalarin uyumu en önemlisidir. Çok pahali ve kaliteli sadece birbiriyle uyumsuz parçalardan olusan bir müzik sistemi oldukça mütevazi bir sistemden daha fena netice verebilir. Uyumlu bir sistemde parçalarin fiyati birbirine yakin olmaktadir. Bir müzik sisteminin parçalarini seçmeye hangisinden baslamaliyiz? Bu mevzuda çogumuzun en zor degistirecegi unsur salonun boyutlaridir. Salonun akustik özelliklerini bir miktar degistirmek çok zor degildir fakat örnegin 60m2'lik bir salonda 20x30x40 santimetre boyutlarinda bir kolondan düsük distorsiyon oranlariyla kafi akustik güç ve bas ses elde edilmesi nerede ise imkansizdir. Dolayisiyla salonu seçme sansimiz olmadigini farz edersek seçime kolonlarla baslayip, ona uygun yükselteç ve CD player ile devam etmeliyiz. Cihazlarin birbirine uyumu mevzusunda bazi teknik kriterler var olmakla birlikte seçimi dinleyerek yapmak en uygunudur. Bilgi ve deneyimine güvenmeyen kisiler ve düsük bütçe ile kurulacak sistemler için en iyi netice çoğu zaman tüm cihazlarin ayni marka ve seriden olmasiyla elde edilmektedir.
Referanslar
Bohn, Dennis (Rane Corporation) "Signal Processing Fundamentals"
Boyk, James "Music of Sound"
Boyk, James "Rules of the Game"
Boyk, James "Thinking Person's Guide to Stereos"
Boyk, James "Ear Of The Beholder"
Grodinsky, Robert M., "Ultra High Resolution Loudspeaker System, United States Patent 4,597,100"
Hafter, E.R., Bonnel, A.M., Gallun, E. and Cohen, E. "A Role for Memory in Divided Attention Between two
Independent Stimuli"
Hiraga, Jean "Les Haut-Parleurs"
JBL Professional, "Sound System Design Manual 99"
Jourdain, Robert "Music, The Brain And Ecstasy"
Katz, Bob "Compression in Mastering"
Norwitz, Leonard "Are You On The Road To Audio Hell"
Penalva, Jean Michel "Du Son à l'Emotion La Haute Fidélité"
Russel, Dan "Hammer Nonlinearity, Dynamics and the Piano Sound"
Russel, Dan "The Piano Hammer as a Nonlinear Spring"
Storr, Antony "Music and the Mind"
Worral, David "Physics and Psychophysics of Music"
BÖLüM II - HI-FI KRİTERLERİ
HI-FI sistemleri karşılaştırmada kullanılan kriterler.En mühim olan 6 kriteri burda bulabilirsiniz.
1. Ton ayarı: Sesin frekans aralığı (frequency range) şeklinde tanımlanır. Hertz(Hz) ile anlatılır. Özetlemek gerekirse alt, orta ve üst sesleri içeren bir skala içinde müzik dinleriz. Bir sistemin müziğin doğasında mevcud bu sesleri aslına en yakın kapasitede verebilmesi mühim bir başarı ölçütüdür.
2. Reverberasyon tesiri: Canlı müzikte notaların belli bir duyulma süresi vardır. Müziğin temposu buna nazaran belirlenir. Kayıt ortamında saptanan bu özelliklerin sistemimizde aslına uygun halde duyulması, şu demek oluyor ki seslerin gereğinden kısa ya da uzun duyulmaması da mühim bir ölçüttür.
3. Dinamik aralık: Desibel(dB)cinsinden anlatılır. Sesin büyüklüğü ile ilgilidir. Hiçbir audio sistemi canlı müzikteki büyüklüğü birebir veremez. Sadece en düşük ses ile en yüksek ses arasındaki aralık ne kadar büyük olursa, canlı müziğe o denli yaklaşılmış olur.
4. Sahne görüntüsü: Müziğin icrasında enstrümanlar sahneye belli bir seviye içinde yerleşir. Bu üç boyutlu bir yerleşimdir. Bir müzik sistemi sahnedeki bu izlenimi doğru olarak yansıttığı seviyede boyutlu ve başarılıdır.
5. Tını-ses rengi: Her enstrümanın belli bir ses karakteri vardır. Bu karakter harmonikler dediğimiz ve temel sese birlikte rol alan yan seslerle oluşur. Bu tarz şeyleri doğruya en yakın halde bizlere ileten sistem, her enstrümanı kendi karakteristiğine uygun halde dinlememizi sağlar.
