HomeNe Nedir?

Hücre Nedir

1. Ve ana göze; gizli saklı bir örgütün çoğu zaman aynı yerde çalışanlarının oluşturduğu topluluk. 2. Ufak oda. 3. Tutukluların ya da hüküml...

1. Ve ana göze; gizli saklı bir örgütün çoğu zaman aynı yerde çalışanlarının oluşturduğu topluluk.
2. Ufak oda.
3. Tutukluların ya da hükümlülerin yalnız olarak kapatıldıkları minik oda.
4. Canlının canlılık özellikleri taşıyan, yapı ve vazife bakımından en minik parçası. Hücre ya da göze, bir canlının yapısal ve işlevsel özellikleri gösterebilen en minik birimidir.[1] Hücre, (İng. Cell); Latince minik odacık anlamına gelen "cellula" kelimesinden Robert Hooke tarafınca türetilmiştir.


Hücre (Göze) Nedir



Canlının canlılık özellikleri taşıyan, yapı ve vazife bakımından en minik parçası. Canlılar, hücrelerden meydana gelir. Bir buğday filizi, hücre kulesi; minik hayvanlar, bir hücre sarayı; insan da büyük bir hücre şehri anlamına gelir. Bir hücrenin genişliği ortalama 0.02 mm’dir

Birbirine bitişik hücreler halinde bulunan protoplazma, plastik doğrusu balçık çamuru halindedir. Dışardan bakıldıkça bulanıkdır. Yumurta sarısı ortasındaki esmer kir, civcivin protoplazmasıdır. Protoplazma çeşitli makinalardan müteşekkil bir organizasyon ve bundan dolayı uzviyet adını verdiğimiz etkin, canlı bir teşekküldür. Hayalimizde, bir cep saatini binlerce kere küçültelim: Bir mercimek, bir kum, bir toz ve nihayet görünmez şekilde düşünelim. Nokta kadar tasarım ettiğimiz ve işlemekte olan saate mikroskopla baktığımızı düşünerek, bunu yeniden binlerce kere büyütmüş ve hiçbir parçası ve faaliyeti değişmemiş bir halde görürüz. İşte, protoplazmayı bu şekilde olağanüstü minik ve muhteşem tanzim olunmuş bir makina olarak düşüneceğiz. Bu makinanın, bu güne kadar mikroskopla sadece büyük parçaları tanınmıştır.

Bir kesme şeker içinde iki yüz elli milyon hücre yaşayabilir. Bir insan vücudunda ortalama otuz trilyon hücre vardır. Mısır ehramlarının biri yerine, bir insan heykeli yapılsa idi ve birisi o günden itibaren, hergün bu heykelden, el parmaklarından başlayarak her saniyede birer hücre koparsa idi, bugün heykelin sadece bir elinin yarısı gitmiş olurdu. Zira, bir senede otuz milyon saniye vardır. Bu heykel, canlı olsa idi, her saniyede bir hücre kaybetmesine karşın, bugün yaşar ve canlı bir tarih olurdu. İnsan hücreleri ışık ve bilhassa hararet dalgaları alır. Bu suretle kazanılmış olduğu kudretle çalışır. Şu demek oluyor ki insan hücresi bir elektrik makinasına, bir radyoya benzer. O zaman insan vücudu otuz trilyon hücre motorundan yapılmış çok büyük bir fabrikadır. Kimya reaksiyonlarında, atomların dışarı verdikleri enerjinin kesik kesik, doğrusu minik tanecikler halinde salındığı anlaşılmıştır. Bu enerji taneciklerine kuant denilir.