6. Dinamik değişiklik: Müzikte değişik enstrümanların seslerindeki yükseklik farkı haricinde bir de aynı enstrümanın çeşitli iniş-çıkışları sözkonusudur. Canlı müzikte bu hiçbir vakit monoton bir çizgi izlemez. Sistemimizin bu konudaki başarısı da oldukça uç bir performansı ifade eder.
HI-FI Nedir ?
HiFi, Ingilizce'deki "High Fidelity" şu demek oluyor ki yüksek sadakat kelimelerinin kisaltmasidir. Bazi teknik açilardan hata payi belirli oranlarin altinda olan (şu demek oluyor ki HiFi normlarına uygun) ve evde kullanilmaya yönelik müzik sistemleri HiFi sistemler olarak kabul edilmektedir. Sadece HiFi normlari oldukça düsük standartlardir, ayrica teknik ölçümlerle algilanan ses kalitesi arasinda bugüne dek pek bir iliski saptanamamistir. Netice olarak son yillarda daha yüksek bir performans düzeyini ifade etmekiçin High End ve Ultra-Fi benzer biçimde iki kavram daha gelistirilmistir. Sadece bunlar arasinda kati ayirimlar yoktur. Yüksek sadakatle ne ifade edilmek istendigini daha iyi idrak etmek için müzisyenlerin icrasindan bizim algilayisimiza kadar sesin ne benzer biçimde islemlerden geçtigine bir göz atmakta yarar vardir:
1. Müzisyenler içinde bulunduklari stüdyo ya da konser salonunun akustik özelliklerine nazaran müzigi duyarlar ve icra ederler. Örnegin reverberasyon süresi kisa olan bir ortamda bir müzisyen bir notayi daha kisa süreyle duyar ve müzigin temposunu ona nazaran ayarlar. (Music of Sound, James Boyk)
2. Mikrofon adedi, tipi ve yerlestirilisine nazaran dogrudan gelen ve yansiyarak gelen sesler mikrofonlarca farkli oranlarda, farkli vakit araliklariyla algilanir.
3. Herbir mikrofonun algiladigi ses elektrik enerjisine çevrilerek bir kayit cihazina iletilir ve bu aygıt tarafindan çoğu zaman birer manyetik kayit ortamina kaydedilir. Son yillarda söz mevzusu sinyallerin çok sayida (Ör: 44100/saniye) örnegi alinarak, tamaminin aslina uygun (analog) olarak kaydedilmesi yerine, tamamini temsil ettigi varsayilan örneklerin kaydedildigi dijital sistemler yayginlasmistir. (Bu sistemlerin ilk ticari örnekleri gelistirildiginde saniyede 44100 örnekle temsil edilen bir sinyalle orijinali arasinda insan kulagi tarafindan fark algilanamayacagi iddia edilmekte idi. Bu sistemleri gelistirmis olan firmalar bugün saniyede 192 bin örnekleme meydana getiren sistemler üstünde çalismaktadirlar.)