Leeuwenhoek adlı araştırıcı, mikropları inceleyebilmek amacıyla tek mercekli bir mikroskop yapmıştı. Bu sahada meydana getirilen emekler daha sonraki yıllarda ilerleme kaydetti. 1665 senesinde yapmış olduğu çok mercekli mikroskobun büyütmesini incelerken, şişe mantarındaki odacıkları gören Robert Hook kesitlerde görmüş olduğu dikdörtgen şekilli boşluklarahücre adını vermiştir. Hücrenin bulunmasından sonrasında Nehemeyah Gru, nebat hücreleri üstünde çalışmış ve bitkilerin hücresel yapıda olduklarını ifade etmiştir. 1831’de İngiliz botanikçisi Robert Bron yapmış olduğu emekleri esnasında hücrede çekirdeği görmüş oldu. Teodor Svan hayvan hücreleri üstünde, Matthias Schlaiden ile de nebat hücreleri üstünde emek vererek hücre teorisini ortaya attılar. Bu teoriye nazaran; "Canlıların hepsi bir hücrelilerden çok gelişmiş canlılara kadar hücrelerden meydana gelmişlerdir. Hücreler bağımsız yaşayabildikleri halde beraber iş görürler." Akromatik merceklerin keşfiyle cisimler renk değişmesi olmadan büyük ve net görüntüler elde edilerek incelenme imkanı buldu. Rudolf Virchow adlı araştırıcı hücrelerin değişik tip bölünmelerle çoğaldıklarını buldu. Hücre organellerinin daha iyi incelenmesi, boyama tekniklerinin gelişmesine paralel olarak gelişti. 1934’te 100.000 kere büyütebilen elektron mikroskobunun keşfi, hücre organellerinin birçoğu hakkında yeni bilgilerin elde edilmesini ve yeni bir hücre modelinin ortaya çıkmasına yol açmıştır.

Hücrelerin Yapısı



Atomların molekülleri, moleküllerin makromolekülleri, makromoleküllerin makromoleküler kompleksleri oluşturmasıyla, dokuların en minik yapı taşları olan ve yaşamın tüm özelliklerini sergileyen hücreler oluşmaktadır. Genel olarak tüm hücreler temelde aynı yapıya sahiptirler. Fakat bulundukları dokuya ve dolayısıyla fonksiyonlara bağlı olarak bazı özelleşmeler gösterirler. Bitkisel ve hayvansal her organizma, bu temel yapı taşlarından oluşur.

Hücreler, çoğunlukla bir zar içindeki sitoplazma ve çekirdekden meydana gelir ve sadece mikroskop yardımı ile görülebilirler.

Hücre Çeşitleri



Son senelerde biyologlar hücrelerin iki tip bulunduğunu kabul etmektedirler.

1. Prokaryotik Hücreler



Bakteriler ve mavi-yeşil alglerdeki hücre tipleri bu gruba girer. Bunların çekirdek zarı ile çevrili çekirdekleri yoktur. Sitoplazmalarında mitokondri benzer biçimde zarlı organeller yoktur. Kalıtım maddesi olan DNA sitoplazma içine dağılmış durumdadır. Ribozomları vardır. Bu hücrelerin yaşamsal faaliyetleri sitoplazmada ve hücre zarında cereyan eder.

2. Okaryotik Hücreler



Zar, sitoplazma, çekirdek ve organellerden meydana gelmişlerdir. Organeller, sitoplazma içinde değişik görevlere ve yapıya sahiptirler. Hücreler gördükleri işe nazaran değişik biçim ve büyüklüktedirler. Bunlara örnek olarak kas, sinir ve kemik hücreleri gösterilebilir. Kan hücrelerinden olan alyuvarların çekirdekleri yoktur. Fakat farklılaşmaları esnasında çekirdeklerini kaybettiklerinden bunlar da okaryotik hücrelerden sayılırlar.

Tabiattaki canlılar tek ya da çok hücrelidirler. Tek hücreli canlılarda tüm yaşamsal faaliyetler tek bir hücre içinde yapılır. Bunlara örnek olarak "paramecium cudatum" (terliksi hayvan) ve amipler gösterilebilir. Çok hücreli canlılarda ise hücrelerin vazife ve yapı bakımından gruplanarak meydana getirdikleri dokular ve bu dokuların da biraraya gelmesiyle meydana gelen organlar mevcuttur. Bazı hayvan hücreleri gözle görülebilecek kadar büyüktür. İnsan vücudundaki en minik hücre 4-5 mikron çapındadır. İnsan vücudunun en büyük hücresi olan dişi yumurta hücresinin çapı ise 0,2 milimetreyi bulur.