4. Kaydedilen sesler, faydasinin zararindan fazla oldugu kabul edilen ton ayari, reverberasyon tesiri ekleme, sikistirma benzer biçimde islemlerden geçirilir. Bunlarin en önemlisi sikistirmadir. Çogu canli müzikte en alçak sesle en yüksek ses arasindaki fark mevcut teknolojilerin kapasitesinden büyüktür. Ayrica ev kosullarinda orijinali kadar yüksek sesle müzik dinlemek pek mümkün olmayacagindan alçak seslerle yüksek sesler arasindaki farkin azaltilmasi anlamina gelen sikistirma islemi uygulanmaktadir. Uygulanmadigi takdirde sesi ya alçak sesleri duyamayacagimiz kadar kismamiz ya da yüksek seslerin bizi, komsularimizi rahatsiz
edecegi kadar açmamiz gerekir. Uygulanmasi kaçinilmaz olan sikistirma isleminde çok mühim olan bir husus vardir. Sikistirma islemi her bir ses için ayri ayri yapilmalidir. Ayri ortamlara kaydedilmis sesler birlestirildikten sonrasında sikistirma yapilirsa müzigin akisi sirasinda ortaya çikan yeni bir ses devam etmekte olan seslerde anlamsiz bir zayiflamaya sebep olacaktir. (Compression In Mastering, Bob Katz)
5. Bu sekilde islenmis olan sesler stereo bir sistemde sag ve sol kanal dengeli olacak sekilde birlestirilir. Stereo sistemlerin amaci yalnizca iki ses kanali kullanarak insan isitme sisteminin yön algilama becerisinin aldatilmasi ve bu sayede ikiden fazla adette ses kaynagi varmisçasina bir sahne görüntüsü olusturulmasi seklinde açiklanmaktadir. Sadece ayni maliyetle üretilecek iki kanalli bir sistemin tek kanalli bir sisteme nazaran daha düsük kalitede olmasi kaçinilmazdir. Netice olarak sahne görüntüsü elde etmenin müzikten alinan zevke pozitif yönde katkisi olabilecegini bile kabul etsek ses kalitesinin diger açilardan düsmesinden daha mühim bir katkisi olacagi oldukça süphelidir. Ayrica kulagimiza çok sayida yerden ses gelmesiyle, o hissi yaratacak sekilde iki yönden ses gelmesi kesinlikle tam ayni etkiyi yaratamaz. Örnegin tüm zil seslerinin bir kanala kaydedilmis oldugu bir stereo sistemi dinledigimizde sanki diger taraftaki kulagimiz tikali benzer biçimde hissederiz. Bu yüzden büyük çogunlukla gerçekçi sahne görüntüsünden fedakarlik yapilarak kayitlarin daha rahat dinlenebilir olmasina öncelik verilmektedir. Örnegin sanki davul seti sahnenin bir ucundan digerine kadar uzuyormus benzer biçimde bazi zil sesleri sag, bazisi sol, bazisi da ortadan gelecek sekilde kayitlar yapilmaktadir. (Piyasaya sürülecek ürün tasinabilir müzik sistemlerinden, devasa yükseklikte kaliteli sistemlere kadar çesitli ortamlarda kullanilacagi için 4 ve 5. maddelerde belirtilen islemler tüm bu ortamlar gözönüne alinarak yapilir. Yapimci sirketler ürünlerini pazarlama slerine nazaran farkli düzeydeki sistemlere nazaran optimize ederler.)
6. Yapilmis olan kayitlar evimizdeki HiFi sistemde sese dönüstürülür.
7. Odanin akustiginden de çesitli sekillerde etkilenen sesler kulagimiza ulasir.
8. nimiz kulak tarafindan kendisine iletilen sesin özelliklerini o anki ruh halimiz, deneyimimiz, beklentilerimiz, dikkatimiz dogrultusunda seçici olarak algilar ve yorumlar. Örnegin dikkatimizi sesin ne kadar detayli olduguna yönelttigimiz sirada diger özellikleri degerlendiremeyiz. Görüldügü benzer biçimde müzigin icrasindan kulagimiza ulasana dek ses mühim degisikliklere ugramaktadir. Kayit islemleri, ve muhtemelen
HiFi sistem üreticilerinin tasarim çalismalari sesin aslina sadik kalinmasindan çok, pratikte en rahat ve zevkle dinlenebilir sonuçlari elde etmeye yöneliktir.