Yüksek yaratılışta olan canlılarda, çeşitli organlarda hücrelerin farklılaşması çok ileri derecededir ve hiçbir hücre, vücuttaki tüm hücrelerin tipik bir misali olması imkansız. Bununla birlikte hücrelerin ortak olan bir çok yapıları vardır. Bunlar aşağıda gözden geçirilecektir.

Hücrenin Yapıları



Hücre Zarı



Sitoplazmik hücre zarı da denir. Canlıdır. Yalnız yarı geçirgen olmakla (bazı maddelerin geçmesine izin verip bazılarınınkine vermemekle) kalmaz, hem de geçirgenliğini değiştirebilir. Hücreyi çevreleyen birim zar ortalama olarak 75 Angström (75x10-7 mm) kalınlığındadır. Birim zar içte ve dışta birer protein tabakası ile ortada bir lipid katından yapılmıştır. Elektron mikroskobu emekleri, zarların lipoproteinlerden yapılmış mozayik şeklindeki fonksiyonel birimler olarak incelenmesinin daha uygun olacağını göstermektedir. Hücre zarı hücreye biçim vermekle kalmaz, gıda maddelerinin ve artık maddelerin hücreye giriş çıkışını da ayarlar. Zar hem de hücrenin koruyucusudur. Dokulardaki benzer hücreler arasındaki zarların belirli noktalarda yalnız iyonların değil belli molekül ağırlığına kadar olan (1000-10.000 daltona kadar) moleküllerin geçmesine de izin verebildiği anlaşılmıştır.

Hücre Çeperi



Bir tek nebat hücrelerinde sitoplazmik zarın haricinde bulunan, selülozdan yapılmış, sertçe ve oldukça kalınca, cansız, geçirgen ve dayanıklı bir zardır. Koruyucu özellikte olan bu zara bazı bitkilerde mantar aslı(süberin) ve odun (lignin) maddeleri de katılır.

Sitoplazma



Hücre zarı ile çekirdek zarı içinde kalan hücre bölümünü kaplayan, benzeşik özellikte, kolloidal ve sürekli değişiklik halinde bulunan bir eriyiktir. Sitoplazma inorganik maddeler (çeşitli iyonlar metal tuzları, asit ve bazlar), organik maddeler, protein, yağ, karbonhidrat, nükleik asitler, hormonlar) ve % 60-95 içinde değişen sudan ibarettir. Sitoplazmanın içinde çeşitli canlı yapılar (organeller) ve cansız yapılar (inklüzyon cisimcikleri) bulunur. Canlı hücre maddesine protoplazma denir. Protoplazma, yapı bakımından sitoplazma ve çekirdekten oluşur.

İnklüzyon cisimcikleri, salgı tanecikleri, yağ, glikojen, pigment ve kristallerdir.

Hücrenin Organelleri



Hücrenin organelleri şunlardır:

Endoplazmik Retikulum

Sitoplazmada gıda dolaşımını, yağ ve hormon sentezini elde eden, hücre zarı ve çekirdek zarı içinde yer almış bir sıra karışık kanallar sistemidir. üstünde ribozom bulunmayanlarına taneciksiz endoplazmik retikulum denir ki, burası steroit hormon salgılayan hücrelerde steroit yapımının, öteki hücrelerde ise zehirsizleştirme hadisesinin cereyan etmiş olduğu yerdir. Golgi aleti: Zarımsı tüp ve keseciklerin biraraya gelmesiyle meydana gelir. Çoğu zaman çekirdeğe yakındır. Bilhassa etken salgı meydana getiren bez hücrelerinde göze çarpar. Aslolan vazifesinin hücrenin salgıladığı proteinleri depolamak olduğuna inanılmaktadır.