Hi-Fi Aletleri Satın Alırken
Dinleme Kosullari ve Yöntemi
Bir müzik sistemini mümkün oldugunca gerçekçi degerlendirebilmek için dinleme kosullariyla ilgili bazi hususlara itina göstermek gerekir:
Dinleme islemi sessiz, sakin bir ortamda gerçeklestirilmelidir. Odada mümkünse yalnizca dinlenmekte olan kolonlar bulunmalidir. Bundan dolayı diger kolonlarin hoparlörleri kendilerine ulasan ses dalgalarinin etkisiyle titresir ve bufotoğraf leri sesin kaynaginda durmasindan sonrasında, kisa da olsa bir süre devam eder. Diger kolonlar ayrica sesin tonu, yönü benzer biçimde hususlari da çesitli sekillerde etkilerler. Eger odada baska kolonlarin
bulunmasi kaçinilmaz ise bu kolonlarin girisinin kisa dönem edilmesi durumunda problem bir miktar azalir. Bunu bir kolonun bas hoparlörünün diyaframina parmaginizla hafifçe vurarak deneyebilirsiniz. Kolonun girisi kisa dönem iken daha azca ses çikacaktir. Esasen ideal olan çözüm kontrol edilecek sistemin ileride kullanilacagi ortamda dinlenmesidir. Dinleme islemi minimum iki güne yayilmali ve bir kaç saatten kisa olmamalidir. Minimum iki gün önerilmesinin sebebi kisinin beklentilerinin ilk dinleme ile daha sonraki dinleme arasinda çogunlukla degismesidir. Ayrica kisinin alisik oldugu müzik sistemine nazaran devasa yükseklikte kaliteli oldugu tahmin edilen (bu tahmin örnegin fiyata dayali olabilir) sistemlerin gerçek kalitesinin ve degerinin anlasilmasi için bir kaç hafta süresince araliklarla dinlenmesi gerekebilir. Bundan dolayı farkin çok büyük olmasi, normalizasyonun etkisiyle çoğu zaman mevcut farkin dogru yorumlanabilmesini güçlestirmektedir. Dinleme islemi çesitli müzik türleri ile gerçeklestirilmeli, seçiminde insan sesi içeren ve çok sesli sanatla alakalı müzik içeren kayitlara ne olursa olsun yer verilmelidir. Eger bir karsilastirma yapilacaksa ilkin bir sistem minimum 15 dakika dinlenmeli, hemen sonra diger sisteme geçilmelidir. Çok hizli bir sekilde bir sistemden digerine geçis ses tonu benzer biçimde bazi farklarin algilanmasini kolaylastirmakla beraber bilhassa müzige iliskin kriterlerin algilanmasini güçlestirir. Algilanan sesin kayit, CD player ya da baska bir , yükselteç, kolonlar, oda ve kisinin o anki beklenti ve ruh halinin bir sonucu oldugu hiçbir vakit unutulmamalidir. Bilhassa akustik açidan hususi tedbir alinmamis çogu odanin ses tonuna elektronik aygıt ve kolonlardan çok daha çok tesir ettigini unutmamak gerekir. Tek bir cihazin performansinin degerlendirilmesinde onun diger cihazlarla hem teknik (örnegin empedans uyumu) hem de ses karakteri açisindan uyumu konusunu da dikkate almak gerekir. Dinleme sirasinda dikkatimizi yöneltecegimiz kriterleri sese iliskin ve müzige iliskin olarak iki gruba ayirabiliriz.
Sese iliskin kriterleri dinleme
Sesin karakteri: Canli müzikte çok çesitli sesler vardir. Ayrica kayitlar da firmadan firmaya hatta albümden albüme küçümsenmeyecek farkliliklar gösterirler. Eger bir müzik sistemi her albümde benzer ses veriyorsa kayittaki farkliliklari örten kendine özgü bir ses karakteri var anlamına gelir. Örnegin bir müzik sistemi daima yumusak ses veriyorsa bu durum bir hatayi göstermektedir. Bir müzik sistemi gerektiginde sert ses de yumusak ses de verebilmelidir. Dinleme esnasinda sesin karakteri ile ilgili dikkat edilmesi ihtiyaç duyulan bir mevzu da insan sesleridir. Insan kulaginin en aliskin oldugu seslerden biri dogal olarak insan sesidir ve bundan dolayı bir müzik sisteminde sesin karakterinin ne kadar degistigini idrak etmek için adam ve kadın sesleri içeren albümler de dinlenmelidir.
Sesin netligi: Müzik sistemlerinde kalitearttikça sesin netligi de artacaktir. Sadece bir müzik sisteminde tiz seslerin abartilmasiyla sesin netliginin daha yüksek algilanacagi da unutulmamalidir. Ayrica yüksek kaliteli sistemlerin net ve keskin sesinin düsük kaliteye alismis bazi dinleyiciler tarafindan sert zannedildigini de belirtmek gerekir.
Sesin büyüklügü: James Boyk "Thinking Person's Guide to Stereos" adli makalesinde "Bir müzisyen olarak HiFi sistemlerin canli müzige kiyasla en zayif olduklari alanin dinamik aralik oldugunu görüyorum" demektedir. Bir müzik sisteminde alçak seslerle yüksek sesler arasindaki fark ne kadar büyükse sistem canli müzige o denli yakin ses vermektedir. Burada da müzik sisteminin "zorlanmasi" sonucu yüksek ses veriyormus hissi yaratmasi ile hakkaten yüksek ses vermesini karistirmamak gerekir.
Sesin tonundan bagimsiz performans: Bir müzik sisteminin performansi her tondaki seslerde ayni olmayabilir. Örnegin sesin netligi tiz seslerde zayif olup bas seslerde daha iyi olabilir. Ya da orta kalinliktaki seslerde nlik hissi makul iken tiz sesler kolonlardan geliyor benzer biçimde olabilir.
Sahne görüntüsü: Stereo sistemlerin amaci iki kolonla üç boyutlu sahne görüntüsü elde etmek olarak açiklanmaktadir. Bu sekilde evimizde konserdekine daha yakin bir zevk alacagimiz kabul edilmektedir. Bir müzik sistemi sahne görüntüsünü ne kadar net olusturabilirse sistemin kalitesinin o denli yüksek oldugu düsünülmektedir. Bununla beraber, çok belirgin, net bir sahne görüntüsünün müzikten aldigimiz zevki negatif etkilemesi daha muhtemeldir. Bir stereo sistem müzisyenlerin sahnenin neresinde bulunduklarini izah edebilir, sadece hareketlerini, mimiklerini gösteremez. Bir konserde gördüklerimiz duyduklarimizi güçlendirebilir fakat stereo sistemle sahne görüntüsü olusturmak müzisyenlerin duygularini dinleyiciye aktarma yönünde herhangi bir katkida bulunmaz. Aksine ilgimizi müzikten görüntüye kaydirabilir. Aslinda
gördüklerimiz bir konserde de müzikten aldigimiz zevki azaltabilir. "Duygulanim ile isitme arasinda görmeye nazaran daha yakin bir iliski vardir." (Music and the Mind, Anthony Storr s.26). Bilhassa yüksek kaliteli sanat müziginde bazi kolay algilanabilecek melodi v.s. yaninda çogunlukla beynimizin sinirlarini zorlayacak harmoni, tema benzer biçimde unsurlar vardir. Bunlari algilamak ise yogun dikkat ve analitik düsünce gerektirir. Oysa duyu organlarimiza ulasan uyaranlar uzun vadeli hafiza kullanimi ve analitik düsünce gerektiren bu benzer biçimde islerdeki basari oranimizi azaltir. (A Role for Memory in Divided Attention Between two Independent Stimuli, Hafter, E.R., Bonnel, A.-M., Gallun, E. ve Cohen, E.). Muhtemelen çogumuzun kaliteli, sanatla alakalı müzik dinlerken gözlerimizi kapattigimizda müzikten daha çok zevk aldigimiz durumlar olmustur. Iyi bir stereo sistemde seslerin yeri sesin gücü ve tonu degisse de durağan(durgun) kalabilmelidir. Ayrica yanlardan gelen sesler de ortadan gelen seslere benzer derinlik hissine haiz olabilmelidir. Bazi müzik sistemlerinde bilhassa yanlardan gelen seslerde derinlik hissinin azaldigini, sesin kolondan geldiginin belirginlestigini görmekteyiz. Burada derinlik hissi terimi sesin uzaktan gelmesini ifade etmemektedir. Derinlik hissi uzak ya da yakin, sesin üçüncü boyutunun varligini kastetmektedir. Derinlik hissi kafi olmadigi vakit seslerin kolonlardan geldigi barizlesir ve bu biçim ses dinleyenin ilgisini müzikten sese kaydirmaya meyillidir. Iyi bir stereo sistemin sahne görüntüsü yaratirken bir taraftan da dinleyicinin ilgisini dagitmamasi gerekir.
Seslerin bagimsizligi: Bazi müzik sistemleri tek bir enstrumanin sesini oldukça "etkisi altına alan" bir sekilde verebilirken çok sesli bir müzikte ayni basariyi gösteremezler. Elbet insanin algilama sistemi de çok sesli bir müzikte her sesi ayni netlikte duyabilecek kapasitede degildir, fakat iyi bir müzik sisteminde her enstrumanin rahatlikla takip edilebilmesi, ortaya yeni bir ses çiktiginda diger seslerin bundan mümkün oldugunca bagimsiz kalabilmesi gerekir.