Mitokondriler

Sosis ya da çomak biçiminde, zarımsı bir yapıdır. Hücrenin enerji meydana getirici üniteleridir. Hücre solunumunun sitrik asit devri (Krebs çemberi) burada cereyan eder. Organik moleküllerden kimyasal bağların kopmasıyla açığa çıkan enerji burada ATP (adenozin trifosfat) şekline çevrilir.

Mitokondriler ek olarak DNA da ihtiva ederler ve protein sentezi de yaparlar. Bu DNA’nın hücrede çekirdekten sonrasında ikinci bir genetik sistem meydana getirmiş olduğu görülmektedir.

Lizozomlar

Sindirici enzimleri ihtiva eden, çift zarlı yapılardır. Bu zarlar olmasaydı lizozomların içinde bulunan enzimler kendi hücrelerini sindirirlerdi. Lizozomlar hücre içine alınan cisimleri, hücrenin yıpranmış elemanlarını, metabolizma sonucunda ortaya çıkan zararı olan maddeleri onlarla birleşerek parçalarlar. Bu sindirim vakası sonucunda husule gelen ürünlerden bazıları vakuol duvarından emilirler, arta kalanlar hücreden vakuolün hücre dışına yırtılıp açılması ile atılırlar.

Vakuol (Koful)

İçleri kendilerine özgü bir özsu ile dolu yapılar olup nebat hücrelerinde hayvan hücrelerinden daha çok bulunur. Genç hücrelerde minik, yaşlı hücrelerde ise tek tek ve büyüktür. Kofullar plazmoliz (hücrenin kendinden daha yoğun bir ortamda su kaybederek büzüşmesi) ve deplazmoliz (azca yoğun ortamdaki hücrenin su alarak şişmesi) vakalarında rol oynarlar. Bir hücreli hayvanlarda, besinlerin sindirildiği gıda kofulları ile fazla su ve zararı olan maddelerin atılmış olduğu boşaltım kofullarının hücre hayatiyetinde mühim rolleri vardır.

Pinositoz Cebi

Sitoplazmik zarın sitoplazma içine doğru yapmış olduğu çöküntüdür. Hücreye pinositoz ile alınacak gıda buraya ulaşınca cebin ağzı büzülerek kapanır ve cep zardan ayrılarak "gıda kofulu" halini alır. Hemen sonra gıda kofuluna gelen lizozomların enzimleri yardımıyla gıda sindirilir.

Ribozom

Endoplazmik retikulum kanalcıkları süresince sıralanmış ve sitoplazmada dağınık olarak bulunan protein sentezinin cereyan etmiş olduğu yapılardır. Ortalama 150 Angström çapındadırlar. Yapılarının % 65’i RNA (ribonükleik asit) ve % 35’i proteindir.

Plastitler

Bir tek yeşil bitkilerin hücre sitoplazması içinde bulunan renkli cisimlerdir. Renk ve vazifelerine nazaran üçe ayrılırlar.
a) Kloroplastlar: Yeşil renkte klorofil maddesi taşırlar. Bitkilere yeşil rengini bunlar verirler. Güneş ışığı karşısında su ve karbondioksitten organik maddeler yapım ederler ki, bu vakaya karbon özümlemesi (fotosentez) adı verilir.
b) Kromoplastlar: Renkli platitlerdir. Turuncu renkte olanlara karotin, sarı renkte olanlara ksantofil, sarımsı kırmızı olanlara da likopin denir. Havuç ve domatesin rengini verirler.
c) Lökoplastlar: Renksizdirler. Bitkilerin ışık görmeyen kısımlarında (kök, yumru vb.) bulunurlar. Nişasta depolarlar. Fotosentez sonucu husule gelen glikoz, iletim sistemi vasıtasıyla depo yeri olan lökoplastlara gelir. Burada glikoz molekülleri birleşerek nişasta molekülleri meydana gelir. Nişastanın sentezi esnasında, su açığa çıkar. n sayıda glikoz molekülünün birleşmesi esnasında (n-1) sayıda H2O molekülü açığa çıkar. Nişasta taneciklerinin biçim ve büyüklükleri bitkinin çeşitine nazaran farklılık gösterir.