Müzige iliskin kriterleri dinleme
Bir müzik sisteminde ses kalitesi ile ilgili yukarida sayilan kriterlere nazaran nerede ise hiçbir kusur bulunamamasi o sistemden zevkle müzik dinlenebilecegini garantilemez! Bunun iki sebebi vardir. Birincisi, sesin niteliklerinin algilanmasinda yanilgi payi oldukça yüksektir. Ufak sesin detayli sesle, tiz sesin net sesle, keskin sesin sert sesle, zorlanma hissinin yüksek sesle karistirilmasi ve yukarida sayilan çesitli niteliklerin kombinasyonunun dinleyende farkli etkisinde bırakır yaratmasi yanilgi payini yükselten faktörlerdir. Ikinci ve daha mühim sebep ise müzikten zevk almamizi saglayan ses niteliklerinin hepsinin denetim edilmesinin
imkansiz denecek kadar zor olmasidir. Örnegin yukaridaki kriterlerin hepsine nazaran oldukça kaliteli görünen bazi sistemlerin müzikten zevk almamizda büyük önemi olan ritm hissini sadakatle olusturamadiklarini gözlemlemekteyiz.
Netice olarak bir müzik sisteminin degerlendirilmesinde sesin niteliklerine iliskin kriterlerin denetim edilmesinin şu demek oluyor ki sira, dikkatin tamamen müzige verildigi asagidaki yöntemin de kullanilmasi sarttir.
Bas, tiz, detay, distorsiyon benzer biçimde hifi jargonunu unutun,
Sesi degil, müzigi kulak verin,
Enstrumanlari ne kolaylikla digerlerinden ayirabildiginize, takip edebildiginize bakin,
Müzisyenlerin birbirleriyle uyumlu mu yoksa çömez benzer biçimde mi çaldiklarina bakin,
Müzigin sizi gidişat (örnegin ayaginizla) tutmaya yöneltip yöneltmedigine bakin,
Müzik sisteminin ruh hali ve duygulari iletip iletmedigine, hangi duygulari uyandirabildigine bakin,
Müzigin bir süre sonra sizi yorup yormadigina dikkat edin.
Tüm bu kriterlere nazaran degerlendirme yapilirken unutulmamasi ihtiyaç duyulan bir mevzu da hiçbir müzik sisteminin muhteşem olmadigidir. Bir sistem bazi müzik türleri için uygun iken bir baska sistem baska müzik türleri için daha uygun olabilir. Örnegin popüler müzikler en kolay müzik sistemlerinde ve televizyonlarda zevkle dinlenebilir. Buna karsilik karmasik sanat müziklerinden azami zevki alabilmek, hatta kimi zaman bunlari anlayabilmek için daha kaliteli müzik sistemleri kullanmakta fayda vardır.
Dikkate Alinmasi Ihtiyaç duyulan Diger Hususlar
Teknoloji. Bazi teknolojilerin kendine özgü özellikleri vardir. Örnegin transistörlü amplifikatörlerin lambalilara nazaran çoğu zaman bas kontrolünün daha iyi oldugu, borulu (horn) kolonlarin çok kuvvetli oldugu bilinmektedir. Sadece bu bilgiler bizlere belirli bir ürünün performansi mevzusunda yalnizca bazi ipuçlari verebilir. Piyasada çok kaliteli lambali amplifikatörler oldugu benzer biçimde düsük kaliteli olanlar da vardir. Benzer sekilde her teknolojiden iyi ve fena örnekler bulmak mümkündür. Tecrübelerimiz bizlere hangi değişen teknolojinin kullanilmis oldugundan çok kullanilan değişen teknolojinin iyi uygulanip uygulanmamis olmasinin mühim oldugunu göstermektedir.
Teknik Özellikler.
Bilhassa genis tüketici kitlelerini hedef pazar olarak gören bazi üreticiler frekans yanitsamasi, gürültü orani, distorsiyon orani benzer biçimde teknik özellikler ile ses kalitesi arasinda bir iliski oldugu izlenimini uyandiracak reklamlar yapmaktadirlar. Bu sekilde ürünlerinin aslina çok yakin ses verdigi izlenimini yaratmayi hedeflemektedirler. Zira teknik özelliklere bakildiginda örnegin en kolay bir CD player'in nerede ise muhteşem oldugu zannedilir. Bu şekilde bir CD player'in brosüründe distorsiyon orani çoğu zaman 1/10.000'i geçmez, frekans yanitsamasi 0,5 desibelden fazla bir sapma göstermez. Sadece yüksek kaliteli bir CD player ile düsük kaliteli bir CD player'in sesinin karsilastirilmasi durumunda bu kadar düsük hata oranlariyla açiklanamayacak seviyede farkliliklar oldugu görülür. Bu durum bir müzik sisteminin tüm parçalari için geçerlidir. Hatta bazi üreticilerin tasarim ve üretim süreçlerinde önceligi teknik özelliklere vererek ses kalitesinden fedakarlik yapiyor olmalari da kuvvetle muhtemeldir. Nitekim bazi oldukça düsük kaliteli ürünlerin teknik özellikleri son aşama kaliteli bazi ürünlerinkinden daha iyi gözükmektedir. Doğrusu teknik özellikler ile ses kalitesi arasinda kimi zaman negatif bir iliski dahi olabilir.
Fiyat
Bir müzik sisteminin fiyati yüksekse çoğu zaman kalitesi de yüksek olmaktadir. Sadece normal olarak bunun istisnalari da vardir. Ayrica fiyat artisinin ses standardını ne seviyede ve ne sekilde artiracagi da önemlidir. Çok çesitli müzik sistemleri dinleme deneyimine haiz olmayan çogu kisi fiyat arttikça ses kalitesinin sesin orijinaline yaklasacagini, dolayisiyla kalitedeki degisimin giderek azalacagini düsünür. Oysa deneyimlerimiz yüksek kaliteli ürünler arasindaki farklarin ucuz ürünler arasindaki farklardan daha büyük olabildigini göstermektedir. Bu durumun baslica iki sebebi oldugunu zannediyorum. Birincisi düsük fiyatli ürünlerin imalati sirasinda temel önceligin ürünün istenen islevi mümkün mertebe güvenilir bir sekilde yerine getirmesinden ibaret olmasi. Doğrusu kabul edilemeyecek gürültü oranlari disinda ses kalitesi açisindan fazla bir beklenti olmamasi ve markadan markaya fazla degismeyen standart parça ve yöntemlerin kullanilmasi. Ikincisi ise ucuz sistemlerin çözünürlüklerinin düsük olmasi sebebiyle mevcut farklarin duyulmasinin zor olmasi. Bir müzik sistemine ne kadar bütçe ayrildiginda ne kalitede ses alinacagi bir çok kisinin merak ettigi bir mevzudur. Maalesef biri nicelik digeri kalite olan iki seyi karsilastirarak bu soruya net bir çözüm verebilmek pek mümkün gözükmüyor. Sadece bu mevzuya bir seviyede isik dokunabilecek su bilgiyi verebiliriz: Ilk kere dinledigi fiyat kategorisindeki bir sistem hakkinda yorum meydana getiren çogu kisi ses kalitesi farkinin beklediginden fazla oldugunu belirtmektedir. (Kisinin alisik oldugu sistemler ile yeni dinledigi sistem arasindaki farkin çok büyük olmasi durumu hariç. Bu durumda kisinin farki dogru algilayabilmesi çoğu zaman pek mümkün olmuyor, hatta kaliteli olan sistem begenilmeyebiliyor. Kisi duymaya alismis oldugu, dolayisiyla dogru oldugunu zannettigi bozulmalari devasa yükseklikte kaliteli sistemde duymayinca sistemin kuvvetsiz, detaysiz, heyecansiz bir sese haiz oldugu kanaatine ulasabiliyor. Bütçe ile ilgili sik karsilasilan bir sual da bütçenin ne kadarinin hangi bölüme ayrilmasi gerektigidir. Müzik sistemleri ile yeni
ilgilenmeye baslayan çogu kisi kolonlarin diger parçalardan daha mühim oldugunu düsünür. Kolonlar arasinda karsilastirma yapildiginda ses tonu benzer biçimde kolay hissedilen bazi farklar diger parçalara nazaran birazcık daha çok olmakla beraber müzikten alinan zevki etkileme açisindan (ör: cd player) ve yükselteç çoğu zaman daha mühim rol oynamaktadir.