Sentriyoller

Bir tek hayvan hücrelerinde bulunmakla birlikte, çok azca nebat hücresinde de rastlanmıştır. Sentriyoller, çekirdeğin yakınında ve birbiriyle dik açı meydana getirecek şekilde yerleşmiş iki kısa silindirden ibarettir. Üçlü gruplar halindeki tüpçükler sentriyolün duvarları içinde uzunlamasına olarak ilerlerler. Çeper süresince bu üçlülerin 9 tanesi muntazam aralıklarla yerleşmişlerdir.

Sentriyoller hücre bölünmesi esnasında iğ iplikçiklerinin meydana gelişinde, kromozomların kutuplara çekilmesinde rol oynarlar. Mitoz bölünmenin başlangıcında sayılarını iki katına çıkarırlar ve mitotik iğlerin kutuplarını meydana getirmek suretiyle birbirinden uzaklaşırlar.

Çekirdek (Nükleus)

Hücrenin yönetim merkezi olan en mühim bölümüdür. Bölünen hücrelerin hepsinde bir çekirdek bulunur. Hücre kesilerek ikiye ayrılırsa çekirdeksiz kalan kısım ölmeye mahkumdur. Çekirdek hücrede çoğu zaman ortaya yakın bir yerde bulunur. Küre, mercimek ya da şerit şeklinde olabilir. Büyüklüğü, 0,1-25 mikron içinde değişmiş olur. Çekirdek hücrede yaşamsal faaliyetleri düzenler, hücre bölünmesini yönetim eder.

Çekirdek, bir çekirdek zarı ile çevrilidir. Bu zar iki katlıdır ve iki kıvrımı arasındaki boşluklara çekirdek çevresi sarnıçları adı verilir. Çekirdek zarı oldukça geçirgendir. Bu zarda bazı kesilme alanları var ise da bu gözenekler ince benzeşik bir zarla kapatılmışlardır.

Çekirdeğin büyük kısmı kromozomlardan yapılmıştır. Bunlar, çekirdek içinde canlının tüm kalıtsal özellikleriyle kişisel özelliklerinin tam bir kopyasını taşıyan oluşumlardır. Hücre bölünmesi esnasında kromozom çiftleri görünür hal alırlar. Fakat hücrenin bölünme dönemleri içinde bunların varlığını ispatlayan yalnız kromatin adında olan koyu renkli maddenin biçimsiz kitleleridir. Her kromozom destekleyici protein ve bir dev DNA molekülünden yapılmıştır. Kalıtımın esas birimleri kromozomların üstündeki genlerdir ve her gen DNA molekülünün bir bölümüdür. İnsan hücrelerinde ikisi cinsiyet kromozomu olmak suretiyle toplam 46 tane kromozom vardır. Hayvan ve nebat cinslerinde kromozom sayıları değişiktir. Nadiren aynı sayıda olanlara rastlansa bile yapı ve özellikleri farklıdır.

Hücrelerin pek çoğunun çekirdeği bir nükleolus (çekirdekçik) ihtiva eder ki bu, yamalı bir görünüme haizdir. Bazı hücrelerin çekirdeğinde bu oluşumlar çok sayıda bulunurlar. Çekirdekçiklerin en belirgin ve çok sayıda bulunmuş olduğu hücreler, büyümekte olan hücrelerdir. Çekirdekteki DNA- RNA sentezi için bir kalıp görevini yapar. Meydana gelen RNA sitoplazmaya geçerek orada hücrenin protein sentezinin düzenlemesini yapar. Çekirdekçik kim bilir ribozomlarda mevcut olan RNA’nın yapıldığı yerlerdir. En basitleri haricinde gerek karada, gerek suda yaşayan tüm çok hücreli canlıların vücutlarını oluşturan hücreler, hücre dışı sıvısı denilen bir iç denizin içindedirler. Bu sıvıdan hücreler oksijen ve gıda maddelerini alırlar (hücre zarından etken ve eylemsiz geçişimle) ve ona metabolizma artığı olan ürünleri boşaltırlar. Bu sıvı durgun olmayıp sürekli bir değişiklik halindedir.