Uyum
Esasen bir müzik sistemini olusturan parçalarin uyumu en önemlisidir. Çok pahali ve kaliteli sadece birbiriyle uyumsuz parçalardan olusan bir müzik sistemi oldukça mütevazi bir sistemden daha fena netice verebilir. Uyumlu bir sistemde parçalarin fiyati birbirine yakin olmaktadir. Bir müzik sisteminin parçalarini seçmeye hangisinden baslamaliyiz? Bu mevzuda çogumuzun en zor degistirecegi unsur salonun boyutlaridir. Salonun akustik özelliklerini bir miktar degistirmek çok zor degildir fakat örnegin 60m2'lik bir salonda 20x30x40 santimetre boyutlarinda bir kolondan düsük distorsiyon oranlariyla kafi akustik güç ve bas ses elde edilmesi nerede ise imkansizdir. Dolayisiyla salonu seçme sansimiz olmadigini farz edersek seçime kolonlarla baslayip, ona uygun yükselteç ve CD player ile devam etmeliyiz. Cihazlarin birbirine uyumu mevzusunda bazi teknik kriterler var olmakla birlikte seçimi dinleyerek yapmak en uygunudur. Bilgi ve deneyimine güvenmeyen kisiler ve düsük bütçe ile kurulacak sistemler için en iyi netice çoğu zaman tüm cihazlarin ayni marka ve seriden olmasiyla elde edilmektedir.
Referanslar
Bohn, Dennis (Rane Corporation) "Signal Processing Fundamentals"
Boyk, James "Music of Sound"
Boyk, James "Rules of the Game"
Boyk, James "Thinking Person's Guide to Stereos"
Boyk, James "Ear Of The Beholder"
Grodinsky, Robert M., "Ultra High Resolution Loudspeaker System, United States Patent 4,597,100"
Hafter, E.R., Bonnel, A.M., Gallun, E. and Cohen, E. "A Role for Memory in Divided Attention Between two
Independent Stimuli"
Hiraga, Jean "Les Haut-Parleurs"
JBL Professional, "Sound System Design Manual 99"
Jourdain, Robert "Music, The Brain And Ecstasy"
Katz, Bob "Compression in Mastering"
Norwitz, Leonard "Are You On The Road To Audio Hell"
Penalva, Jean Michel "Du Son à l'Emotion La Haute Fidélité"
Russel, Dan "Hammer Nonlinearity, Dynamics and the Piano Sound"
Russel, Dan "The Piano Hammer as a Nonlinear Spring"
Storr, Antony "Music and the Mind"
Worral, David "Physics and Psychophysics of Music"
BÖLüM II - HI-FI KRİTERLERİ
HI-FI sistemleri karşılaştırmada kullanılan kriterler.En mühim olan 6 kriteri burda bulabilirsiniz.
1. Ton ayarı: Sesin frekans aralığı (frequency range) şeklinde tanımlanır. Hertz(Hz) ile anlatılır. Özetlemek gerekirse alt, orta ve üst sesleri içeren bir skala içinde müzik dinleriz. Bir sistemin müziğin doğasında mevcud bu sesleri aslına en yakın kapasitede verebilmesi mühim bir başarı ölçütüdür.
2. Reverberasyon tesiri: Canlı müzikte notaların belli bir duyulma süresi vardır. Müziğin temposu buna nazaran belirlenir. Kayıt ortamında saptanan bu özelliklerin sistemimizde aslına uygun halde duyulması, şu demek oluyor ki seslerin gereğinden kısa ya da uzun duyulmaması da mühim bir ölçüttür.
3. Dinamik aralık: Desibel(dB)cinsinden anlatılır. Sesin büyüklüğü ile ilgilidir. Hiçbir audio sistemi canlı müzikteki büyüklüğü birebir veremez. Sadece en düşük ses ile en yüksek ses arasındaki aralık ne kadar büyük olursa, canlı müziğe o denli yaklaşılmış olur.
4. Sahne görüntüsü: Müziğin icrasında enstrümanlar sahneye belli bir seviye içinde yerleşir. Bu üç boyutlu bir yerleşimdir. Bir müzik sistemi sahnedeki bu izlenimi doğru olarak yansıttığı seviyede boyutlu ve başarılıdır.
5. Tını-ses rengi: Her enstrümanın belli bir ses karakteri vardır. Bu karakter harmonikler dediğimiz ve temel sese birlikte rol alan yan seslerle oluşur. Bu tarz şeyleri doğruya en yakın halde bizlere ileten sistem, her enstrümanı kendi karakteristiğine uygun halde dinlememizi sağlar.
6. Dinamik değişiklik: Müzikte değişik enstrümanların seslerindeki yükseklik farkı haricinde bir de aynı enstrümanın çeşitli iniş-çıkışları sözkonusudur. Canlı müzikte bu hiçbir vakit monoton bir çizgi izlemez. Sistemimizin bu konudaki başarısı da oldukça uç bir performansı ifade eder.
YORUMLAR