Hücre Bölünmesi



Bu hadise ana ve baba hücrelerle bunların dölleri içinde kalıtsal devamlılığın maddi temelini sağlar. Hücreler belli bir gelişmeyi takiben bölünerek çoğalırlar. Amip benzer biçimde tek hücreli canlılarda, bölünme neticesi husule gelen iki hücre ayrı birer fert olarak hayatlarını devam ettirirler. Çok hücrelilerde ise, aynı yerde kalmış olarak beraberce gelişme ve gelişmeyi sağlarlar. Tüm canlılarda hücre bölünmesi üçe ayrılır:

1. Mitoz bölünme (Bkz. Mitoz Bölünme)
2. Amitoz bölünme (Gizli saklı mitoz): Genel olarak bir hücreli canlılarda hücrelerin bölünmesi çekirdek ve sitoplazmanın ortadan boğulması şeklinde görülür Bunlarda da mitozda olduğu benzer biçimde kromozomların meydana geldiği, kutuplara hareket etmiş olduğu bilinmektedir. Sadece burada mitozdaki benzer biçimde çekirdek zarı erimediği için bölünme safhaları açık olarak görülemez. Dolayısıyla bu bölünme şekline gizli saklı mitoz denmektedir. (Bkz. Bölünme)
3. Mayoz bölünme (Bkz. Mayoz Bölünme)

Ad

Anlamı Nedir?,22,Biyoloji Konu Anlatımı,25,Cilt Bakımı,82,Coğrafya Ders Anlatımı,978,Genel,46,Güzel Sözler,16075,Music,1,Ne Nedir?,32164,Resimli Sözler,4111,Saç Sağlığı,119,Sağlık Bilgileri,1596,Soru-Cevap,10236,Sports,1,Tarih Konu Anlatımı,5,Teknoloji,36,Türk Dili ve Edebiyatı Konu Anlatımı,2,
ltr
item
Ders Kitapları Konu Anlatımı: Hücre Nedir
Hücre Nedir
Ders Kitapları Konu Anlatımı
https://ders-kitabi.blogspot.com/2017/05/hucre-nedir.html
https://ders-kitabi.blogspot.com/
http://ders-kitabi.blogspot.com/
http://ders-kitabi.blogspot.com/2017/05/hucre-nedir.html
true
5083728687963487478
UTF-8
Tüm Yazılar Yüklendi hiçbir mesaj bulunamadı HEPSİNİ GÖR Devamı Cevap Cevabı iptal Silmek Cevabı iptal Home SAYFALARI POST Hepsini gör SİZİN İÇİN ÖNERİLEN ETİKET ARŞİV SEARCH Tüm Mesajlar İsteğinizle eşleşme bulunamadı Ana Sayfaya Dön Pazar Pazartesi Salı Çarşamba Perşembe Cuma Cumartesi Pazar Mon Tue Wed Thu Fri Sat January February March April May June July August September October November December Jan Feb Mar Apr May Jun Jul Aug Sep Oct Nov Dec Şu anda... 1 dakika önce $$1$$ minutes ago 1 saat önce $$1$$ hours ago Dün $$1$$ days ago $$1$$ weeks ago more than 5 weeks ago İzleyiciler Takip et THIS PREMIUM CONTENT IS LOCKED STEP 1: Share to a social network STEP 2: Click the link on your social network Tüm Kodunu Kopyala Tüm Kodunu Seç Tüm kodlar panonuza kopyalanmıştır. Kodları / metinleri kopyalayamıyor, kopyalamak için lütfen [CTRL] + [C] tuşlarına (veya Mac ile CMD + C'ye) basınız Table of Content